02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? maruz kalmasındansa, bin caninin kurtulmasını uygun gören bir hukukçuydum” (s.135) diyebilen, azınlıklara karşı önyargısız bir kanun adamı on sekiz Ermeni yurttaşımızı öldürmüş olabilir mi? Kemali Bey’e atfedilen suç budur. Koca bir devletin batışı, bir transatlantiğin sulara gömülmesine benziyor... Değil insanın, maddenin tüm hallerinin birbirine girdiği bulanık bir karmaşa, korkunç bir kargaşa... Kimin başına ne geleceği belli değil. Katliamla suçlanan Kemali Bey beraat eder (s.288). Devrin koşulları onu tam bir Türk milliyetçisi yapmıştır. Ancak milliyetçiliği başka uluslara, başka halklara nefret besleme yoluna hiç sapmaz. Yüreği, parçalanmış yurdu ve zavallı milleti için yanmaktadır, onun. kilerinden kaynaklanan ve bireyi ezen, hatta yok sayan devlet dışı baskıcılığı, Abdülkadir Kemali belki güçlü dini duyguları yüzünden görmek istemez. “Müslümanlığa inancım tamdı. Şeyhçiliği de vicdan hürriyetinin, bilhassa düşünce hürriyetinin zorunlu sonucu olduğu görüşündeydim.”(s.125) Bence çelişkinin düğümü bu son tümcede gizlidir. Siirt görevi sırasında tanıştığı şeyhin yüce bir Müslüman olmasını diler, Abdülkadir Kemali’nin yüreği; oysa karşısındaki adam küstah tavırlı ve Abdülhamit yanlısıdır! Abdülkadir Kemali hayal kırıklığına uğramıştır; ama besbelli bu durumu münferit bir olay olarak değerlendirmiş, şeyhlik müessesesi üstüne görüşlerini gözden geçirme gereğini duymamıştır. Oysa Cumhuriyet devrimi, SAYISIZ POLİS BASKINI şeyhlik olgusunun temsil ettiği her şeye karşı yapılmamış mıdır? Devrimci atılımYapıtta 19191937 arası yoktur. Abla arasındaki çatlak kaçınılmazdır. dülkadir Kemali evine yapılan sayısız poDevrimci hükümetlerin, devrimin tehlis baskınında birçok evrakının kaybollikede olduğu dönemlerde Abdülkadir duğunu yazar. Milli mücadele sırasında Kemali’lere tahammül edememesi devrive sonrasında, yaşantısının şöyle bir yol min doğası gereğidir; bunu anlayabiliriz. izlediğini biliyoruz: Kastamonu savcılığı, Ancak, kritik eşik aşıldıktan sonra, uyarı1. dönem TBMM’de Kastamonu mebuslara, eleştirilere hiç kulak vermemeyi de luğu, Pozantı’nın Fransız işgalinden kuranlayabilir miyiz? Muhaliflerden öğrenituluş mücadelesine katılma, Pozantı İslecek hiç mi bir şey yoktur? Onları toptiklâl Mahkemesi reisliği, 1923’den sonra yekun karalamayı anlayabilir miyiz? Adana’da avukatlık ve gazetecilik; muhaEleştiriye bunca kapalılık, devrimlerin lif yazılar dolayısıyla mahkumiyet, iyicil enerjisini amacından kopmuş ve 1930’da Ahali Cumhuriyet Fırkası kuruamacı kendisi olmuş culuğu ve Ahali gazetesinde sibir baskıcılığa donduryasi muhalefet; 1930’dan maz mı? Abdülkadir 1939’a kadar yurtdışından sürKemali, çıkarılmak isgün yaşantısı. 1939 da yurda tenen basın kanununu, dönen Kemali Bey, ne memleistibdat dönemi basın kete ne devlete küsmüştür; kanunuyla kıyaslayan 193941 arası Bergama hâkimligerekçeli bir eleştiri ği görevini ifa etmiş, daha sonkaleme almıştır (s. 39ra 1949’daki vefatına kadar 43). Buna kulak veravukatlık yapmıştır. memek mümkün müDevrimci Cumhuriyet dür? Onun, yurttaşa hükümetleriyle Kemali haksız ve/veya kötü Bey’in çelişkisi ne zaman, muamele eden görevlinasıl başlar, nasıl seyreder... ler hakkında müeyyiAbdülkadir Kemali, Gazi deler olmadıkça, biMustafa Kemal Atatürk’e reysel özgürlüklerin saygısını hep korumuştur: kâğıt üzerinde kalacağı “O reisicumhur ki; asri ve Abdülkadir Kegörüşüne katılmamak medeni bir devlet tesisini mali, samimi bir mümkün mü? Cumhuriinkılabın başlangıcından itiferdiyetçidir. Biyet hükümetleri gaddar baren kafasında taşımakla reysel özgürlükdeğildir; kritik dönem kalmayarak benim gibi yalere sonuna dek aşıldıktan sonra, muhalifkınlarına açıkça söylemiştir. lere karşı yumuşarlar; ve O reisicumhur ki, asırların inanır. Oysa dev1939’da Abdülkadir Kebirbirine kenetlediği karanrim, yeni düzeni mali sevgili yurda dönebilıkların tamamını nurani ve yerleştirinceye lir. Ancak eleştirilerindeki karanlıkları örtmek kabiliyekadar otoriter haklılık paylarının dikkate ti olan parmağının yalnız bir olmak zorundaalındığını sanmıyorum. işaretiyle halletmiştir. Türkiye, iktidarların O reisicumhur ki; her gün dır. İdeallerden eleştiriyi sindirme becerikyeni bir yenilikle dost ve ödün vermek issizliği yüzünden çok çekdüşmana eylemlerini zorlatemeyenler ile miştir. Bu yetersizlik, kimi maksızın ve tahakküm altına gerçeklerle cekez iktidarlara da pek paaldırmaksızın sevdirmek kabelleşenlerin halıya mal olmuştur. Hâlâ, biliyetini göstermiş, vatanın, Cumhuriyetin 83. yılında, geleceğin en namlı bir şahsieninde sonunda siyasi iktidarın eleştiriye yeti olduğunu ispat etmiş bir çatışması kaçıtahammülsüzlüğünün, varlıktır.” (s.292293) nılmazdır. eleştirilerin aslında iktiAma CHP yönetimiyle darları çıkmazlara sapbesbelli arası fena halde maktan alıkoyacak fren açıktır. Yapıtta bu konuda düzeneği olduğunu kavrayamayışının yeayrıntılı bilgi yoksa da kimi ipuçları buni ve ibret verici örnekleriyle hemen her lunur. Abdülkadir Kemali, samimi bir gün, karşılaşmıyor muyuz? ferdiyetçidir. Bireysel özgürlüklere sonuToplumumuzun çelişkilerine, güncel na dek inanır. Oysa devrim, yeni düzeni karmaşanın ötesinde, daha derinden vâyerleştirinceye kadar otoriter olmak zokıf olabilmek için, Abdülkadir Kemarundadır. İdeallerden ödün vermek isteli’nin anılarını okuyun. Büyük yazar Ormeyenler ile gerçeklerle cebelleşenlerin han Kemal’in anısını canlı tutmak için eninde sonunda çatışması kaçınılmazdır. Orhan Kemal Müzesi’ni yürüten oğul Şevket Süreyya Aydemir’in deyişiyle ihtiIşık Öğütçü’nün şimdi de dedesinin anılalin kendi çocuklarının yediği devredir larını bize Türk okuruna kazandırarak, bu. Kemali Öğütçü’nün İstanbul’dan maziden günümüze ulanan bağları tanıtaşraya, askeri yaşamdan sivil hayata kamakta ve korumakta zayıf kalan topludar çeşitli alanlara yayılmış geniş kişisel mumuza önemli bir katkıda bulunduğudeneyiminden çıkardığı sonuç, kanımca, nu düşünüyorum. ? devletin yurttaşı ezen gücüne karşı durmanın zorunlu olduğudur. Devletin birey için yıkıcı olabilecek gücü kadar şidOrhan Kemal’in Babası Abdülkadir detli bir başka baskıcı unsuru, gelenekKemali’nin Anıları/ Hazırlayan: Işık ten, feodal yaşamdan, aşiret ahlakından, Öğütçü/ Epsilon/ 326 s. (Fotoğraflarla bağnazlaşmış dinden, feodal üretim ilişbirlikte) KİTAP SAYI 846 SAYFA 11 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle