20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş 1 iir Atlası CEVAT ÇAPAN Ken SMITH / Şiirler Çeviren: Nice DAMAR ‘Tilki Koşusu’ 938 yılında Rudston’da doğan şair, bir çiftlik işçisinin oğludur. Çocukluğu Yorkshire kırsalında geçmiştir. Önce birkaç yıl Amerika’da, sonra önemli uzun şiiri Tilki Koşusu’nun ve Terra adlı kitabındaki Londra Şiirleri’nin ortamı olan Londra’da bir süre yaşar. 1985 87 arasında Wormwood Scrubs Cezaevi’nde misafir yazar olarak çalışırken Wormwood’daki şiirleri yazmıştır. Seçme şiirleri, The Poet Reclining, Fox Running ve Tristan Crazy (Bloodaxe’ten yayımlanan ilk kitabı) içindeki şiirleri içerir. Öteki Bloodaxe kitapları Burned Books (1981) ve seçme düzyazıları, A Book of Chinese Whispers (1987)’dır. Çeşitli üniversitelerde ders vermiş ve önemli ödüller kazanmıştır. Demir Özlü’den yepyeni bir anlat?: İşte Senin Hayat?n. “Devam eden sadece çürümeydi. Burada insan neye tutunabilirdi? Aşka m?? Gülünçtü. Tutunmak istediğin herşey ac? bir kahkahaya dönüşüyordu.” çaldığı yarım düzine kravatı. Dingwalls’ın arkasında uyuşturucu satan delikanlılar. Adamın çılgın ve ışıltılı gözleri. Ağzı yineliyordu o kızın onun nasıl serçesi olduğunu. O ne kadar kadınıydı onun, vefasız rüzgârı başka bir yöne döndüğünde, adam en iyisi rüzgârla sevişmeli ya da suyla evlenmeliydi. Hiç kimseyi incitmezken, değil mi ki yaz kış hep sevdiği ona yalan söyledi. Böyleydi programındaki boşluklar. Böyleydi onun gece düşünceleri. Öteki geceler kendine izin verir, demiryoluna uğrar, İngiltere’ye son iyilik dolu, kısa bir bakış atardı aşağıdaki Beachy Head kayalığında. Kayaları boyar. Kuzgunları beslerdi. Böyleydi onun gece senaryosu, tek kişilik filmi kendisinin. Olur. Çarpışma. Gözden düşmek kör kütük sarhoş, orkestrada, kız oturduğu yerden yapraklarını yoluyordu papatyaların onu seviyorum, sevmiyorum onu diyerek. Uykusuzluk. Geceleri yirmi yıl onu sevmenin, tümü bir tanesi annesinin dua tespihinin ve kızın nasıl haksızlık etmeyi bildiğinin. Ve haksızlık etti. Listeler adamın sonuncu kırık düğün tabağını, sonuncu bağırışını herhangi bir köşede, sonuncu sigarasını, dans salonunun ışıldayan küresinin altındaki son tangolarını, sonuncu sevişmeyi yıldızların altında bir yerlerde ve nasıl ağzı ona evet dediğinde organının hayır hayır hayır dediğini. Adamın tek gidiş bileti kente, bir oda, duşta inleyen geceler, giysi dolabında sarhoş uyuyordu rüyasız, işiyordu lavaboya. Ve aynı kara öfkeye uyanır. Uyanır aynı kötü açlığa. Uyanır aynı umutsuz arayışa adamın bedeni için biraz tilki sıcaklığına. Yıllar, biletler, trenler. Kapatıyordu aynı rengi atmış hiçlikleri tuzlu yolların bir yerlerinde, korkuyordu yalnız yaşayıp tek başına ölecek olmaktan beyaz bir odada beyaz çarşaflar içinde ölüm meleğinin fişi çektiği ve adamın son bir sözü varsa eğer yalnızca o kız duyar bunu: etkin, canlı, mikropsuz, gömülmeye hazırlıyor onun gövdesini, bilgilendiriyor akrabalarını, gözler önüne seriyor kızın yakasındaki saat, gösteriyor onun ayrılış saatini. Başka yolu yok. n 1 3 0 0 1 5 O C A K 2 0 1 5 n S A Y F A 2 9 TİLKİ KOŞUSU’ndan Başlıyordu tekrar ve tekrar yıkılmış olandan başlayarak. Uykunun kapısının altından kaymaya çalışıyordu geceler geri tepen imgelerin serpintisinin altından: kızın sesi, adamın nasıl devirdiği kızın saçlarının karanlık değirmeninde yılları. Buna geldi: basamakların üstündeki geceler çalmıyordu hiçbir kapıyı. Telefon kulübesinin çevresinde yarım bir sabah siyah kolu kaldırmadan önce. Memnun hattın meşgul olmasına, evde hiç kimse yok. Memnun numaranın açık olmasına. Bristol’den geçen tüm hatlar kesik. Adamın numarasından yanıt yok. Kışlık kent, Maida Vale’in dışında bir an için göründü yağmurun tanemsi görüntüleri. Güçlükle solur ve takınır yenilginin kamburunu, tuşu öğle yemeğine çıktı diyor. Paddington’da çekişiyor trenler. Kilburn’de düzensiz ve mest. Tek başına avlanıyordu şehrin kuzeyi ve güneyi arasındaki nehirde. Brady’nin Tavernası’nda bir nakit sorunuyla takas ederken içkiyi ülkenin madeni parasıyla. İki kez Ring turu. Waterloo’da son tren kuzeye Camden’a, saçılmış şişelerden yollar, VP ve elma suyu boşları, ters dönmüş kasalar. Köşesine çekilmiş Baudelaire ve Lorca’yla. Pazar günleri topluyordu egzotik meyveleri çarşı boyunca, satıyordu C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1950 Ku a ?’n?n önde gelen yazarlar?ndan Demir Özlü otobiyogra?k anlat?lar?na bir yenisini ekledi. Bir yanda iddet ve bask? toplumunun getirdi i politik sorunlar, öte yanda yaln?z bir ya am?n yaratt? ? bo luk... stanbul, zmir, Paris ve Stockholm semalar?nda, ya am?n dolambaçl? yollar?na aç?lan sokaklarda yaln?zl? ?n?n izini süren yazar? “sen” diye adland?rarak yeniden okurlar?yla hayat buluyor Demir Özlü...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle