07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş Ç iir Atlası CEVAT ÇAPAN Nima YUŞİC/ Şiirler/ Çeviren: Nihan IŞIKER ‘Henüz bir dem kalmış geceden’ ağdaş İran şiirinin babası olarak bilinen Nima Yuşic’in asıl adı Ali İsfendiyari’dir. Modern İran şiirinin temelini atan Yuşic’in kendisinden sonraki tüm şairler üzerinde etkisi vardır denebilir. 12 Kasım 1896’da Mazandaran bölgesindeki Yuş köyünde dünyaya gelmiştir. Geçimini çiftçilikle sağlayan bir ailenin oğlu olan Yuşic, on iki yaşına kadar yaşadığı köyde klasik İslam eğitimi almıştır. Daha sonra öğrenimini Tahran’da sürdürdürür. Bu esnada Katolik St. Louis okulunda Fransız edebiyatıyla tanışır. Başlangıçta klasik Horasan biçemiyle şiirler yazmıştır. Daha sonra bazı Fransız şairlerin etkisinde kalır. İran şiirinde biçimsel özelliklerde devrim yapmıştır. Aruzu bırakarak serbest ölçüyü denemiş ve bunu uygulamıştır. Geleneksel şiirin etkisinden kurtulunca kısa bir dönem romantizmin etkisinde kalmıştır. Daha sonraları gerçekçi bir şiir geliştirmiştir. Yuşiç’in şiirlerinin konusu yaşayan insandır. Şiirlerinde insanların yaşadığı dünyevi acı ve sıkıntıları sıkça görür ve hissedersiniz… 6 Ocak 1960’ta zatürreden yaşamını yitirir. SOĞUK BİR KIŞ GECESİNDE Soğuk bir kış gecesinde Güneşin ocağı da yanmıyor kandilimin sıcak ocağı gibi Işığım gibi ne bir ışık parlıyor Ne de tepede buz tutmuş ayı aydınlatıyor Ben karanlık bir gecede Komşularımın ziyaretinde yaktım ışığımı Soğuk kış gecesiydi Rüzgâr kıvrılıyordu çamın etrafında Sessiz kulübeler arasında Üstelik dar bir yolda kayboldu benden Henüz hikâye hatırda ve bu sözler dudakta: Yakan kimdir? Yanan kim? Bu hikâyeyi yürekte saklı tutan kim? Soğuk bir kış gecesinde Güneşin ocağı da yanmıyor kandilimin sıcak ocağı gibi Işığım gibi ne bir ışık parlıyor Ne de tepede buz tutmuş ayı aydınlatıyor GECEDİR Gecedir Zifiri karanlıkla demli bir gece... Yaşlı incir ağacının dalı üzerinde kurbağa vıraklar Yağmurun, tufanın haberini verir her zaman Ve ben endişeliyim Gecedir Onunla kabirdeki bir ölü gibi cihan Ve ben yine endişeliyim Eğer yağmur her yeri sarıp Dünyayı bir sandal gibi suya atarsa ne olacak Karanlık doğuran bu gecede C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I Ne kadar çok düşünce Sabah ne kalacak bizimle Dağın ardından sökünce şafak Yüzünü bu tufandan esirgiyecek mi sabah HENÜZ GECEDEN... Henüz bir dem kalmış geceden Ötüyor gece kuşu orada Saklı yerinden sahile ışıldıyor ateş böceği Tıpkı penceremde parlayan ışığım Henüz sabır ve takatimden bir şeylerin kaldığı kalbim gibi Söylenen acı aşk hayalimin şarkısı Penceremde parlayan ışığım gibi Gözlerindeki beni yakan ümit veren bakışı Parlıyor bu evin karanlığında BULUTLUDUR EVİM Bulutludur evim Tüm yeryüzü bulutludur onunla Rüzgâr savruluyor yamaçtan dökük, sarhoş yıkık, Onun yüzünden bütün dünya harap arzularım da… Ey ney sesinin uzaklara götürdüğü neyzen neredesin? Bulutludur evim ama bulut ağlamaklı zihinde yitirdiğim aydınlık günler Güneşe dönük yüzüm denizin huzuruna çeviriyorum bakışı Tüm dünya rüzgârdan yıkık, dökük Ve daima ney üfleyen neyzen bu bulutla kaplı dünyada kendi yolunu tutmuş gitmekte n 1 3 2 0 4 H A Z İ R A N 2 0 1 5 n S A Y F A 1 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle