07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Haydar Ergülen çalışıyor... ‘Yolculuk insanı çok besliyor’ 1980 kuşağının en etkin ve önemli isimlerinden Haydar Ergülen, aynı zamanda günümüz şairlerinin de en çalışkanlarından biri. Ergülen, bir dizinin ilk kitabını Cümleten İyi Yolculuklar adıyla okurla buluşturdu. Yazanların çoğunun orta yaşlı şairler olmalarının nedenini Su Ersöz, Hazal Uzuner ve Haydar Ergülen... “Otobüs kuşağından olmamızdan kaynaklanıyor” diye açıklayan Ergülen’in kendisi de bir yolcu aslında. Paradoks Diyalektika’da da kavramlarla gezinmiş. “Nar’ın babası” Ergülen’le, yakın zamanda peşi peşine yayımlanan üç kitabından Paradoks Diyalektika’yı merkeze alarak kızı Nar için kaleme aldığı ve yeryüzünü şiirle anlatan çocuk kitabı Nar Alfabesi ve Cümleten İyi Yolculuklar‘ı konuştuk. ? Su ERSÖZHazal UZUNER aha önce pek çok konuda pek çok derleme kitap okurla buluştu. Ama sizin gibi yolculukları merkeze alan ve dizinin ilki otobüs yolculuklarından oluşan kitap çıkmadı: “Cümleten İyi Yolculuklar”. Böyle bir fikir nasıl aklınıza geldi? Kırk yaşından sonra gezmeye başladım. Çünkü o yaşıma kadar çok işim vardı, reklam ajansında çok beter ve çok çalışıyordum. Reklam ajansıyla ilgili işler için bile yurtdışına gitmek gerektiğinde çoğu zaman gidemiyordum. Eşim gezmeyi çok seven birisi. Biraz onun sayesinde gezmeye başladım. Sonra yurtdışında şiir festivalleri ve etkinliklerine çağrılmaya başlandım. Geçenlerde Elif Şafak’ın bir denemesini okudum, “en sevdiğim kitaplar yolculuk kitapları” diyor. Ben de en çok yolculuk kitapları okumayı severim. Eskiden çok azdı ama şimdi çok var. Çok eskiden yazılmış seyahatnameleri okumaya başladım. Falih Rıfkı Atay 1930’larda öyle ilginç kitaplar yazmış ki. Brezilya’ya gitmiş o yıllarda. Onları okudum. Yolculuk insanı çok besliyor. Aklıma böyle bir şey geldi: İnsanlar yolculuklarını anlatsın, bunlar da az çok bilinen yazarlar ve şairler olsun. “ÇOCUKLARLA İLGİLİ YAZMAK ÇOK ZOR BİR ŞEY” Derlediğiniz kitapta yer alan yazarların hemen hepsinin yolu şiirden geçmiş ya da şair. Seçerken ne gibi ölçütleriniz vardı? Evet, kitapta yer alan isimlerin çoğu şair. “Yolculuklar ve Kentler1” yazıyor kapağında. Sonra tren kitabı çıkacak. Toplam seksen yazar. Dört kitap olacak her kitapta yirmi yazar. Otobüs yolculukları genellikle benim kuşağıma özgü bir şey. Yetmişlerde öğrenci olmuş bir kuşak için. Uçak yoktu, varsa pahalıydı. Şimdi daha genç yazar ve şairlere baktığımız zaman daha çok uçak kullanıyor. O yüzden orada yazanların çoğunun şair ve ellili yaşları geçkin olmasının nedeni otobüs kuşağı olmamızdan kaynaklanıyor. Çoğunlukla arkadaşlarım şair. Çok SAYFA 14 ? 4 NİSAN D sevdiğim Ahmet Büke gibi hikâyeci, genç bir arkadaşımız da var. Büke, mükemmel bir hikâyeci. Onun hikâyesini okuduğunuz zaman içinde şiir de, öykü de, oyun da, küçük roman parçaları da, deneme de, muhabbet de, diyalog da, monolog da her şey var. Bundan sonra vapur kitabı hazırlanacak, adını acaba “Hanımlar Vapuru” mu koysam diye düşündüm. Çünkü yirmi yazarın on dördü kadın. Otobüsten, trenden, taşradan İstanbul’a doğru geldikçe hem kadınlar çoğalıyor hem de yazarlar daha çok adaya, Moda’ya gidenlerden oluyor! Kitaplar, kendi sosyolojisini oluşturuyor aslında. Uçak kitabı da olacak. Bu yılın sonuna kadar dizinin tamamı yayımlanmış olacak. Sonrasında eğer ilgi görürse ve yayınevi de desteklerse bir de bisiklet ile yaya kitabı yapmayı düşünüyorum. O da bir yolculuktur çünkü. Bu kitaplar sürerse ömrüm de yeterse on on beş yıl sonra bir metro kitabı da çıkarmak isterim. O bambaşka bir kültür çünkü. “Nar Alfabesi” bir çocuk kitabı. Çocuk kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz? Kızım Nar şimdi altı yaşında. O, üç yaşındayken düşünmüştüm bu alfabeyi. Resimli ve şiirli bir alfabe. Fakat resimleme uzun zaman alan bir şey. Şunu fark ettim; çocuk şiirleri yazmak, çocuklarla ilgili yazmak çok zor bir şey. Kitabı üç kere yazdım. Çünkü çocuklar üzerine yazarken pek çok şeyi dikkate almak gerekiyor. Yaşlarını, psikolojilerini düşünmek ve yanlış bir şey yapmamak zorundasınız. Pedagojik anlamda da bilgilenmek gerekiyor. O yüzden çok zor çocuklar üstüne yazmak. Yıllar önce üniversiteye giderken çocuk şiirleri yazmışım. 19751980 arası. Yani Türkiye’nin en güzel yılları benim için. 1980 öncesini özlüyorum çünkü. Tabii ODTÜ’yü, o ortamı özlüyorum, solun daha güçlü olduğu yılları özlüyorum. O zaman biraz politik çocuk şiirleri yazmışım. Onları buldum. Belki onlardan bir çocuk şiirleri kitabı yaparım ileride. 2013 “Nar Alfabesi” kitabınızı okuyunca ve bir konservatuarda eğitim alınca ister istemez bir metne “oyun” gözüyle de bakıyoruz. Peki, siz bu kitabı bir çocuk oyunu yapmayı düşündünüz mü? Bu soruyu sorduğunuz için aklıma geldi, özellikle kısa oyunları çok severim. Necatigil’in ve Sabahattin Kudret Aksal’ın, eskiden okuduğum radyo oyunları, gençliğimde absürd tiyatro dediğimiz Ionesco’nun, Tevfik Hâkim’in oyunlarını severdim. Kral Ölüyor diye bir oyunu vardır Ionesco’nun. Onu sahneleyip oynamıştım. Zaman zaman vakit bulsam da “Belki bir gün buluşur diye/ aynı ormanda kaybolan çocuklar”dan biri de benim diyebilir misiniz? Paradoks Diyalektika adlı her baskıda sayfaları yeniden aralanacak ve genişleyecek özel bir sözlük denilebilecek kitabınızda “o çocuğu” (her kimse) bulmayı mı umdunuz ya da okuyucuyu, artık unuttuğu kayıp çocukluğunun peşine düşürmek miydi niyetiniz? Kendimden, arkadaşlarımdan, ilişkilerimden, hayattan yola çıkarak ne dertlerimiz var diye anlamaya çalıştım. Bunun on yedi tanesini yirmi iki sene önce yazmıştım. Geriye on iki harf kalmıştı yumuşak G dahil. Onları da Psikeart dergisinde yazdım. Açık kitap, kitabın önsözünde bir eposta adresim var. Kitapta, yazılmayı bekleyen, A’dan Z’ye üç yüz on kavram önerdim. Okuyanlar, okuyacak olanlar, isterlerse benim önerdiğim kavramlardan, isterlerse kendilerinin oluşturacakları kavramlardan yazacakları yazıları benim adresime gönderip ikinci ve sonraki baskılarda yer alabilir. Yani kitap sizin, derler ya o anlamda. Andığınız dize, Murathan Mungan’ın. Onu da, o dizeyi de çok severim. O yıllarda kendimi öyle hissediyordum galiba. Mesela kayıp olarak hissettim ama tutunamayan diye hissetmedim. Yani kayıp olmak daha hakiki olmak gibi geldi, tutunamayan olmak Türkiye’de son yıllarda ‘trendy’ dediğimiz şeylerden olduğu için bana sahte bir şey olarak geliyor. Bilindiği üzere Oğuz Atay’ın kitabının adından çıktı. Tutunamamak için o kitabı okumaya gerek yok. Hatta o kitabı okuduğunuz zaman o kavramdan vazgeçersiniz. Ama kitabın adına bakınca, işte ben de tutunamayanım dersiniz. Bazı şeyler sadece yüzeyseldir. “YAŞLARIN HİSSETTİRDİĞİ ŞEYLER FARKLIDIR” Farkında olmayı sağlamak, hissettirmek, değiştirmek, birinde ya da birçoklarında bunu yapmış olmak, yıpranmış, örselenmiş, eskitilmiş benlikleri yeniden rafine etmek, en “saf’” hale getirmek, kazanmak bir tür geri dönüşüm gibi mi? Acaba ben mi yazdım dedim, hoşuma gitti soru. Ama ben “rafine etmek” lafını kullanmam. Konuşurken kullanırım elbette ama yazıda mümkün olduğunca Türkçe sözcükler kullanmaya çalışıyorum. Türkçe derken Osmanlıca, Arapça, Farsça gibi artık yerleşmiş sözcükler kuşkusuz girer yazılarıma, ama İngilizceden geçmiş sözcükleri pek kullanmamaya çalışıyorum. Yirmi dört yıl dokuz ay reklam yazarlığı ve kreatif direktörlük yaptım. Reklam ajanslarında tuhaf bir Türkçe vardır. Yani Türkçeİngilizce karışımı bir şeydir. İnsanın yazma ahlakı bozulur. O yüzden de öyle laflar kullanmıyorum, size de tavsiye etmiyorum. Soruya gelecek olursak hissettirmek evet, değiştirmek olabilir, birinde ya da birçoklarında bunu yapmış olmak, en saf hale getirmek evet çünkü o zaten benim değil hepimizin ihtiyacı ve yaşlandıkça da istenir bir şey. Çünkü ilkele dönüş gibi, saf olana dönüş gibi insanın aradığı bir şey. Soruda katıldığım olabilir dediğim yerler var. Mesela hissettirmek doğru ama şimdi kişisel gelişim çağında yaşıyoruz ya, berbat bir şey biliyorsunuz. Yaşam koçluğu ve kişisel başarı hikâyeleri, kapitalizmin bir anda piyasaya yığdığı ve hızla tükettiği pek çok kavram var. ? kısa oyunlar yazsam diye düşünüyorum. Yıllar önce Bilgi Yayınevi’nden çıkmış On Kısa Oyun diye bir kitap vardı. İçinde Beckett’in, Pinter’ın, Dylan Thomas’ın ve önemli on yazarın, şairin kısa oyunları vardır. Son günlerde o kitabı çıkardım, okuyorum. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1207
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle