06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Rahim Tarım'dan "Çocukluk ve Şiir” Çocukluğa inen merdiven: Şiir “Çocukluk ve Şiir”, aşktan sanata kadar yaşam boyu tüm seçimlerimizde belirleyici ve etkin bir rol oynayan çocukluğun basit bir geri dönüş özlemi, basit bir nostalji olmadığını vurgulamakla kalmayıp ileride bu konuda çalışmak isteyenlere dikkat etmeleri gereken kilometre taşlarını da gösteren kaynak niteliğinde bir kitap. r Şaban ÖZDEMİR izde şiir değerlendirmeleri bazen şairlerin biyografileri bazen de şiirlerdeki temalar üzerinden yürür. Bir şairin yaşamı ele alınırken bu çerçevede şiiri de değerlendirilir ya da bir kavramın Türk şiirindeki yeri incelenir. Hemen hemen aynı şablon üzerine kurulmuş değerlendirmeler hacimleri kadar doyurucu da olmaz genelde. Bir şairin şiir serüvenini yaşamıyla ilişkilendirmek birçok şiirin anlaşılmasını muallakta bıraktığı gibi, temalar üzerinden yapılan değerlendirmeler de seçilen temanın hangi şairin hangi şiirinde kullanıldığını tespitten öteye gitmez çoğunlukla. Ancak, Rahim Tarım’ın Çocukluk ve Şiir adlı kitabı, hem işlediği konu ve yöntem hem de içerdiği malzeme bakımından saydığımız açmazlardan çok uzakta, alışılmışın dışında bir çalışma. Daha önce Behçet Necatigil’in şiirini “dilkültürkimlik” ekseninde inceleyerek şiire farklı bir yaklaşım getirmiş olan Tarım, bu yeni çalışmasıyla yine klasik Türkoloji çalışmalarından farklı, ezber bozan bir eser daha ortaya koymuş. Kitap sadece sanatçının neden çocukluk yıllarına dönmek istediğini inceleyen basit bir tema araştırması değil. Yaşamın en önemli evrelerinden çocukluğun sanat eserine nasıl yansıdığını ortaya koymaya çalışan, sanatçının ruh ülkesinin en derinlerinde yapılan bir arkeloloji çalışması adeta. Tabii incelemenin dayandığı temeller aydınlatılırken bilimsel yaklaşımla çocukluk konusunda şiir incelemesinin nasıl yapılacağının ana hatları da gösterilmiş. ÇOCUKLUĞA DÖNME ARZUSU Sanatçının çocukluğuna iyi ya da kötü geçirmiş olsun dönme arzusu, eserini besleyen temel argümanlardanS A Y F A 1 4 n 2 3 B dır. Bazen bir hayal ülkesine, mutlu çocukluğuna döner sanatçı, bazen de çocukluğu ile hesaplaşır. Bu tür bir hesaplaşma veya geçmişte kalmış ve bir daha oraya dönmenin mümkün olmadığı “cennete” duyulan özlemi işaretleyen çocukluk dünyası, modern insanın yeterince üzerinde durmadığı konulardandır. Modern insan, çocukluğunun arkeolojisini yapacak bir incelik, dikkat ve özellikle zamana sahip değildir. Çünkü çevresini kaplayan enformatik ağlardan, gerçek dünyayı görmesini engelleyen geçici körlüklerden, akıl tutulmalarından yolunu bulamaz durumdadır çoğunlukla... Çocukluksa kirletilmemiş bir pınar, insanın kendi göğündeki tek ve yegâne yıldızlardan biridir ki bu yol gösterici yıldızın saf ve pürüzsüz varlığı, vazgeçilemez bir kaynağa bakmak anlamına gelir. İşte Tarım’ın kitabı, yolunu kaybetmiş modern insana doğru yolu hatırlatan, bu kaynağa nasıl inileceğini gösteren bilimselliği şiirle ve şiir tadında veren temel bir eser. Kitabın giriş bölümünden sonra yazar, “çocukluk, çocuksuluk, içimizdeki çocuk” kavramlarını irdeleyip aralarındaki nüansları şiirimizden örneklerle belirlemiş. Üçüncü bölümde yazar, çocukluğa dönüşün psikolojik kökenlerini incelerken dikkatimizi “regresyon” kavramı üzerine çekiyor. Geçmişe dönüş anlamına gelen regresyonun, sanatçı muhayyilesinde nasıl yer aldığını ve sanatçının eserinde ne şekilde işlendiğini belirtip regresyonla bilinçdışından bilince taşınan malzemenin bir şekilde estetize edildiğini vurguluyor. Genellikle regresyon terimiyle Türk edebiyatı üzerinde yapılan çalışmalarda pek karşılaşmayız. Ancak Tarım bu kitabında, regresyonun sanat eserlerinde nasıl ve niçin kullanıldığını irdeleyerek önemli bir estetik kavramı daha kendi alanına taşıyor. Bu bölümün ikinci alt başlığı ise “Kaybedilmiş Cennet Mitosu Olarak Çocukluk”. Batı kültüründeki “Arcadia” söylencesine dayanan “kaybedilmiş, yitirilmiş cennet bahçesi” olarak anılan bu mitosun Türk şiirindeki izini süren Tarım, her insanın bir şekilde özlediği, kaybettiği o cennet ülkenin, hangi şairin hangi şiirinde, hangi bağlamda kullanıldığını da gösteriyor. Bu belirlemeyi yaparken saptadığı şiirlerin konuyu etraflıca ele almaya müsait örneklerden seçilmiş olması, okurun konuyu daha rahat anlamasına hizmet ediyor. SANATÇI KİŞİLİĞİN OLUŞUMU “Anılar ve Çocukluk” bölümünde ise yazar, “çocukluk dönemine ilişkin anılar, yetişkinlik döneminde ve sonrasında çevreyle girilen tüm ilişkilerde de belirleyici rol oynar.” tespitinden yola çıkarak “çocukluk yılları nasıl geçerse geçsin sanatçının belleği unutmalar, eklemeler, değiştirmeler, saptırmalar arasında belli anıları, belli an’ları bulup öne çıkaracaktır.” yargısını, şairlerin şiirlerinden örneklerle belirliyor. Anılar, çocukluğun naif, biricik ve bir o kadar da zengin yönlerini zihinlerde taşınmasını sağlar. Bu anılardır ki insanı diğer insanlardan yaşantı zenginliği açısından farklı bir konuma yükseltir. Onun sessiz akan ve zaman zaman zihinde yankısını bulan çağıltısını bir edebi forma dönüştürebilenler okur için manevi bir ziyafet sofrası hazırlamış olurlar. “EvYuva” bölümünde ise her çocuk için mutluluk mekânı olan evin, şairlerimiz için ne anlam ifade ettiğini, şiirlerde bir mekân olarak “ev” imgesinin nasıl işlendiğini açıklıyor. Bunu yaparken evin nasıl sadece dört duvardan oluşmadığını; evin aslında insan yaşamının en önemli evresi olan çocuklukta yaşantılara barınak olarak zihne nakşedildiğini ima ediyor. Ev, insanın dünyada kaybolup gitmesini engeller. Bir mekânı olan, “varlığını”, “var oluşunun” niteliğini ortaya koyar. Ev, anıların unutulup gitmesini engeller. Çocukluğun yaşandığı evler, bu sayede bir bellek mekânı olarak değer kazanır. Yalnızlık, sevgi, mutluluk, hüzün ve acılar bir mekâna sahip olduğu için unutulmaz. Gaston Bachelard ve onun takipçileri, mekân merkezli bir bakışla hayatı ve sanat eserini anlamak isterler. Tarım’ın kitabı, çocukluktan itibaren evin nasıl bir yuvaya dönüştüğünü göstermesi bakımından da son derece çarpıcıdır. “Ebeveyn” bölümünde ve alt başlıklarında ise çocuk için anne, olumsuz anne, anne kaybı, üvey anne, baba, olumsuz baba, baba kaybı, büyükanne, büyükbabanın ne ifade ettiğini ve bu kavramların Türk şiirindeki izdüşümlerini okuyoruz. Edebi eserlerde çok sık karşılaşılan bu unsurların sanatsal yaratımdaki rolünün irdelendiği bu bölüm psikolojik okumanın önemine dikkatimizi çekiyor. Sadece anne ve babanın varlığı ve kaybı üzerinden yapılan değerlendirmelerin nasıl eksik kaldığını gösteren bu bölüm, diğer unsurlarla birlikte edebi eserde nasıl karşımıza çıktığını örneklerle de gösteriyor. Çocukluk deyince akla gelen kavramlardan biri de uykudur. Tarım kitabının uyku ile ilgili bölümünde, uykuyu “ninni”, “masal”, “rüya” gibi alt yordamlarıyla ele alarak bunların hem sanatçı kişiliğin oluşumundaki kuşatıcı rolünü hem de edebiyat açısından önemini belirliyor. Çocukluğun sadece edebiyat alanında değil genel sanat alanındaki öneminin sergilendiği “Sanat ve Çocukluk” başlıklı dördüncü bölümde ise çocukluğun insanlığın karanlık dönemiyle ilişkisinin işlendiği “Çocukluk ve Arkaizm”, çocuklukta bilinçdışına işleyen “şey”lerin psikolojik açıdan ele alındığı “Çocukluktan Gelen Kazanımlar” ve çocukluğu romantik bir bakış açısıyla irdeleyen “Çocukluk, Oyun ve Sanat” adlı alt başlıklardan oluşuyor ki bu bölümlerde konunun doyurucu ayrıntılarla bilimsel ve estetik açıdan enine boyuna tartışıldığını görüyoruz. Dahası, Tarım’ın kitabı sıkıcı bilimsel kitapların tersine, her alandan ve her düzeyden okuyucuya hitap edecek bir üslupla ve Cumhuriyet dönemi Türk şiirinden başat örneklerle bezenmiş farklı bir çalışma. n Çocukluk ve Şiir/ Rahim Tarım/ Özgür Yayınları/ 360 s. K İ T A P S A Y I 1249 Rahim Tarım’ın kitabı, yolunu kaybetmiş modern insana doğru yolu hatırlatan, bu kaynağa nasıl inileceğini gösteren, bilimselliği şiirle ve şiir tadında veren bir çalışma. O C A K 2 0 1 4 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle