14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

*• vanların da insanlar gibi duyup düşünduğiinü varsayan, öteki uçta da onların hiç bir biçimde duygu ve düşüncelerınin olmadığı düşüncesini benimseyen iki çelişkili davranış biçimi sergilendiklerini belırttikten sonra, araştırmacıların gerçeğin bu ikisi arasında neredeol duğunu belirlemeye çalıştığmı anlatıyorlar, bu konıılardaki çalışmaları tanı tıp yapılmış deneyleri anlatıyorlar. Üçüncü kitabın yazarı ise bir adım daha ileri gidiyor, hayvanların yalnızca dü şünmekle kalmadığını, onların aynı zamanda insanlarınkine benzer ama iark lı bir duygusal dünyalarının da olduğunıı anlatmaya uğraşıyor. Kendi araştırma ve gözlemlerine oldıığıı kadar başka bilim adamlannın çalışmalarına da dayanarak hayvanların sevinç, üzüntü, özlem, bağlılık gibi duygularfa donatılmış olduğunıı savunuyor. Genellikle doğaya hor bakan bir toplıımıız. Doğavı kendi çıkarlarımız için istediğimiz gibi kullanabileceğimizi, gerektiğinde de hiç çekinmeden onu tahrip edebileceğimizi de düşünüyoruz. Benzer biçimde davranmış olan Batı ülkelerindeki araştırmacılar artık bıınun yanlış olduğunu, doğanın sınırsız yağmalanmasını insanlaıı da olumsuz bir biçimde etkileyeceğini söylüyorlar. Doğu ülkelerinin insanı da doğanın bir parçası olarak gören, ona gereksiz yere zarar vermekten kaçınan yaklaşımının daha doğru ve ahlaki olduğunu düşünenlerin sayısı gun geçtikçe çoğalıyor. Hayvanlara da çok iyi davrandığımız söylenemez. Bıınun için az sayıdaki hayvanat bahçelerinin sefaletinı, ziyaretçi lerin hayvanlara karşı duyarsızlığını düşıınmek vetisir. Usrelik bıınlar korııma altında olan fıayvanlar, ya onların dışında kalanların durumu? l layvanlara ezi yet etmek umursanmıyor. Herkesin gö ı zıı oniınde, harta sokak ortalarında kur ban kesilmesini bile denetim altına alamıyoruz. Büyüklcr böyle davranınca çocuklar da onlara öykünüyorlar, bu olunısuz davranış biçimlerini benimsıyorlar Pek çok araştırnıacı hayvanlara uygulanan ijiddet ve zıılmıin insanlara yapılandan ayrımı olmadığını vurguluyor. Biz de insanlarımızın bu tür eğilimlerinin degiş mesini, düzelmesini isriyorıız, ama işe nereden baijlayaeagımızı da bilemiyorıız. lşte bu kitaplar bize bu konularda ipuçları veriyorlar. Hayvanların da bir ölçüye kadar duygu ve düşünce sahibi olabileceğini, acı çekebileceğini, akıllı davranışlar sergileyeceğini anlatıyorlar. Onlarla ilgili bilmediğimiz pek çok olgu anlatarak onları sevmemize, onların yaşam haklarına saygı göstermemize yol açıyorlar. Sizce bunlar az şeyler mi? Eğe'r gözünüze çarpmadıysa bu kitapları okumanızı öneriyorum. O kadar kendimize dönük, içimize kapalıyız ki, bizim dışımızda da bir dünyanın var ol duğunu cofiu kez unutuyoruz. Bu kitapların bilimsellikten uzakJaşmadan ranat okunan birTürkçeylebunu anımsatmaları çok güzel. • Murian Stanıp Dtnvkins, Hayvanların Sesşiz Diinyası, çeviren tüsun Haytok, TÜBITAK Populcr Bılım Kıtaplan 100, Ankara, 1999, 2H6 say/a, 72, 5 x V),5cm Jamcs L (joulJ/Cciru/ ijrant (îoulJ, Hayvan Zihni, çeviren Denız Yurtören, TÜBITAK PopülcrMim Kilaplan 142, Ankara, 2001, 254 uıyfa, 20 x2i,5 cnı Marc Bekuff, Düşünen Hayvanlar, çeviren SerpılÇağlayan, Kıtap Yayıncvı 7, Doga ve Bilim Dizısii, İstanbul',2002, lOSsayfa, 16,5x21cm Piramitlerin gölgesinde aşk ve devrim... Messadi6 bu kez 1950'lenn Yaşam hakkına saygı Süleyman Paşa i Sokağı Numara 25 Kahiresi'ni anlaayor. Bir yanda çok lüks bir yaşam sürduren Avrupalılar ve kraliyet ailesi, diğer yanda sefaletin pençesinde kıvranan Mısıriılar. Ve tabfi ki bu dengeshdiğin için için kaynatogı o<ke bir devrimle sonuçlanacakor. Ama bunca kanşıklığın, buhranın hüküm sürdüğü Kahire'de yasernin, manolya kokulannın yanı sıra aşklar da vaşanacakor. Prenses Reşide'nin de dediği gibi, "Biz afka inandık... Ama orada yaşadıklanmızı hiç kimse anlamayacak.!" GEIULD, MESSADÎE ABDULLAH BAŞTÜRK İŞÇİ ÖYKÜLERİ ÖDÜLÜ Eski Genellş ve DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk anısına, ailesi ve Edebiyatçılar Derneği işbirliği ile "Işçi Öyküleri Ödülü" verilecektir. 1) Yarışma, amatör ya da profesyonel tüm öykücülere açıktır. Odüle; işçiler ve emeğiyle geçinen diğer çalışanlar hakkında yazılmış her türlü öykü katılabilir. 2) Ödüle aday yapıtlarda, Türkçeyi kullanmadaki başarı, yazınsal duyarlık ve değer de aranacaktır. 3) Öyküler; beyaz kâğıda, çift aralıkla, daktilo ya da bilgisayarla yazılmış olmalıdır. 4) Her yarışmacı, yarışmaya en çok üç öykü gönderebilir. Ödüle son başvuru tarihi 20 Kasım 2003'tür. 5) Seçici Kurul; Talip Apaydın, Aysu Erden, Cemil Kavukçu, Ahmet Soner, Ahmet Yıldız'dan oluşmaktadır. 6) Ödüller; birinci 1.000.000.000.TL, ikinci 750.000.000.TL, üçüncü 500.000.000.TL'dir. Ödülü kazanan yapıtlar, Abdullah Baştürk'ün ölüm yıldönümü olan 21 Aralık 2003 tarihinde açıklanır. 7) Ödüle aday olacak yapıtlar; başvuru dilekçesi, gerçek ad ve açık adres, telefon numarası, kısa özgeçmiş ve beş kopya öykü ile birlikte şu adrese posta yoluyla taahhütlü olarak gönderilecek ya da elden teslim edilecektir: Edebiyatçılar Derneği Abdullah Baştürk Işçi Öyküleri Ödülü Özveren Sokak 3/8 DemirtepeAnkara lletişim İçin: Tel: 0312 230 67 34. Belgegeçer 0312 229 55 33 Elmek: edebiyat6edebiyatcilardernegi.org.tr 8) ödüle katılan yapıtlar geri verilmez. CUMHURİYET KİTAP SAYI 697 DOĞAN KİTAP www.dogankitap.com SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle