Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> ve ormancıyı okla öldürmek zorunda kalır. Ormancı Nottingham Şerifi’nin yakın akrabasıdır. Bunun üzerine özel bir ekip kurarak Robin Hood’u yakalamak ister. Robin Hood ormanlarda gizlenir. Kendisi gibi haksızlığa uğrayanları toplayıp “Neşeli Adamlar”ı birleştirir. Toplum içindeki adaletsizliği kaldırmak adına mücadele başlamıştır. Dünyanın En Acayip Hayvanı / Guido Sgardoli / Resimleyen: Roberto Lauciello / Çeviren: Filiz Özdem/ YKY / 2016 / 48 s. / 7+ Arabasıyla kasabaya gelen yabancı, meydanın tam ortasında çadır kurar. Dünyanın en acayip hayvanını görmek isteyenler bilet alıp çadıra gireceklerdir. Kasaba halkı, bu acayip hayvanı çok merak eder. Ama çadırdan içeriye göz atmak bile mümkün değildir. İlle bilet alınacak, hayvan öyle görülecektir. Çadırın önünde uzun bir kuyruk oluşur, kasabada kim var kim yok, herkes kuyruktadır. Miriam hariç. Onun bilete verecek parası yoktur. Arkadaşından da annesinden de para alamayınca, çadıra girip çıkanların yüz ifadelerine ve konuşmalarına bakarak içerideki hayvanın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışır. Ama durum gerçekten çok acayiptir çünkü herkes başka bir şey anlatmaktadır. Kimine göre boynuzludur, kimine göre antenli. Kimi timsaha benzediğini söyler, kimi zebraya. Kimi tüylü der, kimi pullu. Miriam gece karanlığında sessizce arabaya yaklaşır ve… Siz de merak ettiniz değil mi? Yağma yok, söylemeyiz! Dünya Halk Masalları / Ataol Behramoğlu / Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Can Çocuk / 2015 / 112 s. / 10+ “Destanlar ve Masallar” dizisinin bu kitabında, Ataol Behramoğlu’nun dünyanın dört bir yanından seçtiği on iki halk masalı var. Slovak, Yunan, Afrika, Kore, Rus, Rumen, Hint, Norveç masalı ve diğerleri… Masallar hangi toplumdan süzülüp gelmişse, o toplumun kültürel ve sosyolojik özelliklerini yansıtırken, bir yandan okuruna ayna tutmayı başarıyor. Bir yandan her biri ayrı bir hayat dersi sunuyor okurlarına. Kim, hangisinden kendisine nasıl bir ders çıkarırsa… Moko ile Dinozo / Parkta Canavar / Aytül Akal / Resimleyen: Esra İlter Demirbilek / Doğan Egmont / 2015 / 36 s. / 5+ “Moko ile Dinozo Serisi”nin ikinci kitabı “Parkta Canavar”. Yakın arkadaş olan Moko ile Dinozo, sıradan bir İstanbul sabahında şehrin kalabalığı içinde dolaşırken ortalığı birbirine katar. Dinozo’nun kocaman gölgesini gören bir kadın bayılır. Neyse ki iki kafadar hemen saklanır. Şehirde öylece dolaşamayacağını anlayan iki arkadaş, ağaçlık bir alan aramaya koyulur. Ama İstanbul’da bu çok da olası değildir. Uzun uzun dolandıktan sonra kocaman kocaman binaların arasında sıkışıp kalmış yeşillik bir alan bulurlar. Yağmur ormanlarına benzemese de hemen bir ağaca yerleşirler. Her şey yoluna girmiş, kahramanlarımı ve ağaçların diğer sahipleri geceyi huzur içinde geçirmişken… Eyvah! O gürültüde ne öyle? Daha fazla ipucu vermeyelim, kitabınızı alıp bir ağaca tırmanın, neler olmuş siz keşfedin. Dünya Bir Lunapark / Mustafa Ruhi Şirin / İz Yayıncılık / 2016 / 93 s. / 15+ Söz ustası M. Ruhi Şirin’in bu kitaptaki şiirlerinden çocuk sesleri gelip geçiyor. Künyede de belirttiğimiz gibi anlamsal, göndergesel açılardan da genç okurların alımlayabileceği dizeler bunlar. Kitapta yerini alan şiirler, gençler ve yüreği genç kalanlara çok şey fısıldıyor. Şeref Bilsel arka kapak yazısında diyor ki: “Bizi riyanın, aldatmanın, sahtekârlığın, ötekinin olmadığı bir parka çağırıyor dizeleri… Dünyanın bir lunapark olduğu zamanlara…” Şiirlerdeki felsefe damarı dikkat çekici. Örneğin, Eğri Ayna’dan alınan dizeler, ömrümüzü neye adamamız gerektiğinin ipuçlarını veriyor: “Güzel göstermez eğri aynaya/ Düzeltirsen yönünü/ Ayna gösterecektir seni/ Çocukta dirilecek şair/ Sesini verecektir dağa at…” Okurun yüreğine kenetlenecek dizelere davetlisiniz, buyurun! Dedektif RinoKırmızı Havuzun Gizemi / Pilar Lozano Carbayo ve Alejandro Rodriguez / Resimleyen: Claudia Ranucci / Çeviren: Fatmagül Ezici / Final Kültür Sanat Yayınları / 2015 / 56 s. / 7+ Rino’yu ilk kitapta tanımıştık. Kayıp Penguen Vakası’nı çözüyordu. Rino, hayvanat bahçesinde yaşayan bir gergedan. Yardımcısı Paco ise bir papağan. Bu macerada hayvanat bahçesindeki yunus havuzunu kimin kırmızıya boyadığını bulmaları gerekiyor. Suya karışan yakıcı madde, Yunus Martina’nın derisinde dev yaralar açmıştır. Bunu yapanın amacı nedir acaba ve suçlu kim? Rino ve Paco ile birlikte, adım adım bu gizemi çözmeye var mısınız? Karga Beyaz ve Posbıyık Usta / Koray Avcı Çakman / Resimleyen: Gözde Bitir / Can Çocuk / 2016 / 86 s. / 8+ Kargaların hem meraklı hem de çok akıllı hayvanlar olduğunu biliyor muydunuz? Gelin birlikte tanıyalım bu kitabın kahramanını. Rengi siyah olsa da onun adı Beyaz.Yüz seksen yaşında olduğu için, kentin yemyeşil alanlarla dolu olduğu zamanları hatırlıyor. Artık binalar doldurmuş her yanı. Kovuğunda gizli hazinelerini sakladığı ceviz ağacını da kestikleri gün, kendine yeni bir ağaç, yeni bir yuva araması gerektiğini anlar. Yaşlı karga çok üzgündür ama yeni adresinde onu heyecanlı bir maceranın ve yepyeni dostların beklediğini bilmez. Gerçekten de yuva yaptığı ağacın hemen karşısındaki oyuncakçıda onu nice sürprizler karşılar. Önce ahşap oyuncakları yontan Posbıyık Ustayla tanışır ve onunla dost olur. Elden bırakmadan, heyecanla okuyacağınız kitabın öyküsü, dostluğa, dayanışmaya, farklı canlıların birlikteliğine, ağaçlara, yaşama, sevgiye ve daha nice değerlere vurgu yapıyor. Sıra Sana da Gelecek / Koray Avcı Çakman / Resimleyen: Berk Öztürk / TUDEM / 2016 / 120 s. / 10+ Korku edebiyatına merak salan genç okurların sayısı epey kabarık. Chris Priestley’in TUDEM’den çıkan Montague Amca’nın Dehşet Hikâyeleri, Kara Gemi’den Dehşet Hikâyeleri ve Tünelin Ağzından Dehşet Hikayeleri üçlemesini okuyanlar iyi bilir. Gotik ögelerle bezeli esrarlı olaylar, ürkütücü ölümler ve dudak uçuklatan konularıyla okurunu karanlık bir dehlize doğru çeken öyküler, heyecanı son satırlara kadar dorukta tutuyor. Kitabın başında ve sonunda, öykülerin bütünlüğünü sağlayan kurgu içinde çocuklara da önemli roller verilmiş olması, korkunun dozunu daha da arttırıyor. Elinizdeki bu kitap da buna benzer bir kurgu içinde, birbirinden bağımsız korku öykülerini bir yap boz parçası gibi bir araya getirerek başarıyla bütünlemiş. Öykülerin çarpıcı etkisini azaltmamak ve gizemini korumak için konularıyla ilgili bilgi vermiyoruz. Ama her birinde, hırslarına kapılan, zaaflarına yenilen, kibirli, açgözlü, kıskanç, acımasız ya da duyarsız kahramanlar olduğunu söyleyebiliriz. Elinizde ödünüzü patlatacak yerli dehşet öyküleri var, haberiniz olsun; cesaretiniz varsa gece okuyun. Ben Büyüyünce Âşık Olacağım / Dicle Keskinoğlu / Resimleyen: Saliha Çalışkan / Doğan Egmont / 2016 / 32 s. / 4+ Can, Masal’a âşık olduğunu söyleyivermiş. Kitabın kahramanı minik kız aşkın ne olduğunu bilemiyor. Acaba hastalık gibi bir şey mi? Abisine soruyor fakat onun söylediklerin hiçbir şey anlamıyor. Ablasına gidiyor ama yine sonuç alamıyor. Acaba dedesi aşkın ne olduğunu ona anlatabilmiş midir dersiniz? Beş kitaplık serinin diğer kitapları: Yağmurun da Tadı Var, Köfte Parmak, En Sevdiğim Renk, Bebek Olmaya Karar Verdim. Serinin her kitabının minik okurlara söyleyecekleri var. Bebek Annem / Behiç Ak / Resimleyen: Behiç Ak / Günışığı Kitaplığı / 2016 / 163 s. / 9+ Ziya ve ailesi her sene başka bir şehre taşınmaktadır. Ziya, her sene yeni bir okula gitmekte, yeni arkadaşlarla tanışmaktadır. İlk bakışta sessiz, kendi halinde bir çocuk gibi görünen Ziya aslında oldukça yetenekli, el becerisi gelişmiş bir çocuktur. Kısa zamanda arkadaşlarının sevgisini ve ilgisini kazanır. Bir de şu Şule ile kaynaşabilse… Şule, Ziya’nın henüz tanışmadığı sıra arkadaşı… Biraz karmaşık geldi değil mi? Ziya da böyle düşünüyor. Çünkü Şule sınıfa hiç gelmez üstelik herkes onu bambaşka tarif eder. Kimine göre sarışın, mavi gözlü bir kızdır Şule kimine göre, esmer kara kaşlı, kara gözlü. Bazıları çok eğlenceli olduğunu söyler bazıları ise çok içine kapanık hatta suratsız biri olduğunu. Ziya meraktan çatlamak üzeredir. Meraktan daha doğrusu sıkıntıdan çatlamak üzere olan bir başkası daha vardır; Ziyaların sitesinde oturan Abidin Bey. Abidin Bey, Ziya’nın öğretmeni Saniye Hanımın eşidir. Kar koca ilk görüşte çok beğendikleri son derece yüksek güvenlikli bu siteye hemen taşınırlar. Ama zamanla Abidin Bey, bu güvenlikli hayattan bunalmaya başlar. Hiçbir komşusunu tanımıyor olmak, yaptıkları her şeyin kameralarca izleniyor oluşu onu rahatsız etmeye başlar. Bir gün sitede bir örgü kursu açıldığını gören Saniye Hanım ve Abidin Bey hemen bu kursa katılır. Kursu düzenleyen Ziya’nın annesidir. Oldukça becerikli bir kadın olan Dilara Hanım sayesinde tüm komşular çabucak kaynaşır. Bu arada Ziya da Şule’yi tanıyabilmenin yollarını aramaktadır. Zaman zaman onun hayali bir kahraman olduğunu düşünmeye başlamıştır. Çünkü herkesin tanıdığı, tarif ettiği Şule başka biridir sanki. Ziya, Şule ile tanışabilecek mi? Ya gerçekten bir hayal ürünüyse Şule? Sınıf arkadaşları neyse de koskoca öğretmenleri de mi hayal görüyor? Ziya’yı, annesini ve Şule’yi yakından tanımak ister misiniz? Sizce Şule’yi herkesin böyle farklı tanımlamasının nedeni ne olabilir? Gülmece öykülerinin ustası Behiç Ak, bu kez toplu konut yaşamı, güvenlikli sitelerdeki komşuluk ilişkileri, tüketim çılgınlığı gibi toplumsal bir temele yaydığı romanında küçücük iki çocuğun neler başarabileceğini anlatıyor. Çikolata Köpek / Holly Web / Resimleyen: Sharon Rentta / Çeviren: Ozan Kızıler / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2016 / 150 s. / 8+ Amy ve kardeşi Lara, her kardeş gibi sık sık kavga eder. Hele küçük Lara’nın huysuzlukları tutunca… Neyse ki köpekleri Çikolata her zaman onları eğlendirmeyi becerir. Ama bu kez işler biraz daha karmaşık; eve bir bebek geliyor! Lara yetmezmiş gibi Amy bir de bu yeni kardeşle uğraşmak zorunda kalacak. Doğumdan önce ailecek bir tatile çıkarlar. Bu tatil sırasında Amy ve Lara evde olduklarından daha fazla birlikte vakit geçirme olanağı bulur. Dönüşte Amy Brownies (izci kızlar) kampına gideceğinden oldukça heyecanlıdır. Ama yeni bebeğe yer açmak için odasını kardeşi Lara ile paylaşacak olduğunu bilmek onu sinirden delirtmektedir. Aslında Amy’yi kaygılandıran sadece odasını değil tüm yaşamını yeni bebekle paylaşacak olmasıdır. Kafasını karıştırıp canını sıkan bunca şey Amy’yi öyle kızdırır ki Çikolata’yla birlikte evden kaçar. İstediği biraz kafa dinlemek ama daha çok evdekilerin endişelenmesini sağlamaktır. Böylece onun kıymetini anlayacaklarını düşünür. Ama sokaklar pek de sandığı gibi sakinleştirmez Amy’yi. Bu arada annesi de doğum için hastaneye beklenenden daha erken gitmek zorundadır ve kardeşi Lara’nın doğum günü de yaklaşmıştır. Amy eve dönecek mi sizce? Ya Lara’nın doğum günü ne olacak? Küçük kız doğum gününü kutlayamazsa çok üzülmez mi? Tüm bu karmaşık olayları çözmesi için Amy ve Çikolata’ya yardım etmek ister misiniz? “Çikolata Köpek”, kardeş ve aile ilişkileri, duygudaşlık kurabilme gibi sosyal kavramların ele alıyor. n KITAP 31 Mart 2016 17