25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Messadie'nin gözüpek kaleminden destansı bir üçleme... Işıl Özgentürk'le yeni kitabını konuştuk ierald GülveZambak YILMZLARINJKANNEI I BİRİNCİ KİTAP S 'Bu kitabı bir başkası yazmı olsaydı acıtıcı bulurdum' D • özlem ALTUNOK O« «O Vebanın kırıp geçirdlgl, maceracılara tesllm olmuş bir ülke; Fransa... Darağaçlarına asılmış insanlarla dolu meydanlan, çamura batmış sokaklanyla, dilenci ve serserllerirı yuvası olan bir kent; Parls... Allcsi katlcdilmlş, kederli yürcglnl avutup ayakta kalmaya çalışan bir genç kız; Jeannc. Bir kral; VII. Charles ve bir şair; François Villon... Tarihsel bir fonda yaşanan büyülü bir aşk... Bir insanı yaratmak milyarlarca yıl alır, öldürmekse yalnızca birkaç saniye... Sessizlik ve Sırdır ötesi' ışıl özgentürkün Alkım Yayınevi nden çıkan yeni kitabı. Bu kitabı özgentürkün diğer kitaplarından ayıransa şiir, hikâye ve sırlardan oluşan anlatı dizisinin ilki olması. Hiçbir düzeltme yapmadan, kaygıdan uzak, içinden geldiği gibi, dile getirdikleri aşkın türlü hallerini tanımlıyor Işıl özgentürkün. Yaşama, sevgiliye, doğaya, mimariye, insana, gitmeye, geceye, güne duyulan aşkın... iğer kıtaplanmzın yanında nastl bir yere koyuyorsunuz bu kitabı? Çü'nkii anlatı adt altında sizın de 'ıçımden geldiği gıbı söylediğım şeyler' dıye tammladığınız bir kttap... Bu kitabı bir başkası yazmış olsaydı, sert bir kitap olarak dcğerlendirirdim, fazlasıyla çıplak bir kitap bulur ve etkilenirdim. Bu kadar acıtıcı olması beni üzerdi, bir dünyalı insanın bu sözleri beni ürkütürdü. Son günlerde izlediğim ve etkilendiğim Dogville filmkıe benzetiyorum biraz bu kitabı. Şiddetini o filme yakın buluyorum. Bir yandan çtğlığa varan, bir yandan da saytklama şeklınde gelgitler var. Şiddeti buradan mı kaynaklantyor? Kimi yerde çok yüksek sesli, özellikle hikâye kalıbı içine koyduğum şeylerin çığlığa yakın olduğunu düşünüyorum. Mesela 'Yılbaşı Hayaleti' adlı hikâyeyi bir arkadaşım okuduğunda 'Bu kadar yüksek bir çığlık atmaya hakkın yok' dedi. Aynı şeyi son hikâyeyi yazarken de hissetmiştim. Kadın ve adamın Ispanya'da dolaşırken kadının geçmişinde yaşadığı işkenceler, sıkıyönetimler sonucu korkusu, benim yaşadıklarıma benziyordu: Bana bir fare gösterildiğinde her şeyi söylerim, o yüzden iyi bir örgüt insanı olamam. Bunu anlatmak insanı utandırıyor, geniş insanlık ailesi adına utanıldığı için saklanılması ve içte kalması gereken bir şey gibi düşünüldüğü için anlatılmıyor. SERT HİKAYELER Buradaki hikâyelerin hepsi uzun zamandır Türk edebiyatında var olan postmodernizm, popüler hale getirilen, sıradanlaştırılanlara karşı sert hikâyeler olduğunu düşünüyorum. Bu hikâyelerde benim bir meselem var. Mesela son hikâye işkence olayıyla yüzleşmem. Çocuğunu kaybeden bir kadın ve eşini kaybeden doktor arasındaki ilişki de öyle. Hırpalayıcı bir öykü, okur olsam böyle bir hikâye istemem. Nıçın böyle bir zamanlama? Bu sürece ihtiyaantz mı vardı? Ancak bu yaşımda yazabilirdim bu kitabı. Siz ne yaparsanız yapın Türkiye'de kadm yazar olmak diye bir şey var. Son dönemlerde okur her şeyi o yazarın yaşadtğı bir malzeme olarak bakıyor. Tabii ki yazar kendi yaşadıklarından yola çıkabilir, ama bu malzemenin acıtıcı olduğunu da bilmesi gerekiyor okurun. Ancak bu yaşımda çocuğumu K İ T A P SAYFA 12 C U M H U R İ Y E T SAYI 733
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle