29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tahsin Yücel, Yalan'da dil alanmdaki birikimini, ulaştığı birikimsclliği de kıırgtı gcr(,ckligi içinde cninc boyuna işleme firsan yakahyor görül düğüncc. Böylccc okurıı da bir dil felseıesi yönündc kam <,ılıyor enikonu. T.ıhsm "S'ıu tI .nlını aıulığımzd.ı, sırtı nızı geriye vcrin s,öyle bir düşHİnmcniz gcrckir... Bu ;uf yalnız yazın dünyamızı esinleme/ çüııkii, vanısııa biliııı, düşünce dünyasıyla da hıılııştıırıır bızı. Ovlc va, bir tek öyküleriyle, ronıanlarıyla öne çıkmış bir yazar değil Yücel. Oykudc, rotnanda gücü ncysc, bunıifdenemedc, eles,tiıidc, kııramsal çalış,mala rında da sergılcr o. llginç olan s.u ki, öykülerini, ıomanlannı okurken yazınsal taılın yanında bi linısel, duşımsel tat alabılıııemiz;aynı şekikle bilimsel, düşünscl ürünlennden de enikonu yazinsal tatlar derebilmemiz... Tahsin Yücel imzalı anlatılann yazınsal, bilimsel, düşünsel bir şölen olarak karşı mıza çıknıasmın nedeni bu hcrhalde! Tahsin Yücel'in Yalan'ı "geı\ekliğin kendi si olmayan görüntüsü'nü, "mış gibi Y.\[..\\ olanı'nı bıreyce, toplumca, dalıası dilleraıası, ıılusla rarası hatta cvrensel bağlamda deş meye yöneliyor romanında yazar. Diyebıhrim ki, 1980 sonrasında biçemiyle, tekniğiyle değil ama, dogrııdan an lattıklarıyla "en ilginç roman" olmava aday Yalan, belki ue öyle. Deyiş yerindeyse okıırlarıyl.ı bir ıilııp kahramanlarını alava aldığı da gozletıiyoı onıın. Bıyık altı gülümseyısjeıle, hııızırlıklarla okurlarını dirseklevıp dıırııvor sanki. Bu a<,ıdan, Homeros'un Taıııılar karşısmdakı tutumıından pek tarklı değil Yücel'in vaptığı. Ama bu arada alaysama oklarını kendisine (,"eviı\liğı de olu vor (orn. 288) hi(,bir vekinti duvmadan. Tahsin Yücel, zaman zaman alaysama sını gülmece sınırlarına getirip dayıvor yapageldiğince, e o zaman kahkahaya gö mülüyorsunıız; aıdından bir kara anlatı, gcizleriniz sızım sızım. Cıüldüğünüz sırada Yalan'ı gülmece romanı olarak okıı manız nasıl olanaklıvsa, çag^das; tragedva kaı^ısında bulunabileceğiniz gibi bir ola sılığı da göz önünde tııtmanız gerekiyor. Ancak alaysamasına olaganüstü bir incelik de katıyor l'ahsın Yücel. lejendın yor anlatısını, bu ıse, alaysamanın vanısıra hemen bir bıırkulma havasıııa ge(,ilnıe sinı sağlıyor. Çünku o, ınsanlan aşağıla mak için alaysanıava vönelmiyoı, teısıne bu, o kişilerin yanııula duıabilmenın bir yöntemi Tahsin YuccTde. tnsansever bir iytenlikle, kibirsiz bir saydamlıkla göste riyorkahramanlarının komiklıklerinı. Bi zim dirseğimizi diirlnıesinin nedeni dik katımızı «,'ekmek valnızca olııp bıtenlere. Ama bi/., okur olarak gülünecekler kaı ^ı.sında kendinıizi tutamıyoruz ayrı. Tek basına bu dcğeri bile, Tahsin Yücel aıılatılannın yazınsal geı\eklikle gü zeldııyıısal hazzı benzersiz bı^inule nasıl oruntıılediğinin ipın,larını venneve vete cektıı herhalde. bırı ı^ınden çıktığı ya da bırbıri içindeyuvalandı£ı öne sürülebilir. Sözgelimi Peygamberin Son Beş Günü, eğer Yalan'ın ardından yayımlanabılseydi, sanınm roman üzerinc yapılan tartışmalar, kopan lan |)olemıkler çok daha farklı bir kanal da gercekleş,irdi. Modern bıı Doıı Kışot'la arkadaşları nın anl.ıtısı olarak da alınabilir roman. Yusul Aksu, en yakm çevresi, Bayram Beyaz, Sıvaslı C.emıle, Prof.Dr. Osman Nuri Balcı, Firıız Polat, Zeynel Duman... 1 lemen arkasından gelen Yuk.Muh.Mim.Dr. Hulki Kalaç, Şemsi Çaııılı. Yusul Aksu ile Bayram Beyaz biılıkre alındığında ustayla çömezinin romanı da denebiliı zaten yapıla. Kuşku yok ki bu kişiler bir yanlarıvla trajik biçiıııdebirbirivleilişkilenmi^ken.öteyanlaııvla oldukta konıik bir gruptur da... ()yle ya, "herkesin öntlerliğe kalktığı bu tıılıal toplumda " (99) buna karşı bir di kılıştır, karşı duruştur yaptıkları bir çalım. Tahsin Yücel, zaten kahramanlarına sıradan adlar vererek, pek çoğumuzun nüiusta kayıtlı iiç sözcüklü adlarına, bilimsel, mesleksel sanlar eklcyerek kııllanageldiğimiz adlara yer a<,arak geniş kitlelerin söylen yaratma, hurafe oluşturma vönündeki kararlı tutumunu de^işik priznıalardan yansıtarak önümüze getiriyor. Başta annesi olmak üzcre büyüklerince bir "konserve us " biçiminde yetiştiri leiı Yıısııf Aksu için, yaşamın tek hazinesi ansiklopedilerdir. Koleide tanışacağı Yunus Aksu'nun da bu düşkünlüğünü görünce ikilinin arasından sıı sızmayacaktır. Ancak bir düşünce, duygu, kavrayış ikizleri olarak alınabilecek ikiliden Yunus, henüz on yedi yaşındayken aşkına yiiz bulamadığı için canına kıyacak, Yusııf Aksu, artık ölcnc dek yalnız kalacaktır. Yalan, Yıısııf Aksu'nun altmışlarını sürdürdüğü son yıllarını anlatıyor bize. "r.vrensel Dilbilim" adlı yapıtını tamamlaması bekleneıı sözümona büyük bir dil bilimcidir o; düpedüz anlık sahibi bir bil gedir ya da. Toplum onıı, kendisi istemetleıı böyle bir yere getirip oturtnıuştıır. Tahsin Yücel Romanları Balzac gıbı, l'ahsın Yiıcel'ın de belırlı dizgeve oturttuğu bir roman dagarına sahip oldııgıı ileri siirülebilir. Balzac buna "tnsanlık Komedyası" diyordu, Tahsin YüceTin roınaıı dizisine ise "insanhk pa rodısi" dcnebilir gıbi geliyor bana. Vatandas.'tan (1975) başjayarak Peygamberin Son Beş Günü'ne (1992), Biyık Söylencesi'ne (1995), bııradan Yalan a (Can, lkinci Basım, 2002) ıılanan roman serüveni üzerinc, ilkin böyle bir saptanıanııı getirilnıesinde yarar var. Ancak Balzac'ınkiler dramatik yapılı rornanlardı. Bu, okıırun, bir açıdan roman evıeniyle bütünleşnıesine, gerçekli ğe yönelik elcştirel nıtııma girsc dc, kendini bir gerçeldik yanılsamasına kaptır masına yol açabiliyorılıı. l'ahsın Yücel de elbette romanlarmda dramatik çatı kııruyor, kalnamanlarını dramatik roman kişileri olarak yapılandırıyor ama okıırun roman evreninde, bir gerçeklik yanılsamasına düşmesine, roman evre nivle ozdes.Iesme.sine izin vermiyor. Bunu, daha ilk romanından başlayarak ge liştirmis, bu vönde çok parlak iırünler vcııııis; bir yazar o. Mutfak Çıkmazı (1960) adlı romanını okuınus, dcğilim, ne var ki Vatandaş'tan bu yana çok belirgin olarak hem rizgün hem de çok dolu nir ropıan evrcni kıırdııgu görülüyor onıın. Ustelik okııra ro man sanatı bağlamındaolaganüstu tatlar sıındııgunu, buııu yeı yeı gözya^larıyla ya da kahkahalarla bezetliğini belirreyını. Kuramı da, Yımııs'ıın agzınılan kend ne maledılmıştır. Ama ^'ıısııi Aksu, nus'ıın ağzından da olsa ara ara bu ramdan ıjiııçları serinılemeklen gerı d m.ız. "... Insanlann başKıngıçta konıışt laıı dogal dili, yazıııın buluııusunu, v; nın bulıınnşundan sonıa, y.ıznlan yol:i kılarak yaralılan eklenimli dilleıi, bu lerın yeteısizlığinın yol açtıgı ılctıs.1111 liği, iletişimsizliğin varattığı \itık dil ö; nıini, yitik dil özleminin degı^ık belir lerini" (5i8) anlatır dıırıır çevresındı lere. "Maçka çarşambalan"yla (274) lı.ı yan sonra dışa açılarak döngüsel hu zanan ılişkıleniş, gide gıde yükselecek, döndürücü birhıza, tartıma erecektir.' nun sonıında, "Yusul Aksu icine her yin doldurulduöu bir torba olııp çıkıı tı(r)" (278) artık. Tahsin Yücel, Yalan'd.ı dil .ılanııiıl birikimini, ulaijtığı biıikinısclÜgi de k gıı gerçekliği içinde eııine boyuna i^lc nrsatı yakalıyor gönilduğunce. Bovl okııru da bir dil lelselesi yönünde kan lıyor enikonu. Yücel, yapıtıyla, alaıı bilimsel uzluğunu vazmsal gerçeklık renine taşırken sonuçta ılılımı/e, yaz mıza, bıınıı alımlavıp Yalan'la t>tıluşa< okııra büyük katkı saglıyoı. Bu nede kendisine ne kadar teşefekür etsek a? herhalde. Söylekendinizi gerıye verıp, ııpuzak bakıs, çaktınız nııvdı, bir sav romanı, azından bir savı ı^leme lomanı da diyı lirsinız Yalan için. Ne ki Yııcel, bu bunlaıı yaparken ıomana içiıdigi o "L matık tıimlük" dııygıısıınu zedelemı hiçbir zaman. Zaten Yalan la yıne lırtına gıbı esen roman koyuvor ortaya Tahsin Yücel. şalatıcı bir avkırı gerçekçilik, kara aı tı, kara güldürü, uvumsuz anlatı, vab cılaştırma... Ne ki bıınlar, romandaki çemsel yakla^ınılar daha çt»k. Yalaı yapısı, teknığı, anlatını bıçımi üzerıı ileride ayrıca tluracağım bu netlenle. nuçta Yalan, biitiin zamanlaıın kola vazgeçılemeyecek bir yazınsal haz k nağı görunuvor. Bu nedenle dc varlıj hep duyuracağını sanıyorum onıın. Bı dana ileri gıderek söyleyeyım, llmbc Eco'nun romanları vb. gibi dünva di rinde de ilgi görmeye aday bir ronıan Yeter ki "eloğlıınun dili"yle yayımla bilsin. Tahsin \'ücel, ronıan kahıamanlaı dan birine şoyle sovlelıyör: "... Ron okuınak biryaıatıma katılmaktır..." (5 (ielin bu yaratıma sız de katılın' 1 sin Yücel'le, onıın va/.ınımı/a arma] ettigi, bundan bövle romancılığınuzın nıel yapıtlarından bırı olarak degerler rileccğini diışünduğüm Yalan'ıvla gıı duvacaksınız! Tahsin Yücel'de "Söylen" Vatandaş'ta i<,imizdeki korkuya bir zenıbıl ındırmışti Yücel; kentlımizin polisi, keıulimizin dü^manı olmamızı ncjjteılemı^tı sankı. Peygamberin Son Beş Günü, o kadar yaramıza dokıındu ki, yapıtın gerceklik düzlemindeki yeıini ayırt edcmedık ne yazık ki. Oysa toplumcuları ya da toplumeıı gerçekçileri aşağılamıyordıı bana göre yapıt. Yazar, söz konıısu sorunsalı "mitsel düzlem de deşıyoıdıı göıebildiğimce; sövlcn varatma olgusuna cğiliyordu. Ya^aı Kcıııal lomancılıgında, diyelim Ortaıiirek, Yer Demir Gök Bakır ne idivse Tah.sin Yiiccl roıııaııcılığı içinde Peygamberin Son Beş Günii'nün yeri de ovdu aslında. (ierçeklen mit yaratmayı, söylen yaıalmayla değiştirip bıınıı Bıyık Söylencesi'nde de siırcuircfıı Tahsin Yücef. Şııntli ıse bıreyce, toplumca (buna dıınya toplunılarını cklenıek de olanak lı kanımca) icjnde yüzdiigünıüz, yanı bir açıdan "geı\eklik"in yerine geçirdigimiz SAYFA 16 Romammızda Doruk: "Yalan" Sövlen, yalan, dogru, gercek, ger«,ek tenlik... Tahsin Yücelin öteaen beri deşmeyi sürdürdüğü kavramlar... O, insan ların, geı\'eklik]er yerine koydııkJaıı ya lanlarla kcndilerini nasıl kuşattıklarını göstermiyor nıuydu bize? Yücel, Yalan'da işte bıınıı yoğurmayı sürdürüyor. Üstclik "doruk" bir vanılla koyııyor bıınıı. Aynı zamanda bir yaban cılaşma romanı olarak da çıkıyorkarçımı za yapıt. Cierçekten de Yalan, bir "yeni yaşam"ı değil de, bunun yerine geçirilcn "yalan"ı baykırıyor aynı zamanda. Böv lelikle Yücel, "Yeni Havat"a karşı "F.skı Yalan"ı ortaya dökerek olağaııüstü bir parodi sunuyor. Güzel mi giizel bir eğlen ceye dönüştürerek bunu. Örneğın Mac; ka'daki apartınan, aks,am oturumlaıı, bi rileriyle birleşip ayrılan Canan, totoğrat albümleri, ija^ııtıcı daireler, gizli odalaı, tablolar, kitaplıklar vb. "Yeni Uayat'm karsısma geçirilen "Eski Yalan"ın anlalı ögeieri olarak düşünülebiliı pekâlâ. Şu da var: Yalan kadar Tah.sin Yıicel'in öleki romanlannın da bu c.eıı,e\ede bir Tahsin Yücel. Olağanustu yapıtlarıyla gundemden hic duşmuyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle