06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A R A TÜYAP Tüm Fuaraltk Yapım AŞ ve îzmir Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliği ile düzenlenen 7. TÜYAPîzmir Kitap Fuarı, 614 Nisan 2002 tarihleri arasında îzmir VuarAlanı'nda gerçekleştiriliyor. 6 Nisan günü sabah saat 11.00'de çocuk yazarlar tarafından açılacak olanfuann bu yılkiteması "2002 Nâzım Hikmet Yıh: Bu Hasret Bizim..." olarak belirlendi. Fuartn bu yılki konuklan arasında 20. îstanbul Kitap Fuarı nın Onur Yazan Semib Balaoğlu, 19. îstanbul Kitap Fuarı'nın Onur Yazan Şükran Kurdakul, 18. îstanbul Kitap Fuarı 'nın Onur Yazan Server Tanilli de bulunuyor. Okurlarbu ünlü yazar ve sanatalanmızı dinleme ve onlarla sohbet etme imkâmnı bulacaklar. Ağırlıklı olarak Nâzım Hikmet'in yaşamımn ve sanatının konu edildiğj çesitli konferans, panel ve söyleşilere yaklaşık 200 yazar, sanatçt, bilim adamı, gazeteci ve politikacı konusmaa olarak katılıyor. Fuara katılan yaklaşık 140 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun stanalannda yu'zlerce yazar okurlanyla buluşup kitap imzalayacak. Bu ytlfuarda ikiayrı karikatür sergisi ae yer alacak. Semih Balaoğlu'nun 'Dostum Kitap' adlı sergisi, aynı adı taşıyan vefuarda satısa sunulacak olan kitapta yer alan eserlerinden olusuyor. Karikatürümüzün en büyük ustası Cemal Nadir'in doğumunun 100. ytlı olması nedeniyle Karikatürcüler Derneği tarafından düzenlenen "Cemal Nadir 100 Yaşında" adlı karikatür sergisi de izlenmeye değer bir sergi. îyi ve bolkitaplı birfuar geçirmeniz dileğiyle... Sadun Aren seksen vaşında ya türküsünden aldım. Turhan Günay, o türküyü, ilkin SevIç'te (yani bizim Akademi Cuma'da) söylediği zaman aylarca bu türküyü yaşayacağımı biliyordıım. Şimdi artık akşam olup da ayrdık saati gelince Turhan'a ya melül mahzun bakıyorum, ya da Turhan Günay dalgınsa," Yahu Turhan, söyle şu türküyii de dağılalım." diyorum. Kalyon'da buluşmalarımızdan birinde Yaşar Kemal'e bu tiirküden söz ettim. "Biliyor musun türküyü?" dedi; "Bilmiyorum ama Turhan'ın yazdığı kâ&ıt yanımda." dedim. "Öyleyse oku da dinleyelim." dedi. Okudum: Ben kendimi gülün dibinde buJdum Ben kendimi gülün dibinde buldum Kuru kuru sevda imiş sarardım soldum Sevda bir düş imiş kendime yordum Ay karanlık gece vurdular beni Yarin çevresine sardılar beni Değirmen deresi bölük bölüktür Içerde ciğerim delik deliktir Dünya dedikleri bir gölgeliktir Ay karanlık gece vurdular beni Yârin çevresine sardılar beni Bir cuma akşamı siz de Akademi Cuma'ya uğrarsanız bu güzelim türküyü dinleyebilirsiniz. Yaşar Kemal'le Kalyon'da sohbet ederken söz dönüp dolaşıp Reşat Nuri'ye geldi. Önce benim Reşat Nuri'nin Romancılığı üzerinde konuştuk, sonra Yaşar, birden, "Sen benim Reşat Nuri ile nasıl tanıştığımı biliyor musun" dedi. Ve anlattı: "... Ben kendimi edebiyata bir iyice vermişken, güvendiğim bir yerden, belki de Türkçe öğretmenim Ismail Sefa Bey'den, Reşat Nuri'nin okula geleceğini duydum. Inanamadım. Reşat Nuri okula nasıl gelirdi, ne işi vardı Reşat Nuri gibi bir adamın bir ortaokulda? Gene de bekledim. Ismail Sefa Bey'i sora sora canından bezdirdim. Az sonra Reşat Nuri kapıdan göründü. Zayıf, ince bir adam. Yakışıklı bir adam gibi geldi bana. Müthiş heyecanlıydım." Derken "Karnaval Sadık" (Öğrencilerin taktığı ad) Yaşar'ı yakalıyor, başlıyor sormaya: "Nereye gittin? Dersten niye kaçtın? Okuldan niye kaçtın?" Yaşar sonunda açıklıyor: "KaDinın altında saklandım. Bekledim. Reşat Nuri geldi. Gördüm. Çıktım oradan." Reşat Nuri, bir süre Yaşar'la konuşuyor, sonra okul müdürüne "Müsaade eder misiniz, bu çocukla Adana'da biraz dolaşalım" diyor. Okuldan çıkıyorlar. Reşat Nuri, Yaşar'a "Buranın en iyi lokantası neresi" diye soruyor. Yaşar da "Bizim Lokanta" diyor. (Yaşar'a sordum: "En iyi lokantayı nereden biliyordun?" Yaşar, "Kadirli Belediye Başkanı Hakkı Çözeli götürmüştü bir defa"dedi.) Sonra Reşat Nuri'yi Ulucami'ye götürmüş Yaşar, Ulus Parlu'na da. "Oracıa bir Venüs heykeli vardı, onu gösterdim" dedi. Seyhan kenarında bir kahveye gitmişler. Reşat Nuri, "Burada çok güzel faytonlar var, beni nereye götüreceksin?" demiş; Yaşar da "Kerttepe'ye" demiş, büyük bir çınar varmış orada. Sonra ayrılmışlar. "Reşat Nuri oteline gitti, ben de okula' dedi. Birkaç gün sonra Yaşar telefon etti: "Istersen sana Reşat Nuri'yle nasıl karşılaştığımı daha ayrıntılı olarak yazayım?" Sevindim: telefon ederek üç daktilo sayfasıyla yofda olduğunu söyledi. Pencerenin önünden çimler başhyordu. Sonra sahil yolu. Durmak bilmeyen bir araba akışı... Deniz kıyısında çırılçıplak ağaçlar. Demirlemiş gemiler... Bir deniz otobüsü... Mavisini yitirmiş bir deniz ve suratsız bir gökyüzü... ... Yaşar geldi. Çıktık. • SAYFA 3 Yaşar Kemal ve Reşat Nuri S TURHAN GÜNAY ± Imtiyaz sahibi: çağ Pazarlama Cazete Dergi Kitap Basım ve YayınAŞyi temsilen Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk Yayın Danısmani: Turhan Günay osorumlu Müdür: Fikret llkiz : Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı o Baski: Sabah Yayıncılık AS Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 cağaloğlu, 34 334 îstanbul Tel: (212) 512 0505 OReklam: Publi Media CUMHURİYET adun Aren'le ne zaman tanışmıştık? Tam hatırlayamıyorum. Ama Türkiye Işçi Partisi'ne o günlerde girmiş olacağım. 1962 ydı olmalj. Giriş beyannamelerini Mehmet Ali Aybar'la Cemal Hakkı Selek'in imzaladığını da hatırlıyorum. Bir partili bana Aybar'ın beni beklediğini, hemen îstanbul Lokantası'na gitmem gerektigini söyledi. (Bir fabrikada çalışıyordum.) Fabrika müdüründen izin alarak gittim. Lokantada Aybar, Cemal Hakkı Selek ve fotoğraflarından tanıdığım Sadun Aren vardı. Tam hatırlamıyorum ama galiba Aybar tamştırdı bizi. Ayrıntıları bulanüc olarak hatırhyorum. Zaten önemli olan konuşmalar o ayrıntılar konuşulduktan sonra başlayacaktı. Aybar, Sadun'un partiye girmesini istiyordu. Sadun, "dışardan" da partiye yardımcı olabileceğini söylüyor, Aybar da buna karşı çıkıyordu. Aybar, "Sözgelimi Meclis'te ekonomik bir tartışma olsa sizin o anda benim yanımda olmanız gerekir" diyordu. Sadun da "dışardan yardım edebileceğini" söylüyordu. Sonunda sıra bana geldi: Aybar, "Sizin bu konudaki düşünceniz nedir" dedi. Daha önce bu konuyu Idris Küçükömer'le konuşmuştuk. Idris, "Bir süre bekleyelim, ondan sonra ben de partiye gireceğim" demişti. (Temizlemesi gereken birtakım ilişkiler olabilirdi. Nitekim o ilişkileri temizledikten sonra Idris TlP'e girmişti. Aybar Idris'in TlP'e çağrılması cörevini bana vermişti. Ikimiz de Giresunluyduk.) Aybar'ın sorusuna Aybar'ın hoşuna gitmeyeceğini bıle bile cevap verdim: "Sadun, üniversitede çok sevilen, sayılan bir hoca; öğrenciler üzerinde etkisi olan bir hoca. Böyle birinin üniversitede kalması bence yararlı olacaktır. Sadun, büyük bir öğrenci kıtlesini etkileyebilir." Aybar'ın bakışlarını unutamadım: Tam bir düşmana bakar gibiydi! 633 Sadun, baskılara dayanamadı ve Parti'ye gitti. Elbette yararlı oldu. Ama üniversitede kalsaydı hep "daha yararlı" olurdu gibi gelmiştir bana. Yararb ve sürekli. Sadun, verdiği sözü tutan bir insandır. "100 Soruda" dizisine başladığım zaman ilk başvurduğum bilim adamı Prof. Sadun Aren oldu. Sadun'a kitabın "biçim"ini anlattım. Gereksiz uzatmalara yer vermeyecektik; temiz bir Türkçe'yle yazacaktık; antiMarksist eserleri yayımlamayacaktık; üniversite öğrencilerine özledikleri bilimsel eserleri sunacaktık... Sadun Aren, "100 Soruda"nın ilk kitabı olan 100 Soruda Ekonomi El Kitabı nı sözleştiğimiz günde teslim etti. îstanbul'dan Ankara'ya gittiğim gün sevgili Mehmed Kemal'in lokantasında Duluştuk, keyifli bir yüzle çantasını açtı ve "100 Soruda ' dizisi başladı. ilk baskısı Ekim 1968'de yayımlanan Ekonomi El Kitabı 2000 yılında 13. baskıya ulaştı. ilk baskısı 1984'te yapılan Para ve Para Politikası 2000 yılında 6. oaskıya ulaştı. Sadun Aren'in berrak kafası, açık seçik anlatımı binlerce üniversite öğrencisine yardımcı oldu. Bilim adamı ve politikacı Sadun Aren'in "insan" yanı üzerinde durmayacağım. 16 Mart 2002'de, büyük bir kitlenin sevgi sağanağında Sadun'un o her zamanki içten ve gülumser üslubuyla yaptığı konuşmayı unutmara olanaksız. Sadun için yapılan konuşmaları, sevgi ve saygı ile sarmalanmış konuşmalan unutmam olanaksız. Nice yıllara Sevgili Sadun... "Çok iyi olur" dedim. Bir nafta sonra Yasar "Dünya bir gölgellktip" Şubat sonunda matbaaya teslim ettiğim ikinci anı kitabımın (Birincisi: Dönüp Baktığımda.) adını Hisarlı Ahmet'in bir Kütah K İ T A P SAYI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle