Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BARIŞ EKİCİ’DEN BİR ARAŞTIRMA ‘Bana Biraz Otizmden Bahset’ Doç. Dr. Barış Ekici’nin, uzman pek çok arkadaşıyla beraber yazdığı “Bana Biraz Otizmden Bahset”, konu üzerindeki karmaşayı yeni bilimsel gelişmeler ışığında basite indirgemeye çalışıyor. Kitapta, otizm hakkında temel kavramlardan alternatif tedavilere birçok konu açık ifadelerle anlatılıyor. BANU TORTAMIŞ “Otizm bir büyük fildir. Biliminsanlarının ellerinde büyüteçleriyle inceledikleri bir fil. Bazıları kuyruğunu bazıları ise hortumunu fark ediyor. Bir başkası ise tüylü bir gövdesi olduğunu iddia ediyor.” Hemen yukarıda okuduğunuz birkaç cümle, Doç Dr. Barış Ekici’nin kitabı Bana Biraz Otizmden Bahset’ten alındı ve otizmi gerçek anlamda tanımlamasa da nasıl algılandığı noktasında önemli bir çerçeve çiziyor. Bu algı boyutu sa dece halk arasından yansıyanı da değil, biliminsanları boyutunu da kapsıyor üstelik. Otizmin çok boyutlu bir yapı sergilediğini, bu yapının henüz tamamıyla keşfedilemediğini, her biliminsanının, otizmi yaşamış her ailenin meselenin belli bölümlerine vâkıf olduğunu ve her geçen gün yeni bilgiler ışığında hâlâ perdeler ardından seçilmeye çalışılan bu durumu yeniden keşfettiklerini anlatıyor Ekici’nin kaleminden çıkanlar... Devamı ise şöyle: “Bu kitapta ben ve meslektaşlarım,” diyor Ekici, “file biraz da olsun uzaktan bakmaya ve temkinli olmaya çalıştık. Ufak çelişkilerin birlikteliğine izin verdik. Otizmin genel hatlarını çizmek için uğraştık. (...) Otizmin mucize tedavisini anlatan bir kitap arıyorsanız Doç. Dr. Barış Ekici eğer bu o değil.” “OTİZM BİR HASTALIK MI?” Barış Ekici’nin çizdiği çerçeveden yola çıkarak kitabın sayfaları arasında dolaşmaya başladığımızda ise meselenin tam da yazarın bahsettiği gibi olduğunu; otizme ‘mucizevi’ çareler önermektense meselenin farklı uzmanlarca ele alındığını ve ortaya çıkan tablodan da otizmle mücadele eden ailelere rehberlik edecek derinlikte bir kitap sunma arayışına girişildiği görülüyor. Bu bağlamda kitapta öne çıkan iki soru var. Otizm bir hastalık mı? Yoksa pek çok hastalığın bir bulgusu mu? Otizmin bir hastalık değil, bir sonuç olduğunu yönünde vurgu yapıyor Barış Ekici. Bu sonucun altında ise karmaşık ve bir o kadar da çözüm bekleyen nedenlerin yattığını belirtiyor. Kitap da bu yönüyle ortada hâlihazırda varlığını koruyan bu karmaşayı biraz olsun basite indirgemeye, dolayısıyla ailelere de bu karmaşa içinde yaşadıklarının ne olduğu ya da nelerle ortaya çıktığını anlama konusunda yardımcı olmayı amaçlıyor. Bana Biraz Otizmden Bahset bu yönüyle hem aileler hem de konuyla ilgilenenler açısından bir nefes alma alanı; üstelik, kargaşanın içinde edinilmiş küçük de olsa ferah bir alan... Kitapta otizmin tedavisine yönelik çalışmalardan da bahsediliyor elbette ama bu kitabın odağını meydana getirmiyor. Dahası otizm üzerine Barış Ekici’nin deyimiyle “fırından yeni çıkmış, dumanı üzerinde” bilimsel çalışmaları da içeriyor. Temel kavramlardan alternatif tedavi yöntemlerine kadar uzanan ve konu hakkında yeni bakışlar edinilmesini sağlayan kitap, otizme giriş düzeyinde sağlam bir kaynak olarak öne çıkıyor bu nitelikleriyle. n Bana Biraz Otizmden Bahset / Doç. Dr. Barış Ekici / Ekinoks Yayınevi / 156 s. HASAN CÜNEYT BOZKURT’TAN “LATMOS” Tarihin sesi Latmos’un çığlığını duymak isteyenler ve insanlık tarihinin eşsiz hazinesine öykü yoluyla dahil olmayı hak edenler için önemli bir kitap “Latmos”. SERKAN FIRTINA H asan Cüneyt Bozkurt, bir sınıf öğretmeni ama edebiyat çalışmaları ile yazarlığı, mesleğini aşan önemli isimlerden birisi. Kuşkusuz öğretmen olmasının yazarlığındaki payı çok büyük. Özellikle çocuk yazını konusunda bundan epeyce yararlandığı aşikâr. Bozkurt roman, öykü ve çocuk edebiyatı alanlarında kalem oynatan bir isim. Kitapları şimdiye kadar Agora Kitaplığı, Geniş Kitaplık, Pupa Yayınları ve Siyah Beyaz kitaplık tarafından yayımlanmış. Senaristliğini yaptığı Latmos Belgeseli, Hindistan’da düzenlenen 4. Chennai Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Belgesel Ödülü’ne değer görüldü. 2010 Alt Kitap ve 2011 Ümit Kaftancıoğlu seçkilerinde de Bozkurt’un öykülerine rastlıyoruz. Öykü ağrılıklı bir yazı verimliliği gösteren Bozkurt’un öykülerini yayınmladığı dergilerin çeşitliliğine bakınca ne kadar geniş bir okur kitlesine ulaştığını görürüz: Notos, Sarnıç, Sancı, İstanbul Art News Edebiyat, Altzine, Oggito, Çoğul, Karahindiba, Edebiyat Nöbeti, Edebiyat Haber, Yeşil Gazete, Deliler Teknesi, Galapera, Kıyı, Lacivert, Patika, Gerçek Edebiyat, Berfin Bahar, Nif Sanat, Beşparmak, Afrodisyas Sanat, Hasan Cüneyt Bozkurt Çağdaş Yaşam, Tmolos Edebiyat, Kirpi ve Kasabadan Esinti. Bu dergilerin bazılarının Anadolu’nun çeşitli kentlerinde yayımlanıyor. Bu, aynı zamanda yazarın okura ulaşma çabası konusunda da ne kadar azimli olduğunu gösteriyor. Bozkurt, Sökeli bir yazar. Bereketli Söke Ovası ve tarihin en önemli yerleşim yerlerinden Beşparmak Dağları’nın (antik adıyla Latmos’un) engin tarihsel birikimi yazara düşünsel bir miras yüklemiş. Bozkurt son öykü kitabı Latmos’ta, Bafa Gölü’nün doğusunda Aydın ve Muğla sınırları içinde yer alan, doğal ve kültürel anlamda Türkiye’nin en önemli alanlarından biri olan bölgenin günümüzde yaşadığı trajediyi merkezine almış. Bilindiği gibi Latmos’un 550 milyon yıllık kaya yapıları şimdilerde tehlike altında. Kapi talizmin simgesel direği taş ocakları, hem doğal yaşamı hem de tarihi tehdit ediyor. Bölgede bulunan kaya resimlerini diğer yerleşim yerlerinden ayıran en temel özellik, savaş ve şiddet sahnelerine rastlanmaması. Bir nevi cennet tasviri şeklindeki mutluluk anları ile dolu olan kaya resimlerinden oluşan Latmos’un ruhunu ve sesini yansıtan şiirsel bir anlatımı var Bozkurt’un. Kitabın sayfaları arasında gezerken çoban Endymon ile Ay Tanrıçası Selene’nin aşkını, doğanın bin bir çeşit zengin atmosferi içinde okuyoruz. Latmos konusunda arkeologların ve doğaseverlerin mücadelelerine karşı yapılan propagandalar gösterildikten sonra, kökü Tanzimat’a uzanan aydın düşmanlığının nedenleri sahneleniyor. Doğasını, tarihini ve gizemini hâlâ koruyan Latmos, kitapta tekrar canlanıyor ve iş makinesi seslerinin yok oluşuyla, çevre tahribatına karşı bir umut ışığı muştuluyor. Konunun uluslararası önemi açısından, öykünün İngilizce çevirisi Latmos’un zengin fotoğraflarıyla birlikte kitapta yer almış. Fakat fotoğrafların renkli değil de siyah beyaz kullanılması bu güzel düşüncenin etkisini biraz kırmıyor değil. Beşparmak Dağları’nın güzelliklerinin ve sorunlarının tasvir edildiği sahneler, kitabın belgesel uyarlamasından da izlenebilir. Üstelik kitap, Selçuk İMKB Anadolu Lisesi’nde performans ödevi olmuş. Latmos’un çığlığını duymak isteyenler ve insanlık tarihinin eşsiz hazinesine öykü yoluyla dahil olmayı hak edenler için önemli bir kitap Latmos. n Latmos / Hasan Cüneyt Bozkurt / Siyah Beyaz Yayınları / 104 s. 18 15 Haziran 2017 KItap