Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Görünmeyen Ordular: Gerilla Tarihi / Max Boot / Çeviren: Fethi Aytuna / İnkılâp Kitabevi / 684 s. 4000 yıldır varlığını dünyanın birçok coğrafyasında sürdüren gerilla savaşlarını, derinlemesine bir araştırmayla inceleyen akademisyen Max Boot, yüzyıllar boyunca süren mücadelelerin başarılı sonuçlarını, başarısız çıkarımlarını ve tarihe yön veren etkilerini Görünmeyen Ordular’da gözler önüne seriyor. Boot, RomaYahudi Savaşlarından Büyük İskender’e, Mezopotamya’nın kanlı nehirlerinden Çin’in uçsuz bucaksız bozkırlarına, İngiltere ile İrlanda arasındaki güç savaşlarından Haiti’nin özgürlük mücadelesine, Garibaldi’den Arabistanlı Lawrence’a, Kızıl Ordu ile Mücahitlerin yüzleşmesinden El Kaide’nin günümüzdeki etkilerine dek okudukça kimin iyi, kimin kötü taraf olduğunu sorgulatan çalışmasıyla okur karşısında. Fabrizio’nun Dönüşü / Mark Frutkin / Çeviren: Zeynep Heyzen Ateş / E Yayınları / 264 s. Yıl 1682, Cremona, İtalya; Rahip Fabrizio Cambiati, gökyüzünden 76 yılda bir geçen bir kuyrukluyıldızı görebilmek için teleskop adı verilen yeni bir icat ve hizmetkârı cüce Omero’yla beraber şehrin saat kulesinin tepesindeki yerini alır. Teleskopla etrafa şöyle bir baktıktan sonra ağzından şu cümleler dökülür: “Bu alette sıra dışı bir şeyler var. Gerçekten geçmişi mi bugünü mü yoksa geleceği mi gördüğümü bilmiyorum ya da belki hepsini birden görüyorum.” Rahibin gördüğü 76 yıl sonraki Cremona ve Fabrizio’ya verilmesi düşünülen azizlik mertebesini araştırmaya gelen “şeytanın avukatı” sıfatlı Cizvit rahibi Michele Archenti’dir. Fabrizio’nun Dönüşü, düşle gerçeğin, bugünle yarının iç içe geçtiği; romantizm, simya, astronomi, felsefe taşı ve İtalyanların ünlü Commedia Dell’arte tiyatrosuyla süslenmiş, sürprizlerle dolu bir kitap. Helezon Kütüphane: Yamak / Evren Şener / Hayy Kitap / 192 s. Sakin bir günde, hiç kimsenin ummadığı bir anda, Helezon Kütüphane’nin altın gongu binlerce yıllık sessizliğini bozar. Gong tam üç kez çalar. Büyük bir panik başlar. Baş Kütüphaneci’nin iki yamağı gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Yeni bir aday gereklidir. Genç Soe muhafızlar tarafından evinden zorla alınarak sırlarla dolu Helezon Kütüphane’ye götürülür. Helezon Kütüphane: Yamak, maceC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I ralarla dolu fantastik bir roman. Bir yandan insanın kendi sırlarını keşfetmesini ve sınırlarının ötesine geçmesini ardı arkası kesilmeyen bir aksiyonla anlatıyor. Diğer yandan sabır, isyan, kazanmak ve kaybetmek üzerine spritüel derinliğe sahip mesajlar veriyor. Okuyucuyu kahramanıyla beraber derin bir iç yolculuğa çıkarmayı ve gerçek düşmanın kim olduğunu sorgulatmayı amaçlıyor. Annem, Tanrı ve Sen / Siminya / Sayfa 6 Yayınları / 270 s. “Nefret ettiğimiz yaşamak lanetini bize bulaştıran her şeyi kutsadık. Başköşeyi ise daima, birbirimizin canına daha kolay kıyabilmemizi sağlayan sevgili Tanrımıza ayırdık. Görmediğimiz ve duymadığımız yaratıcıyı; çığlık çığlığa görünen, anlatan ve ağlayan insandan daha çok anladık, çünkü O hep vardı ve var olacaktı. Sonsuz varoluşundan ürktük. Ölümsüzlüğüne yenildik. Hem yaşamaktan hem ölmekten korkuyorduk. O kadar korktuk, o kadar korktuk ki yaratıcının dünyadaki izdüşümü anneyi kutsamak zorunda kaldık. Belki de ölümlü bir yaradanın karşısında kendimizi daha rahat hissedecektik. Öyle de oldu. Kanını, canını, emeğini, varlığını sömüre sömüre kutsallığına küfürler savurduk. Etlerini koparıp, saçlarını ellerimize doladık. O bizi hep anladı. Tuttu başımızı okşadı. Gözyaşlarımızı avuçlarına alan, kulağımıza umudu fısıldayan bir yaradanımız vardı. Anne, yaşamaya mahkum ettiği bize sevmeyi anlattı.” Siminya, anı ve anlatıyla yüklü kitabı Annem, Tanrı ve Sen’le okurlarla buluştu. Abluka / Hakan Karahan / Kendi Yayını / 202 s. (İletişim: 0 212 511 53 03) 19 Şubat 2001’de Milli Güvenlik Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan gerginlik cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin patlamasına yol açtı. Kamuoyunda “Kara Çarşamba” olarak adlandırıldı. Hükümet “dalgalı kur” politikasına geçme kararı aldı. Kriz döneminde yirmi iki banka ve binlerce şirket battı. Sadece 2001’in ilk üç ayında on binden fazla bankacı işsiz kaldı. Reel sektörle beraber kayıplar daha da büyüyerek elli binlere ulaştı. Ekonomiyi kurtarmak için Kemal Derviş Amerika’dan geldi. 2002 genel seçimlerinde AKP parlamentodaki sandalyelerin yaklaşık üçte ikisini kazanarak tek başına hükümet kurma yetkisini kazandı. Hakan Karahan Abluka adlı romanında, 2001 ekonomik krizinde yaşanan gerçekleri bir senaryo tadında yazıya dökerek okuyucunun gözünün önünden film kareleri gibi geçmesini sağlıyor. n 1 2 7 4 facebook.com/ithakiyayin twitter.com/ithakiyayinlari 1 7 T E M M U Z 2 0 1 4 n S A Y F A 2 5