Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tahareh Mirzai 1979 İran doğumlu bir çevirmendir. Fars edebiyatı üzerine yüksek lisans yapmış, karşılaştırmalı edebiyat üzerine de çalışmıştır. Halen İran’da çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Çevirileri ile dünya şiirinde ülkeler ve metinler arası önemli paylaşımlar sağlıyor ve katı sınırların biraz daha silikleşmesini sağlıyor. Ülkesindeki edebiyat geleneğini iyi incelemiş olmanın gücüyle de ülkeler ve edebiyatları arasındaki sınırları kaldırmak için çok çalışıyor. Özellikle de şiirdeki kırılgan imgelemin ne şekillerde başka ülkelerin insanlarına tanıtılabileceğine güzel bir örnek oluşturuyor. Böylece kültürler arası potansiyel bir geçiş olarak şiiri, geniş anlamıyla yazını kullanıyor. İran’da yayımlanan kitabı ‘’Her Kadın Kendi Ağacını Tanır’’(Beş Türk Kadın Şairin Şiirleri) (Bootimar Yayınevi – Şubat 2014) ikinci baskısını yaptı.‘’İkinci Darbe’’(Nasira Yayınevi – Nisan 2014) adlı kitabında ise, Furuğ Ferruhzad ve Rus şair Anna Ahmatova’yı şairlerin kullandıkları şiirsel motifler bağlamında karşılaştırdı. İran’daki köklü edebiyat geleneğinin meyvelerinin hâlâ toplanmakta olduğunu söylemek yerinde olabilir. Çünkü kendisi de İran’da edebiyat eserlerinin hak ettiği değeri bulduğunu ve çok okunduğunu söylüyor. İlk bahsettiğimiz derleme kitabında Tahereh Mirzai önemli bir işe imza atmış gibi görünüyor. Türkiye çağdaş şiirinin şair kadınlarının İran’da tanınmasına önayak oluyor. Kitabında, imgelemi, tarzı çok çeşitlilik gösterecek beş Türkiyeli şair kadının önemli bulduğu şiirlerini derlemiş: Melisa Gürpınar, Gülseli İnal, Didem Madak, Bejan Matur ve Lâle Müldür’ün şiirleri. Bu şairlerin teknik ve imgesel dünyasına, gerekli duyarlık ve özenle ortak olmuş. Kendisiyle bir söyleşi yaptık, Türkiye ve İran edebiyatı ve kendi çalışmaları hakkında konuştuk. S A Y F A 1 6 n 1 7 Beş kadın şairimizi Farsçaya çeviren Tahareh Mirzai ile söyleştik ‘Her kadın kendi ağacını tanır’ r A. Emre AKALTIN ürk edebiyatına olan ilginiz nasıl başladı? Özellikle ilgi alanınız şiir olsa da Türkçede başka yazın türleriyle de ilgileniyor musunuz? Türkiye ve İran kültür alışverişi bugüne ait değildir muhakkak ve hem klasik edebiyatta ve hem çağdaş edebiyatta birbirinden etkilenmişlerdir ve bunu iki ülkede yaşayan insanlarda genellikle az da olsa komşu kültür ve edebiyatını merak etmişlerdir. Benim Türk edebiyatına ilgimin artması, aslında Türkçeyi öğrendikten sonra başladı. İngilizce ve Almancadan sonra, doğuda sayılabilecek bir dili merak ettim ve Türkçeyi seçtim. Bu kadar köklü ve zengin bir dilin edebiyatını da merak ediyordum. Tabii ki bundan önce de Türk edebiyatına yabancı değildim. Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Cemal Süreya gibi büyük şairleri biliyordum ve çeviriler okumuştum; Yaşar Kemal, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halid Karay gibiyazarların da kitaplarını okumuştum. Son yıllarda Türk roman ve öyküleri ciddi bir gelişme yaşamaya başladı. Bugün İran’da Orhan Pamuk ve Elif Şafak kitapları çok satan çeviri romanlar arasında yer almaktalar. İran’da, dünya edebiyatı nasıl takip ediliyorsa, zengin Türk edebiyatı da öyle takip ediliyor. Ayrıca Türk öykülerine de ilgim var. Yakın zamanda çağdaş kısa öykülerden bir kitap hazırlamayı düşünüyorum. Furuğ Ferruhzad geleneğine yakın bulduğunuz Türk şair kadın var mı? Varsa küçük bir karşılaştırmada bulunabilir misiniz? Furuğ Ferruhzad’a yakın veya ondan etkilenen şairler var, sonuçta Julia Kristeva’nın da dediği gibi: “Edebiyat, metinler arası bir dünyadır. Bütün ulusların yazarları, şairleri ve sanatçıları birbirinden etkilenebilir ya da aynı düşünebilir.” Bence çoğu Türk kadın şairi istemli ya da istemsiz Furuğ’un asi, itiraz eden ve başkaldıran dilinin etkisini almışlar. Sonuçta Furuğ, İran’ın 60’lı yıllarının ataerkil ve kapalı toplumuna ilk defa kadından, duygusundan ve aşktan bahsetti. Bütün tabuları yıkıp kendi kadınsı sesini topluma ve erkeklere duyurdu. Edebiyatta ve toplumda kadına bireylik ve toplumsal ve somut bir varlık kazandırdı. Bu sadece içerikte oluşmuyor tabii, Furuğ’un şiir diline yeni yaklaşımları ve yeni tarzlarla şiir yazmaları da önemlidir bence. Eğer benim şiirleri üzerinde çalıştığım şair kadınlarla kar2 0 1 4 T Tahareh Mirzai şılaştırma yapacak olursam, Bejan Matur ve Didem Madak’ı Furuğ’a daha yakın görüyorum. Tabii ki derleme kitaptaki beş şair kadın Cumhuriyet’ten sonraki en başarılı kadın şairlerden sayılıyorlar ve şiirdeki feminen ses ve duygu oluşumunda büyük rolleri var; ama Bejan’ı çok derinden, içten bir duygu ve sembolik bir dil seçimi; Didem’i dilsel ve sözcüksel saptamaları, dil oyunları ve ironiyi fazla kullanan şairler olarak Furuğ’a daha yakın buluyorum. Bir başka ortaklık olarak, özellikle üç şairde de ataerkile hem sembolik hem açık bir dille isyanlarından örnek verebiliriz. Bu konuda mayıs ayında Kıbatek “Edebiyatta Kadın” başlıklı sempozyumda bir makalemi de okumuş ve bazı önemli, yakın karşılaştırmalarda bulunmuştum. MODERN BİR GELECEK Şair kadınların önemi belki de kendilerine has diyebileceğimiz duyarlıklarında. Çevirip derlediğiniz kitabınızdaki şairlerimiz dışında sizi özel olarak etkileyen başka şairler de var mı? Ben bu konuya katılmıyorum, duyarlılığı ve duyguyu erkek şiirinde de görebiliriz. Ama farkı sadece şu: Şair kadınların bu duygu ve duyarlılığı işlemelerinde, bu duyarlılığı imge ve teknik ile işlemelerle nasıl yan yana getirdiklerini görebiliriz. Evet, tabii ki hayran olduğum başka büyük şair kadınlar da var, Gülten Akın ve Nilgün Marmara veya daha çağdaş şairler ki bugünkü Türkiye şiirinde özellikle kadın şiirinde kopmalara neden olmuşlar ve şiir için daha modern bir geleceği hazırlamışlardır. Günümüz şairlerinin temaları genelinde söylersek, şair kadınların temalarının çeşitliliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu sorunun cevabında ilk önce maalesef ki şunu söylemeliyim: Bugün Türk kadın şiirine genel olarak baktığımızda, tamamen içerik ağırlıklı bir şiirdir. Halbuki modern şiirde form ve yapı içeriği de oluşturur. Eğer bu beş kadın şairin şiir temasından bahsetmek istersem, bence her birisi tarz sahibi kadın şairler. Melisa Gürpınar deyiş tarzı, Didem Madak form şairi, Gülseli İnal hermetizm şairi ki form ve yapı da şiirinde önem taşımakta (Gülseli İnal şiirindeki bütün arketipler dil saptamalarıdır ki bu da şairin form üzerinde ne kadar belirgin çalıştığını gösterir), Lâle Müldür şiiri metafizik, form ve yapı ağırlıklı ve Bejan Matur sembolizmi fazla öne çıkarır. Beş kadının şiirinde tabii ki ortak temalar çok. Feminen elementler, topluma isyan ve başkaldırmak, aşk ve detayları, felsefi sorular, toplumdaki eksikler ki en çok da kadınları etkiliyordur. Bence kadınlar dünyaya ve hadiselerine daha objektif ve dikkatli bakıyorlar, hasarları daha iyi hissediyor ve şiir dilinde aktarıyorlar. Şiir, dilin telaşlı suretidir, asi ve başkaldıran sureti. Bugün şair kadın, kendi bireyliğini oluşturmak için öncelikle istemli ya da istemsiz kendi yaşadıklarından yararlanır ve şiiri buradan yola çıkan sözcüklere oturur. Kaç senedir şiir incelemeleriyle uğraşıyorsunuz? İran edebiyatında sevdiğiniz şair kadınlardan bahsedebilir misiniz? Yıllardır edebiyat ve şiirle iç içeyim, tahsilim zaten Farsça edebiyatı üzerine oldu ve şiire ilgim çocukluğumdan beri canlıdır. Öyle ki, İran’da şiir çok normal bir şey ve herkesin evinde Kuranı Kerim’in yanında Hafız Şirazi, Mevlana’nın Mesnevisi ve Gülistani Saadi bulunur. Çalışmalarım, ciddi olarak şiir atölyelerinde başladı, çünkü şiir ve edebiyatı sadece üniversitede ve edebiyat okumakla geliştiremezdim. Şiir atölyelerinde, şiir incelemelerini çok güçlü ve ünlü şairler yaparlar ve aynı zamanda, buralarda dünya edebiyatı da takip edilir. Dünya edebiyat okullarıyla tanışmak, düşünceleri öğrenmek, çeşitli şairlerden şiir okumak özellikle dünya şiirini, bunların hepsi bence şiir eleştiri konusunda ilerlemeye yardımcı olan faktörlerdir. Tabii ki sevdiğim kadın şairlerin başında Furuğ Ferruhzad geliyor, Furuğ’un feminen sesi ve şiir üslubu, ironisi hepsi yan yana gelince her şiir severi kendisine hayran bırakıyor. Furuğ’dan başka Simin Behbahani ünlü klasik ve serbest şiir yazan şair kadın ve bugünkü genç şair kadınlardan da pek çok örnekler verebilirim ki bu kadınlar dil ve içeriği birlikte geliştirerek Farsça modern şiirde ciddi bir gelişime ortak olmuşlardır. Örnek olarak Geranaz Musevi, Leyla Müşfik, Nahid Arcuni, Afak Şohani gibi şairler kendi tarzlarını yaratarak güzel ve yeni yaklaşımlara K İ T A P S A Y I 1274 T E M M U Z C U M H U R İ Y E T