02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Tuğla Ocağındaki Yaşamım/ Panayotis Tranoulis/ Çeviren: Panayot Abacı/ İnkılâp Kitabevi/ 168 s. "Annemle ablalarım dışarıya çıktıklarında, biz küçüklerden birini yanlarına alırlardı. Dilencilik için değil, kendi güvenliklerini düşündükleri için. Küçük bir çocuğun gücü güçsüzlüğü onları koruyordu sanki. Bir defasında anam, beni bu amaçla almamıştı yanına. Anladığıma göre amacı başkaydı. Bunu şimdi düşünüyor ve üzülüyorum. Patronun beni görmesiyle duygulanacağını ve para verebileceğini düşünmüştü..." Panayotis Tranoulis, babasının ölümünün ardından küçük yaşta çalışmak zorunda kaldığı tuğla fabrikasında geçen günlerini anlatıyor bu kitapta. Kurtuluş Savaşı Kadınları/ Zeki Sarıhan/ Cumhuriyet Kadınları Derneği Yayını/ 400 s. “Kurtuluş Savaşımız, dünyanın ilk mazlum milletler savaşı, ilk bağımsızlık savaşı olarak dünya tarihinde farklı bir yer edinmiştir. (…) Elinizdeki kitap, çocuğunu taş beşiklerde yatıran, süt yerine su ile besleyen, çocuğunu kendisinden ayırmayan ama yurdunun özgürlük savaşından da ayrılmayan, gerektiğinde gözü yaşlı yaşlı, gerektiğinde gözü kara kadınlarımızın profilini bize sunmaktadır” diyor kitabı yayına hazırlayanlar. Kadın Konulu Kitaplar Bibliyografyası 17292002/ İletişim Yayınları/ 272 s. Bu bibliyografya, Türkiye’de Kadın Konulu Belgelerin Ulusal Bibliyografyası adıyla 2000 yılında Kültür Bakanlığı’nın desteklediği aynı addaki projenin kitaplar bölümünü içeriyor. Osmanlı Türklerinin basımevini kullanmaya başladıkları 1729 yılından 2002 yılına kadar kadın konusunda Türkiye’de yayımlanan bütün yapıtlara yer vermek amaçlanmış. Bu konuda Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi’nin daha önce yayımladığı bibliyografyalar da bulunuyor. Bunların başlıcalarından biri: İstanbul Kütüphanelerindeki Eski Harfli Türkçe Kadın Dergileri Bibliyografyası. Romantizm/ Erdoğan Alkan/ Varlık Yayınları/ 264 s. XVI. yüzyılda başlayıp XVIII. yüzyıl sonuna dek süren Klasisizm, kaynaklarını eski Roma ve Yunan uygarlıklarında buluyor, konularını üst sınıfların yaşamlarından seçerek soyluların beğenisine hitap ediyordu. Klasisizm’i sonlandıran Romantizm ulusal kaynaklara hak ettiği değeri vererek her şeyi sanatın konusu haline getirdi; bireyin imgelemini, duyarlığını merkeze alıp biçime değil, öze önem verdi. Duygulara olduğu kadar, toplumsal sorunlara da eğilen romantikler, sanatı özgürleştirmenin yanı sıra, doğa ile insanı kaynaştırarak bireyi yücelttiler ve Modernizm’in hazırlayıcıları oldular. Bu kitapta, Romantizm üzerine yazılan yazılardan bir derleme yer alıyor. Timsahkuşu/ Ruth Randel/ Çeviren: Duygu Korhan/ Doğan Kitap/ 270 s. Timsahın en sadık dostudur timsahkuşu, belki de tek... Onun dişlerinin arasında geçer yarı ömrü, orada beslenir, onu uyarır da, onun bekçisidir tehlikelere karşı... Liza da sanki bir timsahkuşudur; ne var ki, daha uçmayı bile beceremez. Tek başına hiçbir şey yapmamış, evden bile çıkmamışken, bir seri katilin kızı olduğu gerçeğiyle baş etmeye çalışacaktır. Kitap için, “Gözünüzü kırpmadan, soluk soluğa okuyacağınız muhteşem bir Ruth Rendell romanı” yorumunu yapıyor The New Yorker. Merhaba Tembellik/ Corinne Mier/ Çeviren: Renan Akman/ Merkez Kitaplar/ 116 s. Yaşamınızı bir şirkette ay sonunu bekleyen modern zaman kölelerinden biri olarak mı geçiriyorsunuz? Kışın dondurucu soğuğunda yazın çöl sıcağında kimler için çalışıyorsunuz? En güzel yıllarınızı havasız, iç karatıcı ofislerde tükettikten sonra sizden geriye ne kalacak? Fransız psikanalist Corinne Maier bu soruları kendine sorduktan sonra yaşamını kökten değiştirmeye karar vermiş. Bu aşamada kaleme aldığı ‘Merhaba Tembellik’, bir tembellik manifestosu. Gelinlik/ Hüseynbala Mirelemov/ Çeviren: Yasemin Bayer/ Gri Yayınevi/ 336 s. ‘Gelinlik’in yazarı, her şeyden önce bir felsefi gerçeği, kavranılmamış, sınırsız özgürlüğün; bütün sosyal maneviyat için oldukça büyük, birçok durumlarda ise tamamıyla karşı konulamaz tehlike olduğunu dile getiriyor. “Hüseynbala Mirelemov’un yazar olarak asıl başarısı, zamanımızın olaylarına bu gerçeğin penceresinden bakabilmiş, sosyal yaşamın çoksesliliğinde sahte sesleri, saf seslerinden ayırarak, onları doğuran güçsüzlüğün kaynaklarını meydana çıkarmaya çalışmış olmasındadır” diyor kitabı yayına hazırlayanlar. Mandala/ Helga Fiala/ Çeviren: Şenol Sohtorik/ Meta Yayınları/ 256 s. Çemberler, daireler, yuvarlaklar, labirentler... Bir noktadan başlayıp genişleyen bu şekil insanın mağara duvarlarına çizdiği ilk resimlerden başlayıp inşa ettiği muhteşem tapınaklara dek hep temel bir desen olmuştur. İnsan her kadim gelenekte bir gelişim uygulaması olan mandalaları çizip renklendirdikçe küre şekilli yeryüzünü ve kendi iç yüzünü aynı şeklin üstünde görünür kılma çalışması yapmaktadır aslında. Çeşitli din ve kültürlerde Mandala sembolünü inceleyen bu kitapta yetişkinlerin ve çocukların “boyama meditasyonu” yapmalarını kolaylaştıracak pek çok mandala çizimi de yer alıyor. Dünya Sevmek İçin Çok Küçük/ Furuğ Ferruhzad/ Derleyen ve Çeviren: Kenan Karabulut/ Gri Yayınevi/ 164 s. “Yaşadığı toplumu seven ama onu olduğu gibi kabul etmek yanılgısına düşmeyecek kadar ileri görüşlü, yenilikçi bir aydındı Furuğ. Birey olma sürecini engelleyen, kimliği ezen, varoluşu zedeleyen her kurala, her duruşa karşıdır. İran’ın en büyük açmazlarından biri olan ataerkil sosyal yapı, Furuğ’un eleştirilerinin odak noktasıdır” diyor Makbule Aras. Bu kitapta Furuğ Ferruhzad’ın mektupları, söyleşileri ve anıları yer alıyor. Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu/ Emel Esin/ Kabalcı Yayınevi/ 346 s. Kabalcı Yayınevi tarafından yayımlanan Emel Esin’in Toplu Eserleri dizisinin bu cildi de ilk defa bir kitapta toplanan makalelerden oluşuyor. ‘Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu’nun ilk makaleleri, Türklerin göçebe tarzı yaşamdan yerleşik hayata geçişlerinin maddi kültürlerindeki izlerini araştırıyor. Bu çerçevede çadır mimarisiyle tapınak ve hükümdar meskeninin mimarisi arasındaki ilişkileri inceliyor. Surlu yerleşimlerin düzenini ve ardındaki simgeselliği, şehrin, sarayın ve tapınağın mimarisiyle kozmosun mimarisi arasındaki bağlantıları ortaya koyuyor. Sevda Peşinde/ Hüseyin Rahmi Gürpınar/ Özgür Yayınları/ 340 s. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ‘Sevda Peşinde’ adlı romanı, yazarın gözde temalarından “kadınerkek ilişkileri”, “evlilikte eşlerin uyumu”, “evlilikte ihanet” temalarını, yine kendisine özgü bir doğalcılıkla işliyor. Bir kadının kaybolmasıyla, merak verici bir polisiye olarak başlayan roman, giderek bir aile dramına dönüşüyor. Kitapta yer alan ikinci yapıt olan ‘Kadın Erkekleşince’ oyununda Gürpınar, “gelenekçi kadın” ve “çağdaş kadın” motiflerini, yine toplumsal bir dram çerçevesinde ele alarak klasik çizgisini sürdürüyor. Zalmoksis’ten Cengiz Han’a/ Mircea Eliade/ Çeviren: Ali Berktay/ Kabalcı Yayınevi/ 340 s. Eliade bu kitabında, dinler tarihi çerçevesinde yazmış olduğu bazı yazılarını bir araya getiriyor. Bu yazılar; Daçyalıların dinsel kökenlerine, Zalmoksis tapımına, kozmogoniye ilişkin halk mitine, bir devlet (Moldavya) kurulmasına ve bir manastır (Argeş) inşa edilmesine ilişkin efsanelerin mitselritüel anlamlarına, büyü ve esrimeyle ilintili bazı halk inançlarına, adamotuna ve sıradan insanların topladıkları otlara, son olarak da Rumen epik şiirinin, destanlarının beslendiği mitolojilere ilişkin bir dizi incelemeyi içeriyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 846 SAYFA 34
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle