24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ALAIN GUYARD’DAN “KODES” Hapishanede felsefe Alain Guyard, “Kodes” adlı romanında, farklı insan hikâyeleriyle birlikte suçluların gerek hapishanede gerek dışarıda yürüttüğü faaliyetleri, kitabın başkarakteri Lazare Vilain’in dersleri aracılığıyla anlatırken felsefe bu olup biteni yorumlamada kilit rol oynuyor. Duvarların içi ve dışındaki hapishanenin tasvirini yapan Vilain, her ikisine de girip çıkıyor. ALİ BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr A lain Guyard’ın gördüğü felsefe öğrenimini, lise ve üniversitelerde verdiği derslerin ardından “gösteri amaçlı” kullandığını söyleyenler çıktı. “Sert görünüşüyle” kendi tarzını yarattığını ve düzenlediği atölye çalışmalarında “bu tarzı pekiştirdiğini” iddia edenler oldu. Hatta hapishanelerde, hastanelerde, evsizlerin yaşadığı merkezler ve kimi psikiyatri kliniklerindeki atölyeleri “mevcut gösterinin bir parçası” diye değerlendirilmesi gerektiğini savunanlar da boy gösterdi. Zarfı bırakıp mazrufa baktığımızda, Guyard’ın derdini anlamamız kolaylaşabilir. Felsefeyi amfiler dışında da anlatılabilecek bir konu olarak görmesi, onu doğaya ve az önce saydığım mekânlara taşıdı. Özellikle de hapishanelere... Akıp giden yaşamı paranteze alan hapishane, Guyard için hem huysuzluğun ve acımasızlığın hem de zamandan kopartılışın merkezi. Joan Baez ile kız kardeşi Mimi Fariña’nın, 1970’lerde çeşitli hapishanelerde konserler vererek kısa bir süreliğine de olsa yaşamı kodese getirmesine benzer şekilde Guyard da sembolik dünyayı, başta Nîmes olmak üzere birçok hapishaneye taşıyarak mekânın koşullarını bir ölçüde değiştirmeyi arzulamıştı. Bunu başardı da... Guyard’ın aldığı geri dönüşlerin yaptığı şeyi doğrulamasının yanında yazdığı denemelerde ve tiyatro oyunlarında bunlara yer verdi. Elbette romanlarında da... Onlardan biri, Türkçeye Nazlı Ceyhan Sümter’in çevirdiği Kodes. OYUNLAR İLE GERÇEKLER Yazarın hapishaneye taşıdığı sembolik evrenden kurmaca yoluyla sıyrıla rak kaleme aldığı romanlardan biri olan Kodes’in başkarakteri, tıpkı Guyard gibi atölyeler düzenleyen Lazare Vilain. Hapishanede felsefe dersleri vermesine yönelik teklifi derhal kabul eden Vilain orada; katiller, uyuşturucu satıcıları ve bağımlıları, genelev fedaileri, darptan hüküm giyenler ve soygunculardan oluşan bir “öğrenci kitlesi”yle karşılaşıyor. Böylece Vilain’in gözünde felsefe, ayakları yere daha sağlam basan bir disiplin hâline geliyor. Çünkü gerek hapishane deneyiminden önce gerek kodes günlerinde, felsefi dünyayı şaşkınlıkla karşılayıp keşfetmekten keyif alanlarla yüzleşiyor. Yapacağı işi, bürokrasinin “hapishanelere kültür aşılama” eylemi olarak görmüyor öncelikle; kavramların evrenini demir parmaklıkların ardındakilerle beraber anlama yolculuğuna çıkacağını düşünüyor. Vilain’in Nîmes’deki felsefe dersleri, “hapishane bir ıslah merkezi” sözlerini bir kez daha duyduğu, insanların kapatılarak topluma kazandırıldığı yalanıyla at başı gittiği döneme denk geliyor. Dahası, dışarıdaki suçluların, içeridekilerle haberleşmek amacıyla Vilain’e teklif götürdüğü günlere... Vilain’in kuryeliği kabul etmesi, Guyard’ın romanda kurguladığı kırılmalardan sadece biri. Bu noktadan itibaren hapishaneye ve dışarıya başka bir gözle bakmaya başlayan “filozof”un, sınırları belli ve erdemli evreni de enikonu dağılıyor: Benliğinde, eleştirelliği ve soğukkanlı isyanı ile boyun eğme ve sürüklenişe kapılıp gitme hâli arasında belirgin bir çatışma çıkıyor. Bu aynı zamanda, arzular ile onları engelleme iradesi; oyunlar ile gerçekler arasındaki bir gerilime işaret ediyor. Herkesin herkesi izlediği, kalın duvarların daha geçirgen olduğu kodeste, Guyard, farklı insan hikâyeleriyle birlikte suçluların, gerek hapishanede gerek dışarıda yürüttüğü faaliyetleri Vilain’in dersleri aracılığıyla anlatıyor. Vilain öncülüğünde felsefenin belli başlı problemleri (hayat, ahlak, ölüm...) tartışılıyor. Dışarıda ise içeriye ulaşmaya çalışanların kurduğu bir başka düzen var. Duvarların içindeki ile dışındaki hapishanenin tasvirini yapan Vilain, her ikisine de girip çıkıyor. BİR ÇEŞİT BOĞA GÜREŞİ Sokrates’in mahkumiyeti sırasında hapishanede filizlenen felsefeyi doğduğu yere taşıyan Vilain, Antik Yunan’daki sorgulamaları ders olarak işlerken yaşadığı dönemin hakikatleri; suç ve suç şebekeleri içinde geziniyor. Düzenbazlarla vakit geçirdikçe gerçek bir filozof olduğunu düşünen Vilain, hemen her şeyi soğukkanlılıkla karşılamaya başladığında kuryelikten bir üst mertebeye geçip fedailer gibi ağır bir adam olduğunu hissedince hapishane ve sokak kültürü gelişmekle kalmıyor buraların felsefesine de tanık oluyor. Bir yanda Sokrates, Kant, Descartes, Marx, Freud, Nietzsche ve Schopenhauer duruyor diğer yanda ise Vilain’in eline silah tutuşturup “meslek ahlakını” öğretenler... İyi Sokrates ile kötü Sokrates arasındaki bir savaş bu. Kodeste meydana gelen bilinç başkalaşmasını dışarıda yaşayan Vilain, mahkumiyetle beliren fantezi ile gerçeklik arasındaki sınırın bulanıklaşmasının, hatta ortadan kalkışının farkına varıyor. “Özgürlük ve kitle inşa ettiğini” söylediği, “kurtarıcı” diye nitelediği kitapları hapishaneye taşıyan Vilain, hem içerideki hem de dışarıdaki şiddet dolu dünyaya dâhil olarak kitaplar ile hayat arasında bağlantılar kuruyor. Böylece kestiklerinin yanında; özgürlük, cesaret, ahlak, adalet, ölüm, onur vb. konularda kendisine kesilen ahkâmları daha iyi anlamlandırabiliyor. Vilain’in, hapishanede (ve bir anlamda yaşamda) içine düştüğü şey bir boğa güreşini andırıyor. Çıplak gerçekliği yansıtan bu durumun, aynı zamanda pornografik yani gerçekliğin montajlarla örüldüğü bir tarafı da var. Guyard, farklı insan hikâyeleriyle birlikte suçluların, gerek hapishanede gerek dışarıda yürüttüğü faaliyetleri Vilain’in dersleri aracılığıyla anlatırken felsefe ise bu olup biteni yorumlamada kilit rol oynuyor. Tabii bir de şu meşhur silah var ki Guyard, romanın sonuna bununla bağlantılı bir sürpriz yerleştirmiş. Vilain’in dönüşümü de cabası. Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde felsefeyle başlayıp hapishaneyle devam eden ve ardından uluslararası suç şebekesine ve siyasete uzanan bir roman hâline geliyor Kodes. n Kodes / Alain Guyard / Çeviren: Nazlı Ceyhan Sümter / Kolektif Kitap / 264 s. 8 14 Aralık 2017 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle