Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA Allen Ginsberg’den ‘Toplu Halüsinasyon’ Yunus Nadi ödülleri sahiplerini buldu. 2005 yılında, “Öykü Sersemi” adlı kitabıyla “Yunus Nadi Öykü Ödülü”ne değer görülen Sibel K. bu kez “Hayatı Sevme Hastalığı” ile Yunus Nadi Roman Ödülü’nün sahibi oldu. Yunus Nadi Öykü Ödülü ise “Öteki Kışın Kitabı” adlı yapıtıyla Bora Abdo’nun oldu. “Karakış Üçlemesi”nin ilki olan “Öteki Kışın Kitabı”. Yunus Nadi Şiir Ödülü”ne değer görülen Arzu K. Ayçiçek, “Talidomit” dosyasıyla aldı bu ödülü. Hulki Aktunç ile Gültekin Emre’nin ortaklaşa yazdıkları “Opus”, şiir dalında Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü Arzu K. Ayçiçek’in dosyasıyla paylaştı. Hüner Tuncer’in ‘Yunus Nadi Sosyal Bilimler Araştırması Ödülü’ne değer görülen “Metternich’in Osmanlı Politikası” adlı eseri, bir ülkenin tam bağımsız olabilmesi için ‘tam bağımsız bir dış politika izlemesi gerektiği’nin altını çiziyor. Mustafa Solak “Atatürk’ün Bakanı Şükrü Kaya ve Cumhuriyet Devrimi” başlıklı dosyasıyla ödülü Hüner Tuncer’le paylaştı. Yunus Nadi Karikatür Ödülü’nü kazanan Halit Kurtulmuş1970 Bulgaristan Kırcaali doğumlu. 2009’dan bu yana da karikatür çiziyor. Hicabi Demirci de ödülünü Halit Kurtulmuş ile paylaştı. Demirci’nin çalışmaları ulusal ve uluslararası alanda ödüllendirildi. Yunus Nadi Fotoğraf Ödülü’nü kazanan Hulki Muradi’nin, fotoğraf karelerinde alın teriyle, üretimiyle, mutluluğu ve hüznüyle insan var… Ödülünü Hulki Muradi ile paylaşan Ömer Yağlıdere ise “‘İşte bu’ diyebileceğiniz bir fotoğraf elde etmenin yolu, eğitim almak, öğrenmek, okumak, görmek, denemek, eleştiri almaktan geçiyor”diyor. Ödül kazananlarla yapılmış söyleşiler yer alıyor sayfalarımızda. Bol kitaplı günler... 67. Yolda güçlü bir uluma Allen Ginsberg edebiyat tarihinin özel isimlerinden. Onu özel kılan, alternatif bir yaşamı savunması yanında bunu eserlerine de yedirmesi. Bunun yanında aynılaştırma ve koşullandırmaya karşı yazıp söyledikleri Toplu Halüsinasyon‘da bir araya geliyor. ? Ali BULUNMAZ “Ben kendi kafamın stenografıyım, kendiliğinden geleni yazıya dökerim.” Allen Ginsberg eat Kuşağı’nın bilgesi Allen Ginsberg, tanımlaması ve anlatması hem kolay hem de zor biri. Yakın tarihin çöpçü balıkları ya da savaş kusan yarım akıllılarına inat Ginsberg, olayların ve zamanının derinine inmeyi seçti. Oyun oynamadı, leş kargalığına soyunanlara şiir ve eylemleriyle yanıt verdi. İletişimsizlik ve yalnızlık pompalanan zamanlarda Ginsberg bunlara hep tepki göstermeye uğraştı, başardı da. O tepkiler başka tepkileri tetikledi; Ginsberg, sistem tarafından dışlanmış ne varsa onun tarafına geçti. Bu yüzden Ginsberg’ün yaşamı sürekli alternatifti. Alternatif yaşamının özeti yazılarına yansıdı, tektipleştirmenin suyuna gitmeden ayakta kaldı kimi zaman da Budist geleneğin temsilcisi olarak oturup dünyanın daha iyi ve yaşanılabilir kılınması için çabaladı. SAN FRANCISCO’NUN DİNGİN İSYANI Sinir krizi geçiren bir toplumda Ginsberg, şiirin ve sakinliğin kılavuzluğunda yol almaya çalışan, tuhaf günleri bunlarla aşmak gerektiğini söyleyen biriydi. Bu yüzden yaşadığı San Francisco’yu “yalnızca birkaç kişinin, yani şairlerin, kitlesel bilinç çatlağında yeni bir şeyler görme şansını ve cesaretini bulduğu pek çok yerden biri” diye tanımlamıştı: Hollywood’un zekâdan yoksun şablonuna karşı San Francisco’nun dingin ve şiirsel isyanı. İmajını korumak için dünyayla savaşmaya hazır bir Amerika’ya karşı bireylerin özgürlüğünü ve polis devletinin aptallığını savunanların düşünceleri... Yaratılan veya boşluk bulup türeyen kof kahramanların hemen her yerde uçurumdan aşağı atmaya uğraştığı insanları; koyunlaştırılan bireylerin gözünü açmayı saten men ediyorum.” Sansüre uğrayan şiirleri Ginsberg’e “şiire serbest pazar yok” dedirtir. Çünkü o da bilir ki sistemi eleştiren şiir sponsor bulamaz. Bunun dışındakiler ise satışlarda kullanılan ve kıçı kırık ürünler haline gelen; ticarileşen, hedefinden sapan ve araklanan imajlardan başka bir şey değildir. VİCDANIN SESİ Ginsberg’ün, çıktığı yolculukta yol arkadaşlarını hiç unutmadığını görüyoruz. Kendisine aydınlanma yaşatan ruhani yoldaş William Blake, kankası William S. Burroughs ve Jack Kerouac ile öbür Beat Kuşağı üyeleri (Herbert Huncke, John Clellon Holmes, Carl Solomon, Philip Lamantia, Gregory Corso ve Peter Orlovsky). Yaşadığı toprakları seven ama oradaki düzeni beğenmeyip benimsemeyen, masumiyetini yitirmiş insanlar ve insanı harcayan sisteme karşı duran, bunu yazıya, şiir ve eyleme döken Beat Kuşağı: Ginsberg, yeraltından yüzeye çıkan seslerle beraber olmaktan mutluluk duyar. Kültürel ve toplumsal vicdanın sesi bu: Yarattığı özgürlük, muhalefet, dikkat çekme, farkındalığı dürtme ve saygı gösterilmeyene saygı duymayı sağlama etkisi; Beat etkisi. Sıkı bir ritm, görülmemiş bir soyutlama ve dolambaçlı bir anlam kümesi de işin esansı. Yol arkadaşlarıyla birlikte Ginsberg hipnozu, toptan aptallaştırma eylemlerini ve benlik tokatlayıcılarını sallamak için hiç durmadan gaza bastı. “Öyle yazma, böyle yaz” diyenlerin aksine miras alınmış kurallara göre kalem oynatmayı hiç kabullenmedi. Kendisine “akıl” veren “akilleri”, “Çoğu karakterden yoksun ve bilmeden, boşluktaki soyut sığ ahlaki prensiplerden hareketle tartışan kocaman sıkıcı kafalar değil mi bunlar?” diyerek eleştirdi. Onun kocaman Toplu Halüsinasyon’undan geriye ne(ler) kalıyor? Ginsberg her şeyden önce zamanının (hatta sonrasının da) bilgesi, “içtenlik paranoyayı yok eder” sloganının samimi savunucusu. Kişinin özgürlüklerinin arttırılmasından yana tavır koyarken kendi ülkesinin askerpolis faşistliğine eleştiriler getiren bir şiir âşığı. Aynı zamanda şiirin özündeki yumuşaklığı ve isyanı kavrayabilmiş, bunu meditasyon ve Budizmle birleştirmiş biri. Savaş goygoycularına karşı duran politik bir kimlik. Yetmez mi?.. ? alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr http://bulunmazali81.blogspot.com Toplu Halüsinasyon/ Allen Ginsberg/ Çeviren: Süha Sertabiboğlu/ Sel Yayıncılık/ 400 s. B Allen Ginsberg TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr vunuyordu Ginsberg. Kuşatma ve hayatın işgaline karşı ayağa kalkma ya da güçlü bir uluma. Mengeneye alınan zihinleri ferahlatma eylemi. Kısacası histeriyi kırma hamlesi. Uyuşturucuyla “savaşmak” adına çıkarılacak yasaların, LSD deneyiminden çok daha tehlikeli olduğunu söyleyen Ginsberg toplumsal korku, paranoya ve cinnetin insanları cellatlaştırdığını haykırır. Uyuşturucu, ot ve kimyasal korkusu ona göre ülkesinde tehlike sınırını çoktan aşmış bir toplu halüsinasyon yaratmıştı. Çıkarılan veya çıkarılmaya uğraşılan yasalarla siyasiler bu korkuyu beslemişti. Hayaletlerle savaşılan bir ülkede, yasalarla baskıyı arttıran siyasilere karşı yürütülen bir mücadele: İşte Ginsberg’ün yer aldığı saf. Tüm amacı öfke kontrolünü egemen kılmaktı. Savaş narasıyla kendinden geçmek yerine Ginsberg otla kafayı bulmayı tercih edenlerin yanına kurulmuştu. Hissetmenin ve duymanın güzelliğine övgüde bulunuyor; “daha çok şeye sahip olmak, daha çok farkında olmaktır ve bu farkındalık, duygu dediğimiz alanlarda birikir; bedensel dokunma ve hissetme duygusu” diyordu. Bunları engelleyen sansürle mücadelesini daha rahat anlayabiliyoruz böylece. Duygu ve hissetme koridorunun tıkanışı, Ginsberg için kabul edilemez bir şey: “Şiirlerimin ve diğer arkadaşlarımın yapıtlarının yayınına sansür konulması ifade özgürlüğümüzün doğrudan ihlalidir (...) O ahlakçı bağış toplayıcı siyasetçileri ya da siyasi hırslar taşıyan rahipleri benim şiirlerimi küstahça kendi dini emellerine siyasi bir futbol maçı gibi kullanarak alet etmek İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Reklam Müdürü: Petek Öztürk ?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1211 2 MAYIS 2013 ? SAYFA 3