25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Looney TunesHikâye Koleksiyonu / Julie MacNallay / Resimleyen: Douglas McCarthy / Çeviren: Belirtilmemiş / Artemis Çocuk / 2016 / 7+ Animasyon tarihi açısından önemli karakterlerin serüvenlerini sunan bir koleksiyon kitabı. Daffy, Bugs Bunny, Sylvester, Tweety, Tazmanya Canavarı gibi bilindik karakterler, klasik masalları yepyeni yorumla yeniden okutuyor çocuklara. Albümde, “İmparatorun Yeni Burnu”, “Kurnaz Çakal”, “Çirkin Ördeği Ararken”, “Kırmızı Başlıklı Tavşan”, “Üç Huysuz Keçi”, “Dolunay Kedisi”, “Yıldızların Savaşı”, “Bugs’ın Pırıltılı Hayatı” isimli hikâyelerin yanı sıra hediye çıkartmalar da yer alıyor. Çocuklara tanıdık gelen masallar ile çizgi film karakterleri, sert kapaklı, rengârenk bir kitapta buluşmuş. Ailece eğlenceli zaman geçirmek isteyenler için. Ella ve Arkadaşları / Timo Parvela / Resimleyen: Çınar Dize Sertbarut / Çeviren: Ailin Gümüş / Mavibulut Yayınları / 2016 / 159 s. / 9+ Ella, Pate, Tuukka, Tina, Hanna ve Samppa… Birinden sevimli, birbirinden haylaz bir avuç çocuk. Birinci sınıf öğrencisi olan o isimleri ve sınıfın geri kalanının serüvenlerinin anlatıldığı “Ella ve Arkadaşları” dizisi’nin ilk kitabında bu olağanüstü çocukları tanıyoruz. Aslında çok olağanüstü sayılmazlar, onlar sadece çocuk. Yaşlarının gereği neyse öyle davranıyorlar. “Olağanüstü” olan, onların tatlı yaramazlıkları, akıl almaz hayal güçleri, kavgaları, sakarlıkları, mızmızlıkları, eğlenceli oyunları ve şakalarıyla başa çıkmak zorunda kalan sınıf öğretmenleri. Roman boyunca gösterdiği sabır o denli büyük ki bu genç öğretmene hayran olmamak elde değil. Başına gelenler ise ancak romanlarda yaşanacak türden. Ah! Bu bir roman zaten, değil mi? Ama Ella, yani romanın anlatıcısı o denli sıcacık, o denli yalın ve çocuksu bir dil kullanmış ki yaşananları gerçek sanıyorsunuz. Olaylar, akış sırası içinde bir öğretim yılına yayılarak anlatılmış. İlk bölümde, öğretmenlerinin biraz tuhaf davranışlarını çözmek için kolları sıvayan çocuklar neler olup bittiğini öğrenmek için onu yakın takibe alır. Ahh! O da ne? Bir mektup var öğretmenin elinde ve yüzü allak bullak… Kesin birileri şantaj yapıyor bu genç adama. Ama kim? Bunu öğrenmenin pek çok yolu var elbet; adım adım izlemek ve onu şantajcıların elinden kurtarmak. Sonraki bölümde önce yeni bir öğretmen geliyor sınıfa. Ama çok uzun kalamıyor. Sizce sebebi ne olabilir? Ella ve arkadaşları, yıl sonu gösterisine hazırlanacağı için öğretmenleri onları tiyatroya götürür. İlk kez, gerçek bir oyun izleyen çocuklar çok eğlenir. Ama ya öğretmenleri? Çok fazla ipucu verip kitabın sürprizlerini bozmayalım. Bu sevimli çocukları ve onların antiotoriter, sabırlı, anlayışlı ve çaresiz öğretmenlerini tanıma keyfini okurlarımıza bırakalım. İlk satırlarda sözünü ettiğimiz şantajcıyı unuttuk sanmayın; sizce kim olabilir bu? Kitabın çizimleri ise en az çocuklar kadar canlı, heyecanlı ve eğlenceli. Karakterler çok iyi analiz edilmiş ve hiç abartılmadan, son derece esprili bir biçemle çizilmiş. Babaannemin İçine Uzaylı Kaçtı / Sevgi Saygı / Günışığı Kitaplığı / 2016 / 163 s. / 9+ Bici, Alaz’ın babaannesi. Alaz da Ayaz’ın ablası… Karışık mı geldi? Eh onların evindeki olaylar da biraz karışık zaten. Romanın satır aralarından anlaşıldığına göre Bici, yani Behice Hanım emekli öğretmen. Torunlarını çok seven, onlarla vakit geçirmeyi, keyifli uğraşlar yapmayı seven bir kadın. Ama son zamanlarda biraz tuhaf davranmaya başlamış. Eskisi gibi sevecen değilmiş örneğin; herkese kızıyor, insanları olur olmaz azarlıyormuş. Alaz’ın anne ve babası bunun bir hastalığın doğal sonucu olduğunu bilseler de çocuklar çok emin değil. Ayaz, bir gün babaannesinin içine uzaylı kaçtığını söyleyince de olanlar oluyor. Hele bunu arkadaşları da duyunca… Apartmandaki sessiz, utangaç kız Tulip, onun kuzeni yakışıklı ve bilgili Tuna, sürekli yemek yiyen ama hiç kilo almayan Kurtlu Bora… Ekip tamam, sıra Bici’nin içine kaçan uzaylılardan kurtulmakta… İyi de bu nasıl olacak? Ondan kolay ne var? Hep birlikte Bici’nin yaşadığı huzurevine gidip biraz gözlem yaptılar mı tamamdır bu iş. Ne dersiniz, sizce de o kadar kolay mıdır bu? Bici’nin içine gerçekten uzaylılar kaçmış olabilir mi? Ya sadece Bici’yi değil herkesi ele geçirdiyse bu uzaylılar… En iyisi UYT’ye katılıp olan biteni yakından izlemek. UYT’nin ne olduğunu merak ettiniz mi? Onun ne olduğunu keşfetmeyi okurlarımıza bırakalım. Senarist, yazar Sevgi Saygı’nın romanı, yaşlı bir babaannenin etrafında dönen bu eğlenceli, yer yer hüzünlü ama çok gerçek bir olay örgüsüyle kurgulanmış. Herkesin böyle çok sevdiği, zaman içinde iyice yaşlanıp “tuhaf” davranan bir yakını olmuştur belki. Çok sevgili yaşlı akrabalarımızı anlamanın, onlarla yaşamanın ipuçlarının serpiştirildiği “Babaannemin İçine Uzaylı Kaçtı”yı okurken belki kendi yaşamınızdan, anılarınızdan izler bulacaksınız. İyi okumalar. Bu Ne Biçim Armağan? / Aytül Akal / Mavisel Yener / Resimleyen: Hüma Kaya / Doğan Egmont / 2015 / 48 s. / 7+ Yaklaşan doğum gününü bekleyen bir çocuk, hediyelerini düşlerken annesinin önerisiyle şaşırır kalır. “Şöyle kocaman bir pasta benden arkadaşlarının armağanı senden…” der annesi. Kendi doğum gününde arkadaşlarına hediye verme fikri çok tuhaf gelir çocuğa. Öyle doğum gününde tüm hediyelerin ona gelmesi gerekmez mi? Ama annesinin açıklaması çok mantıklı gelir, kim bilir arkadaşları nasıl sevinecektir. Hemen kolları sıvar, çarşıya çıkar. Her gün bir yere gider, tüm arkadaşlarını tek tek düşüne düşüne özenle hediyelerini seçer. Süslü Ayşegül için tüllü bir taç, futbol seven Murat’a kocaman bir top, Selda’nın beresiyle aynı renkte bir çorap bulur. Hepsini tek tek paketler, paketleri de güzelce süsler. Arkadaşlarının nasıl sevineceğini düşündükçe iyice heyecanlanır. Doğum gününde kocaman bir pasta gelir sınıfa ve rengârenk paketlerde hediyeler. Herkes çok şaşırır hem de sevinir. Ama kısa sürer sevinçleri. Kimse beğenmez hediyesini. “Bu ne yaa! Beğenmedim!”, derler, saçma sapan bulup burun kıvırırlar. Kimisi “Bööö! İğrenç!” der, birisi tüllü tacı başına takan Ayşegül’le dalga geçer. Çok üzülür çocuk. Boynunu büker. Bir tek öğretmenleri ve Selda sevinir hediyelerini alınca. Öğretmen bayılır zaten çikolataya. Yaşananları gören öğretmen hemen bir tahmin oyunu önerir. Herkesten bu hediyeleri hazırlayan çocuğun neler yaşadığını, neler hissettiğini tahmin etmesini ister. Sizce oyunu kim kazanmıştır? Bu oyunda doğru yanıt var mıdır? Kendimizi başkasının yerine koyduğumuzda neler değişir yaşamda, bakış açımız ne zaman doğruyu gösterir bize? Merak edenler var mı aranızda? Peki ya Selda niye sevinmiştir bir tek çoraba? Olaylara başkasının gözünden bakmanın ve kendimizi başkasının yerine koyabilmenin kendi yaşantımızda da başkalarıyla olan ilişkilerimizde de ne büyük değişiklikler yaratacağını anlatan sıcacık bir öykü. Gizemli Olimpos / Kafadar Kuzenler Antalya’da / Koray Avcı Çakman / Resimleyen: Yusuf Tansu Özel / Kırmızı Kedi Yayınları / 2015 / 142 s. / 9+ “Serüvene hazır mısınız çocuklar?” Kitabın ilk sayfası soruyor bunu? Kim sevmez serüveni? Hazırsanız Olimpos’a gidelim Eren, İrem ve kuzenleriyle birlikte. İkiz kardeşler Eren ve İrem’in dayısı Ozan Bey ve eşi Sakura Yenge bir süre önce Antalya’ya yerleşmiştir. Ozan Dayı turist rehberliği yapmakta ve eşi ile birlikte ormanlık alandaki Ağaç Evler’i işletmektedir. Ormanda, cırcır böceklerinin sesiyle uyuyup uyanmayı kim sevmez ki… Yaz tatili başlayınca kuzenler Eren, İrem, Tolga ve Burcu ne yapıp eder Ozan Dayı’nın yanına giderler. Eren, büyüyünce dedektif olmak istemez. Bu nedenle sürekli gözlem yapar, ona ilginç ve tuhaf gelen her şeyi, herkesi izler, kısa kısa notlar alır. İkiz kardeşi İrem ise fotoğraf çekmeyi çok sever. Elinden düşürmediği makinesi ile hemen her şeyin fotoğrafını çeker. Ozan Dayı ve turist kafilesiyle geziye çıkan kafadarlar hem eğlenir hem tarih öğrenir. Eren, tamamen bir rastlantı eseri tuhaf tuhaf davranan iki adamı izlemeye başlar. Kafileye katılmayan, sürekli kafa kafaya verip fısıldaşan bu adamların bir işler çevirdiğini düşünen Eren, kuzenlerini de ikna eder ve adamları sıkı bir takibe alır. Sizce Eren yanılıyor olabilir mi? Bu adamlar gerçekten gezmeye gelmiş iki turistse… Ya tam tersiyse yani Eren haklıysa ve bu adamlar azılı birer suçluysa? En iyisi Eren, İrem, Tolga ve Burcu’ya katılıp bu iki adamın peşine düşmek… Hazır mısınız? O halde, iyi okumalar! Bir Kış Gecesi / Yazan ve Resimleyen: Ilgım Veryeri Alaca / YKY / 2016 / 44 s. / 4+ Yağmurlu bir kış gecesinin seslerinin duyabilir, renklerini çizebilir misiniz? Sadece gecenin değil, seslerin de renginden söz ediyoruz… Bol ödüllü bir sanatçı olan yazar, kitabın metnini yazmakla kalmamış, yağmurlu bir kış gecesinde duyduğu seslerin renklerini canlandırmış. Duyum ikiliği özelliğine gönderme yapan bu çalışmada, öykü kahramanı olan küçük kız, “Bembeyaz bir kâğıt alsam, seslerin resmini yapabilir miyim?” diye soruyor. Denemeli mutlaka. Ama önce, sessizliğe kulak vermek gerek ki sesleri duyalım. Dışarıda yağmurun, rüzgârın, bozacının sesi, içeride yanan sobanın çıtırtısı, portakal kabuklarının cızırtısı, saatin tik takları… Her sayfada yeni yeni seslerle ve onların, zihinde çağrıştırdığı renkleriyle karşılaşıyoruz… Farklı resimleri, tasarımı ve öyküsüyle sanatsal bakışın gücünü ortaya koyan kitap, anneanne ve dedeyle geçen bir kış gecesi şöleni sunuyor okurlarına. Susun ve dinleyin… Bırakın, düşleriniz özgür kalsın. n KItap 4 Ağustos 2016 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle