06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler İşeyen Atmaca/ Göktuğ Canbaba/ Marjinal Kitap/ 258 s. “Eğer çakmadıysanız açıklayayım, adam bunu şu yüzden söylemişti. O gün Jack’in kendinden kurtuluşunun ilk günüydü. Temizlik, eski alışkanlıklar ve bağımlılıklar üzerine yapılacaktı. Uzun saçlar zaten daha önceden gitmişti. Şimdi ise adamın hiç giymediği gömlek gayet başarılı bir seçimdi. Jack düşünmeden giydi gömleği. Ne yalan söyleyeyim yakışmıştı piç kurusuna. Kokarca’nın uyuduğu odaya girip onu yanağından öptü ve sonra evi terk etti.” Göktuğ Canbaba’nın İşeyen Atmaca’sı kitapseverlerle buluştu. Hasret/ Canan Tan/ Doğan Kitap/ 350 s. Canan Tan, Hasret’te mübadele öncesinde başlayıp hasretle sonuçlanan derin bir aşkı ve ayrılığı anlatıyor. Tan’ın yeni romanı Hasret, geçmişin toplumsal çalkantıları içinde yarım kalmış, parçalanmış, kırık bir aşk hikâyesini anlatıyor. Gerçek bir yaşam hikâyesinden alınan ve mübadele döneminde onulmaz bir hasrete mahkum olan bu aşkın izleri Cumhuriyet öncesine uzanıyor. Hasret, parçalanan bir aşkın toplumsal arka planını çarpıcı çizerek bugünün tartışmalarına da bir gönderme yapıyor. Romanın odağında aşk duruyor, din, dil, ırk gözetmeden. Ayrılık keskin bir bıçak gibi ayırıyor âşıkları. Gözyaşı romanın kahramanları kadar okuru da esir alıyor zaman zaman. Yaşanmış hikâyelerin tüm gücünü ve etkisini gözler önüne seriyor Hasret. Yüzler/ Emrah Polat/ Sel Yayıncılık/ 110 s. Hayata karşı mağlup olmuş ya da baştan kaybetmiş insanların yolları mutsuzluk üzerinden kesiştiğinde birbirlerinin iç ya da ikinci yüzünü görmeye çalışırlar. Gündelik konuşmalarındaki belli belirsiz acıdan, kabullenilmiş yenilgilerden tanırlar birbirlerini; mutsuz evlilikler, işsizlikler, hayal kırıklıkları, hep başka bir dünya düşü. Emrah Polat Yüzler’de, ülkenin kaderini değiştiren sürecin gölgesinde tutunmaya çalışan hayatların bugününü ve geçmişini, daha bütün bir resmin kırık dökük bir parçasını içtenlikle anlatıyor… Bilenlerin çok sevdiği, diğerlerinin hiç anlamadığı kendine has dokusu, atmosferi, dışardan donmuş gibi görünen ritmi, sokakları ve yokuşlarıyla, Seyranbağları, Mamak, Ulus, Türközü’yle Ankara’nın ve ona has karakterlerin öyküsü; durgunluğun içinde patlayan, sıradanlık içinde devinen, derin ve dingin, yorgun ve öfkeli. Doğu Batı Mimesis/ Kader Konuk/ Metis Yayınları/ 322 s. Kader Konuk kışkırtıcı bir sav ortaya atıyor: Modern Türk kimliğinin yalnızca Kemalist kadrolar tarafından kurulmadığını, Nazi zulmünden kaçıp ülkeye gelen AlmanYahudi sığınmacıların, yani Türkiye toplumu içerisindeki ayrıcalıklı yabancıların bu kimliğin inşasında önemli bir rol oynadığını öne sürüyor. Kitabın merkezinde 1936’da Almanya’yı terk edip İstanbul Üniversitesi’nin yeni kurulan Yabancı Diller Okulu’nun başına gelen Erich Auerbach ve bu dönemde kaleme aldığı çığır açıcı eseri Mimesis: Batı Edebiyatında Gerçekliğin Temsili var. Bu eserin yazıldığı bağlamı ele alan Konuk, İstanbul’un Auerbach’ın Mimesis’i yazma sürecini nasıl şekillendirdiği üzerinde duruyor. Edebiyat eleştirisi kavramlarını verimli ve yaratıcı bir biçimde kullanarak Türkiye’nin kültürel tarihini kavramamızı sağlayan bu kitap, DoğuBatı ilişkilerine dair incelemelere de yepyeni bir yaklaşım getiriyor. Eğlence Başlasın/ Niccolo Ammaniti/ Çeviren: Yelda Gürlek/ Can Yayınları/ 362 s. İtalya’nın gayrimenkul zengini Sasà Chiatti yeni satın aldığı Villa Ada’da eşi benzeri görülmemiş, sürprizlerle dolu bir eğlence düzenlemeye karar verir. Onu görmezden gelerek küçümseyen elit kesime kendini kabul ettirme gösterisidir bu. Roma’nın göbeğinde bir safari ortamı hazırlanır. Aslan, tilki ve kaplan avı için grupların oluşturulduğu ortamda, filler, timsahlar, maymunlar, piranhalar, suaygırları gırla gitmektedir. Bulgar aşçılar, tren istasyonundan toplanan Afrikalı sürekçiler, estetik cerrahlar, yeni parlayan film yıldızları, futbolcular, düş kırıklığına uğramış yakışıklı yazar Fabrizio Ciba, yaşamına satanist lider olarak renk katan ve davetin başkonuğu şarkıcı Larita’yı öldürerek dünyaya sesini duyuracağını sanan Mantos da oradadır. Ammaniti’nin keskin mizah anlayışı, çağımızın tuhaflıklarını, şımarıklıklarını dile dökerken, giderek azalan erdemlerin de altını çiziyor. Kitap boyunca insanı dehşete düşüren sahneleri okurken bile gülümseyeceksiniz... ? 4 NİSAN 2013 ? SAYFA 25 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1207
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle