Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
yok değildir. Atatürk'le beraber Harp ( )kıılıı ve Akademisinden mezun olmuş, Birinci Dunva Savaş/na vc bağımsızlık müıadclesine katılmı^ ünlü askerleıin birçoğu, sonra Refik Savdam, Saffct An katı, Şükrü Saracoglu, Abdülhalik Reıı da gibı MVII ya da sivıllcşmiş yöncticılcr, ileılemenin ancak bilimsel tcmcller iizerindc yürüyebileceğine ınanmış insanlardır. ()ıncgin Cumhuriyetin ilk yıllaıında sağlık bakanı Refik Savdanı'ın iılkcvı ka sıp kavuran salgın hastalıklardan kurlar mak ıçın yüriittüğii müradele, ilkel koşııllarda yaşayan lakir vc cahil bir toplumda bilimsel yöntemlerle nasd basarı kazanıl dığını dünvaya gösteren parlak bir örnektir. (îene Refik Sayılam ırı kıırduğıı I Iıf zıssıhha Enstitüsü ilk gundcn bcri tam bir bilimsel ArGe kuruluşu olarak plan lanmışttr. Bildiğim başka bir örnek de, Başbakan îsmet înonü'nün 5 Mayıs 1925 tarihinde kendisini ziyaret eden "MııallimJer Birli ği Kongresi" üycleriyle yaptığı korıuşmadır. Konuşmanın tamamı, Hasan Ah Yü cel'in bakanlığı zamanında 1 l Wda yayuıılanım^, "lsıııet ltıünü'nüıı Maarile Ait Dircktiflcri" adlı kitapta gbrülebilir. Buraya sadcce baştaki paıagraiı alayım. Baş bakan, konuşma başlar başlamaz hemen esas temayı Jile getiriyor: "Öğretmcnlerden çok şcy bekliyoruz Bilirsiniz ki bütün dünya ıııilletleri içirı de her an her vesıle ile bağıra bağıra soylediğimiz bir iddiamız vardır. Biz de her medenı millet gıbı en viiksek medeniyet sevivesini lıak elnıi^ ve bu seviveve i.slidatlı bir mıiletız diyoruz. Bu ıddianın doğ rıılıı5ıı, hepimiz biliyonız ki, asıl fikir alanında, asıl nilim ve renlc gerçekJeşebilir " Şengor'ıın verınde gordıığüm önemli bir değerlendirmesi Fuat Köprülii'nün av. çok ıınııtıılmıış goriilcn yiiksek bilim sel kişiliğini yeniden önümüze çıkarma sı. Zümriit Ayna'daki "Fuat Köpriilıi'ye mektup", omııı edebiyat tarihi alanında dünya çapındaki oncii katkılannı, bu arada "Türk Edebiyatında Usul" adlı ünlü makalesinı daha ("umhunyerten önce, 19 H vılında yazmış olduöunu hatırlatıvor ve sayısız calışmalarıvla bılım çevrelerın de kazandığı ayncalıklı yeri unutulmavacak bıcımde dıle getiriyor. Bence bu, bı linı ortamımız içın yararlı bir ııyarı. Çünkü Köprülii'nün çeık partilı demokrasiye pcçişin ilk yıllarındaki heyecanlı ortamda siyasete atılnıası, bilimsel kişiliğini birçok kimseye ıınuttıırmuştıır. Zümıüt Ayna'da "Îsmet Inönii, Bilim Ej^ıtim ve Dernokrasi" adlı yazıda Şengöı, aranıızdagecen bu konuşmayı anla tıyor. I lasan Âli Yücel hakkında yazdığı bir kitaptan söz ederken, kendisine, "Ba bama bıraz haksızlık etmışsin" dediğimi soyledikten sonra, benim görüşümü da ha aynntılı biçimde anlatıyor ama sonıın Sonucu belll tartısma dagenekendi değerlendirmesinin doğru oldugunu, Hasan Âli Yücel'in görevin den, Ismct tnonu'nun telkınıvle istıfa etmesinı, ülkeyı çağda^ uvgarlık yolunda gerı dondııren nareket oldugunu ıddia edivoı. Benim de Yücel'e sevgım ve saygını sı nırsız oldıığu için ve hatta, dünvaya bakışım büyiik ölçüde Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı zamanında giris,ilen atılımlarla belıılenmı^olduğu ıçın bu tartışmayı sür durürsem yanlıs, izlenimler yaratacağımdan korkuyorum. Ama gene de Şen gör'ün olayları değerlcndinnc biçimiylc babama haksızlık ettıği kanımı tekrar et mek zorundavım. TurkıyeCumhurivetrniıı yakın geçınisiııde gerici akım ve dav ranışların 1946'dan sonra gelişcn demokrasi ortamı içinde ortaya çıktıkları saırına katılıyorum. Yalnız bunu yıllar sonra tek partiden demokrasi ortamına geçişin kaçınılmaz bir sonucu olarak göriıyorıım ve Hasan Âli Yücel istiia etmeseydi, bu gerı gidişin dıırdurulmıış olacağını düşünmüyorum. Ote yandan Yüeel'in, etkisi yıllarca sürecek parlak başarılarından sonra ülkemizde birçok reformcunun ba şına geldığı gibı, Hasan Âli Yücel'in Milli Eğiıim Bakanlığındaki atılımlarını sekiz yıl boyunca, o zaman elınde olan büyiik gücüylc desteklemii} olan îsmet Inönü'nün üJkeyi Atatürk'ün bilime dayalı gelişme çizgisintlen saptıran insan olduğu izlenimıni vermek de tarihsel gerçek lere uymayan bir haksızlıktır. Sanıyorum, Şengöı ün yazılarını okuyan gençler, I la san Âli Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı'nı Atatürk sağken yaptığmı düşünecekler dir. Oysa, Yuccl, Ataturk'iın ölıimunden sonra Îsmet lnönü'nün Cumhurbaşkan lığının ıkincı ayında Celal Bayar hükumetinde Milli Eğitim Bakanlığrnagetiril miş ve sonra meydana gelen birçok hukümet değişikliğinde yeriııi korumu^tuı. üzetle, benim îsmet Inönü'ye haksızlık olarak gördüğum davranış, ülkeyi ileri götüren basanlarda ona hıç pay verilme yip sadece, nasarısızlığın tüm sorumlulu ğutuı ona yüklemektir. Şengor, yazılarında lyonya'daki doğa felsefecıleı inden ba^lavarak dünyada bı limin ilcrlcmesine katkı yapmış insanla rın bulıii)larını ve yaşam öykülerınden ıl gınç bolumlerı anlatırken Cumhurivet döneminde l'üıkiye'de yetişmiş değerlı araştırmacılarımıza da yer veriyor. Ozellikle İstanbul 'lekııik Üniversitesi'nin ya kından tanıdığı araştırıcı hocalarının katkılannı dile getiıerek önemli bir hızmet yapıyor. Ülkemizde bilim yaşamı Cıımhuriyetle, daha doğrusu 1933'teki yükse köğretim reformlarıyla ycni bir aşamaya geçti. Osmanlı dönemiııdeki üç yüz yıllık gecikmenin doğurtluğıı zorlukfarı, engelleri, yanlıij alışkanlıkları aşarak gerçek bi limi besleyen araştırma yaşamına adım attık. Seksen yılda bilim ve teknoloji ala nında epey ılerlcdik. Ama kurumlarımızın çağdaş dü zeylere vardığını hâlâ soylcyemeyiz. tleıieme hızını araştırma, bilimsel gücümu zıı vavgınlaştımıak zorundayız. Bıınun temel yolıı, Şengor'ün kitapları gibi gençleıi bilimsel araştırma ya özendirecek veonlara ülke içinde somut başarı ör nekleri gösterecek yazıların önemi ortaya çıkıyor. Bu düşüncelerle Celal Şengör'ü candan kutluyo rum, yazılarının ve resimlerinin devamını diliyorum. • "/J'ıınrütndme", Yapt Kredı Yayınları 1279, Cugıtu 88, istanbul, 1999 A M CelalŞengör, "Zumrüt Ayna", Bılinn cl düş ünce üzerınde denemeler, Yapı Kredi Yayınları 1840, Cogı to 122, tstanbul, 200i. Bu filmi çeken, genç ve güçlü biryazar... Alır götürürüm Niccolo Ammaniti Çeviren: Nihal önol Hcpsi birbirinden ilgi çekici bir insan kalabalığı, temposu sayfadan sayfaya hızlanarak güçlenen bu garip dansta el ele tutuşuyor. Olaylar dağılıyor, kesişiyor, birbirini kovalıyor ve sonunda hep birden kaçınılmaz sona yöneliyor. Tüm bu kargaşanın ortasmda, tertemiz, saf ve ilkgençliğinin eşiğindeki küçük Pietro, şaşılası bir sağduyuyla yaşam deneyimine adımını atıyor. Kalemini kamera gibi kullanan, kuşagının bayrağını, sözcüklerini ve sesini yükseklerde taşıyan genç yazar Niccolö Ammaniti'den görkemli bir anlatı... (*) A. M. Celal Sg www.dogankitap.com DOĞAN KİTAP Celal Sengörün bir özelllğl de ilk gençliğlnden berl tarlhe duyduğu önlenemeyen merakı.. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A YI 7 0 6 SAYFA 11