Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 21 AĞUSTOS SALI ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER Türkçeyi de iyi bilen Amerikalı bir hanımdır kendisi) Türkçeye özgü bir güzellik olarak değerlendirmesine yer vermiştik. Gereksiz sözcük, “Çıkarıldığında tümcenin anlamında eksikliğe, anlatımında bozukluğa yol açmayan sözcük” diye tanımlanır. “Oyun” sözcüğü çıkarıldığında da anlamda ve anlatımda değişiklik olmadığına göre gereksiz kullanıldığı söylenebilir. Daha önce de “örneğin” sözcüğüyle başlayan tümceler konusundaki rahatsızlığını iletmiş; ama yanıt alamamış Ali Aydın. Şimdi yanıtlayayım. “Örneğin”, bir bağlaç olduğuna göre, tümceleri bağlamak üzere, iki tümcenin arasında kullanılması yakışık alır. (“Yakışık alır” dedim; çünkü bakınız bu son tümce de “örneğin” ile başlamış.) Ali Bey’in, sözcüğü tümce başında görmekten rahatsızlığı, bağlaç olduğuna göre tümcenin başında yer almaması gerektiğini düşündüğünden olsa gerek. 23 AĞUSTOS PERŞEMBE Şule Ölez’in de benzer bir konuya değindiğini anımsayınca arayıp buldum soruyu. Cep telefonuna gelen,”Alo Super paketiniz iptal edildiğinden dolayı paket kapsamındaki…” diye başlayan uyarıdaki “dolayı” sözcüğü kulağını tırmalayınca bu sözcüğün fazladan kullanıldığını düşünmüş. “Alo Super paketiniz iptal edildiğinden…” dendiğinde tümcede bir değişme olmadığına göre aynı anlamı vermek için iki şey kullanılmış gibi gelmiş kendisine. Ancak bir şeyi daha fark etmiş: “Sizi bu kararınızdan dolayı kınayamayız” gibi bir tümcede, ‘isim+den’den sonra gelen ‘dolayı’ sözcüğünün kullanılmak zorunda olduğunu. “Bu durumda ‘fiil+den dolayı’ kullanımı yanlış mıdır?” diye soruyor. Böyle davrandığından dolayı ona kızıyorum. Çalışmadığından dolayı sınavı kazanamadı. “Dolayı” sözcüğünü, yukarıdakilere (ve Şule Hanım’ın verdiği ilk örneğe) benzer kullanımlarda sıklıkla düşürdüğümüz için, kendisinden önce gelen “dan / den” eki, “dolayı” sözcüğünün anlamını da yüklenmek zorunda kalıyor. Giderek “dolayı” sözcüğünü gereksiz duruma düşürüyor. Türkçede bir sözcük düşürülünce görevini (zorunlu olarak) kendisinden önceki eke bırakır. “Akşam 7’den sabah 7’ye” diye yapılan reklamda da aynı şey oluyordu. Oraya bir “kadar” sözcüğü de gerekiyor çünkü. Henüz kulağımız alışmadığı için “kadar”ın eksikliğini duyumsuyoruz. Bir süre sonra “kadar” kullanımı gereksizmiş gibi gelmeye başlayacak. Uzattım; toparlıyorum: “dolayı” sözcüğü adla da kullanılsa eylemle de kullanılsa gereksiz değildir. En azından şimdilik. 24 AĞUSTOS CUMA İntihar etmiş bir oğulun acısını hiçbir şey dindiremez. Duygun’a Ağıt (Duygu Yayınları) adı, ne okuyacağını baştan bildiriyor okuruna. Bir ağıt okuyacağınızın duygusal hazırlığıyla başlıyorsunuz okumaya; yine de okuma beklendiği gibi gitmiyor. Arada kitabı kapatıp ruhsal dinlenme molaları vermeniz gerekiyor. Mehmet Vasfi Saral, 2010’da yitirdiği oğluna seslenmiş hep. “Acaba?”larla “keşke”lerle dolu mektuplar… Yanıtsız kalacağı belli mektuplar… Bir kez daha görüşülmeyecek olan oğulun, varlığından yeni haberdar olunmuş bir fotoğrafının peşine düşmek… Sanki oğulu yeniden görecekmiş gibi bir heyecan… Acıklı. Çok acıklı. 26 AĞUSTOS PAZAR Nagihan Tokur ENSONHABER.com internet haber sitesinin istihbarat şefi, sevgili bir okurum; hem de Ayvalıklı. İngilizce sözcüklere gelen eklerin nasıl yazılması gerektiğini soruyor: “Okullarda öğrendiğimiz bilgilere göre İngilizce kelimeler Türkçe okunur ve ekler de Türkçe okunuşa göre gelir. Ancak günümüzde İngilizce’nin de yaygınlaşmasıyla artık İngilizce kelimeler İngilizce okunuşlarına göre ek alıyor ve öyle kullanılıyor. Şimdi bu durumda hangi yazım şeklini kullanmamız gerekiyor? Hangisini kullanırsak doğrusunu yapmış oluruz. Ya da bilmediğimiz başka bir doğru var mı?” Bana sorarsanız İngilizce sözcükler şu anda Türkçenin başındaki en büyük bela. Çok kullanılanlar (şov, flaş vb.) söylendiği gibi yazılabiliyor; ama ötekileri özgün biçimiyle yazmak gerekiyor. Gelen eki yazılışa uydurmak olmaz. Okunuşa uyduracağız; ancak bunu yaparken sözcüğün yabancılığını vurgulamak için kesme kullanmanın doğru olacağını düşünüyorum. Sözgelimi “delete” sözcüğüne ek getirmek gerektiğinde eki, sözcüğün “dileyt” diye okunduğunu düşünerek getirmek gerek. (“Ağız kokusunu delete eder; yani yok eder” diyen bir reklam vardı. Ne çirkindi!) “Eposta” demeye gönül indirmeyenler “email”i kullanıyor. Benim okuduğum gibi, “imeyl” diye okuyan, eki bu okunuşa göre getirecek. Peki, havalı biçimde “imeyıl” diyenler ne yapacak? Ya! Bir de İngilizce sözcüklerin İngilizceye göre nasıl okunacağı sorunu var! ? feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com www.feyzahepcilingirler.com ÖÇ/ÜK (bence kitap yayınevi) Gültekin Emre’nin, üzerinde “deneme” yazan bir kitabı. Ama bence denemelerden değil; 50 düzyazı şiirden oluşuyor kitap. Her şiir, ilki paragraf, ikincisi ve üçüncüsü genellikle birer tümceden ibaret üç bölümden oluşuyor. Böylece Almanya, Türkler, oradaki yaşam ile Anadolu ve özlemi iç içe verilirken kadının, kadınlığın bir ânı da fotoğraf gibi eşlik ederek noktalıyor şiiri. Bu kadar anlattıktan sonra örnek vermezsem olmaz. İşte 49. düzyazı şiir: “Burası hiç olmadı, böyle yerlerin adını kimse duymadı, buralara kimse gelmedi, yaşanmadı bunca şey, çekilmedi onca fotoğraf, acı; bir başka dil hiç olmadı kimsenin hayatında, dilinde; cennet diye çıkılmadı yola, cehennemde geçen bir gençliğin külünü savurup duran bu kör talihle kimin alışverişi oldu ki? Kar eridi, yok oldu. Bir kadın yazlık giysilerini havalandırıyor.” Bir küçük düzyazı şiir daha: “Bir düş gördüm. Hemen unuttum. Bir hayat yaşadım, hiç yaşamamışım gibi. Bir kadın sevdim, hâlâ seviyorum. Bir ömrüm oldu, onu harcıyorum durmadan. Kar durdu. Bir kadın, gördüğü rüyayı hayra yordu.” 22 AĞUSTOS ÇARŞAMBA Trabzon’dan yazan Ali Aydın’ın sorusunu yanıtlamakta ne kadar geciktiğim sorudan anlaşılıyor. Ben de gizlemeyeceğim. Şöyle demiş Aydın: “Gazetenin 1 Mayıs sayısının üçüncü sayfasında, ‘Çocuklar o sırada oyun oynuyorlardı.’ başlıklı haberde, ‘oyun’ sözcüğünün gereksiz kullanım olduğunu düşünüyorum.” Birkaç ay önce, “dikiş dikmek, yemek yemek, soru sormak” benzeri örnekler üzerinde durduğumuzu anımsıyorum. Bu kapsamda bize yineleme gibi gelen bu kullanımı Sharon Erel’in (ki G BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Mecnun Dalı adlı şiir kitabını yaratan şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerinyse, aynı şiir kitabından dizeler ortaya çıkacaktır. 8 D 9 K 10 18 J 19 A 20 E 21 1 I 2 I 3 J 4 K 5 A 6 B 7 B Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU mumcuogluilker@gmail.com G 11 A 12 I 13 K 14 B 15 I 16 K 17 C .I Birdenbire başlayan ve genellikle kısa süren şiddetli yağmur. G 22 B 23 H 24 I 25 K 26 J 27 G 28 F 29 H 30 H 31 C 32 J 33 I 34 H 35 F 36 A 1 68 38 33 40 65 52 37 F 38 I 39 A 40 I 41 D 42 K 43 D 44 A 45 H 46 K 47 G 15 2 12 70 24 J. “… göndek” (bir deyim). 48 H 49 B 50 K 51 E 52 I 53 C 54 C 55 B 56 K 57 B 58 B 59 E 60 B 61 A 62 F 63 K 64 K 65 I 66 A 67 B 68 I 26 3 18 32 73 K. Asterix adlı filmde de oynamış olan, Fransız aktris ve topmodel. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın bir romanı. 69 K 70 I 71 F 72 E 73 J 74 K 75 B F. Motorla çalışan bir çeşit büyük testere. 64 46 16 74 56 9 13 4 36 39 44 5 19 61 66 11 adlı kitapları da olan dilbilimci ve yazar. 67 14 58 57 17 53 54 31 yalnız ünlü harflerini yazacaksınız). 8 41 43 E. “… atmak” (Basketbolda, atış yapar gibi yaparak, karşıdaki oyuncunun zıplamasını sağlamak). B. Dilin Öte Yakası ve Anadilin Toprağında D. “… Hüzün” (Fransçoise Sagan’ın romanı – 21 47 27 10 G. Deniz kokusunu oluşturan bir madde. 69 63 42 25 50 1176. sayının çözümü: A. AZİZ İSTANBUL, B. LAKIRDI, C. LOŞ AYNA, D. AYKIRI, E. HAYYAM, F. VOTKA, G. EROS VE, H. TOPAZ, I. AZİZNAME, J. NBA, K. GATT, L. ORTA DİREK. Şiir: “Astor Piazzola bir tek tango’yla/ kaldırıyor Denizi havaya/ Astor ve ben kuşatmaktayız zamanı” 21 47 27 10 H. Tasarı. 6 7 55 60 22 75 49 C. “… Koçibey” (rallici). 59 72 20 51 45 48 34 23 30 29 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1177 EYLÜL 2012 ? SAYFA 23