22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ? güzel yerlerden biri hariç. “Yoktu” diye yazmıştı Gershom Scholem’e bir süre sonra, “adı hiçbir yerde yazmıyordu.” Oysa belediye dairesince sağlanan kayıtlara göre, Benjamin’in seyahat arkadaşlarından biri olan Frau Gurland, beş yıllığına bir “niş” kiralamak için yetmiş beş peseta ödemişti 28 Eylül 1940’ta; Benjamin’in, (...) genel itibarıyla aşırı dozda morfin sonucu intihar olarak bilinen ölümünden iki gün sonra. “Yanında canını defalarca alabilecek kadar morfin taşıyordu” diye yazıyor onu dağlardan geçirip İspanya’ya getiren Lisa Fittko. Eleştirel Kuram ve Yapısalcılık Sonrası düşüncesinden etkilenen Taussig’in ele aldığı konular, Port Bou’da Walter Benjamin’in gömülü olduğu mezarlıktan, Kolombiya’daki köy şiiri tartışmalarına, şeytan akdine, şaman bedeninin acayipliklerine, ihlale, New York şehri polisine ve çiçeklerle şiddet arasındaki ilişkiye kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayılıyor ve yazarın bizzat yürüttüğü saha araştırmalarından besleniyor. Üretimin Aynası/ Jean Baudrillard/ Çeviren: Oğuz Adanır/ Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi/ 156 s. düşsel bir evrende, insanı baskı altına alan bir simülasyon evreninde sürdürebilmektedirler. Düğümlere Üfleyen Kadınlar/ Ece Temelkuran/ Everest Yayınları/ 472 s. “Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların nefesini genişletecek, o nefesin rüzgârına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız.” Bir kadının kalbini fena kırmış bir adam... O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın... Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı. Ne kadar sevilse de tamir olmayan o yaralı coğrafyada, Ortadoğu’da geçiyor. Saraylar devrilip, meydanlar dolarken sorular kalıyor geriye. Her yola en az bir soruyla çıkılır çünkü: Bir kadın ya da bir ülke nasıl sevilir sahiden? Yeni Sanat Tarihi/ Jonathan Harris/ Çeviren: Evren Yılmaz/ Sel Yayıncılık/ 320 s. 1960’lı yıllardan günümüze yoğun bir dönüşüm geçiren alanlarından biri de sanat tarihi. Sosyoloji, psikoloji, felsefe gibi farklı alanlardan daha çok beslenmeye başladıkça biçim ve üslup temelli yaklaşımlardan giderek uzaklaşan sanat tarihi, disiplinlerarası bir nitelik kazanarak yenilendi, yakın dönemin sanatını yorumlayabilecek yeni eleştirel araçlar ve yaklaşımlarla zenginleşti. Jonathan Harris’in alana eleştirel bir giriş olarak hazırladığı Yeni Sanat Tarihi, 1960’lı yıllardan günümüze sanat tarihinde ve pratiklerinde yaşanan temel değişimlere kuramsal bir kapı açıyor. Sanat tarihi alanındaki yerleşik değerleri ve geleneksel yaklaşımları sorgulayarak 1960’lardan günümüze bu alanın toplumsal dönüşümlerle bağlantısını irdeleyen Harris, T.J. Clark’tan Griselda Pollock’a uzanan bir çizgide sanat okumalarında ‘toplumsal’ı dışlamamış olan eleştirmenlerin temel metinlerinden yola çıkıyor. Yeni Sanat Tarihi, bu çerçevede sanat pratiğine ve tarihine, kapitalist modernitenin etkileri, ulusdevlet bağlamında görsel temsil biçimleri, özneler, kimlikler ve feminizm çerçevesinde görsel ideolojilerin yansımaları, cinsellik ve beden politikaları gibi farklı açılardan yaklaşıyor. ? 14 MART 2013 ? SAYFA 25 Jean Baudrillard Üretimin Aynası’nda, kendini kapitalizmin radikal bir eleştirisi olarak sunan Marksist ekonomi politiği radikal bir şekilde eleştirmektedir. Ona göre Marksizm, modern toplumun merkezine üretimi koymakla aslında burjuvaziye hizmet etmektedir: Tarihi materyalizm, diyalektik, üretim biçimi, emek gücü gibi kavramlar Marksist kuramın, burjuva düşünürler tarafından üretilen doğa, gelişme, akıl, emek, değiş tokuş gibi evrensel kavramlara bir son vermek amacıyla yararlandığı kavramlar iken günümüzde aynı tarihi materyalizm, ürettiği bütün bu kavramları en az burjuvazininki kadar acımasız bir “eleştirel” emperyalizmle evrenselleştirmeye çalışmaktadır. Baudrillard’a göre Marx’ın ortaya attığı üretim, üretim biçimi, değişim değeri gibi kavramlar evrenselleştikleri andan itibaren çözümleme yeteneklerini yitirip anlam dininin egemenliği altına girerek bir tür kutsal kurala dönüşmekte ve genelleşmiş bir sistemi kuramsal açıdan yeniden üretmektedirler. Bu kavramlar göstergelere, yani “gerçek” bir gösterilenin gösterenlerine dönüşmekte ve varlıklarını ancak göstergelerden oluşan CUMHURİYET KİTAP SAYI 1204
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle