27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A RA Turgay Gönenç'i belli bir yere koymak çok zor geliyor imana. Sair deseniz şair, ressam deseniz ressam, eleştirmen deseniz eleştirmen, sanat tarihçisi deseniz sanat tarihçisi, matematikçi, hoca, eğitimci, dost canltsı...Sanat ve kültür dünyamızın bu çok yönlü ve üretken ismini yukartda saydığım niteliklerinden birisiyle anmak gerçekten haksızlık olurgibi geliyor bana, Turgay Gönenç'le ilgili bir dosya aüşündüğüm zaman her zamanki sımrlar içine sığmayacağını buiyordum bu dosyanın. Gönenç'i bir boyutuyla ele alamazdınız. Sevgili Birsen Ferahlt'mn Gönenç'le yapacağı söyleşiyi konuşurken, özellikle üzerinde taşıdığı tüm niteliklerin söyleşi içinde yer almasını kararlaştırmıştık. Bekleneceği gibi oldukça uzun, ilgiyle ve keyifle okunan bir söyleşi çıkmış ortaya. öner Yağcı nın Gönenç in yapıtlarını değerlendiren yazısı ve Prof. Dr. BahriSava'mn yıllar ötesinden çıkıp geliveren yazıları Göneç'in ne yaparsak yapalım eksik kalacağını düşündüğüm bir portresini çıkardı ortaya. Sevgili Gönenç bundan sonra yaratacağı yapıtları ile bizim tamamlayamadığımız bu portreyi tamamlayacaktır. Sevgiyle bekleyeceğiz bu yapıtları. Ortaya koyduVun her Şey için teşekkürler Turgay Gönenç. Bol kitaplı günler... TÜRHAN GÜNAY Meşuga ya da Kavm Ruhlar I saac Bashevis Singer her sabah çok erken uyanır ve tüm sabahını yazarak geçirirmiş; öğleden sonraları rek başına Broadway hoyıınca dolanır ancak arada bir kuşları beslcmek için durıırmıış. 1935 yılında, 31 yaşında Amerika'ya göç eden Polonya Yahııdisi Singer, bu kıtaya ayak bastığında Ingilizce sadece bir cümle bilıyormuş. Amerika'ya geldikten henıen sonra çok hayran olduğu ve ızinden gittiği yazar ağabeyinin ölüm haberi onu çok sarsmış, yedi yıl boyunca hiçbir şey yazmamış. Anlatılanlara göre, her an bu "yeni" kıtadan ayrılması gerekebilir diye bir takıntısı olduğundan, yaşlılık günlerine kadar New York sokaklarında gezinirken üzerinde sahip olduğu büılerce cîoları taşırmış. Uzun yaşamında, yaşadığı topraklara güven duymamayı öğrenmiş. "Her an her şey olabilir" lafını kendine hayat felseiesi seçmiş. Gerçekten de yirminci yüzyılın neredeyse başından sonuna dek yaşayan (1904 1991) Singer, her an her şeyin olabildiğine boşuna inanmamış, savaşlar, devrimler, soykırım hepsi onun, ailesinin, yakın çevresınin hayatlarını alrüsr et miş, sonsııza dek değiştirmiş. Isaac Bashevis Singer (anne adını ııyarlayarak kullandığı Bashevis adı sayesinde dikiş makinesinin mucidi Isaac Singer ile kanştırılmıyor) büyük din adamları yetiştiren bir aileden geliyormuş; dedeleri, babası Polonya'da savaş öncesi hahamlık yapmışlar. Singer de aile gelenegi gereği, kutsal kitabı ezbere öğrenmiş ve bu geniş din bilgisini romanlarında ÇOK sık kullanmış. Singer Türkokurununyakmdan tanıdigı bir yazar değil, aslında Isveç Akademisi onu 1978 yıiında ödüllendirene kadar dünyada da geniş okur kitlelerine ulasmış bir yazar değildi, halen de belli edebiyat çevreleri onu virminci yüzyılın en buyük yazarlarıncian biri olarak görse de, razla okunan yazarlardan degildir. Bunun bir nedeni, yirminci yüzyıl edebiyatındagörmeyealıştığımızpsikolojik analiz ve bilinç akışı tekniklerini kullanmaya hiç yanaşmamış olmasından kaynaklanıyor. Kendisi de "Meşuga" romanındaedebiyata yaklaşımını bövle dile geti riyor: "Joycc'un, Karta'nın, Proust'un övüldüğünii çok duymuş tum ama ben mahut psikolojik ya da bilinç akışı tekniginin takipçisi olmamava karar vermiştim." nu bir sayfadan diğerine zevk içinde sürüklemeli. Oykünün kendisi, zevkle dinlenilen bir öykü olmah; okur, ona bir edebiyat kuramı sunulmadan kendi derslerini bulup çıkarmalı ve en başta zevk almak için okumalı. Romanın içinde bunlan söylemesine rağmen, Singer'in romanlarına basit demek çok zor, yarattığı karakterlerin hemen hepsi derin psikolojik karmaşa içinde yaşayan inşanlar. Ilişkiler duzensiz, geçmişler karanlık. Ölümle iç içe yaşam. Singer "Meşuga" romanına ilk başta "Kayıp Kuhlar" adını vermiş takat yaytma hazırladıgı gunlerde romanın adını değiştirip, çılgın, üşütiik, çatlak anlamına gelen Yidiş dilinde "meşuga" kelimesini tercih etmiş. Her iki isim de romana uyuyor. Romanda anlatılan kayıp ruhlar, Hitler'in Polonya'ya girmesinin ardından büyük zorluklarla ülkelerinden kaçıp Amerika'ya sığınan bir grup Yahudi'yi anlatıyor. Genelde soykırımla ilgui kitaplarda toplama kampları ve çekilen acılar dfle getirilir, bu dönemin ardından Amerika'ya yerleştikten sonra sankı mııtlu sona ulaşılmış gibi öykü biter. Singer'e gore mutlıı son yok hiçbir zaman. Bu yüzden de öyküsü 1952'de New York'ta başlıyor fakat anlatrığı kişiler, toplama kamplarında ailelerini yitirmiş inşanlar. Roman, virmi yedi yaşında Mirıam adlı genç kızın, biri kendindenyirmi yaş büyük, ıliğeri en az kırk yaş büyük iki erkekle sürdürdüğü ilişkiyi an latıyor. Romandaki tek "meşuga" Miriam değil, tüm karakterler çapraşık ilişkiler sürdürüyor, sevgiden yoksun evlilikler bir yanda, gizliaslında kimsenin kimseden gizlemeye gücü bile kalmadığı bir dünyadaaşk ilişkileri diğer yanda. Bu romanı çok etkileyici yapan özelliklerin başında, iç içe geçen yaşam ve ölüm temaları geliyor. Ölüme en yakın olduğu anlarda en yoğun yaşama isteği dııyan insanoğlu anlatı lıyor: " Ailemizin başına gelen her şey bir nevi intihardı. Rusya'da ya da toplama kampla rında intihar etmek dururken bir suru göçmen Amerika'ya gelip zenginleştikten, semirdikten ve güvenceye kavuştuktan sonra intihar etti. G ün geçmiyor ki bi r arkadaşımın öl düğünü duymayayım." (s.50) Olümle iç içe olduğunda yaşamın gözümüzde değer kazandığını daha önce de vazanlar olmuştur, Singer'in anlatımında, ölümün bu inşanlar için ne denli çekicilik taşı dığını hatta bedenlerini, ruhlartnı imha etmek istercesine yaşamaları, romana inanıl maz bir güç kazandınyor. Özellikle kadın karakterlerin edilgen, mazoşıst, kendinden tik sinen ruh halleri dikkat çekici. Örneğin bir erkeğe âşık olduğunda bu kadınlar erkeğe "bırak kölen olayım, senin orospun olayım" demekten geri durmuyorlar ve bıınıı çok farklı tıptekadınlann çoğunun ağzından dııvmakmümkün. Sevdiklerierkekbırbaşkaka dına gittiğinde, kıskançlık duygularını bastırarak kapının önunde bütiın bir gece bekle meyi teklif edecek denli egoları silinmiş kadın tipleri Singer'in anlatrığı. Roman içinde bize açıkça söylenmese de toplama kamplarının izini bu egolarını yitirmiş kadınlarda göriıyoruz. Bir başka görduğümüz şey de, ölümle gi rilmiş bir bahis içinde olduğu bu insanların. Hem kurtulmuş ve sağ olmanın vıcdan aza bı altında ezıliyorlar hem de ölüınü yenmiş olmanın verdiği bir hırsla yaşama sartlıyorlar. I liçbirinin tanı anlamıyla ailcsinin kalmadığı bu dünyada (kalan aileler de tamamen kopuk yaşamlar sürüyor) birbirlerine bugun rastlamadığımız anlamda sarılmaları, New York'ta içine kapalı bir grup olarak yaşamaları, yalnızlıklarım iyi dile getiriyor. Roman çok sayıda sürprizlerle dolu. Roman kanramanlarını tanıdıkça geçmişlerini yavaş yavaş keşfetmemize olanak sağlıyor. ()rtak bellekleri genelde Alıııanya'nın Polonya işgali öncesine dayanıyor, bu tarıhten sonra toplum dağıldığı için herkes kendi gizli geçmişiyle New York'ta yeniden buluşuyor. Birbirleriyle karşılaştıklarında havatta olmalarına hep şaşırarak başdyorlar; ardından nasıl Kaçtıklan, kimleri geride bıraktıkları öyküleri geliyor. Elbette savaş yıllarında bazılarının hâlâ giz lemek istedikleri öyküler de var, Almanlarla işbirliği yapanlar oldu ğugibi... "Meşuga" Yidiş dilinde yazılmış bir roman; Isaac Bashevis Singer birkaç kelımeden tazlasını bilıne den geldiği yerii ülkesindc daha sonra tngilizce romanlar vazacak kadar iyi <>ğreniyor bu dili, "Meşuga"nın îngilizce çevirisini de, diğer romanları gibi, onun titiz editörlüğünden geçtikten sonıa va yımlanıyor. Yidiş sözcüklerTürky ş ce çeviride de aynen bırakılnıış, bu da romana avrı bir tat verıyor.» Humlelçlçe KİTAP Imtiyaz Sahibi: Çağ Pazarlama Cazete Dergi Kitap Basım ve Yayın AS'yi temsilen Cumhuriyet vakfı adına llhan Selçuk' Yayın Danışmani: TurhanCunay Sorumlu Mudür Mehmet Sucu Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı Baski: Merkez Cazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. A ş. Matbaası Esenboğa yolu 13. km. Pursaklar/ANKARA Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul Tel: (212) 512 05 05OReklam:PubliMedla T Bu durumda, Singer'e gore edebiyat nasıl olmalı diye sormadan edemiyoruz. Yanıtı çok açık vebasıt: lidebiyat, kutsal kıtabın ve 1 lo meros'un tarzına geri dönmeli: eylem, genlim, hayal gücü ön planMeşuga / hıiac Hashevis Singer da, zihinsel oyunlar ise asgaride / çcv.: Ai/ı Biçcn / Yapı Kredt Ya•Mesuga" Yidl$ dilinde bir tutulmalı, divor yazar. lidebiyat den fazlasını bllmedenyazılmışyenlroman: ısaac Bashevis Singer blrkac kellme yınlan/ 200 i/ 202 uıyfa geldiği ülkeslnde daha sonra Inglllzce romanlar yaeylem dolu olmalı ve okuyucusu zacak kadar iyi öğreniyor bu dili. www.yazinsanati.com SAYI 698 CUMHURİYET KİTAP SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle