23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sait faik, Yeni Dünyada röportajlar yazdi; ne var ki 4 Aralık 1946da faşist delikanlılarTan Matbaasını yakıp yıktıkları zaman Yeni Dünya da yayımlanamaz duruma gelmişti. Sait Faikin notları o hengâmede kaybolmuştur. "İnsanlığın Haline Doğru" başlığıyla yayımlanan röportajlar, Sait Faikin yaptığı işi dürüstlükle, ciddiyetle yaptığını gösteriyor. Hikâye Eleştirileri Fethi Naciden Tüneldeki Çocuk şeyı yasaklanıışlardır Yahut hıç sıkılmadan, âdeta gunde bır lıradan bır ay durmadan zam yapmışlardır Bu ayakkabı yedı lıra ıdı Otuz yedı lıradır Ama bunlar geçen sene otuz kuruştu (58 yıl sonra gene aynı şeylen ya şıyoruz') Ketenhelvacı soyluyor Kal dım bır kemık bır den / Volta vurdum mahallelerı "1942 senesı eylul ayında ga zeteler, ıhtıkâr havadıslerıyle ın tışar eder dururken Istanbul so kaklarında, arkaları yenmış las tık ayakkaplarıyla bu ketenhel vacının meveudıyetını duşun mek, ınsanı masallaıın memleke tıne surukluyor Masalların kotu, aldatıcı, yalancı haın memleketı ne Kahrolsun masallar" (1943) roportajlar, Saıt Faık'ın yaptığı ışı durustlukle, uddıvetle yaptı ğını gostcrıyor "Bır Kutuphanenın Hikâye sı"nden " Acele, mektup yazar gıbı, baştan savma konuşuyor " "Avağıma Dolaşan Ropor ta)"dan " Beyaz ceketlı bır lo kanta garsonu elınde bır tepsı, hızlı hızlı bır yazıhaneye yemek goturuvoı ( ) Bırdenbıre ( ) garsonun elındekı tepsı yere yu varlandı Tabaklar kırıldı Asfal tın uzerıne bır beyınle, yeşıl sala talar, uç bıber dolması serılıver Sait Faik faık tüneideki 8 çocuk mahkeme kapısı yırmı sanıye ıçınde olup bıtmıştı Hamal yuruyuşunu hıç bozma dan, atele etmeden, sallana salla na geldı Yerdekılere bızım gıbı, onlarla konuşur gıbı bakmadı Hemen eğıldı Garsonun yansını topladığı tabak kırıntılarından en buyuğunu seçtı Yenıden kal dırdı îçıne beynı koydu, sonra, bıraz ılerdekj salataya uzun, kuru kemıklı sert bır bılek uzandı Yeşıl salataları da beyının ustune koydu Bızım uzaktan epeyce se çemedığımız bır ufak san şeyı elıne alıp baktı Bu bu lımon BÜTİİN,: ESERLERİ da kendımızı duyabıldığımız, hatalarımı?! ve mezıyetlerımızı anlayabıldığımız şeyı yapalım Sevışelım / Belkı her şey hakı kattır Belkı her kavgada bır hak, bır haklı ve bır haksı? vardır Fa kat aşkta ne hak, ne haklı, ne haksız, hatta ne de bır hakıkât vardır Onda yalnız butun bun ların yokluğundan var olan bır şey, guzellık vardır " "Dış vc Dış Ağrısı Nedır Bıl meyen Adam 'dan ' Doğuştan kor olmak buyuk bu tabıat hak sızlığı bır felâkettır Sonradan kor olmaktan daha acı değıl ama Anadan doğma korun dunyaya kendıne gore bır şekıl vermesı, hatta bır dunya goruşu ne bızım kavrayamayacağımız bır dunva goruşune sahıp bulunması mumkun Kımbılır gu zellık dedığımız garıp, mudata ası muşkul, «,oğu zaman haksızı şey, belkı sesımızde belkı koku muzda, belkı ellerımızın sıcaklı ğında ve tıtreyışındedır Heıhal de anadan doğma bır kor kı/ın seçeceğı erkek muhım bır adamdır Gozlu kadınların anlayamavacağı bır guzellığe, bır er keklığe sahıptır" S ait Faık'ın Tüneldeki Ço cuk (Bırıncı Baskı 1955 Dokuzuncu Baskı 1990, Bılgı Yayıncvı) adı altında yayımlanan roportajlarını yeni den okudunı (Aynı kıtabın ıkın tı bolumunde Mahkeme Kapıst var Hepsı 1942'de, Sait Faık'ın Htf 6c r gazctesınde adlıye muha bırlığı yaparken yazdığı 26 ro portaj ) 1 uneldekı ( ocuk, değışık yıllarda yazılmış roportajlardan oluşııyor 1936'da 2 roportaj, 1942'de3,1943'tel,1946'da7, 1947'de 7, toplam 20 roportaj Bu roportajlarda "edebıyat ta dı" aldığım parçalardan soz ede (e|ım llk roporta), Sait I aık'ın bıldı rısı gıbı "Şu ınsanlara hıçbır şey çok değıldır" Saıt Faık "Nahı yedc kole) tahsılı yapmış, Fran sızta, Ingılızce lısanlarını anadılı gıbı bılen bır Furk hanımına bu uzayan, ışıksız gecelerden bah settığım zaman S u ınsanlara karanlık çok bıle1 dedı " Saıt Faık, "Şu tnsanlaıa hıçbır şcy çok değıl " dıyor ve sıırdurııyor "Edırnekapı'da bu akşam, bır ana bır çotuğun Tunele nasıl bındığı hıkâyesını dınleyecek Çocuk, 'Kocaman gozlu bır adam bana baktı da, ıyıce sevınemedım' dıyecek Yabancılara gulemedığı, beyaz dışlerını gos teremedığı, duyduğu şeylerı, soyleyemedığı şeylerı bu anaya soyleyecek, onlar da Tunele bın mış kadar sevınecekler " İNCİ HANIM'IN CÖZLERİ "Kralıçenın Evınde"den Sahıden guzel gozlerı var Içınde bır tek renk yok gozlennın, bır çok renkler var Yeşıl var, eflatun var, bır ara mavı var, kahverengı var, elâ var bu arada bırçok gu neş ışığı var Pınltıdan ve renk ten oyle nasıbını almış gozler kı, elâ gozludur, dıyorsunuz, değıl Lacıvert, yeşıl, ne munasebet 1 Kahverengı, hayır efendım' Bırbırınden renklenyle ayrılan bır suru maden ve taşı bır havanda dovunuz, ıçınde bakır da olsun, gumuş de, platın de, granıt de olsun, zebercet de, zumrut de ıncı de olsun, kum da Bunlann usrune guneş ışığı vurun, sonra bırdenbıre bır ay ışığı geçın Işte Incı Hanım'ın gozlerı " "Rakı şışesınde balık olmak ıs teyen şaır "den "Uzerınde en çok durulmuş, zaman zaman AAyi alınmış, zaman zaman ken dını kabul ettırmış, tekrar ınkâr, tekrar kabıd edılmış, zamanmda hem ıyı, hem kotu şohrete ermış bır şaır vardır "Ikı ıncecık bacak, kısaca bır trençkot, kanarya sarısı bır kaş kol, muselles ("uçgen" FN) bır yuz, şışınlmış goğuse benzeyen bır sırt, denebılırse ergcnîık bozuğu bır yuz Işte gorunuşte Orhan Velı "Şurlennın munakaşası bana duşmez Seven mı hakîı, sevme yen mP Orası bıze aıt değıl Nu rullah Ataç onu yeter derecede tanıtmıştır Ama kendısı Orhan Veh'yı tanımazmış Geçenlerde bır mulâkatta " Orhan Velı mı demış " Ben de Orhan Velı'ye sor dum O da tanımıyor "Ban bırısı lutfetse de, şaırle munekkıdı bırbınne tanıştırıver se Daha doğrusu, barıştınver se Ama Nurullah Ataç dargın lığa pek dayanamıyor olmah kı, bıyık altından gulumsuyor ve 'Hakkını ınkâr etmeyehm, ıyı şa ırdır' dıyor Orhan Velı bıyık al tından gulmuyordu Gulmuyor du ama, o da 'Hakkını ınkâr et meyelım, şıırden anlayan adamdır' dedı Işte sıze Saıt Faık'ın olumun den sonra yayımlanan roporta) lardan, denemelennden par çalar • K İ T A P SAYI 733 YENİ DÜNYA Saıt Faık 1946'da venı yayım lanmaya başlayan Yeni Dunya gazetesınde roportajlar yapmaya başlamıştı Gazeteyı çıkaran Esat Adıl'dı îktısat Fakultesı'ne başladığun yıl Iş ararken Yeni Dunya'nm yayımlanacağını duy muştum Esat Adıl'ın ev adresını oğrentrek gıttını, bclkı' musah hıhlık" bulabılırdım Esat Adıl, kadroların dolduğunu soyledı Efendı bır adamdı Saıt Faık'ı, o gunlerde, Esat Adıl'le ve tanıma dığım bazı kışılerle bırlıkte gor muştum Saıt Faık de Sevgılıme Mektuplar başlığıyla roporta(lar yapıyordu Kıtapta dort parça halınde yayımlanan bu roporta) lann son sayfasında Saıt Faık şoyle der " Ben çalışmanın ne demek olduğunu gordum Ne demek olmadığını oğrendım In sanoğlunun halını sana bır parça gosterdım mı, dersui'* Ne gezer sevgılım' / Daha neler gorulebı lır ve gosterılebılır Ne yapayım sevgılım, elımden bu kadan gel dı No/larımı kaybettım Hıçbır yerde bu yazılartm çıkmadı Btr yerde ykacaktı, olmadı Şımdı yangtndan arta kalan notlarla ın sanoğlunun halınden sana bu ka darcık soz açabddım (ıtahkler benım) Saıt Faık, Yeni Dunya'dâ ro portajlar yazdı, ne var lcı 4 Aralık 1946'da faşist delıkanlılar Tan Matbaası'nı yakıp yıktıkları za man Yeni Dunya <İA yayımlana maz duruma gelmişti Saıt Fa ık'ın notları o hengâmede kay bolmuştur "insanlığın Haline Doğru" başlığıyla yayımlanan Adalet Cimcoz ve Sait Faik biriikte dı / Lokanta garsonu tepsıyı yerden kaldırdı ( ) Garson bır muddet oylece durdu lçınden geçenlerı kestırmek zor bır şey değıldı Hepımı/ın aklından gar sonun onları tekrar tepsısıne ala cağı duşuncesı geçıyordu ( ) Şımdı dolmalarla bevının başın da duşunen ıkı <,ocuk, ustu başı tertemız bır efendı, bır ıhtıyar hanım vardı ( ) Işte tam bu sı rada garsondan on, on beş adım gerıde yuruyen koltuğıuıun altı na uç yuz dırhem ekmeğını sıkış tırmış hamal da dolmalara yak laşmıştı Belkı olanı anlalırken aynı suralı vtrtmıyorum (Bır parante? de benden " anlatır ken aynı suratı verebılmek çaba sı" Işte hep Saıt Faık'ın savruk luğundan soz edenlerın farkında olmadıklan bır tıtızlık orneğı 1 FN) Butun bu hadıse hemen bır par(,asıydı Sonra ayağa kalktı Ipını belıne soktu Tekrar eğıldı Yere koyduğu ekmeğını optu Tabak tutan elının koltuk altına yerleştırdı Boş kalan elıyle dol malan kavradı Ihtıyar hanıma Gunah teyze, yazık1 Bır kursağa gırsın hıç olmazsa dedı / Yu rudu gıttı •"Sevgılıye Mektup"tan " Sen bana sokul, yaslan Ben çaresız, şımşeklenn ışığında se nın bakır çaîığı gozlerını goreyım ve kaybedeyım Insanlann bırbınnı yedığı şu buyuk kavga dunyasında ıkı ınsanın değıl, bınlerce ınsanın, dınden, ıdeolo jıden, her şeydcn uzak, fakat her şeye rağmen sevıştığını gormese ler bıle bılsınler Buyuk laflar sovlemeden, 'Hakıkat budur 1 ' bue demeden, ınsan olduğumuz dan ben olagelen, bır başkasın KETENHELVACI "Ketenhelvau", nefıs bır yazı " Vay ne guzel ketenhelvam' / Eylul başlarında koyumuze gel dığmı bılıyorum Ta tstanbul'lar dan kalkar gclır 1942 senesınde ketenhelvacılık1 / Dıınyanın oyle muthış gunlerınde yaşıyoruz kı / Bugun Istanbul da herkes ıhrıkârLı meşgul, harp butun dunyada Yıne Istanbul sokakla rında bır ketenhelvau'" "1942 senesınde 12 5'luk kıın dura yaldızı kutusunu 125 kuru şa satan Kevork Efendı'nın yanı başında bır ketenhelvacının ya şaması ne garıp şey1 ( ) Koca man camekânlarında ısımlcn buyuk dukkânlar bırdenbıre ın sanlann muhtaç oldukları her SAYFA 8 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle