06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

E dan sağa hemen tiim politik partiler seçim kampanyalannda poparabeski kullanmaktan kaçınmaz. Küresd liberalizmin aJaturka işleyişi Tiirk toplumunun kuralı halinegelir.17 Klasik burjuvazinin entelektüel kesiminc ait olan bir beğeninin yerini taşralı tatlara bırukmusı kültür endüstrisinin de niteliğinde belirleyici rol oynar. Batı'nın kültür endüstrisi müzelcrle, geleneksel sergilerle, büyük sergilcr ve bienallerle işlev kazanırken Türkiye'de Istanbul Bienali dışinda sanat ortamına hareket kazandıran çok güçlü bir galeri sisteminden söz edilememektedir. Yetersiz kütüphane sistemi, müzcsizlik, eğitim sisteminin yetersizliği gibi sorunlar yaşayan kültür ortamınua aradaki boşluğu dolduran, opüler kültür ögeleridir. Entelektüel lasik burjuvazinin tıkanmasıyla model oluşturan arabesk burjuvazinin yeni kültür endüstrisinin belirleyici ögesi olması gözden kaçırılmayacak bir gerçek olarak durmaktadır. Medyanın sanata olan ilgisini belirleyen ise, kuskusuz, magazinleşen haberlerdir. Akay ın bu noktada/lJnan Çoker'm bir medya patronuna ait olan galeriden çıkartılması olayının, sözü edılen dönemde olağan karşılandığını anımsatması medyantn tarafsızlığı konusundaki etik tartışmalar konusunda çarpıcı bir örnek olarak kabul edilmelidir.IK üzerine kurulu olan sanatın görünürde minor, ancak, ışığın algılanmasında ternel öge olıışu düşünüldüğünde değeri anlaşılan gölge kavramlarını buluşturan ve dikkatli birokumada dinamiğini sanat ve sosyolojiden ahşı anlaşılan bir etkinlik. Beck'in risk toplumu kavramı ekolojik dengelerin bozulduğu günümüz dünya sında kapitalizmin kendi içerisindeki yaşamsal çelişkileri ortaya çıkaran ve toplumsalı yaşamsal olanla birleştiren yeni bir toplumsallığı önerir. Kültür alanını yaşamsal alana çeken Bcrk'in önerileriyle toplumsal, yaşamsal ile birleşir. Alman, Ingiliz ve Fransız sosyologlar tarafından da tartışmaya açılan bu kavramın, içinde yaşanılan küresel dünyanın önem kazanan ve tartışılan kavramı olarak günümüz toplumsallığmı ablııka altına aldığını belirten Akay, 1995 yılında yaptığı Devlcl, Scfalct, Şıddct ve 1998 yılında Floransa'da yaptığı Ekolo;ı ve Perıjen sergilerinde vurguladijğı ekolojik ve toplıımsal kirlenmeye iliskın temaları RnklıGölveler serghindc de sürdürdüğünü vureııluyor.*1 Riskli Gölgelcr'in öncekilerden farkı henüz belleklerdedir: sanatın temel ögelerinden gölge aracılığıyla sosyolojik boyuta estetik bir boyut (da) eklenmesi. Gölge ögesini çeşitli boyutlarıyla açımlayan Akay, gölgenin bir yandan bilim, diğer yandan sanat dünyasıyla içiçeliğini vurguluyor. Sanatta ışığın gölge sayesinde varolabildiğini anımsattiktan sonra bilime geçiş yapıyor ve astrofîzikçilerin gösterdiği gibi, evrenin genişlemesinin gece sayesinde olduğunu, gecenin yokluğunun evrene sınır getireceğini anımsatıyor.'4 Tales'in piramidin boyutlannın ölçülmesini sağlayan kuranıı piramidin gölgesi sayesinde bulunur. Görmek, dokunmadan dokunabilmektir." Bilim tarihinin soyut düşüncesi felsefenin kavramsal düşüncesi hep gölgeler sayesinde olanaklı kılınırken bu gerçeğin Aydınlanma üzerine kurulu dünya tarafından göz ardı edildiğini belirten yazar, özellikle on sekizinci yüzyıl Aydınlanma düşüncesi etkisiyle ışığın ön plana çıkarıldığını anımsatır. Onsekizinci yüzyılda Acadcmıe tarafından dikte edilen eğitunin en belirgin örnekleri olan Nendasstast resimleri anımsamak yazarın vurgusunu belirginleştirmek açısından yararlı olacaktır. Söz konusu resmin iktidar tarafından adeta dikte edilen yüce temasının belirgin lulınabilmesi için anlatının aktörleri ön plana alınarak üzerlerine belirgin, kusursuz bir ışık düşürülmektedir ve anlatıyı daha da belirgin kılmak amacıyla arka plan gölgede bırakılarak sağır kilınmaktadır. tır. HAynı etkinlik çerçevesinde NilüferErgın'm merkez ülkelerde yasaların firmalara, çocuk işçi çalıştıran çevre ülkelerin tekstil atölyeferinde üretim yaptırmayı ya da bu tür atölyelerde yapılan üretimi satın almayı yasaklarken, nirçok Batılı ve marka olmuş fitmanın, ucuz işgücü nedeniyle bu tür üretimi sürdürmeyi yeğlemesini konıı alan çalışması, yaşama kıyısından bile karışamayan çocuk işçilerin el izlerini sergilemesiyle etkinliğin en çarpıcı işlerinden birini oluşturur. ' Riskli Gölgeler, aynı anda interactive bir etkinliktir ve alışılmış galeri aydınlatması yerine yerden aydınlatma yöntemiyle izleyicinin gölgesini de yapıtlara katmaktadır.1" Sanatsal Duruşlar Uzerlne Akay çalışmasının son iki bölümünü çok yerinde bir biçimde Batı'da ve Türkiye'de kimi sanatsal tartışmaların çözümlemesine ayırıyor. Sanatsal Duruşlar Üzerine başlığı taşıyan ikinci bölümün en vurgulu tartışmalarından biri, modernsonrasının en çok tartışılan ve tartışmacı düşünürlerinden Jean Baudrillard'm çağdaş sanatın görünümü üzerine yaptığı kimi yorumları irdelediği metin. Akay'ın sorunsallaştırdığı düşüncelerini Baudrillard'ın 1997 yılında Alain de Benoit'nm editörlüğünü yaptığı aşırı sağ kanatta konumlanan Krisis dergisinde yayınladığını ve Art Press dergisinin yine 1997 yılının Nisan ayında yaytnladığı bir yazıyla Baudrillardgıb\ solda yer alan bir rigürün sağcı bir dergide gerici bir yazı yazmasını şiddetle eleştirdiğini öğreniyoruz.1'Çağdaş sanatın minorleşme tavrını yeren Baudnllarda göre performance ve installation gibi formlar, uzlaşma oyunu oynar gibidîr ve ortaya büyük yapıt koyamamaktadır. Baudrtllard'ın sorununun genel eğilimlerden çok sanat yapma biçimi ve malzemeler olduğu eleştirisini getiren Akay, vazarın tartışmasının tutucu ve sanat tarinine hiç dayanmayan bir tartışma olduğunu vurgular." îşleri "zayıf" bulan Baudnllard' m savına karşın Akay, çağdaş sanatın gücünü zayıflıktan aldığını savlar' Sanatın illusion üzerine kurukı düzenini yitirişinin yastnı tutan Baudrıllard böylelikle estetikolanm da yasını tutmuyor mudur? Sanatın çekiciliğini yitirdiğini söylerken, sanat tarihinin çekicilikler üzerine kurıılu olmadığını anımsamamakta mıdırr1'' Akay'ın felsefe/sosyoloji ilintileri çerçevesinde sanat çözümlemeleri anımsandığında, Baudrulanfm açıklamalarına gösterdiği şiddetli fepki ve getirdiği eleştiriler dana bir anlam kazanır. Kitabın strüktürünü oluşturan modernsonrası sanatın bağlantıları çalışmada Batılı ve Tiirk bir grup sanatçıntn etkinlikleriyle örneklenerek bir tür belge niteliğine ulaşıyor. Bu etkinliklerden ikisi, küratörlüğünü de Akay'ın üstlendiği Risklı Gölgeler vc İlâhiKomedya sergileri. Her iki etkinlik de, yazarın pek çok kez vurguladığı sanat ve sosyolojinin birlikteliği, daha doğru bir deyişle kesişimini örnekler nitelikte. Kiskli Gölgeler Akay'ın ülrich Beck'vn Risk Toplumu kavramıyla, bir ışık rejimi CUMHURİYET KİTAP SAYI 633 iki Sergi Bağlamında Sanat ve Sosyolojinln Keslşlml Risk ve gölge kavramlarının yanyana getirilmesinin yalnızca sosyoloji ve sanatı birlikte ele almak olmayıp sanat ve sosyolojinin risk alma durumunu ortaya çıkardığını da öne süren Âkav, böylelikle hem sanatın hem de sosyolojinin kendi disiplinlerinin sınırlarını zorladığını vurguluyor.' Gölge kavramının bunun dışinda, farklı bir risk de aldığını belirten yazar, bu kavram aracılığıyla geleneksel ve çağdaş sanatlar arasındaki hiyerarşinin de yok edildiğini belirterek Riskli Gölgeler sergisinin bir amacının da yapiM bozulan sanata bakmak oldu ğu üzerindc duruyor." Adı geçen sergide yer alan ve gölge temasını kuÛanan sanatçılardan Seza Paker'in, Spcctrum adlı çalışmasında beyazdan başlayıp beyazda biten gökkuşağı renkleriyle gazete haberleri üzerinde gölge/desen oluşturan tavrı ve bir yandan plastik değer olarak gölgeyi kullanması, diğer yandan medyanın gölgeleyici erkine calışmasının son Ikl böiumunu Batı'da ve Türkiye'de dikkat çekmesi anımsanacak Akaysanatsal tartısmalann çözümlemeslne ayınyor. kimi Akay'ın sanat ve sosyolojinin birlikteliği temasının ikinci örneğini oluşturan vc Şubat 2001 'de Galeri Urart'ta gerçekleştirilen ortak etkinlik olan tlâht Komedya nın basın bülteninde yazarın ifadeleri etkinliğin nitelik ve amaçları açısından anımsanması gereken ifadeler:"Popüler bir dil ile yazan Dante'nin Türk popüler kültürüyle nasıl bir alakası vardır? [...] (^ehennem günümüz dünyasının dünyevi yaşamında nasıl tasvir edilebilir? Nedir cehennem ile gündelik yaşam arasındaki ilişki? Karanlık orman içinde Dante'nin rehberi Vergilius iken günümüzde kim bize rehberlik edecektir?" 1300 yılında başladığı varsayılan yer altı yolculuğunun şiirsel öyküsüdür llâhi Komedya Dante Alighieri'nin. Dokuz yaşındayken Beatrice ye aşık olan Dante, Beatrice'yle ikinci kez on sekiz yaşındayken karşılaşır. Bu ikinci karşılaşma sonrası, şairin çocukluk aşkı şiddetfenir; ancak, ailelerin farklı politik görüşleri nedeniyle bir arava gelemezler ve Floransalı bir şövalyeyle evlendirilen Beatrice'nin yirmi dört yaşında ölümüyle Dante yaşamının en keskin acısını yaşar. Bu ölüm sonrası Beatrice, Dante'nin yapıtının temel motifi olur. llâhi Komedya'nın hem kahramanı, hem de anlatıcısı olan Dante'nin yer altı yolculuğunun rehberi, melek Beatrice'nin gönderdiği Latin ozan yergilius'dur. Vergilius (Cehennem ve Ârar'da Dante'ye rehberlik eder; ozanın Cennet yolculuğunun rehberi ise Beatrice'dir. Dante'nin llâhi Komedya'sı grafiğe döküldüğünde, Hristivanlığın Cehennem, Âraf ve Cennet anlayışıyla koşutluldar bulunur: yer altı yolculuğu yapan kişi önce bir iniş grafiği izler ve cehennemin giriş kapısından huni biçimindeki cehennemin dış halkasına ulaşır. Buradan bir iniş yolu izleyerek günahların büyüklüğü ölçüsünde büyük acılar çeken ruhlarla kar llâhl Komedya ve Güncel Komedyalap şılaşa karşılaşa "dibe vurur". Ardından, arınmak için ycryüzünde kendisine dua edecek birilerini bekleyen ruhların konağı Âraf'a "çıkar". Üçiincü ve son aşama, en yüksekteki, Arş'ı Alâ'daki cennettir. Bu diagrama göre, Cehennem, Âraf ve Cennet'in koordinatları yeraltı ile gökyüzü arasında yer alır. Bu noktada, Dante'nin yolculuğunun bugün ne gibi bir anlam taşıdığı ve şiirin kişiİeştirimi olan Vergilius ve kadının kişileştirimi olan Beatrice'nin bugün nasıl, neye ve kime rehberlik edebileceği soruları akla gelebilir, Cehennem, Âraf ve Cennet'in yeryüzünde denklilderi olııp olmadığı; arınmış bir cennet yaşamının olası olup olmadığı sorulabilir. Bu soruları kuskusuz, sergiye katılan sanatçılar da sormuşlar ve oldukça ilginç yanıtlar' ortaya çıkmış. Yeraltı dünyasının kapısı olan mezarlık görüntüleriyle açılışı yapılan serginin bu noktasında, birbirini izleyen vc içerık olarak kesişen coğrafyalarla ilişki kııran iki sanatçının çalışmaları anımsanabilır. Bunlardan ilki Seza Paker'in Cafe Bau/e Double Chance adlı 32 dialık çalışması ve izleyicinin salt gölge olarak görebildiği bir nomeless'ın bir Fransız kafesine dışarıdan bakışını konu almaktadır. Dialarda izlenen kafeye ait ayrıntılar olan kasa, kül tablası, su şişeleri günlük yaşama iliskin kimi kavramlara göndermeler olarak algdanabilir. Kafenin kasası bir hesaplaşmayı düşündürürken kırmızı su şişeleri bile bir homeless için ulaşılmazdır ve susuzluk karşısında cehennemde akan kan nehrinden farksızdır. Kırmızı neon ışığı da bu cehennemî atmosferi oluşturmada pekiştirici bir öge gibi durmaktadır. Kırmızı ışığın egemenliğindeki kafede en gerçek öge, homeless ın birden karşılaşıverdiği ve onun yaşamının ayrılmaz parçaları olan çöp ve süpürgedir. Kafenin duvarında yer alan Du/fy'ye ait Akdeniz tablosunun llâhi Komedya'nın yazarı Dante'nin ülkesi Italya'yı; birden beliriveren denizkızının ise Beatrice'yi çağrıştırması izleyiciye ister istemez kafeye "dışarıdan" bakan ve öte dünyada gölgesi olan tek kişi olan homeless'ın Dante olduğunu söylüyor. Paker'dc Dante teması, sanatçının Cafe Basıle Double Chancc'mi tümleyen iki fotoğrafta da yinelenir. Bunlardan biri yeryüzü cenneii Miami plajlannda güneşlenenlerin yanısıra, yercie yatmaJcfa olan; diğeri ise, Pms'te bir kitapçıdan çıkmakta olan entelektüelin yanında görünen homeless'ın fotoğraflarıdır." Coğrafyayla iliskili ikinci çalışma ise Mürüvvet iürkyumaz'a ait Ayinei Devran (Zamanın Aynası). llâhi Komedya'nın dairelerden oluşan yapısı ile seksek oyununun dairelerden oluşması arasındaki biçimsel benzerlikten hareket eden Türkyılmaz, oyun eğretilemesiyle yeraltına inmeyip, biryapısöküm gerçek leştirerek cehennemin koordinatlarını değiştirerek cehennemi yeryüzüne taşır. Bilinenin dışinda işJevleri olan ve Jngiltere'de ortaya çıkan seksek, aslında strateji oluşturmada yardımcı bir eğitim aracı olarak askeri eğıtimde kullanılan ve kilometrelerce uzayabilen bir oyun. Bu oyun gerçek anlamda coğrafi değişimler gösterir ve her ülkenin; natta her kentin farklı bir seksek oyunu bulunmaktadır. Türkyılmaz'ın seçtiği ise, yaşadığı kent Istanbul'un "Ayinei Devran" olarak ad landırılan ve merkezinde Cehennem adlı belirleyici bölümun yer aldığı seksek oyunu. interactive bir çalışma olan Ayinei Devran, hem Ilârıi Komedya'ya, hem de evrenin yaratılışına ilişkin simgelerlc yüklüdür. Oyun, anlamlı bir biçimde yedi bölümden oluşur veoyunda taşını Cehennem'e en yakın atan oyuncu, oyuna öncelikli baslar. Oyıında "yanmamanm" birinci koşulu da, taşı Cehennem sınırlan içine sektirmemek. Schiller'in sanatın kökeninde gördüğü oyun, yaşamı eğretileyen yapısıyla, şansa ve yanşmaya, önce • J SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle