03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

M. Şehmus Güzel’den ‘Öykücülüğümüzün Toros Zirvesi Osman Şahin’ züne de yakın olacaklardı öldüklerinde. Temiz göklerin altındaki ağaçlar, insanı kendine çeken doruklar birer açık hava tapınağı gibiydi bu yüzden.” Osman Şahin hem Türk edebiyatında hem dünya edebiyatı içinde öneme sahip bir yazar. Bir yazarı başka bir yazarla kıyaslamak doğru bir şey değildir. Her yazar biricik ve yalnızca kendine ait olan bir dünyanın olanaklarını sunar bize. Ancak önemli başarı karşısında, böylesi bir durum yaşanabilinir. Sadık Usta’ya, Kaynak Yayınları’nda Osman Şahin’in Anadolu’nun Cengiz Aytmatov’u olduğunu söylemiştim. Cengiz Aytmatov Rus dilinde, Kırgız dilinde olduğu kadar bütün bir dünya edebiyatı için önemli bir yazardır. Kitaplarını ilk okuduğumda elbette Sovyet edebiyatının yazarıydı ve benim de yazarlarımdandı. ÖYKÜ ŞÖLENİ Osman Şahin’in Kırmızı Yel ile başlayan yazarlık serüveni Acenta Mirza, Ağız İçinde Dil Gibi, Selam Ateşleri, Başaklar Gece Doğar, Ölüm Oyunları ve daha pek çok kitapla Türk öykü ve romanını taçlandırmıştır. Yazarın öyküleri Ay Bazen Mavidir adıyla iki cilt olarak yayımlanmıştır ki gerçek bir öykü şölenidir. Osman Şahin’in öykülerine yakışır bir kompozisyon taşıyor. İlk kitabı Kırmızı Yel ile TRT Büyük Ödülü’ne değer görülen yazar Faik Hikâye Armağanı, Yunus Nadi Öykü Ödülü, Mersin Kenti Edebiyat Ödülü başta olmak üzere pek çok ödüle değer görülmüştür. Yirmi üç öyküsü filme alınan Şahin otuz beşten fazla ödül kazandırdı Türk sinemasına. Şahin’in öykülerinden yapılan sinema bütünüyle kendine özgü bir dünyadır. M. Şehmus Güzel iyi bir çalışma ortaya çıkarmış. Kendi adıma ben çok yararlandım bu kitaptan. Osman Şahin’le ilgili bazı ayrıntıları bu kitapta fark ettim örneğin. Kitap dört bölüm olarak düzenlenmiş ve her bölüm savrulmadan kendi bütünlüğü içinde yazara ait öne alınması gereken şeyleri işaretliyor. Bu arada M. Şehmus Güzel’in dilindeki akıcılık, anlaşılırlık ve güzelliği söylemesem olmaz! Kendisinden okuduğum başka kitaplar da var; dilinin güzelliğini o okumalarda da fark etmiştim. Yazımı, Osman Şahin’in M. Şehmus Güzel’e yazdığı (6 Aralık 1987, Göztepe) mektuptan bir bölümle bitiriyorum. Gerçekliğin büyük şiiri M. Şehmus Güzel iyi bir çalışma ortaya çıkarmış “Öykücülüğümüzün Toros Zirvesi Osman Şahin”de. Kitap dört bölüm olarak düzenlenmiş ve her bölüm savrulmadan kendi bütünlüğü içinde yazara ait öne alınması gereken şeyleri işaretliyor. ? Leylâ ŞAHİN sman Şahin Türk öykü, roman, sinema dünyasında önemli bir imza olduğu kadar benim bireysel tarihim için de önemli bir yazardır. Lise yıllarımdan bu yana kendisini izlemekteyim bir okur olarak ve bir şair olarak yaratıcı sürecime katkısı olduğunu söyleyebilirim. Rüştü Onur için hazırladığım bir kitaptan ötürü bir haftadır Kaynak Yayınları’ndayım. Kaynak Yayınları’nın yayın yönetmeni Sadık Usta ve çalışma arkadaşlarıyla yoğun bir çaba içindeyiz. Sadık Usta’nın masasında, M.Şehmus Güzel’in hazırladığı bir Osman Şahin kitabı duruyordu: Öykücülüğümüzün Toros Zirvesi Osman Şahin. Kitabı önce bir karıştırdım hemen herkesin yaptığı gibi. Sadık Usta ya da bir başka dikkatli okur, kırmızı kalemle kitabın ön sayfalardan bazı yerlerini çizmişti, beğendim defterime not ettim. Ayrıca Osman Şahin’in babaannesi Hatice Kadın’ın ağıtından bir dize çekip aldım: “Üç yastığı yamamışım kanınan .“ Bu dize çok güçlü bir şiiri söylediği gibi önemli bir şairin güçlü bir şiirine götürdü beni. Aklımda kaldığıyla yazıyorum: O Zaman zaman içinde Zaman zindan içinde Biz mahpusta gürül gürül yatardık Yılan çıyan içinde Getirdiler ite kaka bir yiğit Baş açık ayak çıplak Ak bir mintan içinde. Bu dizelerde Enver Gökçe bir ak mintanla yiğidin işkenceden geldiğini sezdiriyor bize. Bir yazısından ötürü on sekiz ay hapisliği var Osman Şahin’in. Dışarıda olduğu kadar içerde olan adaletsizliği de iyi bilir. Kaldı ki Güneydoğu üzerine oradaki aşiret çatışmaları, kan davaları üzerine yazmış biri olarak ve içerde işlerin nasıl olduğunu bilendir. Bazı insanlar için dışarıda ya da içerde, onları bekleyen bir şey vardır hep. ‘Atmosfer oluşturmaya’ yeniden dönecek olursak bütün sanatlar için önemlidir bu. Şiirde ise bütün malzeme sözcükler olduğu için ve bu malzemenin tasarruflu kullanılması gerektiği için çok daha önemliSAYFA 8 ? 14 MART toprakların bitiminde Karadeniz daha bir aceleci, daha bir azgın ve tezdir… Yaz kış kabarır; dalgalar halinde sahilleri yeşilliği döver… Bu iki çılgın doğaŞİİRE ÇAĞRI nın, deniz ile dağların arasında şöyle rahatça oturup uzanacak bir tek düzlük Bu kadar değil yalnızca, Osman Şabulamazsın. Yoktur… Deniz ile karanın hin’in dilindeki tazelik, sözcüklerindeki birleştiği sahil düzlüğünü de Devlet Kaçağrışım ve yalnızca Osman Şahin’e ait rayolları kapmıştır…” olan o güzel söylem, sanıyorum benden başka şairler için de şiire bir çağrıdır: Burada, doğanın bütün gerçekliğiyle “Karadeniz dağları diktirler… Bu ve yazarın kendine has güzel söylemiyle dağlar acele yaratılmışlar gibi, çoğu yerşiire yakın duran yerler var elbette ve de sırtlarının ormanıyla, çalısıyla, toprametnin akışı içinde yazar konuyu topğıyla denizde biter, denizde son bulurlumsal düzleme doğal bir akış içinde gelar… Sırtları kar yüklü Kaçkarlar’dan tirebiliyor. Deniz ile karanın birleştiği çıkan soğuk, acımasız, gür suları denize sahil düzlüğünü de Devlet Karayolları doğru hızlı hızlı akarlar… kapmıştır… derken. Dağların, dikliklerin, suların, ormaKitapta Eserlerinden Yansıyan Yanın, binbir türlü yeşil bitkinin fışkırırcaşamöyküsü adlı bölümde yazarın dağsına bittiği, büyümek için coştuğu bu larla olan ilişkisine geniş yer verilmiştir ve elbette bu dağlar Toros Dağları’dır daha çok: “Başları dumanlı yüksek yerler, ulu ağaçlar, yeryüzünü gökyüzüne bağlayan, yaklaştıran verimliliğin diğer adıydı. Yağan yağmurlar alnına ilk alan, temiz, saf yerlerdi oralar. O denli ki, yurt yerinde unutulan beyaz ipekten bir mendili, bir yıl sonra tertemiz bulabilirdiniz. Güçlü ağaçlar kökleriyle toprağı özümserken yeşil, gür yapraklarıyla da gökyüzünün sonsuz gücünü yudumlar, solurlardı. Yörük gözünde öteden beri saygı duyulan yerlerdi oralar. Oralara özlem duyarlardı hep. Bu özlemleri, korunma içgüdüleri kadar, biraz da Orta Asya şamanlığından kalma tanrısal sezgilerinin getirdiği bir inançtı. El değmemiş saf gökyüzüne ne denli yakın olurlarsa, gökyüzü de kendisine yakın olana en iyi yaşamı, en iyi ölümü bağışlayıp sunacaktı çünkü. Cümle bitkilerin, hayvanların, bol sulu göllerin, nehirlerin, M. Şehmus Güzel, kitabı dört bölüm olarak düzenlenmiş toprağın, ağacın büyülü yaşantıve her bölüm savrulmadan, kendi bütünlüğü içinde yazasıyla beraber olacaklardı, gökyüra ait öne alınması gereken şeyleri işaretliyor. dir. Hatice Kadın’ın nasıl güçlü ve saklı bir ozan olduğunu düşünebiliyorum: Üç yastığı yamamışım kanınan! 2013 “Benim Değerli Dostum, Sayın M.Ş. Güzel, Ey, ben sana ne diyeyim? Öyle sıcak, gerçek anlamıyla bir aydın insansın ki, sana sevgi, saygı sunuyorum. Geçen yıl Yapıt dergisi’nde benim için yayımlamış olduğunuz uzun ve işçiliğiyle geniş kapsamlı büyük yazınıza mı teşekkür etsem, yoksa yazmış olduğunuz onca içten mektuplarınıza mı? Size karşı duyduğum dostlukta, büyük bir genişlik duygusu kaplıyor içimi. Sağolun, var olun.” ? Öykücülüğümüzün Toros Zirvesi Osman Şahin/ M. Şehmus Güzel/ Kaynak Yayınları/ 208 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1204
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle