Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
saygıyı gösterdiler. I lem kendi kuşağına, hem dc genç kuşaklara bu yaklaşırn için dcydilcr. Benim kuşağım gereğinden fazla benmcrkezcileşti. Kendi şiiri dısındaki sjiire, sanki bir hasım gözüyle baktı.Gereğice okunıadı, buna karşın kolayca yadsıdı. Salt bıınıınla da kalmayıp, kendinle aynı çizgiyi paylaşan şair dosrlarının şiirini dc görmezden gcldi. Eğer eline kurunılar ya da mcdya olanakları gcçmişsc, çoğunluKla kendi şiiri için kullandı. Bu nedenle de, şairin şiiri yaygınlaştırma iijlcvini ortadan kaldırdı. Sonraki kuşaktan da genç ustalar, şiir lerindeki başan çizgisini geliştiren iyi şairler çıktı. Kimileri de başarılı oldukları yapıüannı aşmak yerine, yinelemeııin tuzağına düşerek.çok kısa sürcdc tükendiler. Hcr kuşağın bir önceki kuşağa göre avantaji: Kcııdilerinden önceki şiirbirikiınidir. Bu birikinı ne denli geniş boyutlu isc, gelecege açılma o denli elverişfi demektir. Önemli olan bu birimi doğrıı de ğcrlendirip, kendinden öncekinden,kendini yaratabilmcsidir. Genç kuşaklar yeniliğe sıfırdan başlamadıkları için, yolfarını dalıa kolay bufdular. Hcr saııat dalında geçerlı bir kııral bu: Öncülerin aşması gereken güçlükler, engeller ne denli çoksa; onlann açtığı yoldan gidenlerin işleri o denli kolaylaşıyor. C jüniimüz genç kıışak şairlerinin bu birikimden gereğince yara fanmadığına çokça ranık oldum. Genelde çoğu, geçmişi üç isimle tamamliyor. Bu durum da, kendinden önccki şiirc ulaşmalannı engelliyor. Birikimlerini kısırlaştırıyor. I ler iki durumda da şairlcr, şairlere gereğince ulaşamıyor. Şiir, şiir okuyucusu yaygınlaşıp çoğalamıyor. Öte yaııdaıı günümüz medyası, yarattığı medyatik kişilcrle, hcr sanat dalında oldıığu gibi, şiiri de bayağdaştırarak: hezeyanlardaıı, taklitlerden, ucuz bir siir olıış turdu. Yaşamları boyunca bir tek edebiyat dergiııde büe şiiri yayımlanmamış; çok satan şairler yarattı. Şiir adına tam bir şarlatanlık oluşturdu. İJnutmamak gerekir ki, bu tür şiiriıı oluşumunda en büyii etkenlerden biri, kendi şiiri dısındaki şairlere tahammülü olmayan şairlerdir. Böyle bir urtanıda, şiirinizin yaygınlaşıp.anlaşılması ne denli olasıdır? Bir matematik sorusıı gibi ele alabilirsiniz bu soruyu. Matematikten söz ettiğimze göre, bu konuya geçelim. Sanat kadar matematifcin de sıztn ıçtn vazgeçılmez bir yasam biçimi uldug'unu biliyoruz Yazılartnız, şiırlerıniz, resımlenniz, izledigHmce hmusmalarınızda karma\ık kavramlart tüm derınlıg'ı de ele altyor ve yalırı bir denge durumuna ge~ tirıyorsunuz. Lise ög'rencilig'im donemımdejarklı bir matematikçı Turgay lioca olarah tanırmştım sizi. Sanattaki dü^ünme ve yaratma dısıphnıniz matematıkçılıg'ınızın birsunucu mu? Öncelikle belirteyim, bir matematikçi değilim ben. Bir matematik tutkunu, matcmatik dersleri dc vcren bir sanatçıyım. îlkokul bcşinci sınıfta, sınıt arkadaşlarımı matematik dersi vermcmi istemişti öğrerıneniııı. Bu yolla 1950 51 yılında,harçlık larımı kendim ka/anmaya başladım. Ortaokııl da sürdü bu. Ek olarak I'ürkçe.dilbilgisi dersler vcriyorduın dersleri zayıl olan arkadaşlara. 195152 yılında.öğrenci ba^ına 25 kııru^. Lise ve Üniversite yılla rımda sürekli matematik dersi verdim. Bu volla liem harçlığimı, hem de matematik oilgimi arttırıyoıdum. 1968 yılında Dcv let tsratisrik Enstitüsü Izmir Bölge Müdürlüğü'ndeki görevimden istifa ettikten sonra, gcçimini otuz beş. yılı a^kın bir süredir, salt matematik dersi vererek sağlayan biriyim. Bu siire içinde, Î600 sayfalık, ycdi ciltten oluşan, basıma hazır, modcrn ve klasik matematik sentczinc dayanan.bir matematik çalışması gerçekleştirdim. Ma tematiğin baııa kazaııdirdjğı vc matematik dersi verdiğım kişilere kazandırmak istediğim şey, "matematiksel düşünce" olSAYFA 6 MatMnadk tutkumı nıusjtur. Yaşamım boyunca inandığım gerceklik şudur: Binlcrce matematik problemi cözcr, teoremleri ezberleyebilirsiniz. Bütün bıınlar matematiksel düşüncc sistcminc ula^tığınızı göster mez. Matematiksel düşünce, matematiği gerçck anlamda anlamak vc problemleri cöz mcktc kullaııdığımız düşünce sistcminin, yaşaımınız da, matematik dışında da, her zaman, her alanda ışlcyen bir düşünce yöntemi, siste minc dönüşebilmesidir. Özellikle de sanatçı için z o runlııdur bu. Matematiksel düşünce olmadan, lıiçbir yaratıda bulunamaz ve doğru dücan vucei ve Turgay Cönenç şünemezsiniz. Bir vatçı, müzik tarihçisi dostum Ahmet Say sanat yapıtı, birbakıma, matematiksel dükonıığum olmuştu. Arşivi keyit ve şaşkınşünce ile kendine özgü, kendi iç mantığı lıkla izlerken: " Içlerinde tek bir kötü yona ve bütünlü$üne ulaşır. Sizce sanat ruhıtn matematiksel ifadetı rumcu yok. Olması gerekenler de eksiksiz * demişti. Ayrıca CD'lerin sıralanışınmidir? daki sistematik yaklaşımı heyecan verici Bcnce her zaman evet. Valery'den tudiye nitelendirmişti. tun da Nurullah Ataç'a, çok sayıda sanatKitap ve dergi aışivimde de aynı seçiciçı ya da kuramcı, sanatın gerçekte matelik söz konusu. Okuma ve sanat serüvenimatiksel düşünceyle bağımlı oldıığıınu me kısa bir yolculuğa gclclim. görmüştür. Bir sanat yapıtı kendine özgü bir iç mantık oluşturduğu sürecc, kendi gerçekliğine ulaşır. Bu iç mantığı oluşturIlk okuduğum kitaplar, ilkokul yıllarınmak, kanımca matematiksel düşüncenin da arkadaşlarla değiş tokuş ettiğimiz : Dci bir sonucudur. Bu acıdan bakacak olursak, Çocuğun Devri Alemi, Arsen Lüpen'ler, " bir sanat yapıtı rııhıın matematiksel ifaFantoma'lar, Gazeteci Rultabi'ıün Macedesidir". raları, Fardayanlar gibi kitaplardı. SaydıkShemanmşörekatJdsı larımın lümü Güven Yayınevi'nin kitapŞürirnzi dıkkatle akuyunca, resım kadar, lanydı. Bugün îzmir'in kcmcralu scmtinsinema sanatından da yararlandıg'ınız gö deki Hilal Eczanesi'nin yan sokağınrüsü ağırlık kazanıyor bende. Sizce doğru da,ucuz kitap satan, Nazmi isimli çok farkmu yargım? lı biri vardı îzmir'de. At yanşlanna da düş Kesinlikle doğru. Evimdc yaklaşık iki kün, sattığı kitapları okuyan farklı bir bin filmi kapsayan bir vidco arşivim adamdı. Burada genellikle eski kitaplar var.Başlangıcından bugüne dünya sinemadeğil, yayinevlerinin doğrudan stok critsının önemli tüm yapıtlarmı kapsayan bir mek için gönderdikleri kitaplar da satılırarşiv. Ege ve Dokuz Eylül Üniversitesi Cxüdı. 1951 yılında Nazmi'den aldığım kitapzel Sanatlar Eakültesi Sinema Bölümünde lann nireliğini değiştiren bir olay oldu. O verdiğim derslerle birliktc, sinema sanatıyıllar, Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahne na bakış açınıda önemli başkalaşımlar, gemüdürü olan bir yakınım vardı. Yazın Izlişmeler oldu. Sinema dilini, sinema estemir'e ailemi ziyarete gelmişti. Bana da iki tiğini gerçek boyntlarıyla öğrenmeye, ankitap gctirmişti. Bunlar: Panait Istrati'nin lamaya başlayınca, sinema estetiği, sinema Sokak Kızı ve Pearl Buck'ın Sarı Esirler dilinin şiirc büyük katkısı olacağına inanadlı kitaplarıydı. Öncelikle Sokak Kızı'nı dım. Ayrıca Nazmı 1 likmet'in şiirinde siokudıım ve çok etkilcndim. Bu okumadan nema dili vc estetiği konusunda bir ince sonra (ilkokul beşinci sınıftaydım) artık leme yapmıştım 1980 yılında, bu sürcdcn Nazmi'den Hiltni Kitapevi'nin kitaplarısonra da, şiirimde sinema dili ve estetiğinnı almaya başlamıştım. Bugün kitaplığımden olabildiğincc yararlandım. da özenle sakladığım bu kitaplar, Türk ve Evınıze ılk kez gelen ki$i, kapıdan içeri Dünya edebiyaünın önemli yapıtlan olmakla kalmayıp, kitaplann nitcliği açısınadımını atar atmaz ınamlmaz bir müzık arşivı ile karşriıisıyor. l^ıktan etkilenmemesi dan da (baskı, iç resimler, kapak), üstün ıçtn özenledolaplara yerle^tırılmi^ ikibinin bir nitclik taşıyordu. Hüseyin Ralımi Gürihtünde sinema fılmi, edebıyat, tıyatro ve pınar'ı.llalit Ziya Uşaklıgil'i, o yıllarda rcsim üzcrine cumhuriyctirı kuruluşundan Nazmi'den aldığım kitaplarla tanıdım. Bu flünümitze dek yayımlanmn> dergılerın tu kitapları genelde annem ile birlikte oku•orduk. Bu annemle benim aramda farkmü ve Türk Edebiyatı'nın tüm ilk basktlabir sanat arkadaşlığı oluşturdu.Annem rını ıçcrcn on bcş bin cil/lik bir kütuphıinc de.daha önce okuduğu Türk romanlannın ile, bir sanat mabedmde hnsedıyor ınsan kerıdisirıi. Naul böylesi bir küap kurdu ol anlatmaya başladı. Onları da edinip, okumaya çalışıyordum. Cîiderek dünya kladunuz, ar^ıvcilik naul ba^ladı? Edebiyat sikleriyle tanışma süreci başladı. Ortaokul nasd? yılları, Nazmi ile Kemeraltı kitapçılarının Evet, saydığımız alanlarda bir arşivci depolarına ki eskiden kalmış artık pek yim ben; ama seçici, sistematiğc bağiı bir arammayan ucuz kitapları edinmek (özelaısivcilik benimki. Örneğin, iki bini aşkın likle I lilmi Kitabcvi, Scmih Lütfü Kitabeçok sesli müzik CD sini oluşt ururken, hem vi yayınları), Milli Eğitim Bakanlığı Yayımtizik tarihi açısından hem de yorumcunevi'nden aldığım kitaplan okumakla geçlar açısından çok büyük özen çaba göster ti. Maksim Gorki, Turgenyev, Çelıov, Dosdim. Aynı parçamn önemli tüm yorumlatoyevski, Tolstoy orta okul birinci sınıfta ıını yan yana getırmeye çalıştım. tntcrnct tanımaya başladığım yazarlar olmuştu. üzerinden yaptığırn aLmlar, ülkemizde saÖtc yandan Varlık ve Yeditepe Yayınları tılmayan bu önemli yorumları toplamamı ile Remzi Kitabevi, Ahmet I lalit Kitabcsağladı. Geçenlerde çok sevdiğim, cdebi vi, Semih Lütfi Kitabevi yayınlarını,kolek siyon yapar gibi toplamaya başladım. Ortaokul 5. sınıfta, gerçek anlamda, eşsiz bir Türkçe öğretmeni olan i lakkı 1 laliloğlu'nun öğrencisi olmuştum. O, bir Ataç tutkunuydu. Bana o yıl Ataç'ın Âkba Kitabevi yayınlarından çıkan, "Günlerin Getirdiği' kitabını, doğum günüm olan 10 Mart 1955'de armağan etti. Dil tutktı su bir yoğunluk kazandı. Oıla ikinci sınılta çağdaş Türk şiirinin ustalarıyla olan tanışmamız, geniş bir boyut kazandı. Aıtık Varlık Dergisi'nin okurııydum. Edebiyat dergileri, kitaplar kadar önemliydi benim için. ü yıllar Varlık yanında, Yeditepe, Türk Dili dergilerini de izlemeye başlamıştım. Orta üçüncü sınıftayken Îzmir'deCîe cc Postası Gazctcsi'ndc haf talık köşe yazılarına başlamıştım. Bedri R;»hmi'nin Cıımhuriyct'teki yazüarına öykünerek yazılaıı mınbaşına bir de siyah beyaz (çini mürekkeple) yaptığım resimlerimden kovuyor dum. Bu yazılarda örnck aldığım kişi isc Nurullah Araç'tı. Orraokul 5. sınıfta ogüne değin çıkan kitaplarıyla Ataç'ı tanımış vc scvmiştim artık. Îzmir'in Selerihisar ilçesinin Ulamış Kö yü'nde, M. Necati Ozsu adında bir edebiyat tutkunu,Nasır adlı bir edebiyat dergisi çıkanyordu. Ilk şiirlerim orada yayımlan dı. Liscyi Istanbul'da okumak zorunda kaldım. Izmir Atatürk Lısesi'nde öğrenciliğim acı ve başarısızlıkla dolu bir yılımı almıştır. Ortaokul son sınıf öğrencisiyken açtığım sergi, Gece Postası'ndaki köşe ya zılarım, Atilla llhan, Nahit Ulvi Akgün,, Necati Cumalı, Samim Kocagoz, Kemal Bilbaşar gibi ustalarla tanışıp, onlarla sü ren birliktcliğim, liscdc bcni ünlü kümıştı. Öğrenci Derneği seçimlerinde alışılmı şın dlşuıda, ilk kez lise birinci sınıftan bir öğrenci okulun müzik kolu başkanı olarak seçilmişti. Bir vandan müzik, öte yandan edebiyat etkinlikleri. Edebiyat ve müzik geceleri, küçük sergiler düzcnliyorduk. Bu etkinliklerde okuduğumuz bazı şair ve şiirler.kimi öğretmenleri ralıatsız etmeye başladı. Düzenlediğimiz ve Izmir Halk Eğitim Derneği'nde gerçekleşecek olan edebiyat matinesi, okul ve cmniyet işbirliğiyle engellendi. Okul yönetimince gerekçe olarak gösterilen ise Oktay Kıf'at ve Me fih Cevdet'ten okumayacağımız şiirlerdi. Bu süreden sonra, kimi öğretmenler sınıfta, sakıncalı biriymişim gibi imalı sözler söylemekteydi. Artık nc dcrslcr, nc de okul beni hiç ilgilendirmedi. Okula da gitme meye başladım.O zamanki müdür Enver Demir, sonradan eniştem olacak eczacı Reşit Soyer'in yakın dostuydu. Reşit Bey'e :"Bu okuldan ayrılmamın iyi olacağını"uygun bir dille söylemiş. İJstelik kızı Ayla Demir, cvlcrindc karşılıksız Ingilizce dersi ve riyordu bana. O yıl kayıp bir yü, yaşamımda bir karabasandır. tstanbul, Haydarpaşa Lisesi serüvcnimin nedeni bııydu. Dönenıiıı ünlü dergileri Seçilmiş Hika yeler Dergisi (Sonra Dost Dergisi oldu), Pazar Postası, Yelken'de, I laydarpaşa Lı scsi öğrenciliğim döncmindc şiirlerim ya yımlanmaya naşladı. Bu dergilcrdc şiirlerimin yayınılanması demek, artık her yer de şiirin çıkabilmesi anlamına gcliyordu. Bu arada dönemın ünlü sanatçılarıyla Baylan pastanesindeki birliktckiler başla mıştı. Baylan, bir okul olmuştu bizim için. Masamız: Sinema, tiyatro, resim, karikatür, edebiyat, dünyasının ünlüleriyle.dönemin gec yazarlarıyla dolııydıı. Beni o masadaki ünlülere ilginç kılan: Resim, edebiyat tut kıımdan çok, belleğim,okuma tutkuın, bir kitap kurdu adayı olmamdı. Salah Birsel "Ah Bcyoğlu Vah Beyoğlu" kitabında benim için şunları yazmış: "Turgay Gönenc'in antresi de aşağı yukarı 1956 yılındadıı. Cîönenç, Baylan'da ışır ışımaz, nasılı yayınlar tızmanlığına atanır. Canlı bir kitaplıktır o. Bir kitabın han gi yayıncvinde basıldığmı, ne kadar sattığını, nangi kitapta hangi şiirin bulunduğunu öğrenmek isterseniz ona başvurmanız gerekir. Kim kimden nc yürütmüşse bunu bilen de Turgay'dır. Turgay, sizc Cemal SüCUMHURİYET KİTAP SAYI 698 bânlr Atatürk Usesl r,