07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

K lhan Selçuk, soy bir denemeciydi. Yazısında biçemsel bir zenginlik oluşturmak amacıyla, sözgelimi arada Saatli Maarif takviminin yaprağını koparır, buradan çıkardığı alıntıyı harç yaparak o güne özgü vurgusunu açımlardı. Yaşamın cilvesi işte; İlhan Selçuk yazılarına yansıyan bu çeşninin benzerini aynı biçimde ben de yaşamayayım mı?.. Güne müezzinlerden önce başladığım için Saatli Maarif takviminin o günkü yaprağını da öğleye doğru koparmış olmalıyım. Stefan Zweig’ın, eşi Lotte ile birlikte Rio de Janerio’da intihar etmelerinin yetmiş birinci yıldönümünü duyuruyordu takvim. Derken az sonra kapım çalındı… Kargodan bir paket. Ne olur? Kitap tabii. Açtım. Açar açmaz da irkildim. Çünkü bir kucak Zweig kitabı çıkmıştı karşıma… Tıpkı Zweig’ın kurduğu öykü evrenlerinde karşılaşılabilecek bir gerilimin ön verisiyle… Hani ne derler, bir tuhaf oldum, dondum desem değil, yandım desem, o da değil… Ama galiba ikisi birden… Bağrımda kitaplar, götürüp masaya yaydım, bir minik anma töreninin kutsayıcı duygularıyla bir süre daldım öyle… Ardından Zweig’ın insanı sarsıp silkeleyen öykü evrenlerinden içeri girdim usulca… Yordam Kitap Yayın Yönetmeni Hayri Erdoğan, müthiş adam. Ne iyi etmiş, tam da ölüm yıldönümünde Zweig’ı okurla buluşturarak… Türkçelerini söyleyenlerle birlikte bu törene katılan 2013 damgalı öykü kitapları neler mi… Korku (Behçet Necatigil), Amok/Usta İşi (Tahsin Yücel), Satranç Ustası/Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Tahsin Yücel), Bir Kalbin Ölümü/Mürebbiye (Salâh Birsel). Bir de roman: Merhamet (Deniz Banoğlu). Yordam’ın okurla buluşturacağı öteki Zweig kitapları da listelenmiş: Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar (Deniz Banoğlu), Karışık Duygular (Ali Avni Öneş), Yakan Sır (Ali Avni Öneş), Sahaf Mendel (Hamdi Varoğlu), Dünya Fikir Ustaları (Deniz Banoğlu). Daha önce “Can Öykü Şenliği” dizisinde yer alan öyküler toplamı Hayatın Mucizeleri’ne (Çev.: Esen Tezel, Can, 2011) yer açıp Zweig öykülerine değgin iki satır yazmamış değildim. Sonra Lorent Seksik tarafından kaleme alınan, Zweig’ın son altı ayının anlatıldığı Stefan Zweig’ın Son Günleri (Çev.: Sosi Dolanoğlu, Can, 2012) üzerinde de durmuştum kısa süre önce “Kitaplar Adası”nda. Can, belki de en çok Zweig yayımlayan yayınevi. Son olarak ölümünün yetmişinci yılında Ahmet Cemal çevirisiyle elime ulaşan Montaigne (Can, 2013) monografisinde yayınevinin yirmi yıl boyunca yayımladığı itaplar Adası M. SADIK ASLANKARA [email protected] [email protected] ...ve karşınızda Bay Zweig... Stefan Zweig’ın yazınsal verimlerinin, yazarın “psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu yoğun ilgi”den beslendiği, bunun ona “karakter yaratma ve karakterlerinin ruhsal gerilimlerini aktarma becerisi” kazandırdığı bilinen bir olgu. İ Zweig kitaplarının listesinden gözümü alamadım doğrusu… Yarının Tarihi (1991), Lyon’da Düğün (1992), İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar (1995), Günlükler (1997), Satranç (1997), Değişim Rüzgârı (1998), Amok Koşucusu (2000), Amerigo (2005), Sabırsız Yürek (2006), Marie Antoinette (2006), Joseph Fouché (2007), Dünün Dünyası (2008), Rotterdamlı Erasmus (2008), Balzac (2009), Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Bir Yüreğin Ölümü (2009), Macellan (2010), Clarissa (2010)… Yordam’ın da daha önce yayımladığı Zweig listesine göz atılabilir: Mektuplaşmalar (Friderike ile, 2007), Buluşmalar: İnsanlar, Kentler, Kitaplar (2008), Dostlarla Mektuplaşmalar: Rilke, Schnitzler, Bahr, Gorki, Freud, Hesse (2009)… Sözü fazla uzattım… Gelin öyleyse, Zweig’ın dünyasından içeri girelim özetçe bağlamında da olsa… ÖYKÜNÜN UZUN YOL KOŞUCUSU… Stefan Zweig’ı, ilk kez Yaşar Nabi Nayır’ın Varlık’ı aracılığıyla tanımıştım on yıllar önce… Yayımladığı bu tür kitaplarla kim bilir kaç kuşağın üzerinde hakkı vardır Yaşar Nabi’nin, bir de Hasan Âli Yücel’in. İlkin Amok’unu (Varlık, dördüncü basım, 1968) okumuştum Zweig’ın, sonradan Usta İşi’ni (Varlık, 1954) edinmiştim onun. Bir ödül gibi üstelik; Tahsil Yücel çevirisiyle… Andığım öyküler, farklı düzenlemeyle iki ayrı kitapla Yordam’da, Tahsil Yücel imzasıyla yeniden karşımızda. Bunların o yıllardan kalan çeviriler olmadığını söyleyeyim hemen. Sözcüklerin yenilenişi anlamında değil yalnız, dilsel yapılandırılışıyla da ışıldıyor çeviri… Böylelikle elli altmış yıl içinde Tahsin Yücel’in bile dilde kendini aştığı söylenebilir sanıyorum. “Bile” sözcüğünü boşuna kullanmadım. Eğer Tahsin Yücel, bugün bulunduğu noktada, o yılların yirmilik delikanlısını çok aştığını gösteriyorsa eğer, bizlere de bir şey söylemek anlamına gelmiyor mu bu? (Amok’ta dipnotta geçen “tümce” sözcüğü, yeni basımlarda “cüce” olarak düzeltilecektir kuşkusuz. [22]) Çevirisi üzerine bunca konuştuğumuz anlatının kendisi için neler söylemek gerekir, düşünün artık… Stefan Zweig’ın yazınsal verimlerinin, yazarın “psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu yoğun ilgi”den beslendiği, bunun ona “karakter yaratma ve karakterlerinin ruhsal gerilimlerini aktarma becerisi” kazandırdığı bilinen bir olgu. Bu genel yaklaşımın ötesinde Stefan Zweig öykücülüğü üzerine başka ne gibi önermeler getirilebilir, bunun üzerinde duralım biz… 2013 Zweig’ın anlatıcıları tedirginlik duygusuyla yaşayan insanlar hep. Neden? Çünkü kendisi de, Birinci Dünya Savaşı’nın yarattığı yitik kuşaktan biri olarak bunun derinlere yerleşmiş acılarıyla, bir tür “çetin yalnızlık”la (Amok, 28) iç içe oldu hep. Bu çerçevede insanın uçsuz bucaksız yalnızlık evreninde “insan kuduzu” bir “amok koşucusu” (53) olmaması işten değildir. Ne var ki bir Aydınlanmacı hümanist olarak iyimser bir ruh da taşımak ister aslında Zweig. Nitekim Korku’da sekiz yıllık evliliği, iki çocuğuyla yuvasında mutlu yaşayan kadının, eşini aldatmaya yönelişiyle yaşadığı yoğun korkuyu, telaşı, derken kocasının yol açtığı karışıklığı anlatırken bir sabah çocuklarının oyun seslerine gözlerini açışıyla birlikte iyimser vurgu öne geçer. Ama yaşam, savaşları, cinayetleri, bütün acımasızlığı ile umutları her seferinde boşa çıkaracaktır. İşte Zweig karakterleri, böylesine bir karmaşanın yansıtıcısıdır bir bakıma. DOSTOYEVSKİ KARAKTERLERİYLE GOGOL ÖYKÜLERİ... Zweig, elbette kısa öyküler de kaleme almıştı ancak uzun öyküleriyle öne çıkmış görünen bir yazar yine de o. Kısa öyküyü belirleyen sayfa sayısı değil elbette, yansıttığı ayırt. Kaldı ki uzun öykü de sayfa ölçüsüne bağlı değil. Zweig öykülerinin ayıranı, bu evrenlere yerleşmiş, ötesinde evrenle birlikte öteki kişileri de peşinde sürükleyen karakterlerde aranmalı bana sorulursa. Gerçekten de öykülerdeki karakterler, gizemli, görece karanlıkta kalan yanlarıyla, polisiye benzeri örgülemeyle insanı enikonu şaşırtıyor. Özetle söylersek uzun öykünün kişisi, bir sorunsalın göstergesi halinde duruyor bu verim evreninde. Nitekim klasik çağ metinlerine, Yunan tragedyalarından Shakespeare oyunlarına, Cervantes’ten Kafka’ya uzanan romanlara bakarsak bunlardaki karakter özelliklerini, Dostoyevski dağarında da bulabilmek olası. Kısa öykü, tipolojik bir yalınkatlık yansıt maz elbette, ne var ki karakter katmanı, derinliği de yansıtmaz. Bir sorunsalın aktarıcısı kişiler gibi görmek de gerekmez ille onları. Kısa öykünün çengeli, bu kişileri bir yanından çekip öne çıkarır elbette ama geri kalan yanlarını okur, canı isterse tamamlar istemezse bulduğuyla yetinmeyi öğrenir. Çünkü bütünsel anlamda onların ıralarını açımlayacak karakter serimlemesinden çok tek bir yanıyla yani olay, durum, ilişkileniş vb. karşısındaki tutumlarıyla alımlarız öykü kişilerini. Kişinin karakter özelliği kısa öykünün pek de tasası değildir doğrusu. Ama bu durum, kişilerin bir biçimde çizgiselleşmesine ya da tipleşmesine yol açmaz kesinlikle. Bu verilerin ardından Stefan Zweig imzalı bu tür öykülerdeki, Dostoyevski karakterlerinin Gogol öyküsü temelinde yeniden yapılandırılması olanaklıymış gibi görünüyor bana. Örneğin Gogol’ün “Palto”, “Bir Delinin Hatıra Defteri” vb. öyküleri, bu evren içindeki kişilerin karakter bağlamında öyküye nasıl yerleştirileceğinin ipucunu verecektir bir biçimde. Bu yakadan bakıldığında bir Çehov öykülemesinin ne denli dışında olduğu açıktır Zweig’ın. Nitekim “Usta İşi”ndeki anlatıcının, öyküdeki ötekini “Gogol’ün bir öykü kahramanı” (99) olarak görmesi ilginçtir. Çehov öykülerinde gezinen küçük insanlar, karaktere dönük imler gönderse de karakter değildir hiçbir zaman. O büyük öykücünün kişileri olsa olsa bizi karakter olgusunun önüne çıkaran uğraktır. Küçük insanların bir araya toplanabilecek yanları, kavramsal temelde karakteri besleyen içe dönük bir çekirdek halinde algılanabilir enikonu. Zweig’ın yukarıda andığım kitaplarına dağılmış “kısa öykü” olarak anılabilecek verim örneklerine göz atıldığında bunların yazın tarihine geçecek kertede güçlü karakterlerle değil de derin insanlık durumlarıyla öne çıktığı ilk bakışta görülüyor. Sözgelimi “Bir Yaz Öyküsü”ndeki kişi, içinde birikenleri neredeyse bir nefeste sıralayıp öykünün anlatıcısına dönerek sorar: “İşte size her şeyi anlattım. Bir öykülük değil mi sizce?” (Kitapçı Mendel, Çev.: Burhan ArpadAhmet Arpad, Yordam, ikinci basım, 2010, 215) Bu çerçevede sözgelimi Anton, Boris vb. öykü kişileri de karakter açılımlarıyla değil insanal dramlarıyla gelir okurun önüne. UZUN ÖYKÜDEKİ EYLEMSELLİK... Stefan Zweig’ın verimleri arasında uzun öykü olarak nitelenen örnekler, kısa oyunların değil, tek perdelik bütünlüklü oyunların yansıtımını içeriyor kanımca. Ancak yine de Zweig, bu öykülerine içirdiği devinimle, bunları hem birer karakter bahçesine dönüştürmeyi hem de anlatısına baş döndürücü bir eylemsellik kazandırmayı başarmıştır. Yukarıda andığım, “uzun öykü” olarak alınabilecek öykü örneklerinin tümü de bütün bu özellikleriyle parlıyor. O halde Zweig’ın söz konusu öyküleri “uzun” da olsa, “kısa öykü”nün vuruculuğuna sahip örnekler. Sonuçta hiçbir okurun uzak duramayacağı, klasiklerden çağdaşlara geniş yelpazeye yayılan kavrayışla okuma edimine yataklık yapıp her kesimden okura seslenebilecek bir yazarla karşı karşıyayız… Evet, öyküden romana, anıdan yaşamöyküsüne öteki anlatılara uzanan farklı türdeki kitaplarıyla, umudun hiçbir zaman tükenmeyeceğini ele veren o evrensel duyuruyla buluşuyoruz bir biçimde: …Ve karşınızda Bay Zweig… Yetmiş yıl sonra da, yedi yüz yıl sonra da… ? SAYFA 16 ? 4 NİSAN CUMHURİYET KİTAP SAYI 1207
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle