02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D Sıradan bir okur kaç şiir dergisi izleyebilir? Kaç şiir kitabı edinebilir? Bunlar bize 2012 şiirini öğretebilir mi? Hiç olmazsa şiir yıllıkları verdiği toplu bilginin yanında geçen bir yılın genel çerçevesini çizerek okurlara görmeyi öğretiyor. umhuriyet Kitap’ta şiir yazılarına yeterince yer verilmiyor. Oysa bir yılda yayımlanan şiir kitaplarının sayısı yüzleri geçiyor. Şiir kitabı yayımlayan önemli yayınevleri de bu kitapların iyi sattığını söylüyor. Gene de şiir kitabını kendi olanaklarıyla yayımlayanlar yeterince sesini duyuramıyor. Ama yılın şiirini değerlendiren yıllıklar çıkmaya başlayınca şiir yazılarına gene gereksinim duyuluyor. Yılın şiirini değerlendirmek gelenek haline geldi. Geçen yıllarda kimi şiir yıllığı düzenleyenlerin kişisel davranışı eleştiri konusu olmuştu. Onlar bu çalışmalardan kendilerini çektikleri için mi ne, bu zamana kadar ancak 2 şiir yıllığı yayımlanabildi. Belki başka yayımlananlar vardır da ben daha görmemişimdir. Bunlardan biri Mustafa Aydoğan’ın, öteki Mustafa Ergin Kılıç’ın yıllıkları. Bu yıllıkların yorumunu yaparak 2012 şiirini anlamaya çalışalım. eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN Şiir Yıllıkları Mustafa Aydoğan “Şiir Yıllığı 2013’te şiir kitaplarının değerlendirilmesine geniş yer vermiş. Bu çalışmayı Hüseyin Alemdar ile Kahraman Çayırlı yapmış. Bu çalışma şöyle yorumlanıyor: “Kendi beğenileri ve ilgileri çerçevesinde seçtikleri kitaplar üzerine önemli tespitlerde ve eleştirilerde bulundular ve yıllığa değer kattılar.” Mustafa Aydoğan 88 dergi izlediğini söylüyor. Kimi dergiler üzerinde özellikle durarak onlarla ilgili yorumlarını da yazmış. Kuşkusuz bütün edebiyat dergilerini inceleyip onlarla ilgili yorumlarını yapamaz. Böyle bir çalışma pek de gerekli değil. Bir yazar 2012 şiir ortamını kendi yorumlarına, kendi değerlendirmelerine göre ele alır. Duygusal davrandığı kimi dergileri görmezden geldiği olmaz mı? Mustafa Aydoğan’ın değerlendirmelerini okurken HECE dergisi ile yayınlarını görmezden geldiğini, her türlü değerlendirmenin dışında tuttuğunu gördüm. Böyle geniş bir araştırmaya girişen araştırmacının duygusal nedenlerden uzak durması gerekir. Mustafa Aydoğan önemi nedir? Şiir yazacağım derken şiirin dışına kolayca nasıl çıkılır? Şiirin teknik ve dil anlamındaki hassasiyetleri nelerdir ve bu hassasiyetlere uyarak nasıl bir şiir dili geliştirilmelidir?” Bu soruların yanıtları geniş bir şiirbilim çalışması gerektirir. Her ozan kendi şiirini değerlendirirken bu ölçütlerden yararlanma olanağı aramalıdır. C isterseniz avcı çayı deyin kibar biçimde” Çağdaş şiirimizi yaşatan daha nice ozan var Mustafa Aydoğan’ın seçtikleri arasında. Hayati Baki, Hayriye Ünal, Hüseyin Alemdar, Kenan Sarıalioğlu, Mehmet Can Doğan, Sennur Sezer, Sina Akyol, Şükrü Erbaş, Yücel Kayıran özellikle anmak istediklerim arasında. Mustafa Aydoğan’ın “Şiir Yıllığı 2013” çalışması bize yalnız geçen yılın şiirini değil, şiir tartışmalarını da anlatarak geniş bir “Edebiyat Ortamı” çizen bir çalışma oldu. EDEBİYAT ORTAMI Mustafa Aydoğan, “Edebiyat Ortamı” adıyla bir dergi yayımlıyor. Bu derginin bir etkinliği olarak “Şiirimizde Geçen Yıl” adıyla “Şiir Yıllığı 2013”ü hazırlamış. Yıllığında yalnız şiir seçmekle yetinmemiş, nice ozanın seçilmiş dizelerine de yer vermiş. Böylece daha geniş bir şiir ortamı hazırlamaya çalışmış. Bunca şiirden seçilmiş dize ya da bölüm arayıp ayrıca değerlendirmek önemli bir çalışmayı gerektirir. Böylece daha geniş bir ozan topluluğunun çalışmaları unutulmamış olur. Geçtiğimiz yıl nasıl bir şiir ortamı olduğunu saptamak, o ortamın özelliklerini de anlatmak gerekirdi. Mustafa Aydoğan diyor ki: “88 dergi izlemişim. Bu sene en çok tartışmalara odaklandım, dahası odaklanmak istedim. Olmadı. Tartışma, neredeyse hiç yoktu. ‘Çatışmasız Aydınlık’ ismini vermek istedim bu duruma.” Mustafa Aydoğan “Şiir Yıllığı 2013’ün ön yazısında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün aylık edebiyat toplantıları yaptığına da değiniyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nde Mustafa İsen gibi bir edebiyat insanı olduğu anımsanırsa, böyle toplantıları doğal karşılamak gerekirdi. Ama tekdüze geçen toplantılar etkili olmuyor. Değişik anlayışların karşılaşması belki daha etkili bir ortam oluşturabilir. SAYFA 18 ? 28 MART BİRKAÇ ÖRNEK Kimi ozanların şiirini bütün olarak, kimi ozanların şiirinden bölüm alarak daha geniş bir ozan topluluğunun çalışmalarına yer verilmiş. Şiirinin bütününe yer verilen yüzü aşkın ozan ile bir o kadar da şiirinin bir bölümüne yer verilen ozan var. Gene de yüzlerce ozanın çalışması yer alıyor bu kitapta. Mustafa Aydoğan’ın kendi yorumları ile birlikte çalıştığı arkadaşlarının emekleri 2012 şiirinin bütün yönleriyle bize tanıtıyor. Gene de her okurun kendine göre bir beğenisi var. Kimileri sevdiği şiirleri orada görmemiş olabilir. Ama bir yıllık herkesin beğenisine göre hazırlanamaz ki! Ahmet Ada, yüzyıllar ötesinden yankılanan Türkçesine duyduğu özlemle Yunus Emre’yi anımsıyor: “Akasya kokan istasyonlarda rastladım ona Çayır çimen sesiydi Türkçesi Güneş geçerdi içinden Kıpır kıpır bir parıltıydı.” Gökhan Arslan şiirinde yeni bir duyarlığın, yeni bir sesin umududur. “Kervanda Eksik Var” şiirinden bir bölüm: “Geçen gece sen uyurken kalbini açıp içine üfledim bir kaplanın sıcaklığı karıştı soluğuma.” Hüseyin Peker kendini yenileyen bir ozan. Kendi sesini buluyor, şiirine özgün bir biçem kazandırıyor: “Sabunların kuruttuğu ellerinizle dinleyin beni: son kitabımdı bu! yamalı’dan söz ediyorum “ŞİMŞİİR AĞACI” “Şiirsiz hayat eksikliktir” diyen Mustafa Ergin Kılıç dünyamızın gidişine, çalkantılı olaylar içindeki insanlığın durumuna bakıyor da duru bir şiir akımı olabileceğine ihtimal vermiyor. “Şimşiir Ağacı” adı altında “2012 Şiir ve Şiir Kitapları Yıllığı”nı kitaplaştırıyor. Görüşlerini şöyle özetliyor: “Dünyanın hızlı bir çalkantı içinde gidip geldiği, ülkelerin siyasal krizlerden kurtulamadığı bir dönemden geçerken, hayatımızın dört bir yanı sıkıntılarla kuşatılmışken, kaotik bir yeryüzünde, şiirin de daha duru akması beklenemezdi.” Ama bütün şiirlerin böyle bir karanlık içinden geçmesi gerekmez ki! Her ozanın kendine özgü bir dünyası var. Onlar kendi dünyalarının şiirini yazıyorlar. Mustafa Ergin Kılıç “2012’de Türk Şiirinin Seyri” üzerine düzenlediği notlarda görünmez ayrıntıları gün ışığına çıkarıyor. Dergilerin, yayınevlerinin çalışmalarını olanca ayrıntısıyla anlatıyor. Yılın olayları şiirsel bir akış içinde anlatılıyor. Şiir dergileri ile edebiyat dergilerinin yayın serüveni içindeki sorumlulukları da belirtiliyor. Başarılı çalışmalar yanında niteliksiz çalışmalara da değiniliyor. Bunlar “Sınıfta Kalan Şiir ve Şiir Kitapları” olarak nitelendiriliyor. Mustafa Ergin Kılıç yıllığına seçtiği şiirleri hangi ölçütleri değerlendirerek aldığını da anlatıyor. Genç ozanlara yönelttiği sorular da var: “Her konu şiirin içerisinde şiirsel bir dille nasıl işlenir? Her sözcüğe şiirin içersinde yer verilebilir mi? Verilirse nasıl verilir? Şiirin belli kıstasları ve bir çizgisi olması gerekmekte Mustafa Ergin Kılıç midir? Şiirde anlamın “ŞİMŞİİR OZANLARI” “Şimşiir Ağacı”nın ozanları yaş durumuna göre düzenlenmiş. En genç 1994 doğumlu. Onur Bayrakçeken’den 1924 doğumlu Başaran’a kadar 251 ozanın şiirine yer verilmiş. Bunların dışında tutulan 19 ozan daha var. Onların şiirleri “2012’nin en iyi şiirleri” olarak değerlendirilmiş. Böyle ayrı bir değerlendirmeye gereksinim var mıydı? “Şimşiir Ağacı”na şiirleri seçilenler bu 19 ozanın ayrı tutulmasını yadırgamışlar mıdır? Ama bu Mustafa Ergin Kılıç’ın seçimidir. O geniş ozanlar topluluğu arasında daha çok benimseyeceğimiz daha nice ozan var. Her yıllık onu düzenleyenin sorumluluğunu taşır. Geçen yıl kimi yıllık hazırlayanların çalışmaları tartışmalara yol açmıştı. Her yıllık hazırlayanın kendine özgü bir beğenisi vardır. Ne kadar yansız davranmaya çalışsa kendi beğenisinden kurtulamaz. Ama nice emeklerle binlerce şiir arasından bir tutam şiiri seçip 2012 şiir yıllığı hazırlamak nice okur için önemli bir kolaylıktır. Kuşkusuz 2012 şiiri değişik özellikleri olan, bunlar öne çıkarılarak belirtilen bir şiir değil. Her on yılda bir değişik özellikleriyle anılan yeni kuşaklar oluşmuyor ki! Nice şiir okuru bir şiir yıllığını okurken sevdiği ozanın izini sürüp onun başka çalışmalarına da ulaşabilir. Orhan Göksel 2012’nin beğenilen ozanlarından. “Beyhude Kan” şiirine şöyle başlıyor: “Beni seninle yalnız bırak Konuşmam lazım seninle git buradan Aramıza girme lafın orta yerinde Acının kurmaylarıyla yüzleştim ben.” Koray Feyiz’in “Sırt Çantası”da 2012’nin seçilmiş şiirleri arasında yer alıyor. “Hayasız evlerin taşı Çekilirken içimden, Yaratılışın görünmez gül’üsendeki Tomurcuktaysa, bilinmezin bütünlüğüne sakla.” 2012’nin en beğenilen ozanları arasında Veysel Çolak da var. Veysel Çolak hem ozan olarak, hem şiirbilime katkılarıyla 2012’de adı en çok anılanlar arasında. Onun “Kavşak” şiiri şöyle başlıyor: “Toprak yalan söylemez hayatın açar bacaklarını ırmakları buluşturur kadın ile erkeği yontar bir granit kayadan.” Gerek Mustafa Aydoğan, gerek Mustafa Ergin Kılıç 2012 şiirine bakarken geniş bir okur topluluğuna okuma kolaylığı sağlamış oluyor. Sıradan bir okur kaç şiir dergisi izleyebilir? Kaç şiir kitabı edinebilir? Bunlar bize 2012 şiirini öğretebilir mi? Hiç olmazsa şiir yıllıkları verdiği toplu bilginin yanında geçen bir yılın genel çerçevesini çizerek okurlara görmeyi öğretiyor. İnsan bildiği kadar görür denmiştir. Ama bunca dergi, bunca şiir kitabı, nice şiir serüveni insanın görmesini kolaylaştırıyor. Bu bakımdan yıllıklar önemli bir eksikliği tamamlamış oluyor. Nice şiirli yıllara... ? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 2013 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1206
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle