03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER [email protected] YKY Genel Yayın Yönetmeni Raşit Çavaş’la Frankfurt ve TÜYAP İstanbul Kitap Fuarları üstüne Devlet korsana karşı yetersiz H er yıl olduğu gibi bu yıl da Frankfurt Kitap Fuarı’nın ardından TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı geldi. Pek çok yayınevi yöneticisi Frankfurt’ta yabancı telif hakkı ajansları, yayınevleri ve Almanya’da yaşayan kimi Türk yazarlarla yaptıkları görüşmelerin ardından, TÜYAP Kitap Fuarı için hazırladıkları yeni kitaplarıyla Beylikdüzü’ne koştular. Yapı Kredi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Raşit Çavaş’a, bu iki fuarla ilgili izlenimlerini sorarken korsan yayıncılar ve ekitap konuları da gündeme düştü. 2009 Frankfurt Kitap Fuarı Türk yayıncılığı açısından nasıl geçti? Bu yıl, Türkiye’nin geçen yıl onur konuğu olmasının etkileri görüldü mü? 1994’ten bu yana Frankfurt’a giden bir yayıncı olarak, rahatlıkla bu yılki uluslararası fuarın en heyecansız ve en renksiz fuarlardan biri olduğunu söyleyebilirim. Geçen yılın ekonomik krizi bu yıl etkisini daha da çok göstermiş olmalı. Öte yandan, geçen yılın onur konuğu Türkiye’nin yazarlarına, geçen yıl başlayan ilgi aynı hızla devam ediyor. Tabii, Nobel ödüllü Orhan Pamuk da yeni Orhan Pamuk’lar bulmak isteyen yabancı yayıncılardaki bu ilgiyi katlamıştı kuşkusuz. Bu yıl Frankdüşünceli arkadaşlardı”. Üstelik, Kurşunkalem, Ömer Erdem’i de pek furt’ta, ekitaplar (!) tanımıyordu, ama “ortak dostları” vardı! konusundaki geAnlaşılan, “ortak dostlar” Kurşunkalem’e lişmelere, yayıncıeksik bilgi vermişler. Gerçi “orta yaşlarda” ollığın dijital ortaduğunu ve “Okudukça”yı yıllardır izlediğini ma aktarılmasına söyleyen Kurşunkalem’in anımsaması gerekir, ilişkin teknolojik ama belli ki bu noktada belleğini de yitiriverçabalara azımsanmiş. Bizim anımsadığımız kadarıyla, sözünü etmayacak bir yer tiği o “hanımefendi”, Ömer Erdem’den çok ayrılmıştı. Böylesi önce “Okudukça”yı seçkin bir marka haline gelişmelerin Türgetiren kişinin ta kendisi! kiye’nin yayıncılık Diyeceğim, “Okudukça”yı zamanında o “hadünyasına yansınımefendi”den alıp Erdem’e verenler de TRT maları konusunda yöneticileriydi, şimdi “Okudukça”yı Erne düşünüyorsudem’den alıp “Açık Kitap”ı o “hanımefendi”ye nuz? verenler de TRT yöneticileri! Bilgisayarlar ve “Sol düşünceli arkadaşlar”a gelince... “Açık telefonlarla ya da Kitap”ın sunuculuğunu üstlenen Müge İplikçi, müzik aksesuarlabugüne dek yayımladığı yapıtlarıyla gerçekten de önde gelen öykücülerimizden biri. Murat rıyla şaha kalkan Gülsoy, anımsayacaksınız, Bu Kitabı Çalın adlı toplumsal teknoyapıtıyla 2001 Sait Faik Hikâye Armağanı’na lojik merakın kideğer görülmüştü. Semih Gümüş, yazarlığın en tap endüstrisine karşılıksız, ama en gerekli alanlarının başında de bulaşacağı bekgelen edebiyat eleştirisinde günümüzün birkaç lenebilir bir şeydi saygın adından biri. kuşkusuz. Bunun Anladığım kadarıyla, bu gerçeği Kurşunkasonucunu da hızla lem de teslim ediyor. O zaman, “Açık Kitap” görmekteyiz. On henüz birkaç kez yayımlanmışken, izlenceyi nebinlerce araştırma den “her görüşten” yazara açık olmamakla suçkitabının, makalelayıp, bu “arkadaşlar”ı “sol düşünceli” olmakla nin, dergilerin ve rapor ediyor?.. klasik kitapların Bu “sağlısollu” yöntemler artık eskidi. Göelektronik kitap rünmezliğin ardına sığınıp “mütevahhiş” ve okuyucularında “mütevehhim” bir üslupla rapor düzenlemeyi bulunması beni Kurşunkalem’e yakıştıramadım. Bıraksın, “pek kişisel olarak kortanımadığı, ama ortak dostları olan” kişiler, kutmuyor. BilimTRT’yle sorunlarını kendileri çözsünler. Kursel amaçlı çok işe şunkalem’in “Kurşun Asker”e dönüştürülmesine izin vermesin!.. ? yarayacak diye düşünüyorum. KÖRÜN TAŞI Kurşun asker! ürriyet gazetesi Kültürazzi’yi başlattığında, birçokları, logodaki erkek imgesine bakarak bu köşedeki “kültür dedikoduları”nın yazarının Selim İleri olduğunu sanmışlardı. Radikal’deki benzeri köşenin yazarı Kemal Yılmaz’ın, gazetenin kültür editörü Cem Erciyes olduğunu düşünenlerin sayısı da az değil. Zaman gazetesindeki Kurşunkalem’in yazarına da pek çok ad yakıştırıldı. Kurşunkalem, bu adların hepsini reddetti. Bir yazısından, “gazeteye çok az uğradığını, dışarıdan yazan eski bir gazeteci olduğunu” öğrenebildik yalnızca. “Genç sayılmam, orta yaşlardayım…” diyordu. Kurşunkalem’in, geçenlerde, TRT 2’de yeni yayımlanmaya başlayan “Açık Kitap” adlı izlenceyle ilgili yazdıkları çok ilginçti. Aynı kanalda daha önce yayımlanan “Okudukça” adlı kitap izlencesini yıllardır aksatmadan izlediğini söyleyerek, “Televizyonculukta başarının en önemli ölçütlerinden biri de bir programı ‘marka’ haline getirmekse, ‘Okudukça’ seçkin bir marka haline gelmişti. Böyle bir markayı yok eden yöneticilerin ferasetine ve mesleki kaygılarına hayranlık duymamak mümkün mü?” diyordu. Kurşunkalem’e bakılırsa, “seçkin bir marka haline gelen” bu izlencenin yapımcılığı Ömer Erdem’den alınarak, “orada burada iktidara karşı konuşan bir hanımefendiye” verilmiş, adı da “Açık Kitap” olarak değiştirilmişti. Kurşunkalem, “Açık Kitap”ta görev alan yazarlardan da hoşnut değildi. Gerçi bu yazarların hepsi “okuduğu, saydığı, sevdiği” yazarlardı; “işlerini hakkıyla yapacaklarından” kuşkusu yoktu. İnsanları “yaftalamak” da “hiç istemediği” bir şeydi. Ama neylersin, bu yazarlar “sol H Ama (büyük harfle) Edebiyat ya da daha genel olarak Sanat söz konusuysa bir tür mini bilgisayar sayabileceğimiz elektronik kitapların geleceğinin bizim bildiğimiz Kitap’a çok fazla zarar vereceğini sanmıyorum. (Ya da ben o günleri görmeyeceğimi umuyorum, diyelim.) Tabii, işin ticaretini yapacak olanlar bu alana da el atacaklardır. Frankfurt Kitap Fuarı’nda, internet üstünden korsan yayıncılık ve korsana karşı önlemler de tartışma gündemindeydi. Bu sorunlar, kuşkusuz, ülkemiz için de can alıcı önemde. Bizdeki önlemler yeterli mi? Korsan, (ben bu sözcüğü kullanmama taraftarıyım, hırsızları Robin Hood’muş gibi meşrulaştırıyor) yani hırsızlar konusunda devlet işini yapmıyor. Söyleyeceğim tek şey budur. Devlet organları Türkiye’deki bütün matbaaları denetler, orada basılan her ürün savcılıklara verilir. Bütün ticari emtia, yasal irsaliyeli olarak yurt içinde bir yerden bir yere taşınır. Bütün ticarethaneler, bulundurdukları ve sattıkları bütün ürünlerin faturalarını göstermek ve bulundurmak zorundadır. Şimdi durum böyle iken, milyonlarca kitap basan matbaalar, milyonlarca kitap yüzlerce kamyonla Türkiye sathında dağıtılırken ve herkesin bildiği yerlerde satılırken maliye ya da belediye ya da emniyet tarafından denetleniyor diyebilir miyiz? Pek çok yayınevi, TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’na, fuara yetiştirilmiş kitaplarla katıldı. Gördüğüm kadarıyla, YKY böylesi bir telaşın dışında kaldı, olağan programıyla katılmayı yeğledi. Yayıncılık anlayışımın içinde “Kitap Fuarı için kitap üretmek” diye bir fikir içinde hiç olmadım. Doğru olduğunu da düşünmüyorum. Fuar zamanı, çok sayıda refikimiz yayıncı, en önemli kitaplarını on gün içine sığdırarak orada satmaya çalışıyor ve (üzülerek söylüyorum) başka zaman daha çok kamu ilgisini çekecek kitaplarını, bir anda yüzlerce iyi kitap arasında heder ediyor. Biz de YKY olarak, her ay bastığımız 15 kitaplık programımızın fuar ayındaki kitaplarını çıkarma başarısıyla yetiniyoruz. Aksine, bir önceki fuardan yeni fuara yayımladığımız yaklaşık 200 kitabımıza ulaşamamış olanlara fuar alanı içinde hizmet vermeye çalışıyoruz. Bu yıl TÜYAP’ta sizi en çok rahatsız eden ne oldu? TÜYAP Kitap Fuarı’nın artık yerleştiğini düşünüyorum. Ama bu yerleşme, bir yandan da giderek panayırlaşmaya dönüşüyor. Oysa bunu engellemek (örneğin, indirim oranını belli sınırların altına düşürmemek, koridorlarda ya da girişlerde el ilanı dağıtılmasını engellemek, çığırtkanlık yapan pazar esnafı yayıncıları disiplin altında tutmak vb) elbette mümkün. Beylikdüzü’nün kent merkezine uzaklığı bu yıl da gündemdeydi… Evet, fuarın İstanbul’un merkezine (neresiyse orası, bu büyüklükte bir metropolde!) çekilmesi gibi istekler var. Ama ben “gerçek okur”un nerede olursa olsun gideceğini bildiğim için (satışlarımız ve okurla ilişkilerimiz de bunu gösterdi bu yıl da), bir fuar şirketinin kendi binasının dışında yeni bir fuar alanı aramayacağını da tahmin ediyorum. Merkezde bir fuar, herhalde TÜYAP’ın işi olmayacaktır. Bu yeni ve farklı bir organizasyon gerektirecektir. Öte yandan, buna gerek var mı, emin değilim.? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1033 SAYFA 6 Raşit Çavaş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle