19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA zdemir Nutku adı önce tiyatroyu çağrıştırır benim için çünkü tiyatroya adanmış bir yaşamı var Nutku‘nun. Öte yandan, bütünüyle bir sanat adamıdır da. İngilizce, Almanca, Latince ve Osmanlıca bilmek ve bu dillerde yazılmış yapıtlardan yararlanmak; bulduklarını Türk halkına götürmek büyük bir özveriyi gerektirir hepimiz için. Bu açıdan bakıldığında, onca çeviriyi yapmak, ancak insan sevgisiyle açıklanabilir ki, öyledir de. Nutku’nun mesleki kitapları Türkiye’de tiyatronun daha sağlam bir zemin üzerinde gelişmesini sağlamıştır. Piyano çalması, caz konserleri, tek de olsa bir klasik müzik konseri vermesi; kültürel donanımının zenginliğini gösterir kuşkusuz. Saygıyı hak eden bir kültür hayatı var diyebiliriz karşımızda. Yazar sözlüklerinde yapıtlarının, aldığı ödüllerin, yazılarının dökümü verilir, bir de şiir kitaplarından söz edilir; ama şair yanı, nedense yeterince irdelenmez. Oysa bu açıdan da bakılmalı onun sanatsal arayışlarına. Temsilcilerinden biri olduğu şiirimizdeki Mavi hareketine bir de onun gözünden bakmak yararlı olabilir. Özdemir Nutku’nun “Eller”, “Üç nokta”, “Bölük Yaşantı”, “Bir O Kuşlar”, “Uzun Atlar Vadisi” adlarını taşıyan şiir kitaplarına ulaşmanın olanağı yok şimdilerde. Her biri antik bir özellik kazanmış gibi. Özdemir Nutku’yla, yazdığı şiiri konuştuk. Bu çaba, belki o şiirleri gölgeden ışığa çıkartacak. Bir akademisyenin hayatında şiirin yeri ve önemi daha bir anlaşılacak o zaman. Özdemir Nutku Hoca ile Duygu Kankaytsın konuştu. Raşel Rakella Asal “Cecile”de sadece Yahudilere yönelik zulme, soykırıma değil bütün evrensel zulümlere karşı duruyor ve hümanist bir yaklaşımla evrensel insan acısını işliyor. Yahudi soykırımının yanında Hiroşima acısı, Filistinlilerin, Afganların çektikleri, dünyanın her yerinde ve tüm zamanlarda yaşanan acılar Asal’ın romanında yer alan, anımsatılan durumlar. Kitabı Yusuf Alper değerlendirdi. Bol kitaplı günler... Ö P Sknt ervasız Pertavsız ENİS BATUR Can sıkıntısı, Türkçeye özgü, olağanüstü bir deyiş biçimi. Oyalanamayan, kendisini oyalamayı başaramayan kişinin yaşamına geçici ya da kalıcı, belli zaman aralıklarıyla ya da hepten, çörekleniveriyor. evrem sıkılan insanlarla dolu. Kimileri sıkıntıdan ne yapacağını bilemez haldeler, deyim yerindeyse, oraya buraya saldırıyor, çaresizce çare arıyorlar; görüyorum, çünkü çıplak gözle görülüyor durumları. Benim gibi, ömür boyu sıkılmaya vakit bulamamış (uçak yolculukları dışında) biri için anlaşılması güç varoluş biçimi, bu temel bir arızadan kaynaklanan yalpalama koşulu. Sevdiğiniz insanların kilitlenmeleri, yoğunlaşma yitimi yaşamaları, durmadan her şeye çarpmaları sarsıyor bünyenizi, ister istemez onlara katılmaktan ürküyorsunuz. İşleyen ama bozulmuş bir masa saatim vardı, açıp arkasını, çark düzeninin, ayarlarının nasıl bozulduğunu anlamaya çalışmıştım; oysa bunu yapabilecek donanımdan yoksundum. İnsanları hiç açamam: Çarelerin adamı sayılmam ben. Books dergisinin son sayısında yer alan bir tanıtım yazısı, Peter Toohey’in taze (Yale University Press, 2011) kitabına gönderiyor: BoredomA Lively History. Çalıştığı üniversitede dehşetli sıkılan bir hoca konuya eğilmiş. Bir istatistiğe göre İngiltere, Avrupa’da insanlarının en çok sıkıldığı dördüncü ülkeymiş. (Türkiye, dünya sıralamasında acaba kaçıncıdır?). 1’den 7’ye tırmanan bir sıkılma ölçeği olduğunu bilmiyordum. Hangi noktada başlıyor geri dönüşsüzlük, merak ettim. Lord Byron, İngiltere’nin iki güçlü kabileden oluştuğunu söylermiş: Canı sıkılanlar ve can sıkanlar. Hiciv güzel de, tamıtamına doğru değil bana kaLord Byron lırsa: Birinden ve ötekinden kaçanlar, uzak duranlar başka bir adaya mı kaçıyorlardır? Can sıkıntısı, Türkçeye özgü, olağanüstü bir deyiş biçimi. Oyalanamayan, kendisini oyalamayı başaramayan kişinin yaşamına geçici ya da kalıcı, belli zaman aralıklarıyla ya da hepten, çörekleniveriyor. Oyala(n)mayı, hafifletici bir tonla kullanmıyorum burada; yerine, pekâlâ yoğunlaşma, derişme, ilgisini canlı tutma da geçirilebilir. Oynamaktan, eğlenmekten, yemekten, sevişmekten, konuşmaktan sıkılan insanlar var. Dinlemekten çok sıkılıyorlar: Siz konuşurken beklemekte zorlandıklarını fark etmekte gecikmiyorsunuz. Kitapları Ç TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] atlayarak “okuyor”lar. Filimleri, videoda hızlandırarak izleyen birini tanımıştım. Sıkıntı araç gereçleri yarattı teknoloji. En sıradanı uzaktan kumanda aracı: Hayır, birşey arandığından değil, bulunası bir şey olmadığı inancıyla basıyor düğmeye parmak. İnternette gezmek: Yeni sıkıntı fiili. Ben oyalanamıyorum, o beni oyalasın. İşyerinde, evde, tatilde, nerede olursa olsun sıkılmak: Öylesine geniş bir boşluk ki Peter Toohey içerideki, uzay bile dolduramaz onu. Can sıkıntısı öteki büyük sıkıntıların (ekonomik sıkıntı, varoluş sıkıntısı) alanından taşar: Yuvasının yeri başkadır. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Reklam Müdürü: Petek Öztürk ?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1202 28 ŞUBAT 2013 ? SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle