Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU K O N UK HA R FL E R Tarık ve Beyaz Karga Ë Ayfer GÜRDAL ÜNAL Mülteciler Yüksek Komiserliği B M Türkiye Ofisi sitesinden edinilen bilgiye göre halen Türkiye’deki kamplarda 90000’i aşkın Suriyeli mülteci barınmakta. Bu rakamın çoğalacağını düşünmek, mevcut koşullarda gerçekçi bir beklenti. Mülteci bir çocuk olmak nasıl bir duygudur? Evini, oyuncağını belki en sevdiği hayvanını, belki kuzenini, yeğenini, sevgili öğretmenini geride bırakarak dilini, örfünü, âdetini bilmediğin bir ülkede, koşulları alıştığından çok farklı bir ortamda kalakalmak. Belki geride bir ölü aile ferdi bırakmış olmak, hiç hak etmediği bir biçimde can korkusunu minicikken yaşamış olmak. Bu çocuklar ne düşünür, ne umar, gelecek için bir beklentileri var mıdır? Peki, sığınılan ülkede karşılaştıkları zorluklar, duyarsızlıklar, anlayışsızlıklar ve “öteki” görülene kimi zaman yaşatılan zulüm… İşte Tarık ve Beyaz Karga isimli eser bu nedenle çok özel bir çocuk edebiyatı eseri. Somali, Sudan, İran ve Afganistan’dan gelen 7–8 yaş grubu çocukları ile yapılan bir atölye çalışması sonucu ki çocuklar kendilerine Kutup Yıldızı Kolektifi adını vermişler, Sarı Gaga Yayınları’ndan Esra Okutan’ın editörlüğünde ve Sadi Güran’ın çizimleri ile yaratılmış. Basım sponsoru BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Ofisi ve yayıncısı Sarı Gaga Yayınları. Eser piyasada satılan bir eser değil. Ancak esere ulaşmak için Esra Okutan (esra.okutan@gmail.com) ile iletişime geçebilirsiniz. KİTABIN KAHRAMANI TARIK Bu eserin özellikle sınıfında mülteci öğrenci olan öğretmenler için çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu resimli kitabın kahramanı Tarık, bir balıkçı adasında kız kardeşi Layla ile beraber mutlu bir ailede yaşarken adanın üzerine kara bir bulut gelir. Ne yaptılarsa, ne çare düşündülerse nafile; bulut yerinden kıpırdamaz. Son çare çıkıp yeni bir ada aramaktır. Tarık ve babası, yeni bir ada aramak için denize açılır. Adayı bulunca gelip anneyi, Layla’yı, büyükanne ile bü yükbabayı da yanlarına almayı planlarlar. Çok çabuk olmak zorundadırlar. O telaşta Tarık en sevdiği flütünü denize düşürür; ne yazık ki dalıp bulmaya zaman yoktur. Tarık ile babası onları yutmak isteyen dalgalarla boğuşarak yol alır. Yemek, su, şeker bitmek üzere, umutlar tükenmek üzere iken teknenin ucuna beyaz bir karga konar. Beyaz karga teknenin etrafında uçarak adeta yol gösterir; sonunda bir adaya ulaşırlar. Ada halkı onlara yer, yemek, su verir. İyi insanlardır. Ancak bu iyi insanlar arasında Tarık yalnızdır, tıpkı siyah kargalar arasında tek başına kalan, hiçbir karakarganın beraber uçmak ve oynamak istemediği beyaz karga gibi. Üstelik bu adada eksik bir şey vardır, ada halkının yüzü gülmez. Gel zaman git zaman beyaz karga ile Tarık arkadaş olurlar. Tarık ona geride kalan ailesini anlatır, beyaz karga da dinler. Ancak Tarık’ın hüznünü anlayan baba, oğluna yitirdiği gibi bir flüt yapar. Ertesi gün yeni adadaki tek arkadaşı beyaz kargaya flütünü çalarken beklenmedik bir durum olur. Beyaz karga çok güzel bir sesle flüte eşlik eder. Onlar çalıp söyleye dursun, ada halkı da çevrelerinde toplanır. Yüzleri gülmektedir. Siyah kargalar da tepelerinde halka olmuş uçup, müziği dinlemektedir. Tarık kavrar ki, eksik olan müziği adaya o getirmiştir. O günden sonra ada halkından birçok arkadaşı olur ama beyaz karga her zaman en iyi dostu kalır. Babası, tekrar denize açılır ve ailesini yeni adaya getirir. Aile tekrar bir yaşam kurar ve mutlu yaşar. Ancak bir gün eski adalarındaki kara bulutun dağılacağını ve tekrar adalarına kavuşacaklarını da umarlar. Beyaz kargaya ne mi olur? O da sesine âşık olan bir kara kargayı kendine eş seçer ve çocukları olur. Bilin bakalım çocuklar ne renk olur? Bu resimli kitap sembolik düzeyi, çocukların yüreğinden kopmuş saflığı yansıtması, üstün görsel anlatımı ile göğüs kabartıcı bir eser. Mülteciler ırkı, dini, tabiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti ve ya siyasi düşünceleri nedeni ile zulme uğruyorlar. Bu eserin sembolik öğeleri tüm bu alt grupları dahil eden bir yaklaşım sunuyor. Mülteci çocuğa umut sunarken, yerleşik çocuğa da “öteki” nin de kendisine sunacağı bir zenginliği olduğunu, yaşamının farklı biçimde renkleneceğini duyumsatıyor. Kabulü kolaylaştırıyor. Oldukça detaylı tanıttım. Dilerim eğitimciler faydalanır ve bir yerlerde bir mülteci çocuk daha iyi anlaşılır, daha çabuk toplumca kucaklanır. ? KİTAPÇI Son Kurşun Kalem / Banu Bozdemir / Resimleyen: Beyza Tükel / Kelime Yayınları / 2013 / 48 s. / 7+ Yeryüzündeki çocukların çantalarındaki, kutularındaki tüm kurşun kalemler ortadan kaybolsa ve tek bir kurşun kalem kalsaydı, neler olurdu? Olmaz öyle şey, yenileri yapılırdı diye düşünebilirsiniz. Ama ağaçların da yok olduğunu düşünün... Yeni kurşun kalemler nereden üretilecek ki o zaman? Parkta Mert’in çantasından düşmüş ve bir bankın tahtaları arasına sıkışıp kalmış bir kurşun kalem… Orada elli yıl geçirir. Derken bir gün bankın tahtaları parça parça yere dökülür. Kurşun kalem artık özgürdür ama çevresine baktığında, bildiği, tanıdığı parktan eser göremez: “Etrafta tek bir ağaç bile kalmamıştı. Her yerde beton binalar yükseliyordu. Eskiden etrafı çiçek ve çimenlerle çevrili parkta şimdi sadece plastikten yapılmış çiçekler vardı. Üstleri çeşitli renklere boyanmıştı. Ama gerçek değillerdi.” Elli yıllık süreçte dünSAYFA 16 ? 28 ŞUBAT M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ yayı kavuran kuraklıklardan sonra bütün ağaçlar ortadan kalkmıştır. Kurşun kalemi kim bulacak ve yeşil doğayı geri getirecek acaba? Kaç Alpullu Kaç / Münevver Oğan / Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Yeni Umut Çocuk / 24s. / 2012 / 5+ Alpullu, mercan kayalıklarında yaşayan, küçük, kırmızı bir balıktır. Soydaşlarından daha parlak pulları, neşesi ile hem anne babasının hem de arkadaşlarının çok sevdiği bir balıktır. Bir gün arkadaşlarıyla balıkbirbalık oynarken kocaman bir dalga ortalığı alt üst ediverir. Deniz sakinleştiğinde tüm yavrular anne, babalarının yanına dönmüşken Alpullu ortalıkta görünmez. Annesi çok telaşlanır ve her yerde yavrusunu aramaya koyulur. Rastladığı herkese Alpullu’yu görüp görmediklerini sorar. Duydukları onu daha çok endişelendirir. Siz de meraklandınız mı? Umarız Alpullu’nun başı dertte değildir. Mustafa Deli2013 oğlu’nun olağanüstü güzel, her biri ayrı bir tablo niteliğindeki resimleri ile şenlenen masalı beğeneceğinizi umuyoruz. Çocuk kitaplarındaki resimlerin, çizim ve illüstrasyonların ne denli önemli olduğunu böyle iyi resimlenmiş kitapları görünce daha iyi anlıyoruz. Kitaptaki resimler kaç yaşında olursa olsun, resim sanatı ile ilgilenen okurların ilgisini çekecek nitelikte. Mustafa Delioğlu’na gösterdiği özen için teşekkürler. Kelimeler Gezegeni/ Elif Dumanlı/ Somut Yayınları/ 152s./ 2012/ 10+ Dilbilgisi okulda en sıkıcı gelen derslerden biridir değil mi? Peki, fantastik öykülerle anlatılsa, keyifli olur mu dersiniz? Zeynep de dilbilgisini pek sevmiyor, üstelik canı çalışmak istemiyor. Anneannesinin sandığını karıştırırken bulduğu nesne onu bambaşka bir gezegene götürüveriyor. Gezegenin adını tahmin ettiniz hemen: Kelimeler Gezegeni. Renkli hazırlanmış kitap çocuklara bilgileri eğlenceli biçimde aktarıyor. Pirana KorsanlarıÇalınan Yat/ Lydia Hauenschild/ Çeviren: A.Metin Alemdar/ Nar Çocuk/ 126s./ 2012/ 8+ Pirana Korsanları Lena, Leon ve Till dişleriyle suçlu avına gidiyor ve tüm haydutların korkusu oluyorlar! Pirana Korsanlarının inanası gelmiyor: Tam gözlerinin önünde lüks bir yat çalınıyor! Üç dedektif derhal takibe başlıyor ve şüphelilerin peşinden ayrılmıyorlar. Ancak çok geçmeden olay acı bir ciddiyet kazanıyor. Çünkü karşılarında hiçbir şeyden geri durmayan çok berbat suçlular var. Pirana Korsanlarıyla birlikte suçlu avına çık ve dedektiflere özgü koku alma duyusu ve keskin gözle 60 arama resmindeki önemli ipuçlarını bul! ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1202