02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y bidin Dino (23 Mart 1913 7 Aralık 1993), tek bir sözcükle tanımlanması olanaksız bir sanatçı. Belirli bir tanıma sığdırmaya çalıştıkça, gerçek niteliğinden açığa düştüğümüz sanatçılardan. Kuşkusuz, ressam. Ama yalnız ressam mı? Karikatürcü, illüstratör, dekoratör, sahne tasarımcısı, sinemacı, heykeltıraş, yazar... Elinin değdiğini sanata dönüştüren bir hayat adamı… Yazdıklarına dolaysızca yansıtmamaya özen göstermiş olsa da, nerdeyse tüm bir yüzyılı “insana inanarak” yaşamış bir komünist... “Tek bir sözcükle tanımlanması olanaksız bir sanatçı” dedim ya, belki de günümüzün durmadan dönüşen, belirsizleşen, kavramsızlaşan kavramlarıyla tanımlanması olanaksız bir sanatçı demek daha doğru… Abidin Dino’nun Türkiye’de izleyicileriyle ve okurlarıyla buluşmasında, benzersizliğinin anlaşılmasında büyük emeği geçen Ferit Edgü’ye kulak verirsek: “On altı yaşında basın dünyasına giren, yirmi yaşlarında bir yandan yazılarıyla öte yandan çizdikleriyle gündem oluşturan, gene o yaşlarda birkaç ressam dostuyla d Grubu’nu, daha sonra Liman Grubu’nu kuran, yirmi iki yaşında Sovyetler Birliği’ne gidip sinema çalışmaları yapan, yirmi dört yaşında Paris’te Picasso, Tristan Tzara, Malraux ve Gertrude Stein ile tanışıp, bu sonuncunun Faust Operası için dekorlar çizen, Gogol’ü Rusçadan, Rimbaud’yu Fransızcadan, Homeros’u Yunancadan, Dante’yi İtalyancadan okuyan bir Türk sanatçısı…” Enis Batur’un deyişiyle “büyülü bir entelektüel”. Samih Rifat’ın, Abidin Dino’nun yaşamöyküsünü okuduktan sonra, Batur’a, “Artık böyle yaşanmıyor” demesi boşuna değil. Abidin Dino, bir yaşam sanatçısı… Tüm bir yaşamı sanata dönüştüren… Böyle bakıldığında, denilebilir ki, 2007’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde Edgü’nün öncülüğünde gerçekleştirilen “Abidin Dino: Bir Dünya” sergisi, Dino’yu en iyi anlatan sergiydi. O serginin gizi, adındaki “Bir Dünya” sözünde saklıydı. “Abidin Dino: Bir Dünya”, sanatçının tüm dönemlerinden örnekler sunan bir retrospektif değil, onun yaşamını ve sanatını tüm boyutları içinde kuşatmayı amaçlayan bir sergiydi. Dino, yalnızca çok farklı alanlardaki yapıtlarıyla değil, yaşamdan tat alışı, acılara direnişi, unutulmaz dostlukları, tüm yaşadıklarıyla da “bir dünya” bırakmıştı ardında. Nitekim, Ahmet Oktay da, serginin amacına koşut olarak hazırlanmış olan katalogdaki yazısında, “Resmini, yazısını ayrı ayrı ele almaktan çok, hep yapıt düşüncesi öne alınmalıdır” diyordu. “Resimde yarım bıraktığını yazıda tamamlamaktadır Dino. Ve vice versa. Yapıtın üzerinde derinleştikçe, belki bugüne kadar önemleri ve ayrıntıları not edilmemiş SAYFA 6 ? 28 MART eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER [email protected] A Doğumunun yüzüncü, ölümünün yirminci yılında Abidin Dino Bir yaşam sanatçısı yeni öğelerin farkına varılacaktır. Çalışılmış, üretilmiş, acısı çekilmiş, sevincinin tadı çıkarılmış bir yaşamdır Abidin Dino’nun yaşamı.” Enis Batur ise, “Abidin Dino, bugün yalnızca yazdıklarından tanıdığımız bir isim olsaydı, kütüphanemizde vazgeçilmez kimliğiyle yer almayı sürdürecekti” demekten alamıyordu kendini. “… ortaya koyduğu kitapların bir bölümü entelektüel boyutunun, bir bölümü de yaratıcı duyarlıkla düşgücünün buluşmasının ürünü olduğuna göre, onları pekâlâ bağımsız bir bütünlük halinde değerlendirebiliriz.” En yakın dostlarından Yaşar Kemal, “Deniz Küstü” romanını resimleyen Dino’yu bir yenilikçi ve bir doğa sevdalısı olarak niteliyordu: “Abidin Dino dünyaya hayran gözle bakan bir kişiydi. Dünya onun için her şeyiyle bir tansıktı. Ovada gün altında ışıldayan taa uzaklara giden ekinlerin kıvılcımlı ışık sellerine, koyaklarına gölge vurmuş Toroslar’ın uçuk mavi, mor, bakır rengi doruklarına, yamaçlarına, bir tapınmada gibi kıpırdanmadan bakardı. Doğa onun için yaratıcıydı. Bana göre, onun için belki de tek yaratıcıydı. Ağabeyi ressam, şair Arif Dino’ya göre, bir doğa sarhoşuydu…” Turgut Çeviker de, Dino’nun belki de üstüne en az yazılıp çizilmiş yönünü, karikatürcülüğünü yorumluyordu: “Abidin’in çizgi ve üslubu, dönemin karikatür dünyasına göre sıra dışıdır… Düşün ve sanat anlayışını oluşturan ana değerlere karikatürlerinde de yönelmesi o dönem için bir yeniliktir… Kimseye benzemez. Mevlana, Yunus Emre, Karacaoğlan ve Mimar Sinan bir insan olarak Abidin’in karikatürlerine iner ve bu ‘büyük varlık’lar üzerinden ‘çağdaş’ ve ‘güncel’ sorunları eleştirir… İçerik ve çizgideki yenilik, mizah anlayışındaki çağdaşlık, onu 1940’larda Türk karikatüründe sıra dışı bir öncü yapmıştır.” Samih Rifat’ın “Devinimin Resminden Resmin Devinimine” başlıklı yazısında, Dino’nun sinemayla ilişkisi dile getiriliyordu: “Sinema, tuhaf rastlantılar sonucunda iki kez SSCB ve Goal! dönemlerindeyaşamına bir süre için bütünüyle egemen olacak, bunun dışında da içten içe beslenen bir tutku gibi, senaryo çalışmaları, geliştirilmeyi bekleyen film taslakları, film tekniğiyle yazılmış öyküler, tek tük sinema yazıları ve ömrünün sonuna dek sevgiyle izlediği filmlerle Abidin’in sanat yaşamının ayrılmaz bir parçası olarak ayrı bir yataktan akıp gidecekti.” Serginin de, kataloğun da ana gövdesini oluşturan “Ressam Abidin Dino”yu ise Edgü’den okuyorduk. Dino’yu hem bütünsel bir sanatçı olarak ele alan, hem de başlıca resim çalışmalarının “doğru okumalar”ını sunan Edgü, “Abidin denildiğinde ilk akla gelen onun el resimleridir” diyordu. “Tüm yaşamı boyunca yüzlerce, binlerce el deseni çizmiştir… Parmaklar, elleri öylesine yoğurmuş, sonra öylesine doğurmuştur ki sonunda, El sözcüğüyle Abidin imzası özdeşleşmiştir… Abidin, tüm yaşamı boyunca, insanı insan yapan, üreten, yaratan, öldüren, okşayan, dokunan elleri çizip boyadı. Çünkü resim yoluyla dile getirmek istediği her şey ellerde vardı.” Yüz yıl önce doğduğuna sevindiğimiz, yirmi yıl önce öldüğüne yerindiğimiz bugünlerde, isterdim ki, düşlerimizi ve karabasanlarımızı anlamlı kılan, bilincimizin, beğenimizin gizli kovuklarını bize açan Abidin Dino’nun toplumsal bir yeniden paylaşımının şölenini yaşasak hep birlikte. Oysa Cumhuriyet’te ona ayrılan sayfanın, Ankara Galeri Nev’in düzenlediği serginin, Sanat Dünyamız dergisinin hazırladığı dosyanın ötesine gidemedik. Abidin Dino kitaplarını yayımlayan yayınevleri, bir araya gelip, 2013’ü bir Abidin Yılı’na dönüştürebilirdi. 2013’teki “Abidin Dino ıskalaması”, basınyayın dünyamızın da, toplumumuzun da sureti olsa gerek. Yalnız Abidin Dino’yu mu, Melih Cevdet Anday’ı da, tüm “büyülü entelektüeller”i de özlüyorum… ? ABİDİN DİNO KİTAPLARI Nâzım Üstüne / Abidin Dino (Sel Yayıncılık) Ne Güzel Çocukluktu / A. Dino (Adam Yayınları) Sinan: Bir Düşsel Yaşamöyküsü / A. Dino (YKY) Kısa Hayat Öyküm / A. Dino (YKY) Yeditepe Öyküleri / A. Dino (Can Yayınları) Ölüm mü? Ne Buluş! / A. Dino (Sel Yayıncılık) Verese Kel / A. Dino (Adam Yayınları) El & Yüz / A. Dino (Norgunk Yayıncılık) Gören Göz İçin Fikret Muallâ / A. Dino (Dünya Yayıncılık) Kızılbaş Günlerim / A. Dino (Sel Yayıncılık) Eller / A. Dino (Sel Yayıncılık) Pera Palas / A. Dino (Sel Yayıncılık) Yüzler / A. Dino – Yaşar Kemal (Sel Yayıncılık) Kültür Sanat Politika Üstüne Yazılar / A. Dino (Adam Yayınları) Adana Yazıları / A. Dino (Karahan Kitabevi) Sensiz Her şey Renksiz / A. Dino – Güzin Dino (Can Yayınları) Güzin DinoAbidin Dino Mektuplar: 195273 (İş Bankası Kültür Yayınları) ABİDİN DİNO ÜSTÜNE KİTAPLAR Abidin / Ferit Edgü (Sel Yayıncılık) Abidin Dino: Özel Koleksiyon / Selçuk Demirel (YKY) A’dan Z’ye Abidin Dino / Zeynep Avcı (YKY) Gel Zaman Git Zaman: Abidin Dino’lu Yıllar / Güzin Dino (Can Yayınları) Abidin Dino 19131993 / Şehmus Güzel (Kitap Yayınevi) Hayat ve Sanat: Abidin Dino ile Söyleşiler, Yazılar / Şehmus Güzel (Peri Yayınları) Abidin Dino ya da Kanatlanan El / JeanPierre Deleage (YKY) Sahne ve Kostüm Tasarımı: Abidin Dino / Rasih Nuri İleri (YKY) Abidin Londra’da Dünya Kupası Maçlarını Filme Alırken (YKY) 2013 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1206
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle