23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş iir Atlası CEVAT ÇAPAN Nichita STÃNESCU/ Şiirler/ Çeviren: Baki YİĞİT umen şair ve yazar Nichita Stãnescu, 1933’te Ploieşti’de doğdu. 1952’de dilbilim ve edebiyat öğrenimi için Bükreş’e gitti. 1957’de mezun oldu. Yaşamının kalan bölümünü Bükreş’te geçirdi. 1960’ta Gazeta Literara’da editörlüğe başladı. Aynı yıl ilk şiir kitabı Aşkın Anlamı’nı yayımladı. Denemeler de yazdı. Başta 1975 Herder Ödülü olmak üzere pek çok ödül aldı. 1979’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. 1983’te öldü. Şiiri modern ve derin, imgeleri genellikle karamsardır. Sözcükleri nesne olarak da kullanır. Kitaplarından bazıları: On Bir Ağıt, Dikey Kırmızı, Yumurta ve Küre, Romanya Diye Bir Ülke, Şiirler, Soğuğun Şiddeti, Bitmemiş İşler, Ağlayan Kemikler, Düğümler ve İşaretler, Nefesler… ŞİİR Şiir ağlayan gözdür. Ağlayan omuzdur omzun ağlayan gözü. Ağlayan eldir elin ağlayan gözü. Ağlayan tabandır topuğun ağlayan gözü. Ah, dostlar, şiir gözyaşı değil, ağlayanın kendisidir henüz yaratılmamış bir gözün ağlayışı, gözlerinden gelen yaştır güzel olması gerekenin, mutlu olması gerekenin. HİYEROGLİF Ne yalnızlık anlam bulamamak anlam varken Ve ne yalnızlık kör olmak dolu dolu gün ışığında ve sağır olmak, ne yalnızlık, yükselişinin ortasında bir şarkının. Ama anlamamak anlam yokken ve kör olmak gecenin ortasında ve sağır olmak tam bir sessizlikte, ah, yalnızlık içinde yalnızlık! BİR BAŞKA MATEMATİK Biliyoruz ki bir çarpı bir bir eder, ama tek boynuzlu at çarpı armut ne eder bilmiyoruz. Biliyoruz ki beş eksi dört bir eder, ama bulut eksi yelkenli ne eder bilmiyoruz. Biliyoruz ki sekiz bölü sekiz bir eder, ama dağ bölü keçi ne eder bilmiyoruz. Biliyoruz ki bir artı bir iki eder, ama ben ve sen, ah, ne ederiz bilmiyoruz. Ah, ama battaniye çarpı tavşan Macar ördeği eder, şüphesiz, lahana bölü bayrak domuz eder, at eksi tramvay melek eder, ‘Herkes kendine güvenlidir ıssız yalnızlığında’ R karnabahar artı yumurta Çin geveni eder. Yalnız sen ve ben çarpı ve bölü artı ve eksi aynı kalırız... Çık git beynimden! Geri dön kalbime! KIŞ ŞARKISI Kışın çok güzelsin! Geniş tarla sırt üstü yayılmış, ufka doğru, zehirli atıklardan kaçmaz olmuş ağaçlar… Titrer burun deliklerim ne bir güzel koku, ne bir esinti, sadece silinmiş, buzlu güneş izleri. Kışın ellerin ne kadar temiz! Gelen geçen yok, sadece sessizce puta tapan beyaz güneşler, halka halka gelişen düşünceler seslendirir ağaçları ikişer dörder. 1. İŞARET Bir ıhlamur çiçeği yüzüyordu soyut bir düşüncede. Aslan ve bitkilerle doluydu çöl. Jilet gibi ince ve keskin saydam bir genç metal kavisli ufuklar kesiyor, gözden bakış, fikirden sözcük, yıldızdan yarıçap ayırıyordu yavaş yavaş, bir ıhlamur çiçeği yüzerken soyut bir düşüncede. ÇOKLUK Herkes kendine güvenlidir ıssız yalnızlığında. Kendine güvenen yalnızlar arasında Kadehler tokuşturulur, yanaklar öpülür, Çiçekler verilir Şölen armağanı olur bitki ölümü Ben düşünmeye başlayana dek Şölen gününde Tanrı’nın Tanrıça’sına benim başımı sunup sunmayacağını, Koparılmış bir çiçek gibi ölümüm silinmez bir anı. HÜZÜNLÜ AŞK ŞARKISI Yalnız benim hayatım ölür benim için aslında, bir gün. Yalnız ot bilir toprağın tadını. Aslında, yalnız benim kanım özler yüreğimi ayrıldığı zaman. Hava uzun, sen uzunsun, üzüntüm uzun. Atların öldüğü bir zaman gelir. Makinelerin eskidiği bir zaman gelir. Soğuk yağışların olduğu bir zaman gelir, her kadın senin başını taşır ve giysilerini. Dev bir beyaz kuş da gelir, saklar ay’ı gökyüzünde. ? 7 ŞUBAT 2013 ? SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1199
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle