Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
msaslankara@hotmail.com.tr Hevesle kalasın sonsuz yolculuğu... Tiyatro perdesini açacakaçmayacak denilip de papatya falına bakılacak değil. Topluluklar bu mevsimde, üstelik daha gür, coşkulu açacak çiçeğini kuşkusuz. Anakenttekiücradaki, ödeneklisiödeneksizi, varsılıyoksulu, gencierişkini, kadınıçocuğu, tarihe denk bu sanatın bayrağını dalgalandıracak yine. Çünkü “oyun” olgusuyla birlikte, insanoğlunun genetik kodlarına kazınmış bir sanat tiyatro. D uymadım diyen çıkmaz herhalde; tiyatronun, iki heves bir kalas olduğunu dillendiren deyişi. Yapılan işin ucuzluğuna, hafifliğine vurgu amacıyla biraz da bıyık altı gülümsemeyle, biz biliriz havasında, ağır abi büyüklenmesiyle söylenir bu söz. En azından böyle bir yoruma ışık çakılmış olur. Ne var ki bu küçümseyici tutum gerçeği yansıtmaz. Gerek olgusal gerçeklik gerekse tiyatro sanatının kendi iç dinamiği bunun tam tersini gösterir çünkü. “İki heves bir kalas”, insanın, bu iş için ruhunu saran tutkuyu, onurlu diklenişini, kendisine, topluma, yaşama dönük kalkıştığı, başardığı devrimi de ele verir bir bakıma. Yoksa tiyatro yapmak, öyle ucuz iş değil, ucuz bir iş de olmadı zaten hiçbir zaman! Hele kolay iş hiç değil, tam tersine ömür törpüsü! Varını yoğunu tiyatro için harcayıp hayatını, gözünü kırpmadan bu sanata verip geçmiş nice insanla dolu bir koca tiyatro tarihi… Engellemeleri, yasaklamaları aşarak günümüze ulaşan bu büyülü sanata hayat damarı olmuş bizden ya da dünyadan sayılamayacak örnek göstermek kolay bu nedenle. Günümüzde de tiyatro sanatı, körlemesine ama yoğun bir saldırıyla karşı karşıya. Cumhuriyet kurucularının baş tacı yaptığı tiyatroyu, ortaçağ kavrayışındaki bir yıkıcılar korosu, kendisine âdeta hedef tahtası almış görünüyor çünkü… Farklı bir dönemeçmiş izlenimi bırakabilir bu. Ne var ki 1 Ekim’de yeni tiyatro mevsiminin başlangıcıyla birlikte, çiçekler taçyapraklarını pıtır pıtır nasıl açıyorsa, bütün tiyatrolar da tokat atarcasına kendilerine özgü biçimde sahneden yanıt koroları oluşturacağından kimsenin kuşkusu olmasın… ÜLKE ÇOCUKLARININ TİYATRO DEVRİMİ Heves değilse de kalas için harcanması olası paraya bakarak tiyatro sanatının altından salt zenginlerin kalkabileceği gibisinden hamhalat bir yuvarlamanın da yapılmaması gerekiyor… Mesenlerin geçmişten günümüze tiyatro sanatına dönük katkıları göz ardı edilemez elbette. Ne var ki, sahne üzerinde paraya değil, oyuncuseyirci ilişkisi bağlamında sanata yönelik bir verimlemealımlama ilişkisinin egemen olacağı gözden uzak tutulmamalı. Nitekim ekinsel bir devrimle Türkiye’yi yapılandıran cumhuriyetin kurucuları, elinde avcunda olmadığı halde bütün olanaklarını yurt çocuklarının kendilerini geliştirmesi için kullanmıştı. Bu doğrultuda bir yandan onların eğitim, öğretim seferberliği için varını yoğunu harcarken beri yandan bu çocukların kişiliklerini geliştirmesi, sanat yoluyla kendilerini ifade edebilmesi için de büyük çaba içine girmişti. >>Halkevlerinden konservatu varlara, çeviri hareketinden köy 16 29 Eylül 2016 KItap