05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Batı Felsefesindeki 100 Temel Mesele / Derleyenler: Michael Bruce, Steven Barbone / Çeviren: Mustafa Topal / İletişim Yayınları / 540 s. Batı Felsefesindeki 100 Temel Mesele insanlığın binlerce yıldır vazgeçilmezi olan felsefi düşüncede öne çıkmış 100 argümanı, meseleyi ele alıyor. Uzman akademisyenlerin kaleme aldığı bölümler, söz konusu düşüncenin temellerini ortaya koyarak bölüm sonlarında yer alan öncüller ve çıkarımlarla daha iyi anlaşılmalarını sağlıyor. Mantıksal formülasyonla metafizikten epistemolojiye, bilimden dile çok geniş bir alana uzanan, özellikle felsefe öğrencileri için çok önemli bir kaynak olan kitap, felsefeye meraklı tüm okurlar için de cezbedici. Yer yer zor ve düşündürücü belki ama düşüncenin sınırlarını zorlamak isteyenler için gerçek bir başvuru kaynağı… Çizgi Ustaları / İbrahim Ersaraç & Kekil Şimşek / Mustafakemalpaşa Kül. San. Der. Yayınları / 210 s. Karikatürümüzün dünü, bugünü üstüne bir giriş yazısıyla başlayan kitap, yitirdiğimiz ustalar ve günümüz çizerlerinin tanıldığı sayfalarla sürüyor. Karikatürist ve eğitimci İbrahim Ersaraç tarafından Mustafakemalpaşa Kültür ve Sanat Derneği kurucusu ve ilçede yayımlanan “Patikalar” dergisi yöneticisi Kekil Şimşek’in katkılarıyla hazırladığı “Çizgi Ustaları” kitabı, karikatürün arka planına da meraklı okurlar için ilgi çekici bir çalışma. Kitabın tanıtım toplantısı geçtiğimiz günlerde Ersaraç’ın da katılımıyla ilçede yapıldı. (İletişim: [email protected]) Tarihte Yaşanmamış Olaylar / Ülkü Tamer / Can Yayınları / 94 s. Bu kitapta okuyacaklarınızın tümü uydurmadır.Düzmecedir. Palavradır. Adlar da, tarihler de, olaylar da gerçek değildir. Düş ürünüdür. Sondaki kaynakça bile. Kitapçı raflarındaki kimi yapıtlara bakarsanız, bunların daha gerçek olduğunu düşünebilirsiniz. Hiç değilse kendi içimde yaşandı bu olaylar. Resmî tarihin baskısını kırma talebinin ve tarihi “öteki”nin gözünden de okuma çabasının, en somut olguları bile düpedüz değiştirmeye vardığı bir dönemde Ülkü Tamer açıkça söylüyor: Bu kitapta yazılanlar tarihte hiç yaşanmadı.Oysa kültür tarihinin önemli bir bölümünü, tarihte değil de bir yazarın zihninde yaşananlar oluşturmaz mı? “Ben” / Wolfgang Hilbig / Çeviren: Sabir Yücesoy / Sel Yayıncılık / 326 s. Kimliğini yitirmiş bir yazar. Yoksa bir ajan mı? Otoriter rejimlerin tüm zihinlere sızan, vicdanları taşlaştıran yalnızlaştırıcılığı içinde hangisinin doğru olduğunu kim bilebilir ki? Herkesin birbirine bekçilik ettiği ama yine de herkesin başka bir ülkeye kaçma derdinde olduğu bir karanlık dünya. İşte burada yaratıcılık ruhu kendini hatırlatacaktır: “Görmenin en iyi yolu karanlıktan aydınlığa bakmaktır.” Bağımsız entelektüel yaratıcılık ile iktidarın zincirlediği düşünce arasındaki çileli ilişkiyi irdelemek S A Y F A 2 4 n 2 E K İ M 2 0 1 4 için Hilbig’le beraber Doğu Berlin’in loş bodrum katlarına ve kalabalık ama kasvetli sokaklarına dalıyoruz. Köşeye kıstırılan edebiyat tutkusunun bulduğu çatlaklardan fışkırdığı sarsıcı bir maceraya davetliyiz. İki Kral Bir Lider / Ömer Tarzi / Paloma Yayınevi / 344 s. Kitap, Abdülhamid’den Atatürk’e kadar uzanan bir zaman diliminde, bu devlet adamları ile yakın ilişkiler içinde olan Afganistan’ın ilk Dışişleri Bakanı Sardar Mahmud Tarzi’nin hayat öyküsünü anlatıyor. Mahmud Tarzi, uzun ve başarılı bir devlet yönetiminden sonra ülkesindeki politik çalkantılar sonucunda Ankara’nın da daveti ile ailesi ile birlikte Türkiye’ye yerleşmiştir. Kendisine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiş ve maaş bağlanmıştır. Bu kitapta, geçmişteki enerjik Afganistan’ın bugünkü huzursuz ve yorgun Afganistan’dan çok farklı olduğuna da tanıklık edecek okuyucular. Sudaki Yüzler / Janet Frame / Çeviren: Ayça Çınarlıoğlu / Yapı Kredi Yayınları / 252 s. Romanın kahramanı Istina Mavet, ıssız hastane koğuşlarından, kendilerine umutsuz vaka gözüyle bakılan ve onlara uygulanacak tek tedavi yönteminin lobotomi olduğuna inanılan hastaların kaldığı Çayır Evi’ne doğru sürükleniyor. Ama bu zorlu yolculuğu sırasında Istina, hastane çalışanlarının uzun süredir hiçe saydıkları hasta arkadaşlarını, özgün bir mizah anlayışı ve şefkatle gözlemlerken kendi eşsiz ve sorgulayıcı zekâsını da gözler önüne seriyor. Janet Frame’in yaşamından da önemli izler taşıyan roman Ayça Çınaroğlu’nun çevirisiyle Türçede. Jamrach’ın Canavarları / Carol Birch / Çeviren: Kemal Baran Özbek / İthaki Yayınları / 522 s. Carol Birch’ten, Sineklerin Tanrısı ve Moby Dick gibi eserlerle karşılaştırılan, tarihsel kurgu ve fantastik kurgu arasında mekik dokuyan bir roman raflarda. Jaffy Brown’un serüveni, bir gün sokakta yürürken Bay Jamrach’ın egzotik hayvan dükkânından firar etmiş bir Bengal kaplanına rastlamasıyla başlıyor. 19. yüzyılın karanlık sokakları, fakir mahalleleri, hayvan koleksiyoncuları ve balina avcılığı Birch’ün romanının fonunu oluştururken, doğanın en doğaüstü yaratığının, bir ejderhanın peşinden açık denizlerde geçen oldukça zor bir yolculuk, denizin düş gördüren fantastik dünyasına sürüklüyor bizi. Jamrach’ın Canavarları, deli bir tanrıyla acımasız bir doğa arasında sıkışan hayvan ve insan krallığında hayatta kalmanın öyküsünü anlatıyor. Gerçek olaylardan esinlenerek yazılan roman, hayvanlarla arasına mesafe koyarak uygarlaşan insana da bir eleştiri niteliğinde. Şeytanın Sözlüğü / Ambrose Bierce / Çeviren: Özde Duygu Gürkan / Metis Yayınları / 236 s. “Şeytan: Yaradan’ın talihsiz hatalarından biri. Başmelek olarak işbaşına getirilen Şeytan muhtelif münasebetsizliklerde bulunduktan sonra cennetten kovuldu. İniş yolculuğu sırasında yarıyolda durup bir an için düşünceli bir tavırla başını eğdi ve sonunda tekrar yukarı çı karak şöyle dedi: ‘Tek bir ricam var.’ ‘Söyle.’ ‘Anladığım kadarıyla insan yaratılmak üzere. Birtakım kanunlara ihtiyacı olacak.’ ‘Ne? Seni sefil! İnsanın ezeli düşmanı olan, sonsuzluğun şafağından insan ruhuna beslediği nefret yüzünden kovulan sen, onun kanunlarını belirleme hakkını mı istiyorsun?’ ‘Af buyurun; istediğim, insana kendi kanunlarını koyma izni verilmesi.’ Nitekim öyle oldu.” Amerikalı gazeteci, yazar ve hicivci Ambrose Bierce en çok yankı getiren kitabı Şeytanın Sözlüğü, çeşitli gazete ve dergilerde parça parça yayımlandıktan sonra ilk olarak 1906’da the Cynic’s Word Book adıyla basıldı. Bundan birkaç yıl önce Türkçede de okurların karşısına çıkan kitap, şimdi yeni baskısı ve çevirisiyle tekrar raflarda. Belki Bir Gün Uçarız / Aylin Balboa / İletişim Yayınları / 148 s. “O ağacın altında uzanmaya devam ettim. Yıldızlar aslında nedir size söyleyeyim: Yıldızlar, acıdan delirmiş insanların gökyüzüne sıktıkları kurşunların açtığı deliklerdir. Bilim adamları sürekli yenilerini keşfettiklerini söylüyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yok. Yukarısı bir gün dümdüz olacak.” Şehir içinde dünya turu, kalbin içinde kapı zili, aklın içinde sergüzeştler... Kutu gibi evler, ebesinin örekesine çıkan sokaklar, yeteri kadar ölmüş insanlar. Dünya yalan, hatta adaletin bu mu ulan? Benim abim şampiyon! Belki Bir Gün Uçarız, yeknesaklığa celalleniyor, huzursuz, şedit ve enerjik... Yeni bir yazarın ilk kitabı... Kimlik Denklemleri / Elisabeth Özdalga / Çeviren: Sevgi Tuncel/ İletişim Yayınları / 200 s. Din, milliyetçilik ve kimlik sorunları üzerine, gündelik tartışmaların harareti ve yerleşik tasnifler içinde alışkanlıkların esiri olmuş kavramları özgürleştiren bir analiz elimizdeki çalışma. Elisabeth Özdalga, kitaptaki yazılarında özellikle hem dinî ve millî kimlik arasındaki hem İslâmcı ve milliyetçi ideolojiler arasındaki örtüşme dinamiklerini ele alıyor. Örtüşmenin etkili ve heyecanlı bir örneği olarak Necip Fazıl’a bakıyor bu arada. Bu bağlamda “Türk İslâmı” tasavvurunun değişik boyutlarını inceliyor. Tasavvufi cemaatlerin ve Nurculuğun dönüşümleri hakkında yazdıkları, bu genel sorunsalın yanı sıra, başlı başına ilgiye değer sosyolojik tespitler içeriyor. Son yılların politik çoksatarı Şu Çılgın Türkler’in bir milliyetçi manifesto ve “polemik el kitabı” olarak yorumu, seküler milliyetçiliğin analize katılmasını sağlıyor. Panorama, Alevi kimliğinin son dönemdeki dönüşümleri hakkındaki gözlemlerle tamamlanıyor. Bütün bu gözlem ve tartışmaların arka planında yer alan kimlik meselesi, kimlik kavramı ve kuramına eğilen bir makaleyle temellendiriliyor. Avrupa’da Cinsellik / Dagmar Herzog / Çeviren: Zeynep Yılmaz / Doğan Kitap / 232 s. Kalın perdelerle gizlenmiş sır dolu yatak odalarının içinden çekip çıkardığı cinselliğin izini, yirminci yüzyıl Avrupası’nın savaş meydanlarında, toplama kamplarında, ucuz kabarelerde, mahremiyeti unutmuş genelevlerde sürüyor Dagmar Herzog. Eşcinsellik, heteroseksüellik, fahişelik, tecavüz, kadın bedeninin ve doğurganlığının denetlenmesi konusunda gösterilen ısrar, kanunlar, cezalar, işkenceler… Herzog, cinsel olanın aynı zamanda politik olduğuna ilişkin kanıtları bir bir sıralarken cinselliğin zevkle olduğu kadar acıyla ve utançla da yoğrulmuş tarihini sunuyor okurlarına. n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 8 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle