Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KItap Renkler... Sesler... Harfler... AYTÜL AKALl ÇİĞDEM GÜNDEŞ lMAVİSEL YENER lMUSTAFA DELİOĞLU Kitap Gölgesi Bir kediyle nasıl tanışırsınız? Evren, dünya, hayvan ve bitkiler âlemi bir bütün olarak düşünülür. Buket Uzuner, çocuklar için kaleme aldığı “Ah Bir Kedi Olsam”ın alt metninde çocuklara bu bütünlüğü duyumsatırken ekolojik denge konusuna da dikkat çekiyor. MAVİSEL YENER maviselyener@yandex.com www.maviselyener.com Buket Uzuner, yetişkinler için yazdığı SuTabiat dörtlemesinde, Şaman geleneğindeki evrensel tabiatinsan değerlerini çağdaş Türk edebiyatına kazandırmış, çevremizi ve ekolojik dengeyi korumanın değerini, roman kurgusu içinde anlatmıştı. Şamanlığın temelinde, insan ve doğanın birlik ile beraberliği ve uyumu düşüncesi yer alır. Evren, dünya, hayvan ve bitkiler âlemi bir bütün olarak düşünülür. Uzuner, çocuklar için kaleme aldığı Ah Bir Kedi Olsam’ın alt metninde çocuklara bu bütünlüğü duyumsatırken ekolojik denge konusuna da dikkat çekiyor. Uzuner’in Ah Bir Kedi Olsam adlı çocuk romanında nasıl bir dünya kurmaya çalıştığını, ne tür karakterler yarattığını, yazarın çocuk edebiyatı ve okura nasıl katkıda bulunduğunu, kısıtlı alanda aktarmaya çalışmak kolay değil. Kitap Gölgesi’ndeki bu kısa değerlendirmem, kitabın derinlemesine incelemesini yapmak isteyen akademisyenlere ipucu olsun. Zaman zaman yazılarımda belirttiğim gibi hedefsiz, amaçsız, dünsüz, yarınsız, özensiz, inanç sömürüsü yapan, çeviri kitaplardan esinlenilmiş, anlatım ve kurgu sorunlarıyla dolu çocuk kitapları ortalıkta fink atıyor. Bu tür kitapların okullarda önerilmesi ise akıllara ziyan! İçsel kavrayışı güçlü, okuyan, öğrencilerini edebiyatın derinliği ile buluşturmaya niyetli olan eğitimcilerin sayfalarımızı izlediğini bilerek Uzuner’in bu kitabına dikkat çekmek istedim. HIDRELLEZ DİLEĞİ Hayatınıza kaç kedinin patileriyle iz bıraktığını hiç düşündünüz mü? Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, anıları aklınızdan, tüyleri koltuğunuzdan çıkmadı değil mi? Stuart Macmillan’ın da dediği gibi “Her miyavlama yüreğinize işleyen yumuşak bir dokunuştur.” Evde kedi beslemek isteyen bir çocuk ile “mikrop kaparsın” diyerek onu reddeden bir anne çoğumuza yabancı değil. Bu kitap da böyle bir sahne ile başlıyor. “Bir kedim olsa, yemin ederim ona ben bakarım; mamasını, suyunu verir, onu oynatır, kucağımda okşarım. Ona masal bile anlatırım…” diyen bir çocuğu kırabilir miyiz? Evet, genel de kırarız ve bunun için biraz daha bü yümesi gerektiğini söyleriz. İşte Can’ın annesi de böyle yapıyor. Can ne istediğini o kadar iyi bilen bir çocuk ki Hıdrellez’de bile güle dileklerini asarken bu isteğini yineliyor. Romanda Hızır Baba ile Tabiat Ana’dan söz edilmesi elbette rastlantı değil! Hızır Baba rahat okuyabilsin diye, onun yerine anneannesi yazıyor mektu bu: “Sevgili Hızır Baba, senden tek iste ğim bir kedidir. Minik, oyuncu ve pembe dili olan bir kedi! Ah bir kedim olsa! Yazan: Can” Can, hakkı olan bir şeyi isterken “göğ sünü gerip başını dik tutarak” konuşuyor. Sırf bir kedisi olsun diye çocukluğundan bile vazgeçmeye hazır bir “milenyum çocuğu” o. Annesini eve kedi almaya razı etmek için anneanne siyle işbirliği yapması yetmiyormuş gibi Veteriner Mehmet de onların bu planına dahil oluyor. Hep beraber, bakımlı bir ev kedisinin çocuklar için tehlikeli değil aksine çok yararlı olduğunu annesine Buket Uzuner anlatmaya çabalıyorlar. Böylece kurgu nun ilmekleri yavaş yavaş atılıyor. Can’ın,veterinerin kliniğinde kedisi ile karşılaştığı sırada sorduğu sorular, duyduğu kaygılar pek çok kişinin yaşadıklarıyla aynı. “Bir kediyle nasıl dost olunur?” sorusunun yanıtını Buket Uzuner, veterinerin dilinden aktarıyor: “Bir kedi gördüğünde hemen yaklaşıp başını okşamaya çalışmayacaksın, o bunu yanlış anlayabilir. Bir kedi görünce ilkin biraz uzakta durup parmağını yavaşça uzatıp onun koklamasını beklemelisin. Kediler bizlerden çok daha iyi koku alır ve kendi aralarında kokuyla anlaşır. Her kokunun anlamı başkadır. Koku, kediler için ‘görmek’ kadar önemlidir” (s. 49). Can, kedi seçmeye gittiklerini zannederken kedinin onu seçmesiyle birlikte yepyeni bilgiler öğrenmeye başlıyor. Fındık adını koyduğu kedisi ile farklı bir gezegene adım atmış gibi artık; her gün farklı serüven bekliyor onları. CAN KEDİ OLDU Veteriner Mehmet, kediler hakkındaki her şeyi Can’a öğretir; Newton ile kedisi, Hazreti Muhammed’in kedisi Müezza, efsanevi Talih Kedisi ve nicesinden söz ederler. Fındık, Can ve ailesi ile birlikte Çeşme’ye yazlığa gidince yine bir macera yaşanır çünkü Fındık kaybolmuştur. Bakalım “Kedi Dedektifi Barbaros” onu bulabilecek mi… Buket Uzuner serüvenin en heyecanlı bölümünü sona saklamış, kitabın seslendiği yaş grubunun kitapla iletişimi koparmaması açısından böyle bir hamle tam da yerinde olmuş. Can artık bir kedi oldu! Nasıl mı? Onu da okuyanlar öğrensin, daha fazla ipucu vermeyeceğim. Bir çocuk olmak yerine, hiç ödev yapmayan, gece erkenden yatıp sabah karanlıkta kalkmayan, sevmediği yemekleri yemek zorunda olmayan, saatlerce oyun oynayan özgür bir kedi yavrusu olmak nasıl bir şey dersiniz? Belki de asıl soru şu: Şansları olsaydı kediler insan olmak ister miydi? Bunun yanıtı da kitapta… Kitapta yeni yuvası olan bir kedinin gereksinimleri, kedi sahibi olmanın getirdiği sorumluluklar, anlayış, şefkat gibi duygular anlatılırken hayvanların insanlara katabileceklerinden de söz ediliyor. Kedilerle insanların benzeyen ya da benzemeyen yönlerini ilgiyle okuyor, eğleniyor, bilgileniyoruz. Kurgu matematiğinin okuru taşıdığı yere bakılırsa Can ile Fındık’ın serüvenleri devam edecek gibi görünüyor. Ah Bir Kedi Olsam’ın kurmaca dünyasının kahramanları herhangi bir ülkenin vatandaşı olabilirler, kendilerini herhangi bir dinden hissedebilirler, isimleri ne olursa olsun fark etmez. Evrensel değerleri yakalamış bu kitabın farklı dillere de çevrilip dünya çocuklarıyla buluşması ne güzel olur. n Ah Bir Kedi Olsam / Buket Uzuner / Resimleyen: Oğuz Demir / Everest Yayınları / 2017 / 152 s. / 7+ 16 4 Mayıs 2017 KItap