27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mümkün olduğunca az ve yavaş hareket ederler. Ama bizim bu kitapta tanıştığımız Panda Ping, hemcinslerinden oldukça farklı. Heyecanı, hareketi, değişik şeyler yapmayı seviyor. Tüm oturup bambu yaprağı kemirmek ona yetmiyor. Hayvanat bahçesinde annesi ve kız kardeşiyle huzurlu bir yaşamı sevse de ona yeterli gelmiyor. En yakın arkadaşı olan Hui ile değişiklik arıyor. Hui bir grandala kuşu. Altın maymunu Choo da Ping’in arkadaşlarından. Bir gün Hui, hayvanat bahçesindeki bir uygulamayı anlatıyor Ping’e. Yeni bir proje kapsamında dünyanın çeşitli yerlerindeki hayvanat bahçeleriyle bir anlaşma yapıldığından ve buradaki bazı hayvanların da bu projede yer alacağından söz ediyor. Buna göre yetkililerce seçilecek bazı hayvanlar başka hayvanat bahçelerine gönderilecektir. Ping, bunu duyar duymaz seçilmek için elinden geleni yapmaya çalışır. Ne yapsa bir türlü listeye adını yazdıramayınca da diğer ülkelerdeki pandalarla yazışmaya karar verir. İngiltere’den Avustralya’ya dek pek çok yere mektup yazar. Onlardan da yanıtlar gelir. Daha faza anlatıp bu hareketli pandanın keyfini ve sizin okuma zevkinizi bozmayalım. Ping, dünyayı gezebilecek mi? Acaba bu hayvan değişim programı onu mutlu edecek mi? Eğlenceli ve hareketli bir okuma serüveni sizi bekliyor. İyi okumalar! Vulgar Viking Korkunç Okul Gezisi / Odin Redbread / Mavibulut Yayıncılık / Resimleyen: Sarah Horne / Çeviren: Fatih Erdoğan / 96 s. / 2013 / 911 Y Tatil biter ve her çocuk gibi Uyuntu Köyü’nde de okul zamanı gelir çatar. Prenses Freya dışında herkes çok mutsuzdur. Sıkıcı dersler, ev ödevleri, zor sınavlar ve niceleri… Bunları düşünerek okula gidince bir sürprizle karşılaşırlar. Uyuntu Köyü’nün tek öğretmeni Donuk Dagmar’a geyik çarpmıştır ve bu kaza nedeniyle bir süreliğine okula gelemeyecektir. Onun yerine derslere Kemikkıran Otto girecektir. Vulgar bu habere çok sevinir çünkü Kemikkıran Otto gerçek bir Viking’dir. Çok iriyarı, çok güçlü, çok yürekli ve çok sert bir savaşçıdır. İlk derste bunu tüm sınıf anlar zaten. Yeni öğretmen Otto’ya göre sayı saymak, düzgün yazı yazmak, okumak Vikinglere göre bir şey değildir. Onlar gerçek bir Viking gibi kılıç kullanmayı, denizayıları ile güreşmeyi, ateş yakmayı, kamp kurmayı, ejderhalarla savaşmayı öğrenmek zorundadır. Bunları duyan sınıf sevinçten havalara uçar. Özellikle de Vulgar. Bir de Kemikkıran Otto kılıç kullanma dersinde onu Prenses Freya ile eşleştirmeseydi ne iyi olurdu. Ne dersiniz, Vulgar Viking ve arkadaşları gerçek bir Viking olabilecek mi acaba? Küçücük çocuklar için karanlık ve kocaman bir ormanda kamp kurmak biraz korkutucu olsa bile sıcacık koltuğunuzda uzanıp onların başına gelenleri öğrenmek sizin için eğlenceli olabilir. O halde, iyi okumalar! Sakar Cadı Vini Yarasa Peşinde / Laura Owen ve Korky Paul / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / Resimleyen: Korky Paul / Çeviren: Bülent O. Doğan / 95 s. / 2013 / 810 Y Sakar Cadı Vini’yi herkes tanıyor artık. O gerçekten sakar bir cadı. Ama cadılığı Kitap Gölgesi ‘Rengini Arayan Pudra’ Çocukların “yap” ve “yapma” söylemlerine değil, özgür alanlarla özdeşleşmeye gereksinimleri var. Çoğu yetişkin, çocuklara “farklı olana saygı duy” diye öğütler sıralarken davranışlarıyla başka iletiler veriyor. r Mavisel YENER Kendin olma özgürlüğü: Ç ocuklara, maddi başarı ölçütü üzerine kurulu eğitim sisteminin dişli çarklarında, gelecekte kendilerine ve arkadaşlarına hayatta nasıl roller biçebileceklerini ezberletiyor, kişisel gelişimlerini durduruyoruz. Oysa bireyin önce kendisiyle barışık olmaya, kendisiyle ilgili önyargılardan kurtulmaya gereksinimi var! Betül Sayın’ın yazıp resimlediği Rengini Arayan Pudra bu gereksinimi vurgulayan bir masal. Pudra, şirin mi şirin, hayatı keyifle yaşayan beyaz bir yarasaymış. Ta ki, küçük gölde kendi yansımasını görene kadar. Bu yansımayı görür görmez birden yüzü asılmış; diğer yarasalar ne denli siyahsa Pudra da o denli beyazmış. “Ne yapsam da arkadaşlarıma benzesem?” diye düşünüp fikirler üretmiş. Kapkara dumanlar çıkaran bacaya doğru uçup kanatlarının siyaha boyanmasını denemiş ilkin, fakat yağmurla birlikte kanatları yine eski rengine dönüvermiş. Başka bir gün simsiyah karga tüyleri bulup her yanına bağlamış. Bu da çözüm olmayınca, dost larıyla beraber olmak yerine “beyaz” olan başka şeylerle arkadaşlık etmeye karar vermiş. Papatyalardan tutun da beyaz tavşanlara, bembeyaz çoraplara kadar hepsiyle arkadaş olmayı denemiş. Hiç biri yarasa dostlarının yerini tutmuyormuş. Bakalım Pudra, çözümü nasıl bulacak, kanat seslerini kimlerin sesiyle karıştırarak mutlu olacak… İlk bakışta, diğer kardeşlerinden farklı olduğu için kendini çirkin hissedip uzaklara gitmeye karar veren Çirkin Ördek Yavrusu (H.C.Andersen) masalının bir başka versiyonu gibi algılansa da, Rengini Arayan Pudra’da, minik yarasanın sorun olarak gördüğü konuya çözüm getirme yolu farklı. Çirkin Ördek Yavrusu masalında, ördek yavrusu farklı olduğu için kardeşleri onunla alay edip, “çirkin” olduğunu söylerler; oysa Pudra şanslıdır kendinden başka kimse onun çirkin olduğunu düşünmez. Rengini Arayan Pudra’da, dış görünüş (renk) konusu ön planda gibi görünse de, onun hayata bakış açısıdır bizi kendine hayran bırakan. Andersen’in masalında doğrudan, “Çocukken çirkin olsan da büyüyünce güzel olacaksın. Ama ille de güzel olmalısın” iletisi verilirken, Rengini Arayan Pudra bunun tam tersi bir ileti verir: kendin olma özgürlüğünü yaşamalısın. Betül Sayın, arkadaşlarından farklı bir renk taşıdığı için mutsuz olan yarasanın kendine karşı önyargılarından kurtulması ekseninden yaklaşır konuya. Siyah yarasaların, kayıp arkadaşlarını araması dostluğun gücünü duyumsatır. Beyaz olduğu için mutsuzluk yaşayan yarasanın yaşamına dengenin gelmesi için çok basit bir şey yapması gerekir: kendini keşfetme. Rengini Arayan Pudra’da, minik yarasa kendi doğasıyla bütünleştiği, kendini kabullendiği anda mutlu olur. Değişen ve değişmeyenin aynı sistemin birbirini bütünleyen öğeleri olduğunu okul öncesi yaş grubundaki okura anlatmak kolay değildir; Betül Sayın’ın başarısı tam da buradadır. O, doğadan aldığı ilhamı çocuklara başarıyla aktarır. Yarasanın beyaz, arkadaşlarının siyah oluşu bile karşıtların dengesinin metaforik ifadesidir. “Diğer yarasalar ne kadar siyahsa, Pudra da o kadar beyazdı. Geceyle gündüz gibi.”(s,8) Gece ve gündüz gibidir onlar da, birbirini hem tamamlar hem de tanımlar. Çizimlerdeki zengin ayrıntılar, eğlenceli kompozisyonlar, çocukların dikkatini çekecek, masalla ilgili farkındalıklarını sağlayacak. Betül Sayın’ın 2007’de Köstebek Kuki adlı yapıtıyla ÇGYD ödülünü aldığını, 2006’da Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu onur listesine seçildiğini anımsatalım. Minik yarasa Pudra, yaşamın anlamını yarattı ve buldu. Onunla birlikte keşifler yapmak yalnızca çocukların değil büyüklerin de hakkı! İyi okumalar… maviselyener@gmail.com *Rengini Arayan Pudra / YazanResimleyen: Betül Sayın / Günışığı Kitaplığı / 2013/ 32 s. / 5+ sadece bir cadı olmasından… Yoksa kötülükle, büyücükle falan pek ilgisi yok. Arada bir Abrakadabra diye ortalığı birbirine kattığı oluyor ama o kadar… Yeni kitapta da neler neler yaşıyorlar, bilseniz. Şehre gelen bir sirke özeniyor örneğin ve kendi sirkini kuruyor. Yardımcıları da tahmin edeceğiniz gibi kedisi Vilbur ve komşu köpek Pasaklı. Sirke gelen herkes çok eğleniyor, çok gülüyor. Bakalım siz de gülecek misiniz? Sirk olayı biter bitmez bir parti veriyor Vini. Sadece kedisi Vilbur ve kendisinin katıldığı parti de çok eğleniyorlar ama ya sonrası? Vini’nin bir de ablası var biliyorsunuz. Oldukça düzenli, becerikli ve disiplinli, yani Vini’ye göre oldukça sıkıcı bir cadı. Bir akşam aninden yemeğe gelmeye kalkmaz mı? Vini, hemen kolları sıvayıp yarasa avına çıkıyor. Ama sevimli cadımız Sakar Vini sizce birbirinden sevimli yarasalara kıyabilir mi? E ama akşama ne yiyecekler? Sakar Cadı Vini, her kitapta olduğu gibi bu kez de “insalık,”, “dürüstlük”, “şefkat”, “dostluk”, “arkadaşlık” gibi konularda düşüncelerini paylaşıyor. Satır aralarında ya da açık açık mesajlar vermiyor. Zaten kimseye bir şeyler öğretmek derdi de yok. O sadece sevgiye inanan sevimli bir cadı. İyi okumalar! Uğurböceği’nin Mutluluk Hapları / Seza Kutlar Aksoy / Resimleyen: Burcu Yılmaz / Can Çocuk / 2013 / 46 s. / 57 Y Cıra, minik bir uğurböceği. Henüz altı beneği var. Dokuz benekli olabilmek ve insanların dileklerini gerçekleştirebilmek için kendi başına uçup, sihirli sözcükleri bulması gerekir. Annesi onu uğurlarken, ipucunu verir. Sihirli sözcüklerin baş harfleri K, O ve H’dir. Peki ama Cıra bu sözcükleri nasıl bulacak. Kelebek, koyun, kır, keçi, köpek… Hayır hayır, K ile başlayan sihirli sözcük bunlardan hiçbiri olamaz, çünkü Cıra’nın içinde henüz bir çınlama yok ve yeni bir beneği de oluşmadı. Cıra, sihirli sözcüklerin peşinde, okurlarını uzun süre merakta bırakmaz ve birer birer keşiflerini yapar. Ya siz? Sihirli sözcükleri buldunuz mu? Kitabı okuyup bakın bakalım, seçimleriniz doğru mu… n Mavisel Yener n Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçovaİzmir n www.maviselyener.com n sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1249 2 3 O C A K 2 0 1 4 n S A Y F A 1 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle