06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler sonrası yaşadıkları değişim, dönüşüm ve yeniden partileşme süreçlerine de değinerek, Türkiyede solun tarihinin daha geniş bir perspektiften ele alınmasını sağlıyor. Varidya Bizde Bugün Silivri / Naci Beştepe / Kaynak Yayınları / 220 s. “Bu kitabı Atatürk Cumhuriyeti’nin subayları, Mustafa Kemal’in askerleri ve onların kahraman eşleri, çocukları, anaları, babaları, silah arkadaşları, yakınları yazdı. Bu kitabı Vardiya Bizde platformunun yılmaz savaşçıları, amazon kadınları yazdı. Bu kitapta sevgi, hasret, kızgınlık, kırgınlık, bazen bezginlik ama çoğunlukla savaşçılık var. Bu kitapta ana yüreği kadar, yavruların minnacık yüreği de, baba elinin içinde kaybolan minik ellerin boşta kalışı da var. Bu kitapta işte onların; esirlerin, ailelerinin ve yakınlarının hiçbir yerde yayımlanmamış mektupları var.” Naci Beştepe’nin titiz bir çalışma ve araştırmayla kaleme aldığı kitap Müyesser Yıldız’ın Sunuş yazısıyla okuyucu karşısına çıkıyor. İşgal Et – İtaatsizlik Üzerine Üç Tez / W. J. T. Mitchell, Bernard E. Harcourt, Michael Taussig / Çeviren: Elif Ersavcı / Kolektif Kitap / 152 s. Occupy hareketinin bir başka örneği de 2013 yılında Gezi Parkı Direnişi’yle Türkiyede yaşandı. Direnişle birlikte Türkiye’de birçok ezberin bozulduğuna şüphe yok. Peki, Tahrir Meydanı’yla Zuccotti Park’ın işgalinin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bu hareketin temeli neye dayanıyor, talebi ne? İşgal Et, Orta Doğu’dan New York, Chicago, Londra, Berlin, Frankfurt, Quebec ve Hong Kong gibi şehirlere uzanan kamusal alanı işgal etme eylemlerinin dinamiklerini üç farklı açıdan ele alıyor. Michael Taussig’in, eylemcilerin işgal ettiği Zuccotti Park üzerine kendi gözlemlerini etnografyayla harmanlayarak yazdığı açılış makalesinin ardından Bernard E. Harcourt sivil itaatsizlik ile siyasi itaatsizlik arasındaki önemli farkı inceliyor. W. J. T. Mitchell ise “Occupy” imgelerinin kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasını mercek altına alıp devrim anıtı olarak “boş alan”ın nasıl kullanıldığını irdeliyor. Günü anlamak için... AtatürkKarabekir Kavgası / Osman Selim Kocahasanoğlu / Temel Yayınları / 820 s. Bu kitap; Atatürk ile Karabekir Paşa arasında Milli Mücadele ve sonrasında yaşanan beş yıllık beraberliğin hikâyesini anlatıyor. Şimdiye kadar hiçbir yerde rastlanmayan olayların ve tartışmaların bilinmeyen yönlerini, en ilginç yorum ve değerlendirmelerini bu kitapta bulacak okuyucular. Karizmatik ve devrimci Mustafa Kemal kişiliği okunarak Karabekir portresi, beklentileri karşılanmadığı için boğazına kadar kendiyle dolan muhafazakâr Karabekir kişiliği okunarak Mustafa Kemal portresi ortaya çıkarılmaya çalışıyor kitapta. 2011 Yunus Nadi Sosyal Bilimler Ödülü’ne de değer görülen kitap genişletilmiş yeni basımıyla tekrar okuyucu karşısında. Çağdaş Dünyaların Antropolojisi / Marc Augé / Çeviren: Hülya Uğur Tanrıöver / Dipnot Yayınları / 198 s. Antropoloji genel geçer anlamda ilkel toplumları inceleyen, buradan hareketle insanı irdelemeyi hedefleyen bir bilim dalıydı. Onları inceleyerek kendimizi düşünebilirdik. Ama, Marc Augé antropolojinin alanını gezegenimizin bütünüyle çakıştırıyor bu kiC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1232 tabında. Çünkü içinde yaşadığımız ve yazarın postmodern değil, ama üstmodern olarak tanımladığı bu durumda, artık farklı dünyalar aynı çağı paylaşıyorlar. Antropoloji şimdi çağdaş dünyaları ele alarak, böylelikle de öteki ve ben ayrımına, anlam sorununa yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşarak, büyük şehirlerdeki otobüslerin kalabalığından gecekonduların kuytusuna, sözün özü çok ama çok yakına geliyor. Yere Düşen Son Fotoğraf / Aydın Bayram / Destek Yayınları / 288 s. “Hiçbir yaşam sıradan değildir. Herkesin kendine göre duygusal dehlizleri, çıkışı olmayan ya da çıkışı çok zor labirentleri vardır. Burada ilk ve en önemli şey; ne zaman dışarı çıkılacağı değil, bu dehliz ya da labirentler içinde nasıl dayanıklılık göstereceğindir. Direniş yoksa kurtuluş da yok. Romanın kahramanı Arda, yaşamının tüm medcezirlerindeki ruhsal dalgalanmaları, daha baştan kabullenmiş biri. Bu nedenle, sorunlarından ciddi bir travma almadan sıyrılmayı becerebiliyor. Ama nereye kadar?” Aydın Bayram, ilk roman denemesi Yere Düşen Son Fotoğraf’ta, sade dili ve akıcı Türkçesiyle sürdürüyor. Çetrefil bir kurgu içermeyen roman, aşina oldunan yaşamın detayları içinde, ilginç bir farklılık yaratıyor. Gönülsüz Köktendinci / Mohsin Hamid / Çeviren: Figen Yanık / Pegasus Yayınları / 200 s. Mohsin Hamid’in Gönülsüz Köktendinci adlı romanı piyasaya çıktığı ilk günden itibaren epey ses getirdi, yankı uyandırdı dünya basınında. Roman, istemeye istemeye köktendinci olan bir genç adamın hikâyesini anlatıyor. Kahramanı Cengiz, Amerika’ya okumaya giden yetenekli, zeki, pırıl pırıl Pakistanlı bir genç. Princeton Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olur. Sınıfının birincisi, okulun en iyisidir. Toplumdaki seçkinler arasına katılır. Mohsin Hamid bu seçilmiş, sürüden ayrılmış, fazlasıyla Amerikanlaşmış Pakistanlı gencin nasıl olup da 11 Eylül sonrası kendi içinde derin bir kimlik bölünmesi yaşadığını, etrafındaki herkesten ve her şeyden soğuduğunu, tepkisel ve kindar olduğunu ve son tahlilde Amerika’yı terk edip Pakistan’a dönmeyi seçtiğini anlatıyor kitabında. Batı ile Doğu arasındaki hayali ve hakiki gerilim ve uyumları, bu ikisinin arasında mekik dokuyan bireyin trajedisini dillendiriyor Hamid romanında. Kılçıksız Bilim / Ian Crofton / Çeviren: Dilek Berilgen Cenkciler / Domingo Yayıncılık / 320 s. Kılçıksız Bilim, tarihin derinliklerinden bugüne kadar uzanan garip bilim olaylarını bir araya getiriyor. Ancak kitabın okuyucu için şöyle bir notu var: “Bu kitapta yazanlar fantezi değil, somut gerçeklerdir.” Nedeni mi? İşte: Stetoskop keşfini, 1816 yılında, kulağını bir kadının göğsüne koyamayacak kadar utangaç olan bir doktora borçlu. 1954 yılında bir Sovyet doktor, bir köpek yavrusunun başını, Alman çoban köpeğinin omuzuna “başarıyla” nakletti. Sarı plastik ördekler, 1992 yılında bir gemiden döküldüklerinden beri, okyanus akıntıları hakkında son derece değerli veriler sağlamıştır. Kılçıksız Bilim, Antik Çağ’dan bugüne kadar bilim tarihindeki önemli keşifleri, kimi tuhaf girişimleri, başarıları ve trajik çuvallamaları kronolojik olarak sunan bir bilimsel geçit töreni. Bir not daha: “Bir bilim kitabının eğlenceli olması fizik kurallarına aykırı değildir.” Masal Bitti / İkbal Bayrak / Alfa Yayınları / 324 s. Çocukluğunda Uyuyan Güzel, Külkedisi ve Pamuk Prenses gibi masallarla masum uykulara dalan kız çocukları beyaz atlı prens hayali ile yaşarken ilk gördüğü erkeğe âşık olup ona bir kördüğümle bağlanıyorlar. Kendini kurban etmenin bir erdem olduğunu zannettiği için hayatını etrafındakileri mutlu etmeye adıyorlar. Peki ya erkekler? Onlara da masallar ile kurtarıcı rolü atfediliyor. Erkekler de üstlendikleri bu rolle birlikte yine olumsuz atasözleri sebebiyle hoyrat, kaba, kırıcı, saldırgan ve ağlamayan olmayı erkek davranışının erdemleri olduğu yanılsaması ile yaşıyorlar. İkbal Bayrak işte tam da böyle iki insanı bir araya getiriyor romanında. Selim İleri de şöyle diyor roman için: “Masal Bitti, beyhude hüzünlenmelerin değil, ayakta kalmanın, direnmenin, yaşamaktan sevinç duymanın kılavuz kitabı...” İyi Hisset / Patrick Holford / Çeviren: Alif Ayla / Doğan Kitap / 268 s. Patrick Holford sağlık ve beslenme konusundaki yeni yaklaşımlarıyla dünyanın saygın otoritelerinden biri olarak niteleniyor. İyi Hisset de yazarın ruh halini düzeltmek, hayattan daha çok keyif almak isteyen herkes için yazdığı bir başucu kitabı. Kitapta egzersizden meditasyona, besin desteklerinden takviye programlarına yaşam biçimindeki ve beslenme düzenindeki en basit değişiklerle ruh ve beden sağlığını korumanın, iyi hissetmenin önerilerini bulacak okuyucular. Kitap, şu soruların da yanıtlarını veriyor: “Antidepresanlar neden işe yaramaz?, Kış gelince neden mutsuz oluruz?, Genetik miras kader midir?, Anı yaşamak neden önemlidir?, Hangi gıdalar iyi hissettirir?, Negatif duygulardan nasıl kurtuluruz?” Tanrı’nın Kayıp Oğlu / J. R. Lankford / Çeviren: Engin Süren / Maya Kitap / 358 s. Ünlü bilim adamı Felix Rossi, Torino Kefeni’nden çaldığı DNA ile insan klonladığını açıklar. Ancak söylediğine göre hem anne hem de çocuk doğum sırasında ölmüştür. Oysa ki gizemli anne ve oğlu Jess on yıldan beri İtalya’da saklı bir hayat yaşamaktadır. New York’ta ise Vatikan ile ilişkileri olan tehlikeli bir milyarder, İsa’nın genlerini taşıdığına inandığı bu çocuğu bulmak istemektedir. Acaba amacına ulaşabilecek midir? Daha da önemlisi, Jess alışılmadık bir sevimliliğe sahip sıradan bir çocuk mudur, yoksa gerçekten Tanrı’nın Oğlunun bir reenkarnasyonu mu? Tanrı’nın Oğlu, hızlı ilerleyen merak uyandırıcı bir hikâye. L. Auguste Blanqui’nin Devrimci Teorileri / Alan B. Spitzer / Çeviren: Suphi Nejat Ağırnaslı / Otonom Yayıncılık / 198 s. Bu kitap, hayatının neredeyse otuz kırk yılını hapishanelerde ve dışarıda olduğu çok kısa sürede de sokaklarda ve barikat savaşlarında geçiren politik bir devrimcinin kurumsal ve politik yaşamının günümüze bıraktığı unutulmuş mirasına dair bir anlatı. Blanqui, devrimci tarihin bilinçaltına atılarak unutulan ve unutturulan devrimci bir hayattır. Spitzer’in kitabı, bu devrimciyi hatırlatmayı amaçlıyor. 2 6 E Y L Ü L 2 0 1 3 n S A Y F A 2 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle