04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yfer Tunç, Evvelotel’de (Can Yay.), alışık olmadığımız, özellikle son zamanlarda hikâyecilerde pek görmediğimiz bir şey yapıyor. Bir deney. 1989’da basılan ilk kitabı Saklı’daki hikâyeleri çıkış noktası yaparak, oradaki olaylardan, temalardan, karakterlerden yararlanarak yeni hikâyeler yazıyor. İİk romanı Kapak Kızı’nı (Can Yay.) yeniden yayımlarken de yine alışık olmadığımız bir şey yapmış, kitabı yeniden yazmıştı. Çünkü romanın olgunlaşmamış, belki de erken yayımlanmış olduğunu düşünüyordu. Kapak Kızı’nın yeni baskısının sonuna yazdığı açıklamada “Yayımlanmış bir metin, ölmüş bir organizma değildir, bir metin ancak yazarı ölünce ölür. Çünkü her metin yazarın zihninin bir parçasıdır, yazarın zihni ölmedikçe metin yayımlanmış olsa bile, yaşamayı ve kaçınılmaz biçimde yazarın zihninde değişmeyi sürdürür en azından bende böyle oluyor” diyordu. Evvelotel’deki hikâyeleri değerlendirirken çıkış noktası olarak bu cümleleri alabiliriz sanırım. Saklı’daki hikâyelerin devamı değil bunlar. Tekrar etmeliyim, yeniden yazımı da değil. Belki bildirilmese, Saklı’daki karakterlerin adları kullanılmasa, hele bu hikâyelerin sonuna Saklı’daki hikâyeler konulmasa farkına bile varmayacağız. Ama o zaman da bu deneyin/ oyunun bir ayağı eksik kalacak. Çünkü bildirmek önemli. Şöyle bir okuma düzeni kurdum; önce Evvelotel’deki hikâyeyi okudum, sonra kaynak metin olan Saklı’dakini. Bu durum da kaçınılmaz olarak karşılaştırmaları getirdi: “Nasıl ele almış? Nereden bakmış? Nasıl anlatmış?” Ve ister istemez sorulan, “Hangisi daha başarılı, daha iyi?” sorularını da kendi kendime sordum. Doğrusu okur olarak benim için hoş bir deneyim oldu. Bir kere, açıkça söylemek gerekirse, ilk ve son kitabı karşılaştırdığımızda hikâyeci olarak Ayfer Tunç büyük bir aşama kaydetmiş. Çıraklıktan ustalığa doğru yol almış. Anlatımında, sözcük kullanımında, hikâye etme biçiminde büyük gelişme ve değişme var. İlk hikâyelerde daha çok hüzünlü, duygusal bir hava, onun getirdiği romantik diyebileceğimiz bir anlatım var, ki bunların hiçbiri olumsuz özellikler değil. O hikâyeler yeniden ele alındığı için temada bir değişiklikten söz etmesek bile (ki temanın bile ele alınışıyla değişim geçirdiğini düşünüyorum) anlatımın, ayrıntılara bakışın çok yetkinleştiğini, derinleştiğini, rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayfer Tunç artık çok rahat anlatıyor ve anlatmanın, hikâye etmenin tadını çıkartıyor. İlk kitaba adını veren Saklı’nın anlatımı ile son kitaba adını veren Evvelotel’i karşılaştırmak bile bunu anlamak için yeterli. Bakış açısının değiştiği anda olayın nasıl değiştiğini, ilk hikâyede önemsemediğimiz karakterlerin, birden nasıl öne çıkıp belirleyici olduğunu görüyorsunuz. Sanki aynı görüntüye bakan fotoğrafçıların ya da daha iyisi ressamların farklı noktalarda durdukları için farklı şeyleri resmetmeleri gibi bir şey. Böyle bir şeyi farklı yazarların başarması daha kolay görünüyor da aynı yazarın sadece zaman farkıyla farklı bakışlar yakalaması, ilk metnin etkisinden kurtulması, o konuyu hiç yazmamış gibi bakmayı becermesi kolay değil. Çünkü, yukarıda alıntıladığım gibi “her metin yazarın zihni A Metin CELÂL Okuduğum Kitaplar Evvelotel rahatlıkla ayrılıp farklı değerlendirilebilirdi. Belki o zaman Selva Hanım’ın yalandan kurulmuş dünyasına daha iyi nüfuz edebilir, daha çok etkilenirdik. Ayfer Tunç’un klasik diyebileceğimiz bir hikâye yapısı ve anlatımı var. Her zaman birinci tekilden anlatıyor, olmuş bitmiş olayları kahramanlarının ağzından naklediyor. Kahramanlarında cinsiyet ayrımı yapmıyor, kadın da oluyor anlatıcı, erkek de. Hiçbiri için acaba bir erkek (ya da kadın) böyle mi konuşur diye düşünmüyorsunuz. İğreti durmuyor, hatta cuk oturuyor. Gizli ve açık göndermeleri seviyor. Evvelotel’de Anayurt Oteli’ne açık gönderme yaparken, Madam Ester’de alttan alta Edip Cansever’in Bezik Oynayan Kadınlar’ını hatırlatıyor. Ama sanıyorum bu kitapta en çok yakınlık kurduğu şair Turgut Uyar. Hemen her öyküde Turgut Uyar’ın bir şiirini, birkaç dizesini ya da bir şiirinin kahramanını hatırlıyorsunuz. 300 sözcüklük günlük konuşma dilimizde artık pek yeri kalmayan sözcükleri, özellikle isimleri, kasten olduğunu düşündürecek bir biçimde kullanıyor, nedense onların üzerinde düşünme gereği duymadığımız anlamlarını düşünmemize “vesile” oluyor. Sözün özü, bir edebiyat eserinden bekleyeceğimiz hemen her şey fazlasıyla var Evvelotel’de. ÖNERİLER GİZLİ AJAN Joseph Conrad, çağdaş klasiklerden. Geçen yüzyılın başında yayımladığı romanlarıyla Dünya edebiyatını etkisi altına almış. Birçok romanı türkçeye çevrilmişti, ama Gizli Ajan sanıyorum ilk kez çevriliyor (İmge Kitabevi). Çeviren Süha Sertabiboğlu. 1907 tarihli bir roman. Gizli Ajan’da evrensel bir olayı, terorizmi anlatmış Conrad. İngilterede, Greenwich Gözlemevi’ne yapılan bombalı bir saldırıdan yola çıkarak yazmış romanı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde hem dünyadaki paylaşım, emperyalist hırsların, hem de İngiltere’deki siyasi ortamın ve onun beraberinde getirdiği sorunların ortaya çıkarttığı bir eylem. İkili oynayan bir ajan, anarşist bir örgüt ve provokasyon, komplolar… Conrad, ironik bir anlatımla, iyi bir gerilim kaleme almış. Terorizm üzerine ilk kitap sayılan “Gizli Ajan”, klasikler arasında sayılabilecek nitelikte. DÜŞERKEN Nick Hornby, günümüz İngiliz yazarlarından. İlk kitabı Ölümüne Sadakat’la tanınmış. Romanları çok okunmakla kalmamış, filme de alınmış. Sel Yayınları, Hornby’nin tüm eserlerini birbiri ardına yayımlıyor. Hornby, rahat anlatımı olan, bir anda okuru kendine bağlayan yazarlardan. Günümüz şehirli insanının yaşadığı bireysel sorunlara, kadın erkek ilişkilerine, aile yapısına alışılmadık açılardan bakıyor, sorguluyor. Türkçede yeni yayımlanan kitabı Düşerken (Çev. Banu Tellioğlu Altuğ) “Neden kendimi bir gökdelenin tepesinden atmak istediğimi açıklayabilir miyim?” cümlesiyle başlıyor. Dört kahramanın ayrı ayrı intihar etmeye karar vermelerine ve o gece gökdelenin tepesine çıkmalarına neden olan olayların öykülerini okuyoruz. Gerçekten de “hüzünlü ama bir o kadar da eğlenceli” öykülerden oluşan bir roman. ? KİTAP SAYI 856 Ayfer Tunç nin bir parçasıdır”. Tabii her zaman aynı konuyu, temayı yeniden ele almak başarıyı getirmiyor. Bazen, ilk yazılış öncekinden daha iyi olabiliyor, çok başarılı örneklerin yanında Evvelotel’de böyle hikâyeler de var. Hatta keşke tekrar hiç yazmasaymış dediğiniz bile oluyor. Örneğin “Doğru” böyle bir hikâye. Bir de “Keşke eski halini hiç görmeseydim” diyebileceğiniz hikâyeler var. Hikâyenin yeni hali de, eski hali de iyi, güzel. Tercih yapmaya zorlanıyormuş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Örneğin, Madam Ester’in hikâyesinin farklı açılardan anlatıldığı “Acı Lezzet” ve “Önemsizlik”. Nesim’le Ester’in karşılıksız aşkları öylesine etkileyici ki, “Önemsizlik” unutulmaz bir hikâye olarak belleğimde yer etmiş. “Acı Lezzet”i okurken sürekli, “Ben bu hikâyeyi bir yerden biliyorum. Acaba dergide mi yayımlanmıştı, yoksa daha önce başka bir kitapta mı yer almıştı?” demeden duramadım. Bir de hikâyenin kahramanı ile özdeşleştiğiniz için yeni halini kabullenemediğiniz örnekler var. “Hiçbir Hikâye Göründüğü Kadar Temiz Değildir” ile “Ay Bakıyor” bunun örneği. “Ay Bakıyor”da kayıp oğlunu bekleyen acılı annenin hikâyesini okuyor, onunla birlikte üzülüyor, ne acılar yaşadık biz, diyorsunuz. Ama daha adından bir şeyleri yıkıp, bozup acıtacağı belli olan “Hiçbir Hikâye Göründüğü Kadar Temiz Değildir”de acılı anne Selva Hanım’ın anlattıklarının hiçbirinin doğru olmadığını öğrenip kahroluyor, o hikâye öyle kalmalı, böyle yerle bir edilmemeliydi, diyorsunuz. Ayfer Tunç hikâye etmenin tadını çıkartıyor demiştim, “Hiçbir Hikâye Göründüğü Kadar Temiz Değildir” bunun için iyi bir örnek. Bir hikâyenin istenirse ne kadar uzatılabileceğini örnekliyor. Uzun uzun yazıyor ve okutuyor. Aslında “Hiçbir Hikâye Göründüğü Kadar Temiz Değildir”de iki ayrı hikâye var. Anlatıcının karısı ve ailesi ile ilişkilerini anlattığı ilk on dört sayfa SAYFA 14 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle