21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SEZEN ÜNLÜÖNEN’DEN “KIYMETLİ ŞEYLERİN TANZİMİ” Aile ‘saadeti’ “Kıymetli Şeylerin Tanzimi”, kişiliklerinde sürekli açılan delikleri yama ile onarmaya çalışan, bu eksikliklere kesin çözüm bulamayan makul insanların, saadete yaklaşan ama onu yakalayamayan bir ailenin ve kişisel hesaplaşmaların romanı. berkay ÜzÜm S ezen Ünlüönen’in Kıymetli Şeylerin Tanzimi adını taşıyan ilk kitabı, “aile saadeti” kavramına tersten bakan duygusal bir roman. Sürekli bir şeyleri düzene koyma isteğine bağlı kalan ancak bu isteklerin havada kalmasına da engel olamayan bireylere dair panoramik bir bakış sunan roman, düşündürürken üzen bir karaktere sahip. Sezen Ünlüönen’in zengin bir aile kadrosuna ev sahipliği yapan romanı, kaldırılan her taşın altından farklı bir hikâye çıkmasını sağlayan yapıda, bu da tam anlamıyla romanı sürükleyici yapan detay olarak karşımıza çıkıyor. Her karaktere farklı bölümler ayıran Ünlüönen, bu sayede karakterlerin hem kendi içlerinde hem de diğer karakterlerle olan bağlarını okura sunabiliyor. Kitabın, karakterler ve yer yer farklı unsurlar bağlamında birçok parçaya ayrılması her ne kadar kitabı okurken sağlanan motivasyonu sekteye uğratıyor gibi görünse de karakterlerin iç dünyalarını nitelikli bir şekilde sergilemesine olanak verdiği için motivasyon sorununu ortadan kaldırıyor. Parçalı biçim konusundaki bu uyum sorunu aşıldıktan sonra toplumumuzun geleneksel biçimlerinden âdetlerine, aile kalıplarından kadına bakış açısına kadar birçok önemli konuya dair emareleri okuyabiliyoruz. Sadece bununla da sınırlı kalmayan Ünlüönen, alaturka alafranga karşılaştırması içerisinde kuşak çatışmalarına, modern ve sanal hayatın getirilerine, klasik ilişki biçimlerine ve hatta yaşanılan mekânlar ekseninde sosyoekonomik durumlara dair yerinde ve çarpıcı saptamalarda bulunuyor. Birçok veriyi aynı potada eriten yazar, her ne kadar karakter açısından zengin bir evren yaratmışsa da bu geniş evreni sürekli küçülterek daha kişisel ve küçük ölçekli öyküleri ön plana çıkarıyor. Kâh çekirdek aileye kâh tek başına mücadele eden bir karaktere yoğunlaşarak romanın duygusal seviyesini belli bir noktada sabitliyor. KIRILGAN HAYATLAR VE AVUNTULAR Kitabın karakter açısından zenginlik vaat ettiğini ve bu zenginliğin romanı katmanlı bir şekilde ilerlettiğinden bahsettim. Karakterleri ve karakterler arası ilişkilileri anlatmaya çekirdek aileden başlamanın, kitabın karakterine de daha uygun olacağını düşünüyorum. Bu, romanın aslında anlatma derdine düştüğü ve karakterleri de daha yakından tanımamızı sağlayan bireysel bölümlerin çarpıcılığı ile örtüşen bir durum. Yazarın güttüğü ve ısrarla devam ettirdiği bu biçim, esasen kitabın da parmak bastığı yalnızlık, ümit ve geleneksel değerler açısından sağlam bir çıkış kapısı olacaktır. Roman; Fırat, Sevim ve Nazlı’dan müteşekkil Karemin Ailesi’nde verilen bir yemekle açılıyor. Geleneksel olarak tertip edildiği açık bir şekilde vurgulanan bu yemek merasiminde, klasik aile yapısında bize dair var olan tüm standart ögeler vurgulanıyor; tatlı sürtüşmeler, can yakıcı söylemler, kadına biçilen küçümseyici rol ve erkek egemen bakış açısına dahil var olan her şey... Romanın bir ümitle peşinden koştuğu ancak yakalayamadığı şeylerden biri olan aile saadeti, Karemin Ailesi’nin de mustarip olduğu şeylerden biri. Başlarına modern bir bunalımın üşüştüğü Fırat ve Sevim çifti, her ne kadar çocukları Nazlı’nın muzip ve kırılgan tepkileriyle yumuşasa da bir türlü düzlüğe çıkamıyor ve bundan dolayı romana dair en gri bölgeyi işgal ediyor. Ailenin yanına konuk sıfatıyla gelen ancak iç buhranları neticesinde hayatını düzene sokamayan Demir karakteri, toplumumuzda yer etmiş amca çocuk ikiliğine dair klasik bir portre çizmenin yanı sıra, kendisiyle ilgili alttan alttan verilen bilgiler ışığında romanın en anarşist karakteri olarak yer alıyor. Sabah erken kalkmalar, iş çıkışı içine düşülen boşluklar ve uğursuz bir havanın resmedildiği, bir avuntu peşinde feda edilen zamanlara ev sahipliği yapan, saadete bir yaklaşıp bir uzaklaşan hüzünlü bir aileyi tanıyoruz Kareminler’de. HÜZÜNLÜ, ÜMİTLİ VE ACIMASIZ Aileyi genişlettiğimizde Nermin Hanım’dan Fikret Bey’e, Ezgi’den Mert’e ve Pınar’a ulaşıyor, aileye yabancı topraklara girdiğimizde ise en önemlisi Gülendam ile tanışıyoruz. Nermin Hanım ve Fikret Bey’in, pimpirikli karakterlerine uygun olarak temsil ettiği geleneksel aile değerleri, kısmen Mert ama tam anlamıyla Ezgi ile yıkıma uğruyor. Ezgi’nin temsil ettiği Batılı değerler kaçınılmaz olarak DoğuBatı ekseninde kültür çatışmasına neden oluyor. Aynı zamanda, sanal dünyanın hayatlarımıza kattığı ürün, yaşam biçimi ve meslekler açısından da ayrıntılı bir döküm sunuyor. Gülendam ise çok ayrı bir vaka olarak değerlendirilmesi gereken, iç dünyasına dair de birçok analizin yapıldığı romana dahil edilip işlenmesi açısından olgun bir karakter. Annesi tarafından terk edilmesi, babasına bakmak zorunda kalması ve imkânları kısıtlı bir çevrede büyümesinden dolayı karakterine sinen tamamlanmamışlık hissini sürekli aşmaya çalışan, iletişim kurma gayretini her daim bize hissettiren, ilk başta Demir’de bize vaat edilen ayrıntılı verilerin kendisi aracılığıyla verildiği, iç dünyası tekrar tekrar okunası bir karakter. Kıymetli Şeylerin Tanzimi, kişiliklerinde sürekli açılan delikleri yama ile onarmaya çalışan, bu eksikliklere kesin çözüm bulamayan makul insanların, saadete yaklaşan ama onu yakalayamayan bir ailenin ve kişisel hesaplaşmaların romanı. Hüzünlü, ümitli ve bazen de acımasız... n Kıymetli Şeylerin Tanzimi / Sezen Ünlüönen / İletişim Yayınları / 248 s. 4 23 Mart 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle