04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ıtrın Mavi Ay/ Dominic/ııe Sigaud/ Çeviren • Oya Cîüngtir/ Can Yayınlan/ IV) s Mavi Ay, öliim cczasının hâlâ yürürlükte olduğu Amerika'da geçiyor. Teksaslı genç bir zenci olan Âaron Robbins, Mavi Ay adlı barda karşılaştığı bir beyaz kadına tecavüz ettikten sonra onu öldürür. Teslim olur ve yargılanır. Yirmi yıla yayılan duruşmalar sonunda idama mahkum olur. Bir rahibin oğlu olan Aaron Robbins, kendi hayatını, özellikle de işlediği cinayetle idamı arasında geçen yirmi yıh anlatırken, ölümüne birkaç ay kala bellek ve zamanla hesaplaşmaya girişir. Kalan yaşamı hem sonsıız hem de kısacıktır; ne gerçek bir umut ne de gerçek bir yaşam banndırmaktadır. Son günlerinde yanında olan avukatı, yıilar sonra çıkıp gelen karısı, saygıdeğerlik maskesi altına gizlenen babası, yirmi yıl önce hapishanede tanıdığı genç rahip, Robbins'in belleğinin, geçmişiyle ve yaşamla yaptığı hesaplaşmanın birer parçasıdırlar. Fransız gazeteci ve romancı Dominique Sigaud, Amerikan hapishanelerinde yaptığı uzun araştırmalar sonunda kaleme aldığı bu romanda buruk bir öykü anlatıyor. Yer yer fazla gerçekçi, sert bir dil kullanan Dominique Sigaud, bir katilin kendisiyle acımasız hesaplaşmasını ve bir rahibin oğlunun kendi cehennemine giden merdivenin basamaldarını ağır ağır inişini anlatıyor. Bıçak gibi bir gün, şiddet dolu bir geçmiş, olmayan bir gelecek... Mavi Ay, bir kara kitap, çarpıcı bir öykü. Aynı zamanda yaşama karşı bir savunma. Işte Şu Hikâye/ Cees Nooteboom/ Çeviren: Yevfik Turan/ Can Yayınlan/ 109 v. Antik düler öğretmeni Herman Mussert, bir sabah uyandığında kendini Lizbon'da bir otel odasında bulur. Oysa bir gece önce Amsterdam'da, kendi evinde, kendi yatağında uyumuştur. Bulunduğu otel odası, Mussert'e hiç de yabancı gelmez; yirmi yd önce o odada kalmış, yaşamının gidişini değiştiren çok önemli bir olay yaşamış, bir arkadaşının karısıyla birlikte olmuştur. Bu otel odasına nasü geldiğini çözmeye çalışan Mussert, yirmi yıl önce sevdiği kadınla birlikte gittiği ve şimdi de kendisine hiç yabancı gelmeyen kafeleri, bulvarları ve limanı dolaşmaya başlar. Bir gün, Lizbon'a gelişi gibi açıldanması olanaksız bir kararla bir gemiye atlayan Mussert, bir avuç yolcuyla birlikte Brezilya'ya doğru yola çıkar. Bu yolculukla birlikte îşte Şu Hikâye de başlar. Hollanda'nın en beğenilen yazarlanndan biri, lirik ve kusursuz bir dille, mitler ve simgelerle örülmüş bir anlatımla, güzelliğe tutkun, gülünç görünümlü, bütiin yaşamı boyunca kendi istemi dışında kıskançlık ve intikamla örülmüş bir oyunun katüımcısı olan Mussert'in öyküsünü anlatıyor. Işte Şu Hikâye Ritüeller adlı romanıyla Türk okuruyla tanışan çağdaş Hollanda edebiyatının en güçlü yazarlarından Cees Nooteboom'un ielsefe, mitoloji, mizah ve aşkın harmanlandığı çok özgün bir romanı. Jilet Sinan/ Gönül Kıvılam/ Can Yayınlan/188 s. Jilet, Kunt, Yunus, Fırlama, Cingöz... kimsenin tanıklık etmediği ( ıılKr.ıl, ıı ı bir dünyayı paylaşıyorlar. Tiner şiIII I I S İ N \ \ şeleri, sinyallik ceketler, evde bıraktıkları baba dayağı, sokağın soğuğu. Sokak yasalarının hüküm sürdüğü bir dünyanın çocukları onlar. Yok saydığımız... Jilet Sinan sokakta yaşıyor. Yanı başımızda. Ve sokağı ondan iyi tanıyan yok. Sokağın şiddetini, gaddarlığını, sevgisizliğini... Gönül Kıvılcım, içlerine sokulduğu bu gençlerin öyküsünü duyuruyor bize. Güzel bir dünya değil anlattığı. Sert, acımasız, çıplak bir gerçek. Sonrasını bilmediğimiz... Kasaba ve Yalanlar'ın CUMHURİYET KİTAP SAYI 627 usta öykücüsünden iyi bilmediğimiz bir dünyanın kapısım aralayan, sıra dışı ve uzun zaman unutulmayacak, acımasız bir aşkın romanı. Hafiften Bankacılık/ îbrahım Betıl/ Ana Yayıncıltk/ İOJ i Hafiften Bankacılık, ülkemizde bankacılık sektörünün değişim yıllarını o sektörün en sorumlu görevlerinde yaşayan, yaşananlara ilk elden tanıklık eden Ibrahim Betil'in anıları. Ibrahim Betil'in tutkuyla sarıldığı ve çok ciddıye aldığı mesleğine ve yaşadıklarına dönüp bakışı mizah ve ironi yüklü; en çok da, bıyık altından, kendine gülüyor. Bu kitabı iki türlü okumak mümkün: îlki, sunulduğu gibi, bankacılığı bir miktar karikatürize eden, hafif ve neşeli bir yaklaşımla yazılmış, bugıın topluma bambaşka yönleriyle mal olmuş bir kişinin kolay okunan, eğlenceli anıları olarak... ya da I ürkiye'nin son yirmi yılında toplumun ve ekonominin gündeminden hiç inmeyen bir sektörün içinden bakan bir bankaeının gözüyle, iş âleminin, ekonomi ve siyaset dünyasının röntgcni olarak. Nasıl okunursa okunsun, Hafiften Bankacılık, Ibrahim Betil'i şimdi geride bıraktığı bir dönemiyle de yakından tanımak olanağını sağlıyor. Narziss ve Goldraund/ / lermann He.sse/ Çeviren: Kâmuran Şipal/ Yapı Kredı Yayınlan/ 318 s. Narziss ve Goldmund, kişilikleri ve dünya görüşleri çok farklı iki insan arasındaki sıra dışı dostluk ekseninde, yaşam, ölüm, sanat, us, aşk, tutku ve cinselliğin izini sürüyor. Bir yanda bilge Narziss, öte yanda sanatçı Goldmund; ikisi de kendi yolunda, "kendini gerçekleştirme" yolunda mükemmele ulaşmaya çabalasa da, miikemmele karşıt yönlerden yaklaşmayı başarabiliyorlar ancak. Karşıtlıkları iki insanı birbirinden koparmadığı, tersine, birbirlerini bütünlemelerini sağladığı bu roman, ortaçağda geçmesine karşın güncelliğini hep koruyacak, bugün olduğu gibi yarın da çağdaş dünyaya önemli mesajlar vermeye devam edecek. Kitap hakkında Herman Hesse şunlan söylemiş: "Bu kitapta, çocukluktan beri içimde taşıdığım Almanya'yı ve Almanlık ruhunu bir kez olsun dile getirmek ve onlara duyduğum sevgiyi itiraf etmek istedim bugün, 'Alman' olan her şeyden nefret ediyorum çünkü." (1933) Boncuk Oyunu/ Hermann Hesse/ Çeviren: Kâmuran Şipal/ Yapı Kredi Yayınlan/ 553 s Hesse, 1943 yılında, tüm dünyanın savaş cehennemini yaşadığı sırada yazdığı Boncuk Oyunu'nda, Doğu ve Batı felsefelerinin kusursuz bir bileşiminden oluşan yeni ve ütopik bir dünya düzeni sunar okura. Sanat ve bilimde disiplinlerarası bir uyum üzerine kurulu, Hesse'nin düş ve düşün gücünün ürünü fütüristik bir oyun olan Boncuk Oyunu, bu yeni düzenin simgesidir. Bu kitabı "Doğu seyyahlarına", Batı'nın toplumsal dayatmalarına karşı Doğu'nun bireysel özgürlüğünü yüceltenlere, toplumsal ahlakın bireyin iç ahlakını yok ettiğine inananlara adar Hesse: yeni dünya düzenini bireysellik üzerine temellendirir: "Tanrı senin içindedir, kavramlarda ve kitaplarda değil. Gerçek yaşanır, öğretilmez." Hesse'nin Nobel Edebiyat Odülü'nü kazanmasında büyük payı olan bir başyapıt Boncuk Oyunu. Thomas Mann'a göre: "Örselenmiş zamanımızın bizlere sunduğu az sayıda gözü pek ve özgün tasarıdan biri..." Harran Koçaklama/ Fikret Otyam/ Günizi Yayıncılık/ 332 s. Fikret Otyam'ın bir dönemi ayağa Koçaklaması kaldıran ünlü röportajları "Gide Gide'Mer yeniden yayımlanmaya başladı. "Karasevdam Anado lum"dan sonra "Harran Koçaklama"sı da yayımlandı. Bu girişimi için Günizi Yayıncılık'ı kutlamak gerekiyor. Fikret Otyam, Güneydoğu'nun kanayan yarasına 1950'li ve 1960lı yıllarda parmak bastığını elimızdeki kitabıyla göstermeye çalışmıştır. Yıilar sonra bu kitabı okumak, insanın içindc buruk bir hüzün yaratıyor. Dizinin diğer kitaplarının da bir an önce yayımlanmasını diliyoruz. Böyle Bir DiinyaGiilçin Çaylıgil Davası/tiılgesuErenus/ Adam Yayınlan/'467' s Bu kitap, emek, barış ve düşünce özgürlüğüniın savunucusu Avnkat Gülçin Çaylıgil'i anlatıyor. Çaylıgil 12 Mart döneminde Deniz Subayları Davası, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının lstanbul'daki davaları, Aydınlık Davası, Madanoğlu Davası, TKP Komünist Partisi Davası, Boınba Davası, Kültür Sarayı Yangını Davası; 12 Eylül döneminde de DİSK Davası, Barış Davası, Türkiye lşçi Köylü Partisi Davası (TİKP), Aydınlar Dilekçesi Davası, THKPC Davası, Devrimci Sol Davası vb. davalar üstlendi. Kitabın yazarı Bilgesu Erenus ise, Gülçin Çaylıgil'in 1960'tan bu yana çeşitli mahkemelerde savundıığu Adnan Benk, Örhan Kemal, Orhan Apaydın, Memet Fuat, Can Yücel, îlhan Selçuk, Ilhami Soysal, Doğan Avcıoğlu, Çetin Altan, Talat Turan, Alp Kuran, Numan Esin, Çetin Ozek, Şiar Yalçın, Kerim Korcan, Harun Karadeniz, Vedat Günyol, Demir Özlü, Server Tanilli, Uğur Mumcu, Ali Sirmen, Erdal Atabek, Erbil Tuşalp, Yalçın Küçük, Hikmet Ozdemir, Ahmet Altan, Neşe Düzel gibi sayısız "düşünce suçlusu" aydın ve sanatçıdan yalnızca birisidir. Bilgesu Erenus, "düşünce suçluları" savunucusu Çaylıgil'in kendi doğallığı içinde yaşayan bir insan olarak yaşamını anlatırken, sürekli darbeler altında yaşayan toplumumuzda, her insanuı, isterse, insana yaraşır bir yaşam oluşturabileceğini de gösteriyor. Anadilimizin Söz Denizinde/ Prof. Dr. Doğan Aksan/ Mgı Yayınevt/ 253 s. Bu kitabın amacı, çok eski, çok güçlü ve çok yaygın bir dil olan Türkçenin söz varlığını, bir başka deyişle söz denizini bir bütün olarak göz önüne sermek; anadilimizin gücünü, değerini bilmeyenleri ya da onu küçümseyenleri uvarmaktır. Bu doğrultuda, anadilimizin göz alıcı zenginliğini ortaya koyan pek çok örnekten yararlandık, sözlerin derinliğine inmek üzere çözümlemelere giderek, Türkçenin en eski sözcüklerinden bugünkü yazın dilimize uzanan yolda Anadolu ağızlarımızın çeşitli zenginliklerini gün ışığına çıkarmaya yöneldik. Anadilimizin Söz Denizinde; anadilimize gönül verenlere, Türkçe üzerinde bilimsel çalışma yapanlara, öğretmen ve öğrencilere yararımız dokunabilirse, bundan mutluluk duyacağız. Vatan GephesiTürk Siyasal Yaşamında Cepheleşmelere Bir Örnek/ Hakkt Uyar/ Biike Yayınlan/135 s. Türkiye, Ikinci Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet'ten günümüze kadar geçen 90 yılı aşkın sürede sürekli cepheleşmelerle karşılaşmış ve bu, demokrasinin, çoğulculuğun önündeki engellerden biri olmuştur. Cepheleşme eylemleri, hem ülkeye hem de demokrasiye büyük zararlar vermiştir. Ikinci Meşrutiyet dönemindeki tttihatçıltilafçı cepheleşmesi, ülkenin düşman işgaline uğradığı dönemde bile devam etmiş; Milli Mücadele'yi olıımsuz yönde etkilemiştir. Cumhuriyet dönemindeki cepheleşmeler (Vatan Cephesi, Milliyetçi Cephe ve Demokrasi/lrtica Cephesi) ise diğer faktörlerin de etkisiyle (sosyal ve ekonomik a J SAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle