Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
67. YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ2013 Ömer YAĞLIDERE FOTOĞRAF ‘İyi fotoğraf sabır gerektirir’ ? Levent GENCELLİ Ömer Yağlıdere Ömer Yağlıdere 1961 Giresun doğumlu. KBB hastalıkları uzmanı. Tıp fakültesini ve uzmanlık eğitimimi GATA’da tamamladı. Ankara, İzmit, Tatvan, Bursa ve Denizli’de görev yaptı. 10 sene önce Albay rütbesiyle emekli oldu. GİFOD (Giresun Fotoğraf Sanatı Derneği), APBM (Association Photographie Brussels Miroir), PESGSPC (Pascal English School and Greek School Photographic Club) ve SSS (Sille Sanat Sarayı) onur üyesi. Yağlıdere, “Dijital teknolojik gelişme sadece fotoğraf çekme aşamasında değil, sunum aşamasında da yenilik ve kolaylıklar getirdi. Artık deklanşöre basmak çok kolay. Ama ortaya çıkan her görüntüye ‘fotoğraf’ diyebilmek o kadar kolay değil. ‘İşte bu’ diyebileceğiniz bir fotoğraf elde etmenin yolu, eğitim almak, öğrenmek, okumak, görmek, denemek, eleştiri almaktan geçiyor” diyor. mekli Tabip Albay Ömer Yağlıdere, kulakburun boğaz hastalıkları uzmanı olarak Bursa’da çalışıyor. Mesleğinden arta kalan zamanı da fotoğrafa ayırdığını söylüyor. Dr. Yağlıdere, fotoğrafın sanatsal yönüyle 13 sene önce BUFSAD (Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği) ile başlamış. 13 yıla çok sayıda sergi, 10 katalog sığdırmış ve bu süreci, “ Öğrendiklerimi uygulamak ve bunlar hakkında usta fotoğrafçıların eleştirilerini almak, başta usta fotoğrafçılar olmak üzere başkalarının fotoğraflarını görmek” olarak özetliyor. Yağlıdere, kendisi gibi amatör düzeyde fotoğrafla uğraşanlar için yarışmalara katılmanın düzeylerini görmek ve psikolojik olarak tatmin olma anlamına geldiğini ancak yarışmaların büyük bölümünün kendi ticari beklentilerini ve markalarını ön plana çıkaran kuruluşlar tarafından düzenlendiği tanısını da dile geti E riyor ve şöyle konuşuyor: “Yarışmalarda sanatsal ve kültürel kaygı taşıyanları pek nadir. Bu nedenle Cumhuriyet gazetesi tarafından Yunus Nadi anısına 1946 yılından beri aralıksız gerçekleştirilen ve son yıllarda içeriğine fotoğrafın da dahil edildiği ödüller ayrı bir öneme sahip. Bu sene benim bir fotoğrafımın, her biri Türk fotoğrafının önemli isimleri olan jüri üyelerince bu ödüle değer görülmesinden gurur duydum.” HEKİM ALGISIYLA DENKLANŞÖRE BASMAK… Yağlıdere’ye, fotoğraflarında hekim duyarlığının izlerini gördüğümüzü anımsatıp “Mesleğinizin fotoğrafçılığınıza katkısı nedir” diye soruyoruz. Yanıtı şöyle oluyor: “Hekimlik insanlarla yüz yüze ve bire bir ilişki gerektiriyor. Sağlıklı bir sonuca varmak için karşılıklı birbirinizi anlamanız gerekiyor. Bu da uzun süre içinde bir meleke haline geliyor. Ben bu deneyimimi fotoğrafta kullanabildiğimi düşünüyorum. Fotoğraf çekerken, özellikle insan fotoğrafı çekerken bu iletişimi sağlamanız mutlaka gerekli. Ayrıca fotoğrafını çektiğim kişiler mesleğimi öğrendiklerinde daha çok destek verip yardımcı oluyorlar. Genellikle bu ilişki sadece çekimlerle sınırlı kalmıyor. Birçoğu ile daha sonraları da irtibatım devam ediyor, zaman zaman görüşüyoruz. Kendimi fotoğrafta henüz öğrenci düzeyinde görüyorum. Bunun sonu yok biliyorum ve sürekli yeni bir şeyler öğrenmek ve yapmak ihtiyacı duyuyorum.” ? FOTOĞRAF Hulki MURADİ ‘Doğu’nun sabrı, Batı’nın dakikliği ve İnsan’ Hulki Muradi 2013 Yunus Nadi Fotoğraf Ödülü’nü kazanan Hulki Muradi, Çukurova toprağının bereketiyle, sıcaklığıyla, çokkültürlülüğüyle yoğrulmuş, fotoğraf çekerken ‘insanı’ arayan, emeği yücelten bir fotoğraf sanatçısı. Onun için fotoğraf çekmek, dünyaya ve insana gönül gözüyle bakmak demek… Doğu’nun sabrını ve serinkanlılığını, Batı’nın aceleciliğini ve dakikliğini hem yaşam felsefesi, hem fotoğraf felsefesi olarak benimsemiş Muradi. Fotoğraf karelerinde alın teriyle, üretimiyle, mutluluğu ve hüznüyle insan var… ? Abidin YAĞMUR 964 yılında Mersin’de, Girit göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş Hulki Muradi. Çocukluğu, Çukurova’nın sıcak ikliminde, çokkültürlü sosyal ortamında geçmiş. Daha 89 yaşlarındayken, aile dostları olan Süleyman Tonguç’un Tarsus’taki Stüdyo Kemal adlı stüdyosunda tanışmış fotoğrafçılıkla. Kontak baskıyı, fotoğraf çekmeyi ‘ustası’ Süleyman Tonguç’tan öğrenmiş. İlk fotoğraf makinesine de onun sayesinde sahip olmuş. 2003 yılında Mersin Fotoğraf Derne 1 ği’ne üye olmuş. 2011 yılında da ‘yeni bir felsefe, yeni bir fotoğrafçılık vizyonu’ düşüncesiyle Olba Fotoğraf Derneği’nin kurucuları arasında yer almış. O ‘yeni felsefeyi ve vizyonu’ şöyle anlatıyor Hulki Muradi: “Fotoğraf dünyasında çok bireysel düşünen insanlar var. Biz ise fotoğraf üretirken insanın çevresine farklı bir açıyla bakması gerektiğini, fotoğrafa felsefe katılması gerektiğine inanıyoruz. Fotoğraf benim için gönül gözünü ifade ediyor. Yaşayan bir insanı izleyenlere sunuyorsunuz. Ölmüş bir insanın fotoğrafını ailesine sunduğunuzda onunla ilgili hikâyeler dinliyorsunuz. O nedenle, hem ölü, hem diri insana dokunuyor fotoğraf. Ben insanla çalışmayı seviyorum. Karelerimin merkezinde insan var. Eski bir mesleği icra eden usta olabilir, mangal kömürü üreten aile olabilir, bir döküm atölyesi olabilir… Ama mekânda mutlaka insan var.” Hulki Muradi’nin şimdiki hedefi, 14 yıllık fotoğrafçılık birikimini bir sergide izleyenlere sunmak. Daha doğrusu, fotoğraflarla öykü anlatmak. Muradi, fotoğrafındaki ‘insan’ ve ‘öykü’ birikimine şu sözlerle dikkat çekiyor: “Portfolyomda bu bir ‘Hulki Muradi’ fotoğrafı diye düşündürten kareler oldukça fazla. İçerisinde yaşam öğesi taşıyan fotoğrafları ise her zaman daha çok 2 seviyorum. Prensip olarak fotoğrafı projeler oluşturarak çekmeyi tercih ediyorum. Özellikle topluma birtakım şeyleri anlatmakta yararlı olduğuna inandığım için daima canlı tuttuğum projelerim var. Çalışan çocuklar, inanç, hamam, bencil gen, eski meslekler sürekli olan ve geliştirdiğim çalışmalarım. ? MAYIS 2013 ? SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1211