03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

imza atmışlar. Gelecek planlarınızdan biraz bahsedebilir misiniz? Türkçe edebiyat üzerine uğraşınız sürecek mi? Öyleyse, nasıl bir yol izleyeceksiniz? Tabii ki... Türkçe üzerinde çalışmalarım devam edecektir. Eski, güçlü bir dil ve onun edebiyatı üzerinde çalışmak benim de onur duyduğum bir şey. Edebiyat büyük bir dünya ve keşfedilecek çok şey var ki, hele Türkçe zengin bir edebiyata sahip olduğu için daha da merak uyandırıyor. Birinci hedefim tabii ki bu edebiyatı ülkeme özellikle akademik anlamda tanıtmaktır. Akademik anlamda diyorum çünkü bugün İran’da Türkçeden çevirilerin çoğu aşk şiirleri üzerinde yapılıyor ve akademik bakış çok gelişmemiş durumda. Çevirilerde hep şuna dikkat ederim; hedef sadece çeviri değildir: Bence bir ülkenin edebiyatını ya da tarihini tanıtmanın en doğru yolu işe üniversitelerden başlamaktır. Bugün benim çalıştığım kitaptan bazı şairler seçiliyor ve Furuğ ile karşılaştırmalı olarak farklı temalar üzerinde çalışılıyor. Benim hedeflerimden birisi de, şiirler üzerine bilimselakademik eleştiri olacaktır, bugün Türkiye’de eksik gördüğüm bir şey bu. Çoğu eleştiriler klasik ve genelde içerik üzerinde yapılıyor, sanıyorum ki. Karşılaştırmalı edebiyat da her zaman benim ilgimi çekmiştir ve bu konuda geçmişte de çalışmalarım oldu. Gülseli İnal ve Sohrab Sepehri şiiri üzerinde bir karşılaştırma düşünüyorum. Dünyaya farklı bakışa sahip olan iki özel şair… Gülseli arketiplerle kendi dilini ve şiir dünyasını yaratarak ve Hermetik içerikli şiiri ile Sohrab ise, “binaryopposition” (Temel Zıtlıklar) diye bildiğimiz tarzı ve bakışı ile her zaman benim dikkatimi çekmişlerdir. Karşılaştırmalı edebiyat ülkelerin edebiyatlarını öne çıkartmak ve tanıtmak adına en iyi alanlardan biridir bence. İSTEMLİ SEÇİM... Kadın şiiri özellikle 80 kuşağında bir direniş simgesi olmuş, şiire yeni bir soluk katmıştır. Farsçaya çevirdiğiniz şairler de size bu direnişi hissettirdiler mi? Gülten Akın şiirinden yola çıkarsak, evet doğru, bu direniş imgelemini önceden başladığının ayırdına varabiliriz. Özellikle Akın’ın “Kestim Kara Saçlarımı” başlıklı şiirinde damgasını vuran öfke ve kadının toplumdaki ikinci konumundan kurtulma çabası değişmedi ve bugüne kadar hatta genç şairlerin şiirinde de devam etmektedir. Beş şair de, önceden de söylediğim gibi, tarz sahibidir ve hepsi dil ve içerik olarak kendi konumlarını belirlemişlerdir. Her beş şairin şiirinde feminen sesi duyabiliyoruz ve bence bu istemli bir seçimdir, tesadüfen gelişmemiştir. Melisa Gürpınar deyiş tarzı ile kadın ve arzuları, hasret, nostalji rengi olan şiiri; Didem Madak ironi, gündelik ve açık sözlülükle itiraz eden diliyle; Gülseli İnal kendine özgü ve imgeleri feminen objeler ile uyum yaratan şiiriyle; Bejan Matur sembolik ve bence “yöresellik avangardı’’diyebileceğimiz bir dille kadının içini anlatan şiiriyle; Lâle Müldür ise mistik ve yapısal bir şiir yazmasına rağmen kadın sesini duyuran şiiriyle bu direnişi farklı yollarla genellikle 80 kuşağındaki gibi düz, doğrudan olmasa da duyuran şair kadınlar olmuşlardır. n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I İran’da Türkiyeli beş kadın şair r Gülseli İNAL iirin ülkesi İran, 2014’ün ilk aylarında Türkiye’den beş kadın şairin şiirleriyle tanıştı. Tahareh Mirzai’nin çevirisini ve editörlüğünü üstlendiği Farsça yayımlanan antoloji, ülkemizden beş kadın şairi kuşatıyor. Antoloji; Melisa Gürpınar, Didem Madak, Lâle Müldür, Bejan Matur ve Gülseli İnal şiirlerinden kapsamlı bir seçkiyi içeriyor. Klasik anlamda bir antolojide hangi dönemi kalkış noktası alıyorsa o dönemin şairlerinin tümü bulunur. Bir şiir antolojisi demek şiir akımlarını temsil eden şairlerin şiir örneklerinin yer aldığı bir seçki demektir. Çoğu kez antolojilerin subjektif olduğu söylenir, doğrudur da. Üç yıl önce Hollanda Leiden Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü yayınları arasında oldukça kapsamlı Modern Türk Şiiri başlığını taşıyan iki dilli Türkçe ve Danca bir antoloji yayımlandı. Hazırlanması sadece iki yıl süren antolojide 20.yy başından sonuna Türkiye’de yetişen şairleri kuşatıyordu. Ahmet Haşim’le başlayan Antoloji küçük İskender’le son buluyordu. 20. yüzyılı baştan sona kateden antoloji yedi yüz otuz sayfalık bir çalışmaydı. Bu antoloji için Hollanda’da bir toplantı yapılmış ve ben de katılmıştım. Şimdi de Leiden Türk Edebiyatı bölümünden Styske Söteman, Mehmet Emin ve Rooph, 80 dönemi Türkiye şiirini temel alan yeni bir antoloji hazırlıyor. ÖZEL SEÇKİ Şimdiye dek yabancı ülkelerde ve kendi ülkemizde yayımlanan bütün antolojiler bu karakteri taşır. İran’da yayımlanan beş kişilik antoloji ise çok özel beş kişilik seçki olarak farklı özellikler taşıyor. Antolojilerde genellikle her şairden iki, üç şiir yer alırken bu antolojide her şairi temsil eden özel örneklere yer verilmesi Tahareh Mirzai seçkisinin çok özel olmasını sağlıyor. Üstelik seçilen şairlerin kadın olması antolojiyi daha da anlamlı kılıyor. Antolojiyi hazırlayan İranlılar 21.yy’nin kadınların yüzyılı olacağını sezmiş görünüyorlar. Türkiye’den beş kadın şairin tipik şiir örneklerinden bir kesit sunan antolojide her şairden yirmi şiirinin yer aldığı kitap, İran edebiyat çevrelerinde küçük bir deprem yarattı. Tahareh’yle yaptığım konuşmalarda antolojinin İran’da çok dikkat çektiğini, İran entelijensiyasının kitaba çok ilgi gösterdiğini, pazar akşamları yapılan şiir oturumlarında, şiirlerin okunup üzerine çok konuşulduğunu söylemişti. Yeni haber ise antolojinin ikinci baskısının yapılacağı yönünde. Ayrıca İranlı şairler Türkiye’de yetişen yetenekli kadın şairlerin varlığından haberdar oldukları için heyecan duydukları hatta çok şaşırdıkları haberler arasında. Tahareh bana “Ülkenizde Ş neden şairlere önem verilmiyor?” diye sorduğunda verecek doğru bir yanıt bulamamıştım. Tahareh Mirzai kendi hazırladığı antolojide yer alan şairleri tanıtmak için İran’ın saygın edebiyat dergilerinde şairlerle yapılmış röportajlarla tanıtım görevini de üstlenen ilginç bir figür. Benimle yapılan uzun söyleşiler İran’in en saygın dergilerinden Güllüstaneh ve Golestaneh edebiyat dergilerinde yayımlandı. ZAMAN KAYBI Siyasi yönetim biçimi nedeniyle temkinli ve önyargılarla yaklaştığımız İran’da edebiyat ortamının tavizsiz ve güçlü duruşu, şairlere duyulan saygı, bu ülkenin popüler yozlaşmaya uğramadığını ve her şeye karşın yüksek yazın değerlerine sahip çıkıp koruması benim açımdan yeni bir keşifti. Demek ki İran her türlü koşulda erozyona uğramamış bir ülkeydi. Ülkemde yaşanan popüler yozlaşma ve kültürsüzleşme politikalarının son altmış yıldır vardığı noktada cahiliye dönemini başlattılar. Ehil olmayanların bile roman yazması ve bu romanların toplumda bir değer gibi sunulması içler acısı. Kısaca kitap çöplüğünün yaratıldığı bir dönemde en çok saldırı da şiire yapıldı. Popüleritenin saldırgan, içi boş hamleleri yavaş yavaş sönmekte ancak çok zaman kaybedildi. Bu zaman kaybı yaşanırken yabancı ülkelerde Türk şiirine gösterilen ilgi ise hiç şimdiye dek olmadığı kadar yüksekti. Bu dönemde yurt dışında yayımlanan dergiler ve antolojilerde gerçek şairlerimizin şiir örnekleri yer aldıkça edebiyat ortamı başka bir kulvarda seyretmeye başladı. İran, şiir geleneğinin en güçlü olduğu ülkelerinden biri olarak kendi edebiyat mirasına sahip çıkan, herhangi bir yozlaşmaya izin vermeyen bir ülke olduğunu gördüm. Şiir o coğrafyada hiçbir ülkede olmadığı kadar değerli, şair ise İranlılara göre kutsal özelliklere sahip bir yaratıcı. Her İranlının günlük hayatının içinde olan şairler, Hafız, Ömer Hayyam ve Furuğ, bu toplumunun ölümsüz üçlüsü. Aynı zamanda bu üçlü bilge kişilikleriyle her saniye İran kültürünün içinde yaşıyor. Biliyorlar ki şairleri olmayan bir ülke, ülke değildir. Şairlerine sahip çıkmayan bir ülke, ölüdür. Bizler için İran kültürüyle tanışmak, Pers geleneklerine yeniden bakmak, iki Mezopotamya ülkesinin kültürlerinin alışverişi; zenginleştirici, ileri taşıyıcı, imge düzeyinde de yeni estetikleri deneyleme olanağını başlatabilir. Çünkü şiir siyasetin, soğuk savaşın, nükleer savaşların çok ötesinde yer alan bir cevherdir ve sonsuzca barışı, adaleti savunur. Şiirsel estetik imge dönüştürücü bir güce sahiptir. n Melisa Gürpınar Didem Madak Gülseli İnal Lâle Müldür Bejan Matur 1274 1 7 T E M M U Z 2 0 1 4 n S A Y F A 1 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle