Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
THOMAS BERNHARD’DAN “HAKİKATİN İZİNDE” Bernhard kendisini anlatıyor “Hakikatin İzinde”, Thomas Bernhard’ın yaptığı konuşmalardan, mektuplarından, edebiyat ve kurmaca dışındaki alanlara dair yazılarından oluşan bir kitap. KAAN EGEMEN Ö mrünün tamamını kendisini arayıp bulmaya ve gerçekleştirmeye harcayan; ailesi, ülkesi ve etrafıyla sağlam kavgalara girişen Thomas Bernhard, yarattığı huysuz adam imajıyla birlikte oldukça dürüsttü. Bernhard’ın yazdıklarının yanında okurlarla ve diğer yazarlarla kurduğu iletişim de yine kendisini ortaya koymasına dayanıyordu. Hakikatin İzinde; Bernhard’ın edebiyat yazılarından, mektuplarından, edebiyat dışındaki alanlara bakışından ve hayatı algılayışını yansıtan cümlelerden oluşuyor. Kısacası yazar, bir kez daha kendisini olabildiğince açık şekilde okura sunuyor. Bernhard’ın yaşamı, hatırlama ve hesaplaşma üzerine kuruluydu; Hakikatin İzinde isimli kitabında yine bununla karşılaşıyoruz. Yazar, kendisinde yeri olan kalemleri ve olayları masaya yatırırken sözü Salzburg’a getiriyor bazen; kentin sanatsal damarlarında gezinip geçmişini anımsıyor. Bernhard, seslendiği genç yazarlara yaşayacakları umutsuzluklardan, bedenlerinin ve ruhlarının vatansızlığından beslenmeleri öğüdünü de veriyor. Onlara baktığında bir yazarın girmemesi gereken hemen her yola saptıklarını görünce dertleniyor: Kaleme aldıklarını sıkıcı bulurken dillerine “uydurma” deyip bekledikleri avansların onları yok edeceğini ve hiçbirinin bir Lorca, Benn, Péguy ve Whitman olamayacağını ekliyor. Kendisini anlatırken Bernhard’ın evrenselliği gözden kaçırmaması da dikkat çekti her zaman; Hakikatin İzinde’de buna dair bir nüve, “Benim anavatanım dünya tarihidir” cümlesiyle karşımıza çıkarken yazar bunu şöyle tamamlıyor: “Var oluşumuzun saf bir korkma hâli olması gerekirdi ama o ancak acınacak durumda.” “VAHŞİ BİR SAVAŞÇI” Kitap, daima berrak bir zihnin peşinde koştuğunu ve kendisini geliştirmeye uğraşırken yazan ve konuşan Bernhard’ı aynı anda karşımıza çıkarıyor. Yaptığı konuşmalarda, bekleneni dillendirir gibi görünmesine rağmen tahminlerin ötesine Thomas Bernhard taşan ve hiç umulmadık cümleler kuran yazar, “her şeyin bir yanlış anlamdan ibaret olduğunu” belirtiyor. Diğer bir ifadeyle yazarken olduğu gibi konuşmaları sırasında da bir başkaldırı gerçekleştiriyor. Bernhard, yazamayacağı şeyler hakkında konuşmazken kurmaca eserleri dışında özünü arı biçimde ortaya koyduğu cümleler yardımıyla insanlara temas ediyor. “Dünya zaten yalan, yanlış ve çarpıtmalardan ibaret” cümlesiyle hislerini düşünceleriyle destekleyişine bir örnek veriyor. Hakikatin İzinde’nin bir başka özelliği, kitaplarının oluşum süreçlerini yazarın cümleleriyle okurun önüne getirmesi. Dile tutkun Bernhard, eserlerine ilişkin boşlukları doldururken nasıl yaşadığını ve hayatını devam ettirirken kitaplarını nasıl yazdığını anlatıyor kendisiyle yapılan söyleşilerde. Bununla beraber, insanlardan uzak düştüğü kadar onlara yakın duran; dünyayı düzeltmenin çılgınlık olduğunu düşünen bir Bernhard bu. Belki de bu yüzden “kâğıt üzerinde birilerini öldürebilirim” diyor. “Vahşi bir savaşçı olduğunu”, daha iyi yazmak ve kendisini iyileştirmek istediğini, daha iyi olmak için “git gide ürpermesi; korkması ve kötülüğün karanlığına daha çok kapılması” gerektiğini belirten de aynı Bernhard. Kendisini anlatmaya çalışır veya zırhlarını havalandırıp içindeki canavarı ortaya çıkaran insanı anlamaya uğraşırken müziğin, Bernhard’ın hayatında en az yazı kadar yer kapladığını görüyoruz. Müzik ve yazı bağlantısını “başkalarının seslerle yaptığını ben de sözcüklerle yapıyorum” diyerek kuran ve “skandal bir yazar olmadığını” söyleyen Bernhard, “her şeyin sonunun mezarlık olduğunun” da bilincinde. Yazara göre, yaşam gibi sanatını icra etmenin gelip dayandığı nokta tam da bu. Hakikatin İzinde, yazarın zihnindeki gibi dağınıklık içinde bir düzen barındırıyor. Kısacası Bernhard kitaptaki metinlerde; hayata, sanata ve olup bitenlere değinirken ironisi, aksiliği ve samimiyetinden taviz vermeden kendisini anlatıyor. n Hakikatin İzinde / Thomas Bernhard / Çeviren: M. Sami Türk / Yapı Kredi Yayınları / 284 s. 10 14 Aralık 2017 KITAP