19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EVANGELİA BALTA VE ARİ ÇOKoNA’DAN “ANATOL TÜRKÜLERİ” Türkülerle yazılmış bir tarih... Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk halk türküleri derlemesi “Anatol Türküleri” adıyla 1896’da Yunan alfabesiyle yayımlandı ve bugüne kadar pek ortalara çıkmadı. Evangelia Balta, o nadir nüshayı eline geçirdiği anda ise hemen okurla paylaştı. “Anatol Türküleri”, okur karşısında... eray ak [email protected] A natol Türküleri derlemesi, Evangelia Balta’ya meslek hayatının en büyük heyecanlarından birini yaşatıyor çünkü tek nüshasını yıllardır aradığı kitap eline geçmiştir ve yayımlamak için inanılmaz bir heyecanı içinde duyuyordur. Şöyle anlatıyor durumunu Balta; “Stavros Stavridis’in 1896’da yazıya döktüğü 126 türkü gözlerimin önün deydi. Yıllardır çözülemeyen sırlar çözülmek üzereydi. Ama bu küçük hazine, Osmanlı İmparatorluğu’nda yayımlanan ilk halk türküleri derlemesi olduğu için, bir an önce kamuoyuna sunulmalıydı. Elimizde anıtsal değerde bir belge vardı!” Gerçekten de kitabın sayfaları arasında dolaşmaaya başladığımızda görüyoruz ki elimizde bir tarihî belge var. Üstelik bu türkülerle yazılmış bir tarih... O nedenle sözü dolandırıp uzatmaya gerek yok. Anatol Türküleri’nin hikâyesini Evangelia Balta’nın kendi kaleminden okuyalım. Evangelia Balta Ari Çokona EVANGELIA BALTA *Karamanlı kültürü ve tarihi üzerine çalıştığım otuz yılı aşkın süre boyunca Anatol Türküleri derlemesinin bir nüshasını bulmak en önemli hedeflerimden biri olmuştu. Bu kitabı Eugène Dalleggio’nun yayımladığı Karamanlıca Bibliyografya’daki (1974) kısa ve yetersiz bir tanıtımdan biliyorduk. Değerli araştırmacı kitabı görüp notlar aldığı hâlde daha ayrıntılı bir araştırma yapma fırsatını bulamamıştı. Ancak yayını kayda geçirerek büyük bir hizmette bulunmuştu. Araştırmacılar merakla kitabın bulunmasını bekliyordu ve sonunda bulundu. Birkaç ay önce Karamanlıca yayınlar koleksiyoncusu Thanasis Nikolaidis’in eline geçince üzerinde ça *lışmam için bana verdi. Arşiv ve kütüphanelerde geçen kırk yıllık akademik yaşamım boyunca değerli bir belgenin bulunmasıyla heyecan ve mutluluk hissettiğim çok oldu. Anatol Türküleri derlemesinin bu heyecanlardan en büyüklerinden birini yaşattığını itiraf ediyorum. Stavros Stavridis’in 1896’da yazıya döktüğü 126 türkü gözlerimin önündeydi. Yıllardır çözülemeyen sırlar çözülmek üzereydi. Ama bu küçük hazine, Osmanlı İmparatorluğu’nda yayımlanan ilk halk türküleri derlemesi olduğu için bir an önce kamuoyuna sunulmalıydı. Elimiz de anıtsal değerde bir belge vardı! Mesai arkadaşım Ari Çokona’yla birlikte kitabı rekor sayılacak bir sürede hazırladık. Çizim ustası sevgili Semih Poroy görselleri, ortak dostumuz Kenan Kocatürk de kitabın basımını üstlendi. Bu süreçte başka dostlarımızın da değerli katkıları oldu, emek ve birikimlerini özveriyle *bizimle paylaştılar. Bu kitapla, araştırmacıların hizmetine Anadolu’daki gündelik hayattan tanıklıklar taşıyan değerli bir belge sunuldu. Stavros Stavridis on dokuzuncu yüzyılın sonlarında 126 Karamanlı türküsünü kayda geçirip yayımladı. Kapadokya ve Karadeniz’in Hıristiyan yerleşimlerinden Türkçe konuşan 600 Ortodoks, ön sipariş vererek yayına maddi destek sağladı. Milliyetçi akımların güçlendiği, Rum asıllı aydınların çoğunun iki millî merkezin, İstanbul ve Atina’nın çağrılarına uyarak sadece Yunanca halkbilimsel malzemeyi derleyip yayımladığı bir çağda Stavridis’in bu inisiyatifi istisnaidir. Stavridis önsözde belirttiği gibi gelecek nesillere devretmek üzere memleketinin Türkçe türkülerini derledi. Türkülerin ait oldukları toplumun temel iletişim araçlarından Yazarlar kitabı Turhan Günay’a ithaf etmiş. biri olduklarını, ortak belleği ifade ettiklerini biliyordu. Bu yüzden, halk kültürünün bu temel unsurunu, sosyal hayatın en gündelik sahnelerini dile getiren türküleri kâğıda döktü. Böyle yaparak kendisinin ve yayımladığı kitabı destekleyen dindaşı hemşerilerinin, Rum kimlikleri hakkında hiçbir kuşku duymadıklarını gösterdi. Türkçe konuşmalarının ve Anadolu’da yan yana yaşadıkları Müslüman hemşerileriyle ortak bir kültürü paylaşmalarının kimliklerini tehdit etmediğine inanıyorlardı. Bu kültür geleneği Müslümanlara olduğu kadar kendilerine de aitti ve Sinasos’taki öğretmenden söz eden türküde yaptıkları gibi Rum cemaatine özgü öyküleri halk türkülerinin ortak uyak *ve ölçüleriyle ifade ediyorlardı. Anatol Türküleri’nin yayımlanmış olması bile, o zamana kadar görmezden gelinen Anadolu Rumlarının tarihine büyük bir katkıdır. Kitabın yayımlandığı tarihe kadar hiç bilinmeyen ya da çok az bilinen noktalara değindiği için Karamanlı Tarihi bilimi Stavros Stavridis’e büyük minnet borçludur. 144 sayfalık bu mütevazı kitapçık Osmanlı İmparatorluğu’nda, Osmanlı uyruklu bir araştırmacının yayımladığı ilk türkü derlemesi olduğundan aynı zamanda Türk halk şiiri tarihinin de çok önemli bir belgesidir. Bu anlamda yayına hazırladığımız derleme işlenmemiş, değerli bir hammaddedir. Hammadde terimini, elimizdeki malzemeye bu gözle baktığımız için bilinçli olarak kullanıyoruz. Önceliği bir an önce yayımlamaya verdiğimiz için Karamanlıca karakterleri Türkçe alfabeyle ifade etmekle yetindik. Türk Halk Müziği uzmanı halkbilimciler, tarihçiler ve sosyologlar bu malzemeyi çok daha ayrıntılı biçimde inceleyip değerli sonuçlar elde edebilirler. Ama Anatol Türküleri derlemesini daha iyi anlayabilmek için meydana getirildiği dönem hakkında bir önsöze gerek vardı. Okurları, “Anadolu Rum’u” kimliğinin yıllar içindeki gelişimi hakkında bilgilendirmek gerekiyordu. Stavridis’in derlemesi dolaylı ama kesin bir şekilde, milliyetçi akımların güçlenmesiyle halkların dili, dini >>ve kökeniyle ilgili tartışmalar başlatan döneminin siyasal orta 10 3 Ağustos 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle