08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU hem ortalıkta sat. Çocu anlar. O re ve dün lerin nele tiniz mi? dönem İn yeceğiniz isimli kita ? KİTAP GÖLGESİ KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ hayallerinin peşinde koşmak üzere evden kaçar. Artık 14 yaşındadır ve hayali, gemici olmaktır. Ancak gülüşü olmadan, o ciddi suratla ve mutsuzlukla, hayallerine kavuşabilir mi? İçsel özgürlüğe kavuşmak için ihtiyaç duyulan tek sermaye gülmekse eğer, İngiliz atasözünün söyledikleri çok doğru olmalı: “Bana gülmeyi öğret, ruhumu kurtar.” Artık Timm’in tek istediği, gülüşünü geri almaktır. Ancak elindeki sözleşme, bunu olanaksız kılmaktadır. Üstelik durumundan kimseye söz etmemeliydi, aksi halde gülüşüyle birlikte bahis kazanma yeteneğini de kaybedecekti. Kurtulmak amacıyla oynadığı bahisle kendisini kapitalizmin acımasız çarklarının en tepesinde bulan Timm, öyle kurnazca hareket etmeliydi ki, toplumun ve insanın zaaflarından yararlanan dünyanın en zengin insanı Baron L. Silbi’yi yenebilmeliydi… Oysa Baron’un gülüşten vazgeçmeye hiç niyeti yoktu; çünkü onu, başkalarının yüreklerine hükmetmek için satın almıştı. Timm’in kahramanına kendi adını verdiği öyküyü yazara anlatması tam yedi gününü alır. Okumak ise, soluk soluğa geçecek heyecan dolu saatleri… Bakarsınız öykünün sonunda, Şeytan’a nasıl davranılacağını da öğrenebiliriz. Böylece boynuzları aşınabilir… Çingene Babacığım/ Aydın Arif/ Bu Yayınları/ 2012/ 280 s./ 12+ Çocukların arasında geçen olayların anlatıldığı bir gençlik kitabı. Okurun anlatılanlardan kendine pay çıkararak yaşamına uygulaması, “Çoook iyi” olmak için yeterli gelir mi? Küçük bedeninde kocaman bir kalp taşıyan Nejla’nın kısacık yaşamı içinde verdiği yaşam dersini ağabeyi onlarca yıl unutmamışsa, okurlar unutur mu? Her anının izi kalır yüreklerde. Okurlar da okuduklarını unutmayacak bu kez, her birinin kişisel gelişimlerine katkı verecek izler yaşam boyu kalacak çünkü. “Nejla’yla geçirdiğimiz günler benim için bir ayrıcalıktı. Aslında kendisi yaşama ayak uydurmaya çalışan bir çocukken, benim yaşamıma çekidüzen vermişti. Bu süreçte onunla yaşar, eğlenir ve büyürken, yaş, durum, mertebe hiç etkili olmadı. Zaman zaman o mu benden küçüktü, ben mi ondan, fark etmedi. Zaten üzerimdeki etkisinin sırrı da buydu herhalde. Bilgeliğini hissettirmeden aklıma işlerdi…” Görev: Zaman/ Zaman Günlükleri/ Roderick Hunt/ Resimleyen: Alex Brychta/ Çeviren: Fügen Yavuz/ İş Bankası Kültür Yayınları/ 38 s./ 2011/ 8+ Zaman Dedektifi olmak için eğitim alan Biff, Chip, Kipper, Tyler, Neena’nın yaşadığı eğlenceli ve sürükleyici serüvenler dizisi Görev: Zaman’la sürüyor. Dedektiflerin yolu bu kez 1601 yılına düşüyor. Kraliçe Elizabeth dönemi, İngiltere’nin başkenti Londra’… Dedektifler, Londra’ya iner inmez kendilerini kötü kokuların yayıldığı bir köprünün ayakları dibinde bulur. O sırada iki adam şüpheli tavırlarla bir kayığa biner ve kayıkçıya “Globe’a” diye seslenirler. Globe, büyük yazar Shakespeare’in oyunlarını sahnelediği tiyatrodur. Kraliçe Elizabeth de sık sık buraya gelerek oyunları izlemektedir. Zaman Dedektifleri, karanlık görünüşlü adamların Viranlar olduğunu hemen anlar ve adamları izlemeye başlar. Tiyatroya ulaştıklarında oyunun provaları sürmektedir ve yazar Shakespeare’in iki tane yardımcı oyuncuya gereksinimi vardır. Rastlantı eseri orada olan Kipper ve Wilf’i seçer. Bu dedektifler için Torun, büyükanne, ölüm... Enginar Kalpler, ilkgençlik edebiyatına bir armağan! On iki yaşındaki torun Mira ve büyükannesi arasındaki sevgi bağını anlatırken yaşamın bambaşka boyutlarına da uzanan sıradışı bir roman. ? Mavisel YENER ira’nın açıksözlü, ilginç bir büyükannesi var. Büyükanne eski bir hippi, sıkı bir protestocu. Kanser olduğunu bildiği halde yaşam coşkusunu yitirmiyor. Hayatla dalga geçiyor. Bunun en güzel örneği kendi tabutunu rengârenk boyaması… Kitaptaki en güçlü portre büyükanne, belleklerden silinmeyecek izler bırakıyor. Büyükannenin sanatçı yapısı, renklere olan düşkünlüğü Mira için önemli bir genetik miras. Mira’nın okuluna yaratıcı yazma atölyesi yapmak üzere gelen yazar onu yazmaya yönlendiriyor. Mira’nın günlük tutmaya başlaması, onun kendiyle de yüzleşmesinin ilk adımı. Mira, sessiz, çekingen bir kız. Yazma süreci başladığında kim olduğunu öğrenmeye adım atıyor. Büyükannesi ile olan iletişimi sayesinde kendine güven ve özfarkındalık geliştiriyor. Yazma aracılığıyla hem kendini hem çevresini tanıyor. Ölüm hakkında, on iki yaşında olmak ve nice duygusu hakkında yazmak onu yaşama bağlıyor. Kitapta Mira’nın günlüğünden parçalar okuyoruz. Mira, on iki yaşın tüm dinamiklerini taşıyan bir çocuk. Hoşlandığı oğlanla ilgili gel gitleri, yaşının doğası gereği olan bunalmışlıkları yansıtılmış. Romanın anlatıcısının Mira olması iyi bir seçim. Büyükannenin, Mira’ya verdiği enginar biçimindeki kolyenin sembolize ettikleri üstünde düşünmeye değer. Enginarın dış, sert kabukları, bireylerin bazı şeyleri yansıtmamak, korunmak için taktıkları görünmez maskeleri simgeler. Enginarın yumuşacık kalbinin sundukları ise sert kabukları aşıp içeriye ulaşabilenler için ödüldür. Enginar kalbi, elbette insan kalbinin sembolü. Yaş ve deneyim ile enginarın yaprakları bireyleri korumak için sert tabakalar haline dönüşüyor. Kitap nesiller arası bağı duygulu bir kurguyla anlatırken büyükannenin ölmesiyle birlikte torunun yaşamında neler değiştiğini de ortaya seriyor. Büyükanne ölüme koşarken Mira büyür, hayat hakkında pek çok şey öğrenir. Teması ölüm olan bu kitap için “hayat hakkında” demek istiyorum. Üzücü bir süreç anlatılsa da, oralardan bir yerlerden umut sızıyor satırlara. Büyükannenin yaşamla arasıra pazarlığa girdiğini de gülümseyerek okuyoruz. Bir yakınını yitirmiş çocuklara ışık olacağı gibi, her yaşta okura “iyi gelecek” bir kitap Enginar Kalpler. Sevilen birinin kaybı, yas tutmak elbet kolay değil. Mira’nın büyükannesinin sırlarını keşfetmeye başlaması, onun gizemli dünyasına girmesi enginarın sert kabuklarını soyup yüreğine ulaşma çabasına benzetilebilir. Kitabı yalnızca torun ve büyükannenin sıcacık iletişimi olarak tanıtmak haksızlık olur. Aşk, kayıp, kabul, aile, arkadaşlık, sınıfta zorbalık, yazmanın büyüsü, kitapta irdelenen konulardan. Bu izlekler üzerine oturtulmuş eğretilemeler çocuk okurların o derinliği yakalayabileceği özellikte. Mira’nın sınıfta yaşadığı zorbalık, kitabı bu açıdan da ayrıntılı incelemeyi gerekli kılıyor. Sevilen kişinin ölümüne yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşabilmenin ipuçlarını sunuyor kurgu. Evet, bir gün herkes ölecek. Ama bu, ortak anılarımızı, anlarımızı yitirmemiz anlamına gelmez! Büyükanne, güçlü, zarif, onurlu bir kadın. Acı çekse de, onun için yaşam normal seyrinde gitmese de, torunuyla birlikte çıktığı yolculukta “normal” kavramını da sorguluyor. Onun gücü ve ilham kaynağı, her şeye karşın yaşama mizahi yönden bakabilme yeteneği. Enginar Kalpler, 2011 Waterstone Çocuk Kitapları Ödülü’nün sahibi. Kitap bu yıl pek çok ödüle aday olmuş; bunlardan biri de Berkshire Kitap Ödülü. Bu ödülü diğerlerinden ayıran özellik, ödüle aday olan yapıtları 1114 yaş arası çocukların okulda okuyup oylarını kullanarak kazanan kitabı belirlemeleri. Çocuklara her şeyi anlatabilirsiniz, önemli olan onun nasıl anlatılacağıdır. Enginar Kalpler bunun iyi bir örneği. 1966 doğumlu Sita Brahmachari Londra’da yaşıyor. Okumayı çok sevdiği kitaplar arasında Roald Dahl’ın yapıtlarını, Alice Harikalar Diyarında’yı, Küçük Prens’i, Siyah İnci’yi sayıyor. Yazar, “Jasmine Skies” adlı ikinci romanında Mira’nın başka bir hikâyesini anlatmış. Umarım onu da Türkçede en kısa zamanda görebiliriz. Kitabın başarılı çevirisi Meral Karamuk Uğurşan’a ait. Uğurşan’ın dramatik yazarlık eğitimi almış olmasının çeviriye katkısı gözden kaçmamalı. Enginar Kalpler’i okurken hüzünleneceksiniz, fakat yaşamın her anını kutlamanın değerini fark etmiş olmak da iyi bir his bırakacak. Enginar kalbi sembolünün okuru davet ettiği felsefe bahçesi, hayata dair farklı renkleri barındırıyor. Yürek ağrısıyla okuyacaksınız belki sevgili çocuklar, ama göreceksiniz, değecek! ? www.maviselyener.com *Enginar Kalpler, Sita Brahmachari, Çeviren: Meral Karamuk Uğurşan, Kelime Yayınları, 2012, 288 s., 12+ M Kızılderili Topraklarında Tehlike/ Thilo/ Resimleyen: Leopé/ Çeviren: Belgin Demirbaş, Hayykitap/ 185 s./ 2012/ 8+ Macera devam ediyor. İşte yeni göreviniz: İki Kızılderili kabilesinin savaşına engel olmak! Savaş nedeni olan kayıp barış çubuğunu, Siyu kabilesi reisi En Az Üç Canlı’ya geri götüreceksiniz. Vahşi doğada heyecan dolu bir macera sizi bekliyor: Güneş dansı, bizon avı, aç çakallar, çıngıraklı yılanlar, öfkeli reisler, izciler, daha neler neler... Bakalım doğru kararlar verip görevi başarıyla tamamlayabilecek misiniz? “Buradan hemen tüymeliyiz!” diyor Theo. “Burası cesurlar diyarı. Çakalları kovalayalım!” diyor Hektor. Karar senin! Bedenimle Nasıl Baş Etsem/ Marie Bertherat/ Resimleyen: Catherine Meurisse/ Çeviren: Orçun Türkay/ Can Çocuk/ 140 s./ 2010/ 8+ Bedenimle Nasıl Baş Etsem, özellikle çocukluktan gençliğe giden yolda bedenimizi tanımak, keşfetmek ve sevmek için küçük ipuçları veren bir kişisel gelişim kitabı. Kitap, bir yerimiz ağrıdığında ya da kramp girdiğinde ne yapmamız gerektiğinden tutun da bedenin kıllanmasına, gaz çıkartma gereksinimine dek pek çok konuyu sevimli bir anlatımla ele alıyor. Her bölümde, çocukluk ve ilkgençlik yıllarında sık rastlanan fiziksel ve ruhsal kimi sıkıntılar, takıntılar ve hatta saplantılar ele alınıyor. Örneğin; tikler hakkında kısa ama rahatlatıcı bir tanım var. Sonra da bu istemdışı alışkanlıklardan nasıl kurtulabileceğimiz ya da onunla nasıl başa çıkabileceğimiz anlatılıyor. Bu gibi bazı özel durumları içeren bölümlerde “Eğer bu sorunla baş edemiyorsanız mutlaka bir uzmana danışmalısınız,” önerisi de sık ve olağan bir dille yineleniyor. Böylece, genç okurlar, yaşadıkları kimi sorunlar karşısında yalnız olmadıkları gibi çaresiz de olmadıklarını anlıyor. Satılan Gülüş/ James Krüss/ Çeviren: Suzan Geridönmez /Günışığı Kitaplığı/ 2012/ 303 s./ 12+ “Timm, sevimsiz analığı ve üvey kardeşiyle yaşadığı yoksul evde mutsuzdur. Pazarları soluğu, ölen babasıyla sık sık gittiği hipodromda almaktadır. Bir gün, orada tanıştığı Baron Silbi ona tuhaf bir anlaşma önerir: Timm gülüşünü Baron’a satarsa, her bahsi kazanma yeteneğine sahip olacaktır. Delikanlı, hayatını değiştirme umuduyla bu teklifi fazla düşünmeden kabul eder.” Baron L. Silbi sizin karşınıza çıkmış olsa ve böyle bir anlaşma önerse, ne derdiniz? Dürüst olun, evet mi, hayır mı? Oscar Wilde’ın kahramanı Dorian Gray’in başına gelenleri hatırlayan var mı? Güzellik tutkunu Gray, hep güzel ve genç kalmak uğruna ruhunu satmıştı hani Şeytan’a... Şeytan’la bahse giren insanoğlu teması, önceki yüzyıllarda da birçok öyküye ve oyuna konu olmuştu. Goethe’nin, konusunu çok eski bir öyküden aldığı eserinde, ruhunu Şeytan’a satan Faust, dünya klasikleri arasındadır. Satılık Gülüş adlı romanda Şeytan’la anlaşma yapan beşinci sınıfa giden küçük bir çocuktur. Bu anlaşma sonrasında sonraki yıllarda at yarışlarında akıl almadık paralar kazanan ve bundan hiç hoşlanmayan Timm, paraları açgözlü üvey annesine ve üvey kardeşine bırakıp, aşağıya… mayan, ç bir işi yap den yara kolay sor başlayın büyükler nıtlar böl eğlenirke lemiş de bulundur Şaşkın lo ve Gra simleyen 2012/ 5+ Nurse ladığı ve Dizisi, m olduğunu ların satır belleği va miş ve m şeli şarkı Türkçe D zi, okul ö yor. Müz olması d luyoruz. tablo ve cağı kon mış. Bak mi tablo kın mı şa kralı varm gün ne g ğuna han hazırlatac rar verme atlerini al ray çalışa ? Ay H Sita Brahmachari ? Gülüş se keli Kıraç var. Sizce ver? Bu s yanıt ver den birin mek istiy severdim mi, hayva mi, düny düşünürd pamadık kitap oku Onlar kit celerini a çevreyle since ba SAYFA 18 ? 6 EYLÜL 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1177 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle