21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HANS HEINZ HOLZ’DEN “DEVRİMİN CEBİRİ” Toplumsal gelişme çelişkilerle olgunlaşır Hans Heinz Holz’ün üç ciltlik çalışmasının ilk kitabı olan “Devrimin Cebiri”, Hegel’den Marx’a, Almanya’dan Rusya’ya ve oradan tüm dünyaya uzanan bu devrimci bağlara odaklanıyor. Holz bu çalışmasında Hegel felsefesinin Avrupa üzerindeki etkisini, günümüzde Hegel düşüncesini, metafiziğin siyasal boyutlarını, Hegel’in mirasını ve felsefenin dönüşümünü tartışırken hem modern anlamda Hegel’le başlayan diyalektiğin günümüze kadarki izini sürüyor hem de felsefe tarihinden hareketle pratiğin (siyasetin) felsefeyle bağına Marx’tan ilham alarak dikkat çekiyor. sadık usta Y etmişinde emekli olduğunda birçok insan, hayatının son yıllarını “huzur içinde” geçirmeyi tercih eder. Ancak bu Hans Heinz Holz açısından geçerli değil. Bir insanın hayat hikâyesi, en çok onun ortaya koyduğu eserlerin toplamından anlaşılabilir. Kısa bir araştırmayla görüleceği gibi Alman düşünür Holz, yetmişinden sonra da art arda önemli yapıtlar kaleme alır. Siz tam, “işte şimdi Opus Magnum’unu tamamladı” dediğinizde onun bir başka eserle kendisini yeniden aştığına tanık olursunuz. ÇATIŞMAÇELİŞKİ YASALARI Almancada Hegel’in severek kullandığı bir terim var: “Aufheben”. Türkçesi “aşmak”, “el üstünde tutmak”, “yerden alarak yukarıya kaldırmak”, “kenara koymak”, “geride bırakmak”, “bertaraf etmek”, “geçersiz kılmak” vs. Holz de kendisini sürekli aşan (“aufheben”) bir insan... ‘Felsefenin Aşılması ve Gerçekleştirilmesi’ üst başlığıyla sunulan üç ciltlik yapıtının birincisi, Devrimin Cebiri adıyla Türkçeye kazandırıldı. “Devrimin cebiri” tabirinin Rus devrimci Alexander Herzen’e ait olduğunu öğreniyoruz çalışmadan. Kitabı okuduğunuzda Devrimin Cebiri başlığının ne kadar isabetli olduğunu da anlıyorsunuz. Cebir, geometrinin özgün bir alanı; vektörler ve eğriler bilimi de diyebilirsiniz, hem doğrultuyu gösteren vektörler var hem de kapsam alanını belirleyen eğriler... Holz, Devrimin Cebiri’nde felsefe tarihinden hareketle diyalektik yöntemin izini sürüp felsefe tarihinde oynadığı devrimci role ışık tutuyor. Diyalektiği, çelişmeler yasasının kılavuzu olarak da tanımlayabiliriz. Holz’e göre her biliminsanı, çatışmanınçelişkinin zorunlu yasalarını takip etmeli. İnsan, düşünsel etkinliğini üç aşamada ortaya koyar: “Mitdenkennachdenkenandersdenken”; Türkçesi, “aynı düşünmekihtiyatla düşünmekfarklı düşünmek”. Böylece Aydınlanma’nın gerçek ilkesi olan “sorgulama” aşamasına varılır. Holz’ün hayatı üretmekle geçti; en önemli özelliği beynini durmaksızın üretime hasretmesiydi. Neticede insan, yaşamını ancak üretimle anlamlandırabilir. Eğer varsa bir alınyazısı, o zaman bu Holz açısından üretmeye mahkum olmaktır. O, dünyayı ve toplumsal hayatı sürekli anlamlandıran ve açıklayan bir yasanın (diyalektik) ya da kuramın pratiğinin peşinde koştu. Bu nedenle de bulunduğu yeri her an devrimcileştirdi ve yenilgi anlarında pes etmeyip yılgınlığa kapılmadan düşünsel açıdan yeni süreçleri de özümseyerek bildiği doğrultuda yoluna devam etmesini bildi. Holz, bir diyalektikçi olarak çatışmaları ve çelişkileri halının altına süpürmez, aksine onları derinleştirerek (tabii ki doğru ele alarak) çözüme kavuşturur. Bunu da bütün olgunluğuyla ve bilgeliğiyle yapar. Holz’e göre çelişki yani karşıtların çatışması (ya da birliği), bilimin ilerlemesi, insanoğlunun bilgiye ulaşabilmesi ve hayatın zenginleşebilmesi için zorunlu. Yazar, Devrimin Cebiri’ni tam da bu süreci ve bu sürecin yasalarını anlatmak Hans Heinz Holz amacıyla kaleme alır. Bunu yaparken de diyalektik yöntemin tarihsel köklerine uzanır. ÇELİŞKİNİN DOĞASI 1927’de Almanya’da doğan Holz, henüz çocuk denecek bir yaşta Hitler faşizmine karşı verdiği mücadeleden dolayı birkaç aylığına hapsi boylar. Mainz Üniversitesi’nde Otto Friedrich Bollnow’un danışmanlığında yazdığı “Varlığın Öztanımı” başlıklı doktora tezi, hocasının okuldan ayrılması ve sonra onun yerine atanan bölüm başkanı Gottfried Martin’in teze itiraz etmesi nedeniyle reddedilir. İkinci doktora girişimi ise filozof Ernst Bloch’un Doğu Almanya’da zorla emekli edilmesi üzerine sonuçlanmaz. 1956’da başladığı doktora tezini ancak 1969’da kabul ettirebilecektir. 1971’de Marburg Üniversitesi’nde profesörlüğe kabul edilen Holz, 1978’de Hollanda’ya, Groningen Üniversitesi’ne atandıktan sonra emekliliğine kadar orada öğretim görevlisi olarak çalışır. Holz’ün, eserlerini, sosyalist parti ve kurumlardaki farklı ideolojiksiyasi anlayışları bir potada birleştirme amacıyla kaleme aldığı bile söylenebilir. Yazar, söz konusu eserleriyle bir bakıma, sosyalist hareketin bölünmüşlüğünü kuramsal açıdan aşmayı dener. Holz’e göre uyum olgusu, maddi dünyada ve toplumsal hayatta geçicidir; çelişki esastır çünkü maddenin gelişmesi, çelişkiden (karşıtların birbirini aşıp özümseyerek gelişmesi) kaynaklanan hareketle mümkündür. Konformizmin yer edindiği mekânda uyuşukluk, ilgisizlik, bezginlik ve sürüleşme söz konusudur. Holz, siyasi katılımın olmadığı yerde, şahsi motivasyon ve sorumluluğun da bulunamayacağını söyler. Bu nedenle siyasal kültürü, “toplumsal uyum” ilkesi üzerinde değil “toplumsal çelişmeyi” esas alan bir anlayışla inşa etmek gerekir. Bu anlayışın ve tezlerin kökeni, Holz’ün de başarıyla kanıtladığı gibi Marx’a, Hegel’e ve Leibniz’e kadar götürülebilir. Holz de buna benzer bir anlayışla toplumsal gelişmeyi (özellikle sosyalizm döneminde) antagonist olmayan çelişkiler temelinde düşünür. Holz’e göre üzeri küllenen bu anlayışı, Mao’nun “Çelişkiler Üzerine” makalesinde yeniden görmek mümkün. Holz’ün okurlara ‘Felsefenin Aşılması ve Gerçekleştirilmesi’ üst başlığıyla sunduğu üç ciltlik eseri, elli yıllık felsefi çalışmalarının özünü oluşturan bir başyapıt. Bu eserlerinde yazar, hem modern anlamda Spinoza, Leibniz ve Hegel’le başlayan diyalektiğin günümüze kadar uzanan izini sürer hem de felsefe tarihinden hareketle pratiğin (siyasetin) felsefeyle olan kopmaz bağına Marx’tan ilham alarak (“fakat teori, bir kez kitleleri sardığı anda maddi bir güce dönüşebilir” diyerek) dikkat çeker. Bu eserde bir bakıma diyalektik materyalizmin kuramsal zemini yani temel işlemleri açıklığa kavuşturuluyor. İkinci cildi ise Marx’tan esinlenerek Maddi Güce Dönüşen TeoriIII. Enternasyonal’in Klasik Eserleri (Lenin, Stalin, Gramsci, Mao ve Castro) olarak belirlenmiştir. Bu eserde Holz, felsefenin sosyalist devrimlerle birlikte nasıl bir maddi güce dönüştüğüne dikkat çeker. Aynı şekilde ‘Pratiğin Kapsam AlanlarıŞafak Tanrısı ve Minerva’nın Baykuşu’ adlı üçüncü ciltte ise donuklaşangrileşen felsefeyi (Minerva’nın Baykuşu), yeniden şafağın gün ışıklarıyla (Aurora) canlandırıyor (bir bakıma siyaset felsefesinin dinamik sürecine projeksiyon tutuyor). n Felsefenin Aşılması ve GerçekleştirilmesiDevrimin Cebiri / Hans Heinz Holz / Çeviren: Sadık Usta / Yordam Kitap / 336 s. 14 13 Temmuz 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle