02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğan Hızlan'la 'Edebiyat Daima'yı konuştuk “Ben kuşaklar arası bileşkeyi bulmaya çalışıyorum” ? Erdem ÖZTOP Duayen kelimesi Doğan Hızlan için çok yerinde bir tanımdır hiç kuşkusuz. Sanat yaşamına katkısı hiçbir şekilde tartışılamaz. Daima ‘iyi’yi gözeten tavrıyla bu kez ‘Edebiyat Daima’ adlı denemeleriyle okurla buluşuyor. Biz de haliyle, Hızlan ile görüşüp enfes bir sohbet gerçekleştiriyoruz. Eleği duvardan indirmeyi salık verdiği o zamandan söze başlayıp, denemeye, günümüz yazınına dek söyleşiyoruz ve ‘Edebiyat Daima’ diyoruz!.. evgili Doğan Hızlan, en son geçen dönemde, çok güzel bir yaşam felsefesine sahip olduğunu imleyip, herkese eleği duvardan indirmeyi salık verdiniz! Bu eylemin izdüşümlerinden yola çıkarak başlayalım istiyorum söyleşiye? Hangi meslekte olursa olsun insanların işlerini emeklilikle noktalamasına karşıyım. İlle de işini sürdürsün demiyorum. Hobilerinin peşine düşsün, yeni bir uğraş edinsin. Yazarlıkta bu sürekliliği sağlamak kolay, yazmak aklınızın, belleğinizin diriliği ile doğru orantılıdır.Bir karikatüristin 99 yaşına kadar işinin başında olduğunu anımsatırım. Unumu eledim eleğimi duvara astım, yaşam karşısında sinmenin özeti. Kısacası, ben bugüne kadar birçok iş yaptım, artık yeter, bundan sonra iş yapmayacağım. Onlara şu soruyu sormak gerekir. Yaşamak en büyük iş değil mi? En çok emek isteyen iş yaşamak. O sevinci, o direnci sağlayabilmek, kazanabilmek. Bazı dostlarımı görüyorum, emekli oldular, kimileri başka iş yapmaya başladılar, kimileri toplum hizmetinde, hayır işlerinde çalışıyorlar. Çoğu, sabahleyin işe gider gibi kalkıyor, bir başka mekâna çalışmaya gidiyor, yani işyeri havasını yaratıyor. İnsanın uzmanlığı dışında soluk alacak bir başka tutkusu olmalı. Benim müziktir. Kitap okumaktan yorulduğumda bir saz eseri, bir bestenin notasını okurum. S Unutmayalım, müzik de, müzik dinlemek de başlı başına bir iştir. Çoğumuz çalışırken dinliyoruz, aklımız başka yerde, fonda da müzik çalıyor, odada yankılanan bir ses. Çoğu zaman müziği, ezgiyi takip edemezsiniz, arada bir kulağınız fark eder, o zaman dikkatinizi müziğe yöneltirsiniz. Onun için, eleği duvara astıktan sonra bile, müzik dinlemeyi ihmal etmeyin. İsmet İnönü, elli yaşına yakın çello öğrenmeye başladı. Edebiyat aslında bizi eleği unutmaya çağırıyor, okuduklarımızı özümsersek, hepimiz bu çağrıyı duyabiliriz. DENEMENİN SINIRSIZLIĞI Yeni bir kitap yayımladınız, ‘Edebiyat Daima’. Doğan Kitap tarafından yayımlanan bu kitabınız, Hürriyet gazetesindeki köşe yazılarınızdan oluşuyor çoğunlukla. Her biri farklı bir tat veren deneme türünde! Deneme derken, sınırları olduğunu düşünüyor musunuz bu türün? Denemenin sınırsızlığıdır beni çeken. Bu demek değildir ki, başka türlere girmeyen her şey denemenin içine girer. Ancak deneme, bir özgürlüğü çağrıştırır. Ben birçok bilginin, alçakgönüllü bir tavırda deneme aracılığı ile iletildiği kanısındayım. Denemeyi başıboş, lâf salatası biçiminde de algılamayın. Çünkü düşünce disiplinine en çok gereksinim duyan türdür. Alabildiğine bir özgürlüğü kastetmiyorum. Abartarak söylersem, hezeyan denemenin düşmanıdır. Denemecilerin, dünya ve Türk edebiyatındaki denemecilerin adlarını sıralasanız, en çok bil gi veren, düşünceleri yönlendiren ya da zihin alıştırmalarını sağlayan çalışmaları onların yaptığına karar verirsiniz. Deneme, düşünme, düşündürme, bilgilendirme, çağrışımları yaratmada önemli bir işlev taşır. Ben denemenin niteliği konusunda düşüncelerimi özetle Eleği Duvardan İndirelim kitabının başında yazdım. Okurlarıma onu salık vereceğim. Yazdığınız bu denemelerin en önemli yanı bana kalırsa, her yaştan insanın, özellikle de gençliğin zevk alarak okuması ve bilgilenmesi! Böyle bir amacınız vardır muhakkak? Hiç kuşkunuz olmasın. Her kuşağın beğendiği, ilgilendiği konular farklıdır. Seçtikleri, okudukları yazarlar da. Ben kuşaklararası bileşkeyi bulmaya çalışıyorum. Çünkü iyi sanat, iyi edebiyat, kalitesiyle, düzeyiyle, kuşakları aşan, her kuşağa ulaşan bir nitelik taşır. Gene de bir ayrımdan söz etmeliyim. Her yazımı farklı kuşaklar, farklı biçimde algılayabilir. Bunu başarabilirsem, değişik katmanları içeren yazılar yazdığım için sevinirim. Benimsediğim yöntem şu. Güncelden yola çıkabilirim ama bunun ardındaki birikimi de yansıtırım. Böylece her sorun, her konu geniş bir zaman dilimi, yaygın bir bilgi birikimi içinde değerlendirilir. O zaman değişik kuşaklar, değişik yaklaşımlarla o yazıları okuyor. Genç kuşak okur, güncel bir konuyu, sorunu, kişiyi görüyor o yazıda, bunun ardındaki bilgiyle de bugünü zenginleştirmemden memnun kalıyor. Eski kuşak ? SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 846
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle