02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dallarınt birbirleriyle biıtünleyici bir bılgidüşün ve relsefe ürctinıi bir yanda. Ve bunlarda, 'özdeyiş'leri içeren bir deyimle.bir söylcm:üzerinde uzun uzun düşünülmiiş, bir ömiir boyu yaşanarak algılanmıs olgulardaki (hem iç dünyamızın, hem de onun dışındaki dünyanın olgularındaki) özii temel noktayı 'sonınların kalbi' dcncn mcrceğı birden aydınlatıvercn bir anlatı... Zaman zaman acıyı, karanlığı, umarsızlığı, fakat bence her zaman 'değer'e, 'güzel'e, 'sevgi'ye açılmış bir anlatı."(s.l4) (...) "Aslına bakarsanız, 'günlük', Turgay için bir vesikdir: Yaşanmışlığı, değindiği gerçekleri künhiine vararak, müziğin, resmin, şiirin, öyküniin dilinden başka, yeni bir dil ile söylemc vcsilesi... Aslolan yaşamın kendisidir." (s.15) (...) "Ama ben Turgay'ın bu gücünii güç yapan gizi belirtmek istiyorum. Onda, insandan insana taşan bir sıcaklık vardır." (s.17) Kitabın 216 sayfasının 200'ü, Zamanın Sularında / Tarihsiz Günlükler. Bunlar 19851988 yıllarına ait. Sadece ayı ve günü yazılı günliiklerde yüzlcrce ünlü, az ünlü, ünsüz adla tanışıyoruz. Insanın başını döndüren her tiirden ve boydan sanat insanının trafiğıyle büyüleniyor, bazen de alabora oluyoruz. Dolu dolu yaşanmış bir ömrün aynasında neler okuyor, neler öğreniyoruz. Tabii merak etmemek elimizdedeğil;1985 öncesi ve 1988 sonrası ne zaman kitaplaşacak? Tarihsiz Günlük ler'den birkaçını okurlarla paylaşmak istedik: Mart 1985, Cuma "Otuz yıldır süregelen sanat uğraşı! Ardımda binlerce kitap, dergi... Ne mi kazandırdı bana? Öncelikle sıradan mutlulukların yedeğine kapılmamayı. tnancın, sevginin, açılmanın doğal sonucu olan acılar; salt bir reflekse dayalı gülüşten daha çok yaşattınız beni." ( S.39) dalı arasındaki garip geçişkenlik (belki de saydam geçişkenlik dcnıck daha doğru) şiirde daha nctleşiyor. / Okumadan, şiiri, miiziği bilmcden resim yapmaya kalkmak! (Yapılan da çoğu kez bu!) Kanımca bir siire sonra bu kişilerin yapıtlarından bir iz bulmak olanaksızlaşacak. Bütün büyük ustalar bunun ayrımına varmışlar." (s. 51, ) Zamanın Sularında'yı bir ikililde kapatıyor kahramanımız: Zaman ey büyulu çağrı Gızemın karanltk babçesi Kitabın ikinci yansı, Turgay Gönenç'in deneme ve eleştirilerinin bir bölümünü içeren Kâğıttan Babalar'da resim, ressam ve atölye; tiyatro ve tıyatrocular; sinema ve sinemacılar; dergiler ve yöneticileri... Elbette şiir, şair ve yaşam... Eleştiri, anı, anekdot, alıntı... Tam dil, sanat ve kültür şöleni. Yazarımız fazla al ILYA ORTAÇAGDAN r MITOLOJIK OYKULE Ortaçag'dan Mıtoİojilc ÖLJKÜI GUSTğV SCJHMA "BEN UZAKLARDA OLMALIYIM" Turgay Gönenç annesini anlatıyor. Annesinin nasıl bir insan olduğunu öğrendikten sonra, kahramanımızın yaptıklarına artık pek şaşırmıyoruz. Ağustos 1985, Cuma "Gece annem düşmüş. Kalça kemiği kırıldı. Seksen altı yaşında annem. lki ytl önce de kolu lurılmış, iyileşme evresinde sürekli kitap istemişti. Çünkü nataş, okuma uğraşı ile büyümüştü. Gözleri iyi görmüyor artık. Ince nakışlar yapamadığı için üzgün. "Tığ işleri, okumayla oyalanıyorum" diyor. Brugell, Rembrandt, Klee en sevdiği ressamlar. Yunus Emre, Tevfik Fikret, Nâzım Hikmet, Behçet Necatigil, Turgut Uyar çok sevdiği şairlerdi. Bugünlerde iyice görme gücünü yitirmeye başladı. Okuyamamak ayrı bir hüzün veriyor ona.(...) Şimdi o hasta haline bakamıyorum annemin. Usumda beş çocuğunu (ki babam ben yedi aylıkken ölmüş) okutan, çocukluğumda, sağlık nedenleriyle oyun dışı kalmamı sanatla gideren annem. Hasta zamanlarında gidemiyorum yanına. Behçet Necatgil'in bir şiirinden üç dize: 'Hiç kımse anlayamaz derdtmı Ben uzaklarda olmalıyım çok uzaklarda Bir yakınım öldü tnii.' (s 44) 1985 Ekim, Cuma "Şiiri her zaman izledim. Şiirin de hcp ardımdan geldiğini duyarak. Müzik, şiir, resim; bu üç sanat Turgay Gönenc cok yönlu bir sanatçı, bir kultur adamı. llk gençliğinden beri gazetelerde, dergilerde yazılan yayımlandı, ders verecek kadar ileri matematik yeteneği, muzik ve felsefe kulturuyle; yaşamının başlıca nedeni sayılacak resim ve resim sanatı ustüne çalısmalan... çakgönüllü, şöyle niteliyor bunlari: "Bu yazılanmın tümü, insana ve sanata küçük yolculuklar. Küçük, ama ilk kez çıktığımız yolculuklar gibi. Okura bir yol gösterici değil, bir yol arkadaşı olmaya çalışan biriyim ben yazılarımda." A l m a n c a ' d a n Türkçeleştiren: Akın K A N A T Gustav Schwab'm bu kıtabında yeraian 9 Öykiide: Ortaçağ mitulojik kahramantarının canalıcı, ders verici maceralarının yanısıra iyiltkfe kotülügün amansız mücadelesi günümüze tşık tutacak şekiide, akıcı bir dille suııulmaktadır. Kocalarınıian kötiiiük gören zavatlı kadmlar icirt yaztlmış olan bir öykünün kahramamnın başına gelenfer. günümüz kadınlarının kolay kolay yaşayabilecegi şeyler deytfdir. Ytne de öykünün kahramamnın dirayetti kalabilmesi; hakstzlıklara büyük birriirençlekarşı cıkm3sı. birçok kötiiiük ve iftiraya karşı cesurca, sabırla ve iyilikle karşı koyabilmesi, günümüz kadınlarının yaşamlarına ışık tutabilecek niteliktedir. "SONSÖZ YERİNE" Kitabın üçüncü bölümü, Sonsöz Yerine adını taşıyan uzun bir söyleşiden oluşuyor. Birsen Ferahlı'nın yaptığı 32 sayfalık bu söyleşide, Turgay Gönenç'in, şimdiye dek yazdıklarından, yaptıklarından, aradaki ayrıntılardan yola çıkarak; kahramanımızın atladığı, unuttuğu, belki de daha önce yazmaya gerek ve bahane görmediği konularda ilginç sorular hazırlamış. Verilen yanıtlarla da 'Turgay Gönenç Portresi' bir bakıma tamamlanmış. llk elden geniş bir özyaşam öyküsü de bu yoğun söyleşide yerıni buluyor. Belli ki, Birsen Ferahlı söyleşiye giderken 'dersini çok iyi' çalışmış. Beynine, ellerine sağlık. Turgay Gönenç'e, dört dörtlük bu sanatçımıza, sağlıklı, verimli bir ömür diliyorum. • tskelenin Altındaki Deniz/ Turgay Gönenç/ Can Yaytnlan Dü^ünce Dızısı/2004/ 167 s. İlya Yaymevi; 150%den fazla seçkin eseri GENEL DAG1TIM MAVİ DAĞITIM TEL ; 0.212 512 52 81 512 51 93 FAX : 0.212 512 52 37 c Av c A " 4a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle