Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş I iir Atlası CEVAT ÇAPAN İvan METODİYEV/ Şiirler / Çeviren: Ahmet Emin Atasoy ‘ve sessizlik ve sessizlik, salt orada bir çeşme damlalarını sayıyor oysa bundan kime ne?’ van Metodiyev (19462003) Sofya’da doğdu. Sofya Üniversitesi’nin Bulgar Filolojisi Bölümü’nü bitirdi (1970). Toprakbilim Enstitüsü’ nde (19731982) ve Bılgarski hudojnik (Bulgar Ressam) yayınevinde (19821983) çalıştı. 1983’ten 1991 yılına değin Septemvri (Eylül) dergisinin “Şiir” şubesinde redaktörlük yaptı. Genç kuşaktan bir hayli yetenekli şairi bulup tanıtmada çok büyük hizmetleri oldu. 1990’da iki sanatçı arkadaşıyla birlikte Nava adlı bir radyo yayınının yöneticiliğini yaptı. Aynı adla, minyatür şiir biçimlerine yönelik, hem yayımcısı, hem redaktörü, hem de ideoloğu olarak çalıştığı bir de edebiyat galerisi açtı (1994). Sofya’da öldü. İlk şiirlerini 1973 yılında yayımlayan İvan Metodiyev, yapıtlarında düşünceyi öncelikli unsur olarak yeğledi. İnsanla insan, insanla doğa, insanla evren vb. eksenler üzerine konumlandırdığı şiirinde, bir yandan tüm varlığı bir bütün olarak varoluşçuluk felsefesi açısından derinliğine irdelemeye çalışırken öte yandan kişisel beklenti ve kaygılarına da önemli ölçüde yer verdi. Söylemde kısalığı ve doğrudan etkilemeyi amaçladığı için sözcük seçimini ve kullanıştaki tasarrufu kesinlikle göz ardı etmedi. Ülke genelinde çeşitli edebiyat ödüllerine değer görülen ve yirminin üzerinde dile çevrilen İvan Metodiyev’in şiir kitapları şunlardır: Basit Duyular (1980), Gönül Peyzajları (1983), Kozmogoni (1987), Strüktürler (1989), Geçit (1989), Evrenin Annesi (1990), Gazlar ve Bulutlar (1994), Zerrelerin Kitabı (1995), Öksüz ve Yetim Çocuklar İçin Şarkılar (1996), Zaman ve Hiç (2001), Bayağı Sessizlik (2003), Seçme Şiirler (2004). BACA Kardaki bu çiziklerin gözden sakladıkları bir iki basit yazgıdır ve bir iki köy sırrı. Besbelli horoz, domuz ve kedi geçmiş buradan, pire, serçe ve biraz da beyaz kasvet arkadan. Kart çocuklar varoluşa dokunuyor değnekle bir kurt, gün battığı yerde, gökleri kemirmekte. Akşam vakti: tembel evler gıcırdıyor bezgince yaşamın bir kanıtıdır tüten duman ipince. Ah, zorlu tan ağarması – havlaması itlerin, bir ruh rüzgâr olmuş yine, yolcusudur göklerin – ve sessizlik ve sessizlik, salt orada bir çeşme damlalarını sayıyor – oysa bundan kime ne? Bu yağan kar, yığılan kar – acep neyin haberi? Silinerek kayboluyor eskilerin izleri. Sis azıcık durakladı – inleyip gitti yaya… Sonra şeytan çıkageldi ve hapşırdı bacaya. MİNİK KÖY Tepede minik köy. Onun altında – küçük dere, yabangülü ve çırçır. Yabangülü ne söylese, anında zalim çırçır onu paylamaktadır. Yolda ağır ağır giden ihtiyar koyultmakta atı ile sohbeti. Horozlar ötüşür, bir köpek havlar ve akar da akar zaman su gibi. M U TLU LU K Mutluluk mu ? – dedi bana görevli. Bugün kabul günü yok mutluluğun. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1206 Mutluluk mu? – dedi tüccarın biri. Vitrinliktir ancak görevi onun, çekebilmek için müşterileri. Mutluluk mu? – dedi bildik eskici. Senin için şurada bir tanecik var. Belki işe yarar, paslanmış gerçi. Mutluluk mu? – dedi bir sivil ajan. Artık o da yakalandı, efendim. İçerde ifade veriyor şu an. AÇIKLIK Ey düşünce inceliği, saklı mısın açıklıkta? Duy arının nedir derdi ve ot neler anlatmakta? Bir döngel savruldu yine göstermeden izlerini. Söyledi o tüm evrene söylenmesi gerekeni. BABA Benim babam, artık çöküyor işte, benim canım babam, bu tuhaf adam ta sabahtan akşama dek durmadan evin bahçesinde fidan dikmekte. Taze toprak koyup suluyor sonra, yaklaşıyor genç söğüde sevgiyle ve yandan çok gülünç gözükse bile, canlı gibi konuşuyor onunla. Garipliği sanki iyice arttı ama itiraza yetmiyor gücüm… Elmanın yanına gittim geçen gün bir yaprak kopardım, ondan kan aktı. Bugün, bana öyle gibi mi geldi, otururken gölgesinde cevizin ondan geldiğini duydum bir sesin ve bu ses babamın kendi sesiydi. MART 28 2013 ? SAYFA 15